Guest Auraile6his Oluşturma zamanı: Ağustos 26, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 26, 2008 Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtirasini söyle anlatir: "Bir gün toprakla oynayip bâzan gülen bâzan aglayan bir çocuga rastladim. Önce çocuga selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. Hemen nefsime; "Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi." diyerek çocuga selâm verdim. Çocuk; "Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dînâr!" diye cevap verdi. Hayret içinde kalarak çocuga; "Sen beni hiç görmedigin halde nasil tanidin?" diye sordum. Çocuk; "Ruhlar âleminde benim rûhumla senin rûhun karsilasti. Orada bizi ALLAHü teâlâ karsilastirdi." dedi. Çocuga; "Akil ile nefs arasinda ne fark var?" diye sorunca, çocuk; "Nefsin seni selâmdan men etti. Aklin ise seni selâm vermeye tesvik etti." diye cevap verdi. "Sen neden toprakla oynuyorsun?" diye sordum. Çocuk; "Topraktan yaratildik, yine topraga karisacagiz." dedi. Ben yine; "Seni bâzan aglarken, bâzan gülerken görüyorum. Sebebi nedir?" diye sordum. "Rabbimin azâb edecegini hatirladigim zaman agliyorum. Rahmetini hatirladigim zamansa tebessüm ediyorum." dedi. "Ey ogul! Senin hangi günâhin var ki agliyorsun?" diye sorunca, çocuk; "Ey Mâlik! Böyle söyleme. Zîrâ ben, anam ates yakarken, küçük odun olmadan, büyüklerin tutusmadigini gördüm." diye cevap verdi." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Auraile6his Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 29, 2008 Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır: "Bir gün toprakla oynayıp bâzan gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. Hemen nefsime; "Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi." diyerek çocuğa selâm verdim. Çocuk; "Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dînâr!" diye cevap verdi. Hayret içinde kalarak çocuğa; "Sen beni hiç görmediğin halde nasıl tanıdın?" diye sordum. Çocuk; "Ruhlar âleminde benim rûhumla senin rûhun karşılaştı. Orada bizi Allahü teâlâ karşılaştırdı." dedi. Çocuğa; "Akıl ile nefs arasında ne fark var?" diye sorunca, çocuk; "Nefsin seni selâmdan men etti. Aklın ise seni selâm vermeye teşvik etti." diye cevap verdi. "Sen neden toprakla oynuyorsun?" diye sordum. Çocuk; "Topraktan yaratıldık, yine toprağa karışacağız." dedi. Ben yine; "Seni bâzan ağlarken, bâzan gülerken görüyorum. Sebebi nedir?" diye sordum. "Rabbimin azâb edeceğini hatırladığım zaman ağlıyorum. Rahmetini hatırladığım zamansa tebessüm ediyorum." dedi. "Ey oğul! Senin hangi günâhın var ki ağlıyorsun?" diye sorunca, çocuk; "Ey Mâlik! Böyle söyleme. Zîrâ ben, anam ateş yakarken, küçük odun olmadan, büyüklerin tutuşmadığını gördüm." diye cevap verdi." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest YEŞİL GÖZLÜ Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2009 ne yerinde bir cümle ibret alana yeter almaya saz yeter Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest blade787 Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 7, 2009 allah razı olsun kardeşim Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Misafir Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2009 gayet guzeldi... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ayhan tonc Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 19, 2009 Mâlik bin Dînâr hazretleri bir hâtırasını şöyle anlatır: "Bir gün toprakla oynayıp bâzan gülen bâzan ağlayan bir çocuğa rastladım. Önce çocuğa selâm vermek istedim. Fakat kibirden selâm vermedim. Hemen nefsime; "Ey nefis! Peygamber efendimiz büyüklere de küçüklere de selâm verirdi." diyerek çocuğa selâm verdim. Çocuk; "Ve aleyküm selâm, ey Mâlik bin Dînâr!" diye cevap verdi. Hayret içinde kalarak çocuğa; "Sen beni hiç görmediğin halde nasıl tanıdın?" diye sordum. Çocuk; "Ruhlar âleminde benim rûhumla senin rûhun karşılaştı. Orada bizi Allahü teâlâ karşılaştırdı." dedi. Çocuğa; "Akıl ile nefs arasında ne fark var?" diye sorunca, çocuk; "Nefsin seni selâmdan men etti. Aklın ise seni selâm vermeye teşvik etti." diye cevap verdi. "Sen neden toprakla oynuyorsun?" diye sordum. Çocuk; "Topraktan yaratıldık, yine toprağa karışacağız." dedi. Ben yine; "Seni bâzan ağlarken, bâzan gülerken görüyorum. Sebebi nedir?" diye sordum. "Rabbimin azâb edeceğini hatırladığım zaman ağlıyorum. Rahmetini hatırladığım zamansa tebessüm ediyorum." dedi. "Ey oğul! Senin hangi günâhın var ki ağlıyorsun?" diye sorunca, çocuk; "Ey Mâlik! Böyle söyleme. Zîrâ ben, anam ateş yakarken, küçük odun olmadan, büyüklerin tutuşmadığını gördüm." diye cevap verdi." evet önceden de defalarca okumamıza rağmen unutmuşuz okuyunca içimiz ürperdi hatırladık onlar çok büyük insanlar biz onların tırnağı tozu bile olamayız onlar bizlerden 1 karış önde oldular bu karış nasıl bir karış biliyomusunuz başparmağınızı ağzınıza koyun karışınızı açın orta parmağınızıda kalbizine koyun işte böyle bir karış onlarin dini kalplerinde bizim ise ağzımızda onlar özde biz ise sözde yiz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.