Guest ezim Oluşturma zamanı: Kasım 28, 2007 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 28, 2007 İnsan, gözden ibarettir aslında, geri kalan cesettir. Göz ise ancak dostu görene denir. Dün geçti gitti. Dün gibi, dünün sözü de geçti. Bugün yepyeni bir söz söylemek gerek. O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti. Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme. Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki? İnanmışsan, tatlı bir hale gelmişsen, ölüm de inanmıştır, tatlılaşmıştır. Kafirsen, acılaşmışsan, ölüm de kafirleşir, acılaşır sana. Bir kötülük yaptıktan sonra pişmanlık hissetmek Allah’ın inayet ve muhabbetine mazhar olmanın delilidir. Sıkıntı ve huzursuzluk mutlaka bir günahın cezası, huzur ise bir ibadetin karşılığıdır. Cübbe ve sarık ile alimlik olmaz. Alimlik, insanın zatında bulunan bir hünerdir. Değil mi ki gönül mutfağında yemekler tabak tabak, peki ne diye aşağılık kişilerin mutfağına kase tutacakmışım? Sus artık yeter! Sır perdelerini pek o kadar yırtma. Çünkü bize, kırıkları sarıp onarmak, sırları örtmek yaraşır. Köpekler gibi kızmayı bırak, arslanların gazabına bak. Arslanların gazabını görünce de var, bir yaşına girmiş koyun gibi yavaş ol. Aşk, davaya benzer. Cefa çekmek de şahide. Şahidin yoksa davayı kazanamazsın ki. Sen şekillerde kalırsan puta tapıyorsun demektir. Her şeyin şeklini bırak, manasına bak. Herkes güneşi görebilseydi, güneşin ışıklarına delalet eden yıldızlara ne ihtiyaç vardı? “Dünyada sevgiye dair ne varsa ben orada varım, savaşa dair ne varsa ben orada yokum.” “Ey müslüman, edep nedir?” diye sorarsan bil ki edep, ancak her edepsizin edepsizliğine sabır ve tahammül etmektedir. Kimi, “falan adamın huyu kötü, tabiatı fena” diye şikayet eder, görürsen, Bil ki, bu şikayetçinin huyu kötüdür; kötüdür ki o kötü huylunun kötülüğünü söylüyor! Çünkü iyi huylu, kötü huylulara, fena tabiatlılara tahammül eden, onların kötülüğünü söylemeyen kişidir. Cebrail’le canların kıblesi Sidre’dir, karnına kul olanların kıblesi sofra. Arif’ in kıblesi vuslat nurudur, filozoflaşan aklın kıblesi hayâl. Zahid’in kıblesi ihsan sahibi Allah’tır, tamahkârın kıblesi altınla dolu torba. Manâ gözetenlerin kıblesi sabırdır, sûrete tapanların kıblesi taştan yapılan sûret. Batın âleminde oturanların kıblesi lütuf ve ihsan sahibi Allah’tır, Zahire tapanların kıblesi kadın yüzü. Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlardır, fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir. Onların sıfatları, Hak sıfatlarına karşı, güneşin karşısındaki yıldızlara dönüşmüştür. Dünya sevgisi, dünya geçimiyle savaşma yüzünden sana o ebedi azabı ehemmiyetsiz gösterir. Ölümü bile ehemmiyetsiz bir hale getirirse bunda şaşılacak ne var ki? O sihriyle bunun gibi yüzlerce iş yapar! İyilik, hoşluk zamanında hepsi dosttur, eştir. Fakat dert ve gam zamanı Allah’tan başka kim sana dost? Sevgiden acılıklar tatlılaşır. Sevgiden bakırlar altın kesilir. Sevgiden tortulu, bulanık sular, arı-duru bir hale gelir, sevgiden dertler şifa bulur. Sevgiden ölü dirilir, sevgiden padişahlar kul olur. Bu sevgide bilgi neticesidir. Saçma sapan şeylere kapılan kişi nasıl olur da böyle bir tahta oturur ki? Noksan bilgi nereden aşkı doğuracak? Noksan bilgi de bir aşk doğurur ama o aşk, cansız şeylerdir. Noksan bilgi sahibi, cansız bir şeyde dilediği şeyin rengini görünce adeta bir ıslıktan sevgilinin sesini duymuş gibi olur. Gönül ehlinin ilimleri, kendilerini taşır. Ten ehlinin ilimleriyse kendilerine yüktür. Gönle uran, adamı gönül ehli yapan ilim; insana fayda verir. Yalnız tene tesir eden, insanın malı olmayan ilim yükten ibarettir. “Dua ve ibadet Allah ile olmaktır. Allah ile olan kimse için ölüm de, ömür de hoştur.” “Allah için ateşe atılmak vardır, Lakin ateşe atılmadan önce kendinde İbrahimlik olup olmadığını araştır. Çünkü ateş İbrahimleri tanır ve yakmaz.” Hayatta muvaffak olmak için üç sey lazımdır: Dikkat, intizam, çalışma. Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır. Ayıpsız dost arayan , dostsuz kalır.. Susmakla canın özü, yüzlerce gelişmeye ulaşır. Ama söz, dile geldi mi, öz harcanır. Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergahımız, umitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel… Ben yaşadıkça Kur’an’ın bendesiyim Ben Hz.Muhammed’in ayağının tozuyum Biri benden bundan başkasını naklederse Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim… Kimde bir güzellik varsa, bilsin ki ödünçtür. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest inanna Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 29, 2007 Dünyadan geçen kişiler de yok olmamışlardır, fakat Allah sıfatlarına bürünmüşlerdir. Onların sıfatları, Hak sıfatlarına karşı, güneşin karşısındaki yıldızlara dönüşmüştür. umarım... Eline sağlık ezim bundan güzel konu olamazdı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest aresxxx Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2007 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2007 harika olmuş ya süper bir mevlan torunu ve hayranı olarak çok beğendim eline sağlık Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest semra87 Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 8, 2008 HZ. MEVLANA'NIN SÖZLERİ • Ey gördüğü güzele takılıp kalan kişi! Onun sûretini görüyor, mânâsından, yâni, ahlâkının güzel mi, çirkin mi olduğundan gâfil bulunuyorsun. Eğer akıllı bir adam isen sedefteki inciyi bul . • Dünyadaki kalp sedefleri, yâni, bedenlerimizin hepsi de can denizinin feyzi ile diridir. • Ne vakte kadar testinin şekli, biçimi ile üstündeki nakışlarla oyalanıp duracaksın? Testini şeklini, nakşını bırak da içindeki suyu ara.Yani, insanların güzelliklerine, dış görünüşlerine bakma da ahlâklarına, huylarına, tabiatlarına bak. • Ama her sedefte inci yoktur.Gözünü aç da her birinin gönlüne, içine bak. • Onda ne olduğunu, bunda ne olduğunu ayırt et.Çünkü, o değersiz biçilmez inci, pek az bulunur. • Şekle bakarsan dağ, bir la’le göre yüzlerce defa büyüktür. • Görünüşte elin,ayağın, saçın, sakalın gözüne göre yüzlerce defa büyüktür. • Fakat, gözünün bütün uzuvlardan daha kıymetli olduğunu sen de bilirsin. • Gönlüne gelen tek bir düşünce yüzünden de, yüzlerce cihan bir anda baş aşağı devrilir gider. • Pâdişahın bedeni de, görünüşte diğer insanların bedeni gibidir.Fakat yüzlerce asker, onun arkasından koşar. Onun izinden yürür. • Sonra, o pâdişahın şekli, görünüşü de, bir gizli düşünce tarafından sevk ve idare edilir. • Şu sonsuz, sayısız halka dikkatle bak, hepsi de bir düşünceye dalmış, yeryüzünde sel gibi akıp gitmede . • O düşünce, halk nazarında önemsiz küçük bir şeydir. Fakat, sel gibi dünyayı sürükler götürür. • Görüyorsun ki, dünyada her hüner, her sanat bir düşünce ile meydana gelmede, olmadadır. • Evlerin, köşklerin, şehirlerin, dağların, ovaların, nehirlerin; • Balığın deniz yüzünden diri olduğu gibi;yeryüzünün, denizin, güneşin, göğün düşünce ile hayat bulduğunu görüyorsun da • Neden körleşiyorsun, aptallaşıyorsun da beden sana Süleyman gibi büyük; düşünce, karıca misali küçük görünüyor? • Neden gözüne dağ pek büyük de; düşünce fare biri zayıf görünüyor? Neden dağı kurt gibi görüyorsun? • Dünya, senin gözünde büyüyor, sana korku veriyor; buluttan, gök gürültüsünden, gökten titriyor, korkuyorsun? • Ey eşekten de aşağı olan kişi! Taşın nasıl bir şeyden haberi yoksa senin de düşünce dünyasından haberin bile yok. Sen düşünce dünyasından eminsin, gâfilsin. • Çünkü sen bir şekilden, kalıptan ibâretsin; akıldan payın yok. Sen, insan huylu değilsin ,insan şeklinde bir eşek sıpasısın. • Bilgisizliğinden ötürü sen, gölge varlığı insan sanıyor,insan görüyorsun da ,bu yüzden sence insan ,bir oyuncak ,değersiz bir varlık oluyor. • Düşünce ve hayâlin örtüsüz, perdesiz, kol kanat açacağı, bütün sırların meydana çıkacağı kıyâmet gününe kadar dur bekle… • O zaman dağların yün gibi yumuşadığını, şu soğuk ve sıcak yeryüzünün yok olduğunu görürsün. • Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel,Bizim dergahımız, ümitsizlik dergahı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... • Ben yaşadıkça Kur'an'ın bendesiyim. Ben Hz. Muhammed'in (s.a.v.)ayağının tozuyum. Biri benden bundan başkasını naklederse; Ondan da bizarım, o sözden de bizarım, şikayetçiyim.. • Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız. Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir... • Güneş olmak ve altın ışıklar halinde, Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim. Gece esen ve suçsuzların ahına karışan, Yüz rüzgarı olmak isterdim.. • Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap.. • Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz, Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz.. • Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir. Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır. • Biz güzeliz, sen de güzelleş, beze kendini, Bizim huyumuzla huylan, bize alış başkalarına değil. • Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol. • Önce farenin şerrini defet, sonra buğday biriktirmeye çalış. • İnsan yüzlü pek çok şeytan var, her ele el vermemek gerek. • Herkes herkese bir lokma bir şey verebilir ama boğaz bağışlamak, ancak Allah'ın işidir. • Çok insan gördüm, üzerinde elbisesi yok; çok elbise gördüm, içinde insan yok. • Tatlı suyun başı kalabalık olur. • Putların anası, nefsinizin putudur. • Ecel verileni almadan önce, verilmesi gereken her şeyi vermek gerekir. • Nefis üç köşeli dikendir, ne türlü koysan batar. • Kusursuz dost arayan, dostsuz kalır. • Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. • Kurdun kuzuyu yemeye niyetlenmesinde şaşılacak bir şey yok. Şaşılacak olan odur ki, bu kuzu, kurda gönül bağlamış, aşık olmuştur. • Ne kadar bilirsen bilirsen bil söylediklerin karsındakinin anlayabildiği kadardır. • Doğrudan nasihat, kişiyi yaralar. • Hayatta muvaffak olmak için üç şey lazımdır: Dikkat, intizam, çalışma. • Her şeye doğru demek ahmaklıktır, fakat her şeye yanlış demek de zorbalıktır. • Akil, ask ve can! Bu üçü üçgendir. Her derde çare, her yaraya merhemdir. • Dertli adamın kararsızlıklarla, dumanlarla dolu bir evi vardır. Derdini dinlersen o eve bir pencere açmış olursun. • Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmez. • Düşüncen gül ise sen gül bahçesisin, diken ise dikenliksin. • Komşularından av kapmak aslanlara ayıptır, köpeklere değil. • Dünya alimin kıymetsiz oyuncağı, delinin de değerli salıncağıdır. • Aşksız olma ki, ölü olmayasın Aşk ile öl ki, diri kalasın... • Eğer dostun yoksa niçin aramıyorsun. eğer dost buldunsa niçin sevinmiyorsun. • Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşıdakinin anlayabildiği kadardır. • Bir kimseyi tanımak istiyorsan düşüp kalktığı arkadaşlarına bak. • Bir şeyi bulunmadığı yerde aramak, Onu aramamak demektir. • Hiç bir el, gönülden gizli bir is yapamaz. • Ezelî, ebedî hayata ve sonsuz sevgiye mâlik olan Allah’tan başka, ne gökyüzü ne yıldız, ne de başka bir varlık görürsün. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
LOVE'S Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 9, 2009 Gel, gel, ne olursan ol yine gel, İster kafir, ister mecusi, ister puta tapan ol yine gel, Bizim dergâhımız, umitsizlik dergâhı değildir, Yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel... Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde aramayınız Bizim mezarımız ariflerin gönüllerindedir... Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim... Aklın varsa bir başka akılla dost ol da, işlerini danışarak yap... Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz... Hayatı sen aldıktan sonra ölmek, şeker gibi tatlı şeydir Seninle olduktan sonra ölüm, tatlı candan daha tatlıdır... İnsan vardır, değerlidir dertler içinde; İnsan vardır, hayır yok Dünyaya gelişinde Ne büyük yanılgı, ne büyük aldanıştır "İnsan" diye anılmasının her ikisinin de... Bedenimiz tıpkı değirmene benziyor. O değirmen ki, Aşktan akan sudan döner. Kötü havalarda insan Dosta aç olur, Bir araya gelse, Dost Dosta ilaç olur , Bahçede güller tek tek bir şeye benzemez, Öbek öbek olunca, Bahara taç olur Aşk yüreğinde köpük köpük kan döner. Köpük degil O . Köpük üstünde Can döner Sevgide güneş gibi ol Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol Hataları örtmede gece gibi ol Tevazuda toprak gibi ol Öfkede ölü gibi ol Her ne olursan ol YA OLDUĞUN GİBİ GÖRÜN YA GÖRÜNDÜĞÜN GİBİ OL Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez =========================================== Sevgide güneş gibi ol. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
LOVE'S Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 "Güneş olmak ve altın ışıklar halinde Ummanlara ve çöllere saçılmak isterdim. Gece esen ve suçsuzların ahına karışan Yüz rüzgarı olmak isterdim." Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest cartier Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 allah razı olsun evliyaları kim anıyorsa ya bunlarda büyük zadlar allah bu insanlara keramet irfan vermis mevlana geylani hz bircok evliya var tesekkurler LOVE..! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
indigo Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Sevgide güneş gibi ol Dostluk ve kardeşlikte akarsu gibi ol Hataları örtmede gece gibi ol Tevazuda toprak gibi ol Öfkede ölü gibi ol Her ne olursan ol bir daha bir daha okusam bıkmam. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest kara sewdam Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Haziran 30, 2009 teşekkürler love Köpeklerin dudakları değdi diye deniz kirlenmez Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SimqEE Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Şubat 1, 2011 Mevlana demiş ki: Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum. Işığı gördüm korktum. Ağladım. Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim. Karanlığı gördüm korktum. Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi... Ağladım. Yaşamayı öğrendim. Doğumun hayatın bitmeye başladığı an olduğunu; aradaki bölümün ölümden çalınan zamanlar olduğunu öğrendim. Zamanı öğrendim. Yarıştım onunla... Zamanla yarışılmayacağını zamanla barışılacağını zamanla öğrendim... İnsanı öğrendim. Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu... Sonra da her insanin içinde iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim. Sevmeyi öğrendim. Sonra güvenmeyi... Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu öğrendim. İnsan tenini öğrendim. Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu... Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim. Evreni öğrendim. Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim. Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek gerektiğini öğrendim. Ekmeği öğrendim. Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini. Sonra da ekmeği hakça üleşmenin bolca üretmek kadar önemli olduğunu öğrendim. Okumayı öğrendim. Kendime yazıyı öğrettim sonra... Ve bir süre sonra yazı kendimi öğretti bana... Gitmeyi öğrendim. Sonra dayanamayıp dönmeyi... Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi... Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta... Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım. Sonra da asıl yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine vardım. Düşünmeyi öğrendim. Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim. Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek olduğunu öğrendim. Namusun önemini öğrendim evde... Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu; gerçek namusun günah elinin altındayken günaha el sürmemek olduğunu öğrendim. Gerçeği öğrendim bir gün... Ve gerçeğin acı olduğunu... Sonra dozunda acının yemeğe olduğu kadar hayata da "lezzet" kattığını öğrendim. Her canlının ölümü tadacağını ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim. Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim. Olur ya ... Kalp durur ... Akıl unutur ... Ben dostlarımı ruhumla severim. O ne durur ne de unutur ... 4 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.