Guest ruhülkudüs Oluşturma zamanı: Kasım 10, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 10, 2008 Konular : 1-yetim kizlar ve nikah 2-içinizdeki bekarlari evlendirin 3-evlenme imkani bulamayanlar iffetlerini korusunlar 4-eşlerin birbirleriyle sükun bulmasi yüce rahman'in ayetlerindendir 5-evlenilmesi helal olan kadinlar 6-evlenilmesi haram olan kadinlar 7-kadinlarin mehirlerini bir hak olarak, gönül hoşluğuyla veriniz 8-kadinlara verdiklerinizi geri almayiniz 9-kadinlariniz sizin, siz de kadinlarinizin örtüsüsünüz 10-zevcenize günah isnadi / iftira ederek verdiğinizi geri alacak misiniz ? 11-iyi kadinlar, giyabinda irz ve gizliyi korurlar 12-ne kadar istesenizde kadinlar arasinda adalet yapamazsiniz 13-eğer iyi geçinir ve kadinlara eziyetten sakinirsaniz, şüphesizki allah her şeyden haberdardir 14-eşlerinizden ve çocuklarinizdan bazilari size düşmandir 15-evladlarinizi yetiştiren kadinlariniz, sizin için bir hars'tir 16-evlad, eşler için göz aydinliğidir 17-erkekler, kadinlar üzerinde kavvamdirlar 18-hanimlarina yaklaşmamaya yemin edenler 19-nikahlanilmiş ancak dokunulmamiş kadinlarin boşanmalarindaki doğru / yanlişlar açiklanmiştir 20-ölen erkeğin eşi için doğru / yanlişlar açiklanmiştir 21-boşanma ile ilgili doğru / yanlişlar açiklanmiştir 22-kadinlarinizla boşandiğinizda onlari evlerinden çikarmayin 23-evlere arkadan girmek '' birr '' değildir 24-yüce allah evlerinizi size sükun yeri kildi 25-evlilik sinirlamalari, evlatliklara uygulanamaz 26-müttakiler, cennete zevceleriyle beraber, büyük bir neşe içinde gireceklerdir 27-peygamber'in evlenme konusunda diğer mü'minlerden farkli olan hususlari 28-adet hallerindeki doğru / yanliş davranişlar açiklanmiştir 29-inkarcilari terk ederek, '' hicret '' le gelmiş olan mü'mineleri, kesinlikle kafirlere geri göndermeyiniz 30-kafir kadinlarla tüm bağlarinizi koparin, birbirlerinize yaptiğiniz harcamalari iadeleşiniz 31-nesilleri imanla tabi olan anne-babalarin zürriyetlerini onlara kattik 32-salihlerden , evlenmeye maddi imkan bulamayan yoksullara, yüce allah fadlindan destek verecektir. 33-anneler çocuklarini tam 2 yil emzirirler -------------------- 1- YETİM KIZLAR VE NİKAH : 4 Nisa 1-10 : 1- Ey insanlar, sizi bir tek nefisten (nefes alan candan) yaratan ve ondan eşini yaratıp ikisinden birçok erkekler ve kadınlar üreten Rabbinizden korkun; adına birbirinizden dilekte bulunduğunuz Allah'tan ve akrabâlık(bağlarını kırmak)tan sakının. Şüphesiz Allâh, sizin üzerinizde gözetleyicidir. 2- Öksüzlere mallarını verin, temizi pis olanla değiştirmeyin, onların mallarını sizin mallarınıza katarak (helâl, temiz malınızı kirletip) yemeyin; çünkü bu, büyük bir günâhtır. 3- Şâyet öksüz(kızlarla evlendiğiniz takdirde on)lar hakkında adâleti yerine getiremeyeceğinizden korkarsanız, size helâl olan kadınlardan ikişer, üçer, dörder alın. O(kadı)nlar arasında da adâlet yapamayacağınızdan korkarsanız bir tane alın; yahut ellerinizin altında bulunan(câriye)lerle yetinin. Cevr (ve haksızlık) etmemeniz için en uygun olan budur. 4- Kadınlara mehirlerini bir hak olarak (gönül hoşluğuyla) verin; eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da âfiyetle yeyin. 5- Allâh'ın, sizin için geçim kaynağı yaptığı mallarınızı aklı ermezlere vermeyin; o mallarla onları besleyin, giydirin ve onlara güzel söz seyleyin. 6- Nikâh çağına varıncaya kadar öksüzleri deneyin, eğer onlarda bir olgunluk görürseniz, mallarını kendilerine verin. Büyüsünler diye alıkoyup israf ile tez elden onların mallarını yemeğe kalkmayın. Zengin olan, çekinsin; yoksul olan da (malın muhafazası için gösterdiği çabaya ve ihtiyacına) uygun şekilde yesin. Onlara mallarını geri verdiğiniz zaman da yanlarında şâhid bulundurun. Hesapçı olarak da Allâh yeter (O, her yaptığınızı hesâbetmektedir). 7- Ana babanın ve akrabânın geriye bıraktıklarından erkeklere pay vardır; ana babanın ve akrabânın geriye bıraktıklarından kadınlara da pay vardır. Gerek azından gerek çoğundan (hem erkeğe, hem de kadına) bir hisse ayrılmıştır. 8- (Mirâs düşmeyen) Akrabâlar, öksüzler, yoksullar da (mirâs) taksim(in)de hazır bulunursa bir şeyler vererek onları da ondan rızıklandırın (gönüllerini hoş edin) ve onlara güzel söz söyleyin. 9- Kendileri, geriye zayıf çocuklar bıraktıkları takdirde onların durumundan endişe edecek olanlar, (öksüzlerin hakkına dokunmaktan) çekinsinler. Allah'tan korksunlar ve doğru söz söylesinler. 10- Zulüm ile öksüzlerin mallarını yiyenler, karınlarına sadece ateş koymaktadırlar ve çılgın bir ateşe gireceklerdir. S.Ateş4 Nisa 1-3 : 1-Ey insanlar! Sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip-yayan Rabbinize takvalı davranın. Ve kendisiyle birbirinizle dilekleştiğiniz Allah'a ve akrabalığa takvalı davranın. Şüphesiz Allah, sizin üzerinizde gözeticidir. 2-Ve yetimlerinize mallarını verin. Temizi pise değişmeyin. Onların mallarını kendi mallarınıza katarak yemeyin. Bunu yapmak kesinlikle büyük bir suçtur. 3- Ve eğer ki yetimleriniz konusunda hakkaniniyetsizlikten korktuysanız; o takdirde sizin için hoş olan, yetimlerin kadınlarından ikişer ikişer, üçer üçer, dörder dörder nikâhlayın. Şayet o takdirde de adaleti gözetemeyeceğinizden korktuysanız, bir tanesini ya da yeminlerinizin sahip olduğunu nikâhlayın. Bu haksızlığa sapmamanız için en uygunudur. H.Yılmaz -------------------- 2- İÇİNİZDEKİ BEKARLARI EVLENDİRİN : 24 Nur 32 : Okunuş Ve enkihül eyama minküm ves salihiyne min ibadiküm ve imaiküm iy yekun fükarae yuğnihimüllahü min fadlih vallahü vasiun alim 32- İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allâh, lutfiyle onları zengin eder. Allâh(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir. S. Ateş ----------------------------------------------------------- 32- VE İÇİNİZDEN bekar olanları ve kadın ya da erkek kölelerinizden (evlenmesi) uygun olacak olanları evlendirin. (Evlenmeye niyeti olanlar) yoksul iseler, (bu sizi kaygılandırmasın,) Allah onları lütfuyla destekleyecektir. Çünkü, Allah her şeyin aslını eksiksiz bilmekte (ve bu itibarla herkesi bağış ve kayrasıyla) kuşatmaktadır. Muhammed Esed ----------------------------------------------------------- 32 – Ve sizden kocası olmayanları, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi sazlından onları zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah, geniş olan, ve en iyi bilendir. H.Yılmaz -------------------- 3- EVLENME İMKANI BULAMAYANLAR İFFETLERİNİ KORUSUNLAR : 4 Nisa 25-26 : 25- İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeğe gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(olan câriyeleriniz)den alsın. Allâh sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz (hepiniz aynı kökten gelmekte, aynı toplumun bireylerisiniz; insanlık bakımından aranızda bir fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartıyle, sâhiplerinin izniyle onlarla evlenin, ücretlerini (mehirlerini) de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan işkencenin yarısı uygulanır. Bu (câriye ile evlenme), içinizden sakıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. 26- Allâh size (helâl ve harâm olanı) açıklamak ve sizi, sizden öncekilerin yasalarına iletmek ve günâhlarınızı bağışlamak istiyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 24 Nur 32-34 : 32- İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allâh, lutfiyle onları zengin eder. Allâh(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir. 33- Evlenme (imkânı) bulamayanlar, Allâh kendilerini lutfundan zengin edinceye kadar iffetlerini korusunlar. Ellerinizin altında bulunan (köle ve câriye)lerden, mükâtebe (akdi) yapmak isteyenlerle Ğeğer kendilerinde hayır görürsenizĞ mükâtebe yapın ve Allâh'ın size verdiği malından onlara da verin. Dünyâ hayâtının geçici menfaatini elde etmek için, namuslu kalmak isteyen câriyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları (fuhşa) zorlarsa, şüphesiz Allâh (fuhşa) zorlanmalarından sonra (o kadınlara karşı) bağışlayıcı, esirgeyicidir. 34- Andolsun ki size, açıklayıcı âyetler ve sizden önce gelip geçenlerden bir temsil ve korunanlar için bir öğüt indirdik. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 25-26 : 25- Ve sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yeminlerinizin malik olduğu, mümin genç kızlarınızdan nikahlamak var. Ve Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Sizin bazınız, bazınızdandır. O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen sahiplenilmiş kadınlar olmak üzere yakınlarının izniyle onları nikâhlayın ve örfe uygun bir şekilde ücretlerini (mehirlerini) verin. Sahiplenildiklerinde fahişe işlerlerse (zina ederlerse) onlara hür kadınlara verilen azabın yarısı verilir. –işte bu sizden günah işlemekten ürperen kimseleredir.- Ve eğer sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah Gafur’dur, Rahıym’dir. 26 - Allah, sizin için açığa koymak, sizi, sizden öncekilerin sünnetlerine (yasalarına, yollarına) kılavuzlama ve tevbenizi kabul etmek istiyorVe Allah, Aliym’dir, hakiym’dir. 24 Nur 32-34 : 32 – Ve sizden kocası olmayanları, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi fazlından onları zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah, geniş olan, ve en iyi bilendir. 33 – Ve evlenmeye imkan bulamayanlar ise, Allah, kendi fazlından kendilerini varlıklı kılıncaya kadar iffetlerini korusunlar. Sağ ellerinizin malik olduklarından mükatebe yapmak isteyenlerle, eğer kendilerinde bir iyilik görüyorsanız, hemen mükatebe yapın. O’nun (Allah'ın) size vermiş olduğu Allah’ın malından siz de onlara verin. Ve basit hayatın geçici menfaatlerini elde edeceksiniz diye, namuslu kalmak/evlenmek isteyen cariyelerinizi fuhşa zorlamayın. Kim onları buna zorlarsa, bilinmelidir ki, hiç şüphesiz Allah onların zorlanmalarından sonra çok bağışlayıcı ve merhametlidir. 34 – Ve ant olsun ki Biz size açık açık bildiren âyetler, sizden önce geçen kişilerden örnekler ve müttakiler için öğütler indirdik. H.Yılmaz -------------------- 4- EŞLERİN BİRBİRLERİYLE SÜKUN BULMASI, YÜCE RAHMAN'IN AYETLERİNDENDİR : 30 Rum 21 : 21- O'nun âyetlerinden biri de, size nefislerinizden, sâkinleşeceğiniz eşler yaratması ve aranıza sevgi ve acıma koymasıdır. Şüphesiz bunda, düşünen bir toplum için ibretler vardır. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 30 Rum 21 : 21- O'nun işaretlerinden biri de, sizi cezbeden kendi cinsinizden15 eşler yaratması ve aranıza sevgiyi ve şefkati yerleştirmesidir: bunda, kuşkusuz, düşünen insanlar için dersler vardır! M.Esed ----------------------------------------------------------- 30 Rum 21 : 21- Yine O’nun ayetlerindendir ki, sizin için nefislerinizden kendilerine ısınırsınız diye eşler yaratmış, aranıza bir sevgi ve merhamet koymuştur. Şüphesiz ki bunda düşünecek bir kavim için nice ibretler vardır. H.Yılmaz -------------------- 5- EVLENİLMESİ HELAL OLAN KADINLAR : 5 Maide 5 : 5- Bugün size iyi ve temiz şeyler helâl kılındı. Kendilerine Kitap verilenlerin yemeği, size helâl, sizin yemeğiniz de onlara helâldir. İnanan, namuslu, hür kadınlar ve sizden önce kendilerine Kitap verilenlerden namuslu hür kadınlar - zinâ etmeksizin, gizli dost tutmaksızın, namuslu bir biçimde (evlenmek üzere) mehirlerini verdiğiniz takdirde-size helâldir. Kim inanmayı kabul etmezse, onun ameli boşa çıkmıştır ve o, âhirette kaybedenlerdendir. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 5 Maide 5 : 5- Bugün, hayatın bütün güzel şeyleri size helal kılınmıştır. Ve daha önce kendilerine vahiy verilenlerin yiyecekleri size helaldir, sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir. Ve [bu ilahî kelâma] inananlar içindeki iffetli kadınlar ile sizden önce kendilerine vahiy verilenler arasında bulunan kadınları nikahlamanız, - onlara mehirlerini vermeniz şartıyla ve onları gayrimeşru yolla ya da gizli dost tutma yoluyla değil de meşru bir nikah ile almanız şartıyla- . [Allah'a] inanmayı reddedene gelince; onun bütün işleri boşa gidecek: zira o, öteki dünyada zarara uğrayanlar arasında yer alacaktır. M.Esed ----------------------------------------------------------- 5 Maide 5 : 5- Bu gün size temiz olan şeyler helal kılındı. Kitap verilenlerin yemeği size helal, sizin de yemeğiniz onlara helaldir. Müminlerden özgür ve iffetli kadınlar ile sizden önce kendilerine kitap verilenlerden özgür ve iffetli kadınlar da, namuslu, fuhuşta bulunmayan ve gizlice dostlar edinmemişler olarak -onlara ücretlerini/ mehirlerini ödediğiniz taktirde- size helal kılındı. Kim imanı tanımayıp küfre saparsa, elbette onun yaptığı boşa çıkmıştır. O, ahirette hüsrana uğrayanlardandır. H.Yılmaz -------------------- 6- EVLENİLMESİ HARAM OLAN KADINLAR : Bakara 221 : 221- Allah'a ortak koşan kadınlarla, onlar inanıncaya kadar, evlenmeyin. (Allah'a ortak koşan hür kadın), hoşunuza gitse dahi, inanan bir cariye, ortak koşan (hür) kadından iyidir. Ortak koşan erkekler de inanıncaya kadar, onları (kadınlarınızla) evlendirmeyin. (Allah'a ortak koşan hür erkek) hoşunuza gitse dahi, inanan bir köle, ortak koşan (hür) adamdan iyidir. (Zira) onlar ateşe çağırıyorlar. Allâh ise izniyle cennete ve mağfirete çağırıyor. İnsanlara âyetlerini açıklıyor ki öğüt alsınlar. Nisa 22-25 : 22- Geçmişte olanlar hariç, artık babalarınızın evlendiği kadınlarla evlenmeyin. Çünkü bu, edepsizliktir, (Allâh'ın) hışm(ı)dır ve iğrenç bir yoldur. 23- Size (şunlarla evlenmeniz) harâm kılındı: Analarınız, kızlarınız, kızkardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, kardeş kızları, kızkardeş kızları, sizi emziren analarınız, süt bacılarınız, karılarınızın anaları, birleştiğiniz karılarınızdan olup evlerinizde bulunan üvey kızlarınız -eğer onlarla henüz birleşmemişseniz, (kızlarını almaktan ötürü) üzerinize bir günâh yoktur-kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın karıları ve iki kızkardeşi bir arada almanız. Ancak geçmişte olanlar hariç. Şüphesiz Allâh, çok bağışlayan, çok esirgeyendir. 24- (Savaşta tutsak olarak) ellerinize geçen(câriye)ler dışında, evli kadınlar(la evlenmeniz) de harâmdır. (İşte bunlar) size Allâh'ın yazdığı yasaklardır. Bunlardan ötesini, iffetli yaşamak, zinâ etmemek şartıyle mallarınızla istemeniz (evlenmeniz), size helâl kılındı. O halde onlardan yararlanmanıza karşılık, kesilen ücretlerini bir hak olarak onlara verin. Hakkın kesiminden sonra karşılıklı anlaşma(k sûretiyle kesilenden az veya çok vermeniz)de üzerinize bir günâh yoktur. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 25- İçinizden inanmış hür kadınlarla evlenmeğe gücü yetmeyen kimse, elleriniz altında bulunan inanmış genç kızlarınız(olan câriyeleriniz)den alsın. Allâh sizin imanınızı daha iyi bilir. Hepiniz birbirinizdensiniz (hepiniz aynı kökten gelmekte, aynı toplumun bireylerisiniz; insanlık bakımından aranızda bir fark yoktur). Öyle ise iffetli yaşamaları, zinâ etmemeleri ve gizli dost da tutmamaları şartıyle, sâhiplerinin izniyle onlarla evlenin, ücretlerini (mehirlerini) de güzelce verin. Evlendikten sonra bir fuhuş yaparlarsa onlara, hür kadınlara yapılan işkencenin yarısı uygulanır. Bu (câriye ile evlenme), içinizden sakıntıya düşmekten korkanlar içindir. Sabretmeniz ise sizin için daha iyidir. Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. S.Ateş ----------------------------------------------------------- Bakara 221 : 221- VE ALLAH'TAN başkasına ilahlık yakıştıran kadınlarla onlar [sahih] inanca ulaşıncaya kadar evlenmeyin: çünkü [Allah'a] bağlanmış mümin bir kadın, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran kadından -bu sizin hoşunuza gitse dekesinlikle daha hayırlıdır. Ve Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekler ile onlar [sahih] inanca ulaşıncaya kadar kadınlarınızı nikahlamayın; zira [Allah'a] bağlanmış bir mümin erkek, Allah'tan başkasına ilahlık yakıştıran erkekten -bu sizi hoşnut etse bile- kesinlikle daha hayırlıdır. [böyleleri] sizi ateşe davet ederken Allah sizi cennete ve O'nun izniyle mağfiret[e nail olma]ya davet eder; ve Allah mesajını insanlığa açıklar ki ondan ders alabilsinler. Nisa 22-25 : 22- BABALARINIZIN daha önce evlenmiş olduğu kadınlarla evlenmeyin, ama geçmişte olanlar geçmişte kalmıştır. Bu, kesinlikle utanç verici bir fiildir, çirkin bir şeydir ve kötü bir yoldur. 23- Anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız ve teyzeleriniz; kız ve erkek kardeşlerinizin kızları; ve süt anneleriniz ile süt kardeşleriniz; eşlerinizin anneleri; ve kendileriyle gerdeğe girmiş olduğunuz eşlerinizden doğmuş olan üvey kızlarınız -ki onlar sizin evlatlıklarınızdır- size haram kılınmıştır; fakat gerdeğe girmemişseniz [kızlarıyla evlenmenizde] bir günah yoktur; ve kendi sulbünüzden gelen oğullarınızın eşleri de ; aynı anda ve birlikte iki kız kardeşi [eş olarak] almanız da [yasaklanmıştır]; ama geçmişte olanlar geçmiştir.25 Çünkü Allah, çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. 24- Meşru şekilde [nikah yoluyla] sahip olduklarınız dışında bütün evli kadınlar . Bu, üzerinize farz olan Allah'ın buyruğudur. Bunların dışında kalan bütün [kadınlar], kendilerine mal varlığınızdan [bir kısmını] vermeniz ve gayrimeşru bir ilişki ile değil de evlilik bağı yoluyla meşru bir şekilde almak kaydıyla size helaldir. Kendileriyle evlenmek istediğiniz kadınlara hak ettikleri mehirlerini verin; ama bu meşru yükümlülük [üzerinde anlaştık]tan sonra [başka] bir şey üzerinde serbestçe anlaşmanızda sizin için bir sakınca yoktur.28 Şüphesiz Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 25- Aranızdan her kim, içinde bulunduğu şartlardan dolayı hür bir mümin kadın ile evlenecek durumda değilse, onu, meşru şekilde sahip olduğunuz mümin genç kızlardan biri [ile evlendirin]. Allah, imanınız ile ilgili her şeyi bilir; her biriniz diğerinizin bir benzeridir. O halde fuhuşta bulunmayan, dost tutmayan ve meşru evlilik bağını gözeten kadınlarla sahiplerinin iznini alarak evlenin ve mehirlerini uygun şekilde kendilerine verin. Onlar evlendikten sonra gayriahlakî bir davranışta bulunurlarsa, hür evli kadınların tâbi oldukları cezanın yarısıyla cezalandırılırlar. Bu [cariyeler ile evlenme izni], günah işlemekten korkanlarınız içindir. Fakat sabırla direnmeniz [ve bu tür evliliklerden kaçınmanız] sizin için daha hayırlıdır. Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır. M. Esed ----------------------------------------------------------- Bakara 221 : 221- Müşrik kadınları, iman edinceye kadar nikâhlamayın. İman etmiş bir cariye -sizin çok hoşunuza gitmiş olsa da- müşrik bir kadından daha hayırlıdır. Müşrik erkekleri de iman edinceye kadar nikâhlamayın; iman etmiş bir erkek köle -sizin çok hoşunuza gitmiş olsa da- müşrik bir erkekten daha hayırlıdır. Onlar ateşe çağırırlar, Allah ise kendi izniyle cennete ve mağfirete çağırır. O, öğüt alıp düşünürler diye insanlara ayetlerini açıklar. Nisa 22-25 . 22- Kadınlardan babalarınızın nikâhladıklarını nikâhlamayın. Ancak geçen geçmiştir. Çünkü bu, çirkin bir hayâsızlıktır ve öfke duyulan bir iğrençliktir. Ne kötü bir yoldu o! 23- Size, anneleriniz, kızlarınız, kız kardeşleriniz, teyzeleriniz, halalarınız, erkek kardeşinizin kızları, kız kardeşinizin kızları, sizi emzirmiş olan anneleriniz, sütten kız kardeşleriniz, kadınlarınızın anneleri, birleşme yaptığınız kadınlarınızın eski kocalarından doğup evinizde bulunan üvey kızlarınız -birleşme yapmadıysanız bir sakınca yok size-, kendi sulbünüzden olan oğullarınızın hanımları ve iki kız kardeşin arasını birleştirmeniz -eski yapılıp geçenler hariç-, haram kılındı. Allah çok affedici, çok merhametlidir. 24- Yeminlerinizin sahip oldukları hariç, nikâhlı kadınlarla da evlenmeniz size haram kılındı. Bunlar Allah’ın üzerinize yazdığıdır. Bunların dışında iffetlerinizi koruyup fuhuşta bulunmamak üzere mallarınızla evlenecek kadın aramanız size helal kılındı. Öyleyse onlardan ne ile faydalandıysanız, farz bir görev olarak ücretlerini ödeyiniz. Zorunlu ödemenizden sonra, rızalaştığınız şeyde size bir sorumluluk yoktur. Şüphesiz Allah en iyi bilen ve hikmet sahibi olandır. 25- Ve sizden her kim hür mümin kadınları nikah edecek bir zenginliğe gücü yetmiyorsa, ona da, yeminlerinizin malik olduğu, mümin genç kızlarınızdan nikahlamak var. Ve Allah sizin imanınızı daha iyi bilir. Sizin bazınız, bazınızdandır. O halde fuhuşta bulunmayan, gizli dost edinmeyen sahiplenilmiş kadınlar olmak üzere yakınlarının izniyle onları nikâhlayın ve örfe uygun bir şekilde ücretlerini (mehirlerini) verin. Sahiplenildiklerinde fahişe işlerlerse (zina ederlerse) onlara hür kadınlara verilen azabın yarısı verilir. –işte bu sizden günah işlemekten ürperen kimseleredir.- Ve eğer sabrederseniz sizin için daha hayırlıdır. Ve Allah Gafur’dur, Rahıym’dir. H.Yılmaz -------------------- 7- KADINLARIN MEHİRLERİNİ BİR HAK OLARAK, GÖNÜL HOŞLUĞUYLA VERİNİZ : 4 Nisa 4 : 4- Kadınlara mehirlerini bir hak olarak (gönül hoşluğuyla) verin; eğer kendi istekleriyle o mehrin bir kısmını size bağışlarlarsa, onu da âfiyetle yeyin. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 4 : 4- Kadınlara mehirlerini hiçbir karşılık beklemeden verin; ama eğer onlar, kendi rızalarıyla bir kısmını size bırakırlarsa ondan hoşnutluk ve gönül rahatlığıyla faydalanın. M.Esed ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 4 : 4- Ve bu kadınlara mehirlerini seve seve veriniz. Artık onlar ondan (alacaklarından) bir kısmını size hoş ederlerse (ikramda bulunurlarsa) de onu afiyetle, çekinmeden yeyiniz. H.Yılmaz -------------------- 8- KADINLARA VERDİKLERİNİZİ GERİ ALMAYINIZ : 4 Nisa 19-21 : 19- Ey inananlar, kadınları mirâs yoluyla zorla almanız size helâl değildir. Onlara verdiklerinizin bir kısmını alıp götürmek için onları sıkıştırmayın. Şâyet açık bir edepsizlik yaparlarsa başka. Onlarla iyi geçinin. Eğer onlardan hoşlanmazsanız, bilin ki sizin hoşlanmadığınız bir şeye Allâh çok hayır koymuş olabilir. 20- Bir eşin yerine başka bir eş almak istediğiniz takdirde, onlardan birine (evvelki eşinize) kantarlarca mal vermiş olsanız dahi verdiğinizden hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günâha girerek verdiğinizi alacak mısınız? 21- Nasıl alırsınız ki, birbirinize geçmiş (içli dışlı olmuş) idiniz ve onlar, sizden sağlam te'minât almışlardı. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 19-21 : 19- SİZ EY imana ermiş olanlar! Hanımlarınıza, onların arzusu hilafına [baskı yaparak] mirasçı olma[ya çalışma]nız helal değildir. Ve açık bir şekilde hayasızca davranma suçu işlemedikçe vermiş olduğunuz herhangi bir şeyi geri almak amacıyla onlara baskı yapmayın. Ve hanımlarınızla güzel bir şekilde geçinin; çünkü onlardan hoşlanmıyor olsanız bile, olabilir ki hoşlanmadığınız bir şeyi Allah büyük bir hayra vesile kılmış olabilir. 20- Ama eğer bir kadını bırakıp yerine başka birini almak isterseniz, birincisine verdiğiniz hiçbir şeyi -ne kadar çok da olsa- geri almayın. Ona iftira ederek ve bu yüzden açık bir günah işleyerek verdiğinizi geri almak hiç olur mu? 21- Kendinizi birbirinize adadıktan ve eşiniz23 sizden sağlam bir taahhüt aldıktan sonra onu nasıl geri alabilirsiniz? M.Esed ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 19-21 : 19 - Ey iman etmiş kişiler! Kadınlara zorla mirasçı olmanız size helal olmaz. Ve onlara verdiğinizin bir kısmını götürmeniz için açık bir fahişe getirmedikleri sürece onları sıkıştırmayınız. Ve onlara iyi davranın. Ve eğer kendilerinden hoşlanmadınızsa, olabilir ki, siz bir şeyden hoşlanmasanız da Allah onda (sizin hoşlanmadığınız şeyde) birçok hayır kılacak olabilir. 20 – Ve eğer bir eşin yerine bir eş değiştirmek istediyseniz, onlardan birine yüklerle vermiş de bulunsanız, artı ondan bir şey geri almayınız. Onu bir iftira ve açık bir günah olarak mısınız? 21 – Ve birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir söz almışken onu (verdiğinizi) nasıl alırsınız? H.Yılmaz -------------------- 9- KADINLARINIZ SİZİN, SİZ DE KADINLARINIZIN ÖRTÜSÜSÜNÜZ : 2 Bakara 187 : 187- Oruç gecesi, kadınlarınıza yaklaşmak, size helâl kılındı. Onlar sizin elbisenizdir, siz de onların elbisesisiniz. Allâh, sizin kendinize yazık etmekte olduğunuzu bildi de tevbenizi kabul edip sizi affetti. Artık şimdi onlara yaklaşın ve Allâh'ın sizin için yaz(ıp takdir etmiş ol)duğunu arayın; şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırdelinceye kadar yeyin, için; sonra tâ gece oluncaya dek orucu tamamlayın; mescidlerde ibâdete çekilmiş iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar, Allâh'ın (yasak) sınırlarıdır, bunlara yaklaşmayın. Allâh, insanlara âyetlerini böyle açıklar ki korunup sakınsınlar S.Ateş ----------------------------------------------------------- 2 Bakara 187 : 187- [GÜNDÜZ] tutulan oruçtan sonraki gece boyunca kadınlarınıza yaklaşmanız helaldir: onlar sizin için bir elbise gibidirler ve siz de onlar için bir elbise gibisiniz. Allah bu konuda kendinizi sıkıntıya sokacağınızı bilir; bu yüzden O size mağfireti ile yönelmiş ve bu zorluğu üzerinizden kaldırmıştır. Şimdi öyleyse onlara yaklaşabilir ve Allah'ın sizin için uygun gördüğünden yararlanabilirsiniz ve gecenin karanlığından tanyerinin aydınlığı fark edilinceye kadar yiyip içebilirsiniz. Sonra gece çökünceye kadar oruca devam edersiniz. Ama mescidlerde itikafta iken kadınlara yaklaşmayın. Bunlar Allah'ın koyduğu sınırlardır: O halde bu sınırları ihlal etmeyin; [İşte] böylece Allah mesajlarını insanlara açıklıyor ki O'na karşı sorumluluklarının bilincinde olabilsinler. M.Esed 2 Bakara 187 : 187 - Oruç gecesi kadınlarınıza refes (çirkin söz, yaklaşmak), size helâl kılındı. Onlar, sizin için bir giysidir siz de onlar için bir giysisiniz. Allah, sizin kendinize hainlik ettiğinizi bildi de tövbenizi kabul etti ve sizi bağışladı. Artık onlara (kadınlarınıza) yaklaşın ve Allah’ın sizler için yazdığı şeylerden arayın. Ve fecrden beyaz iplik siyah iplikten sizin için açığa çıkıncaya kadar yiyin, için. Ve geceye kadar orucu tamamlayın. Ve siz mescitlerde îtikaf (programlı ibadet) halinde iken onlara yaklaşmayın. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır, Artık onlara (Allah’ın sınırlarına) yaklaşmayın. Allah, takvalı olsunlar diye âyetlerini insanlara işte böyle açıkça ortaya koyar. H.Yılmaz -------------------- 10- ZEVCENİZE GÜNAH İSNADINDA BULUNUP, İFTİRA EDEREK VERDİĞİNİZİ GERİ ALACAK MISINIZ? 4 Nisa 20-21 : 20 Bir eşin yerine başka bir eş almak istediğiniz takdirde, onlardan birine (evvelki eşinize) kantarlarca mal vermiş olsanız dahi verdiğinizden hiçbir şeyi geri almayın. İftira ederek ve açık günâha girerek verdiğinizi alacak mısınız? 21- Nasıl alırsınız ki, birbirinize geçmiş (içli dışlı olmuş) idiniz ve onlar, sizden sağlam te'minât almışlardı. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 20-21 : 20- Ama eğer bir kadını bırakıp yerine başka birini almak isterseniz, birincisine verdiğiniz hiçbir şeyi -ne kadar çok da olsa- geri almayın. Ona iftira ederek ve bu yüzden açık bir günah işleyerek verdiğinizi geri almak hiç olur mu? Kendinizi birbirinize adadıktan ve eşiniz23 sizden sağlam bir taahhüt aldıktan sonra onu nasıl geri alabilirsiniz? M.Esed ----------------------------------------------------------- 4 Nisa 20-21 : 20 – Ve eğer bir eşin yerine bir eş değiştirmek istediyseniz, onlardan birine yüklerle vermiş de bulunsanız, artı ondan bir şey geri almayınız. Onu bir iftira ve açık bir günah olarak mısınız? 21 – Ve birbirinizle kaynaşıp başbaşa kalmışken ve onlar sizden kuvvetli bir söz almışken onu (verdiğinizi) nasıl alırsınız? H.Yılmaz -------------------- 11- İYİ KADINLAR, GIYABINDA IRZ VE GİZLİYİ KORURLAR : 4 Nisa 34-35 : 34- Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür. 35- Eğer (karı-kocanın) aralarının açılmasından endişe duyarsanız, erkeğin âilesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar uzlaştırmak isterlerse, Allâh onların arasını bulur. Çünkü Allâh (herşeyi) bilendir, haber alandır. S.Ateş ----------------------------------------------------- 4 Nisa 34-35 : 34- ERKEKLER, kadınları, Allah'ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın koru[nmasını buyur]duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara [önce] nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür. 35- Şayet [evli] bir çift arasında anlaşmazlık doğmasından korkarsanız, erkeğin ve kadının ailelerinden birer hakem tayin edin; eğer iki taraf da işi düzeltmek isterse, Allah onları uzlaştırır. Bilin ki Allah, gerçekten her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır. M.Esed ------------------------------------------------------------ --- 4 Nisa 34-35 : 34- Allah’ın, bazı şeyleri bazısına fazla kılması ve erkeklerin mallarından harcadıkları şey nedeniyle erkekler, kadınlar üzerine kavvamdırlar/koruyup, gözeticidirler. Hal böyle olunca, salih kadınlar, Allah’a itaat edicidirler, Allah’ın koruduğu şey nedeniyle gayb için koruyucudurlar. Nüşûzundan (Dikkafalılık yaparak kendisini taciz ve tecavüz riskine atmasından) korktuğunuz kadınlara da, öğüt verin ve yataklarında yalnız bırakın ve de baskı yapın / sürgün edin / dövün. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsız büyüktür. 35 – Ve eğer ikisinin (karı-kocanın) arasının açılmasından korktuysanız bir hakem onun (erkeğin) yakınlarından, bir hakem de onun (kadının) yakınlarından kendilerine gönderin. Bu ikisi (iki hakem) gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah onların (karı-kocanın) arasında geçim verir. Şüphesiz Allah, Aliym’dir, Habiyr’dir. H.Yılmaz -------------------- 12- NE KADAR İSTESENİZDE KADINLAR ARASINDA ADALET YAPAMAZSINIZ 4 Nisa 129 : 129- Ne kadar isteseniz de kadınlar arasında (tam) adâlet yapamazsınız. Öyle ise (birine) tamamen yönelip ötekini askıda (kocasızmış) gibi bırakmayın. Eğer arayı düzeltir, sakınırsanız, Allâh bağışlayandır, esirgeyendir. S.Ateş --------------------------------------------------- 4 Nisa 129 : 129- Ne kadar isteseniz de eşlerinize adaletle davranmak elinizde değildir. Dolayısıyla diğerlerini dışlayarak ve onları kocası hem var hem de yokmuş gibi bir durumda bırakarak [içlerinden sadece] birine yönelmeyin. Ancak her şeyi yoluna koyar ve O'na karşı sorumluğunuzun bilincinde olursanız, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. M.Esed ------------------------------------------------------------ --- 4 Nisa 129 : 129 – Ve kadınlarınız arasında adaletli davranmaya ne kadar uğraşsanız güç yetiremezsiniz. Öyleyse birisine tamamen kapılıp da diğerini askıya alınmış gibi bırakmayın. Ve eğer arayı düzeltirseniz ve takvalı davranırsanız artık şüphesiz Allah Gafur ve Rahiym’dir. H.Yılmaz -------------------- 13- EĞER İYİ GEÇİNİR VE KADINLARA EZİYETTEN SAKINIRSANIZ, ŞÜPHESİZKİ ALLAH HERŞEYDEN HABERDARDIR : 4 Nisa 128 : 128- Ve eğer bir kadın, kocasının huysuzluğundan, yahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, anlaşma ile aralarını düzeltmelerinde ikisine de günâh yoktur. Barış dâimâ iyidir. Zaten nefisler cimriliğe hazır duruma getirilmiştir (insanın mayasında cimrilik vardır). Eğer güzel geçinir, (kötülükten) sakınırsanız, Allâh yaptıklarınızı haber alır (yaptığınız güzel işler boşa gitmez). S.Ateş ---------------------------------------------------- 4 Nisa 128 : 128- Eğer bir kadın, kocasının kötü muamelesinden veya kendisini terk etmesinden korkarsa, [iki taraf] aralarında anlaşarak sorunlarını çözebilirler; zira karşılıklı anlaşma en iyi yoldur ve bencillik, insan ruhunda her zaman mevcuttur. Fakat iyilik yapar ve O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olursanız, bilin ki Allah yaptığınız her şeyden haberdardır. M.Esed ------------------------------------------------------------ ----- 4 Nisa 128 : 128 – Ve eğer bir kadın onun (kocasının) halinden; diklenmesinden veyahut kendisinden yüz çevirmesinden korkarsa, artık aralarında bir sulh yapmalarında, onlara bir günah yoktur. Ve sulh hayırlıdır. Ve nefisler kıskançlığa hazır kılınmıştır. Eğer iyilik-güzellik üretirseniz geçinir ve takvalı davranırsanız artık şüphesiz Allah yapmış olduğunuz şeylere haberdardır. H.Yılmaz -------------------- 14- EŞLERİNİZDEN VE ÇOCUKLARINIZDAN BAZILARI SİZE DÜŞMANDIR 64 Teğabun 14 : 14- Ey inananlar, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazıları size düşmandır. Onlardan sakının. Ama affeder, hoşgörür, bağışlarsanız muhakkak ki Allâh da bağışlayandır, esirgeyendir (O da sizi bağışlar). S.Ateş ---------------------------------------------------- 64 Teğabun 14 : 14- SİZ EY imana ermiş olanlar! Bakın, eşlerinizden ve çocuklarınızdan bazısı11 size düşmandır: öyleyse onlara karşı dikkatli olun! Ama [hatalarını] hoş görür, tahammül eder ve affederseniz, bilin ki Allah çok bağışlayıcıdır, bir rahmet kaynağıdır. M.Esed ------------------------------------------------------------ - 64 Teğabun 14 : 14 - Ey iman etmiş olan kimseler! Şüphesiz eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. O nedenle, onlardan sakının. Ve eğer affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, hoş görür ve bağışlarsanız ….. Bilin ki şüphesiz Allah çok bağışlayan çok merhamet edendir. H.Yılmaz -------------------- 15- EVLADLARINIZI YETİŞTİREN KADINLARINIZ, SİZİN İÇİN BİR HARS'TIR Bakara 223 : 223- Kadınlarınız sizin tarlanızdır. Tarlanıza dilediğiniz biçimde varın. Kendiniz için ileriye hazırlık yapın ve mutlaka Allah'a kavuşacağınızı bilin. İnananları müjdele. S.Ateş -------------------------------------------------- Bakara 223 : 223- Kadınlarınız sizin tarlanızdır; tarlanıza dilediğiniz şekilde girin, ama önce kendi ruhlarınız için bir hazırlık yapın. Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve bilin ki O'na mutlaka kavuşacaksınız. Ve sen de (ey peygamber,) imana erişenleri müjdele. M.Esed -------------------- 16- EVLAD, EŞLER İÇİN GÖZ AYDINLIĞIDIR 28 Kasas 9 : 9- Fir'avn'ın karısı (çocuğu sandıktan çıkarınca): "Bana da, sana da göz bebeği (olacak, çok sevimli bir çocuk). Onu öldürmeyin, belki bize yararı dokunur, ya da onu evlâd ediniriz." dedi. (Onu almakla hatâ ettiklerini) anlamıyorlardı. S.Ateş ----------------------------------------------- 28 Kasas 9 : 9- Ve Firavun'un karısı, (Firavun'a): “[bu çocuk] hem benim hem de senin için neşe kaynağı [olabilir]!” dedi, “Onu öldürmeyin; belki bize faydası dokunur; yahut o'nu evlat edinebiliriz!” Ve [pek tabii, bunları konuşurken, olacak olanlardan] haberleri yoktu. M.Esed --------------------------------------------------------- 28 Kasas 9 : 9 – Ve Firavun’un karısı: “Benim ve senin için göz aydınlığı! Onu öldürmeyin, belki bize faydası dokunur, ya da onu evlat ediniriz” dedi. Ve onlar, şuurlarını kullanmıyorlar (işin farkında olmuyorlar). H.Yılmaz -------------------- 17- ERKEKLER, KADINLAR ÜZERİNDE KAVVAMDIRLAR 4 Nisa 34-35 : 34- Allâh, insanları birbirinden üstün kıldığı ve mallarından harca(yıp kadınların geçmini sağla)dıkları için erkekler, kadınlar üzerinde yöneticidirler. Bundan dolayı iyi kadınlar itâ'atkâr olup, Allâh'ın kendilerini korumasına karşılık (Allâh'ın verdiği başarı ile) gizliyi korurlar (kocalarına aslâ ihânet etmezler). Hırçınlık, etmelerinden korktuğunuz kadınlara öğüt verin, yataklarda onlara sokulmayın, onları dövün. Eğer size itâ'at ederlerse artık onların aleyhine başka bir yol aramayın. Çünkü Allâh yücedir, büyüktür. 35- Eğer (karı-kocanın) aralarının açılmasından endişe duyarsanız, erkeğin âilesinden bir hakem ve kadının âilesinden bir hakem gönderin. Bunlar uzlaştırmak isterlerse, Allâh onların arasını bulur. Çünkü Allâh (herşeyi) bilendir, haber alandır. S.Ateş ---------------------------------------------- 4 Nisa 34-35 : 34- ERKEKLER, kadınları, Allah'ın kendilerine onlardan daha fazla bağışladığı nimetler ve sahip oldukları servetten yapabilecekleri harcamalarla koruyup gözetirler. Dürüst ve erdemli kadınlar, gerçekten Allah'ın koru[nmasını buyur]duğu mahremiyeti koruyan sadık ve itaatkar kadınlardır. Kötü niyetlerinden korktuğunuz kadınlara gelince, onlara [önce] nasihat edin; sonra yatakta yalnız bırakın; sonra dövün; ve bundan sonra itaat ederlerse onları incitmekten kaçının. Allah gerçekten yücedir, büyüktür. 35- Şayet [evli] bir çift arasında anlaşmazlık doğmasından korkarsanız, erkeğin ve kadının ailelerinden birer hakem tayin edin; eğer iki taraf da işi düzeltmek isterse, Allah onları uzlaştırır. Bilin ki Allah, gerçekten her şeyi bilendir, her şeyden haberdar olandır. M.Esed ---------------------------------------------------- 4 Nisa 34-35 : 34- Allah’ın, bazı şeyleri bazısına fazla kılması ve erkeklerin mallarından harcadıkları şey nedeniyle erkekler, kadınlar üzerine kavvamdırlar/koruyup, gözeticidirler. Hal böyle olunca, salih kadınlar, Allah’a itaat edicidirler, Allah’ın koruduğu şey nedeniyle gayb için koruyucudurlar. Nüşûzundan (Dikkafalılık yaparak kendisini taciz ve tecavüz riskine atmasından) korktuğunuz kadınlara da, öğüt verin ve yataklarında yalnız bırakın ve de baskı yapı/ sürgün edin/ dövün. Bunun üzerine size saygılı davranırlarsa artık onlar aleyhine başka bir yol aramayın. Allah çok yücedir, sınırsız büyüktür. 35 – Ve eğer ikisinin (karı-kocanın) arasının açılmasından korktuysanız bir hakem onun (erkeğin) yakınlarından, bir hakem de onun (kadının) yakınlarından kendilerine gönderin. Bu ikisi (iki hakem) gerçekten barıştırmak isterlerse, Allah onların (karı-kocanın) arasında geçim verir. Şüphesiz Allah, Aliym’dir, Habiyr’dir. H. Yılmaz -------------------- 18- HANIMLARINA YAKLAŞMAMAYA YEMİN EDENLER : Bakara 226-227 : 226- Kadınlarına yaklaşmamağa yemin edenler için ancak dört ay bekleme (hakkı) vardır. Eğer (o süre) içinde dönerlerse Allâh bağışlayan, merhamet edendir. 227- Eğer boşamağa kesin karar verirlerse, şüphesiz Allâh işitendir, bilendir. S.Ateş ------------------------------------------ Bakara 226-227 : 226- Eşlerine yaklaşmayacaklarına dair yemin edenler için dört ay bekleme süresi vardır; şayet [yeminlerinden] dönerlerse, unutmayın ki Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır. 227- Ama eğer ayrılmaya kararlı iseler, unutmayın ki Allah her şeyi işitendir, her şeyi bilendir. M.Esed -------------------- 19- NİKAHLANILMIŞ ANCAK DOKUNULMAMIŞ KADINLARIN BOŞANMALARINDAKİ DOĞRU / YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR : 33 Ahzab 149 : 49- Ey inananlar, inanan kadınları nikâhlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın. Bakara 236-237 : 236- Henüz dokunmadan, ya da mehir kesmeden kadınları boşarsınız size bir günâh yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı(herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur. 237- Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsâmaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı görür. S.Ateş --------------------------------------------------- Bakara 236-237 . 236- Henüz dokunmadığınız veya mehir tesbit etmediğiniz kadınları boşamanızda bir günah yoktur; ancak [böyle bir durumda bile] onlar için gerekli tedarikleri yapın; imkanları çok olan kendi gücüne, dar olan da [yine] kendi gücüne göre adil şekilde bir tedarikte bulunsun: bu, güzel davranan herkesin üzerinde bir yükümlülüktür. 237- Ve eğer dokunmadan önce, ama mehrini kararlaştırdıktan sonra onları boşarsanız, o zaman, kararlaştırdığınızın yarısı[nı verin], ancak onların taleplerinden vazgeçmeleri veya nikah bağını elinde tutanın [mehrin yarısı ile ilgili] talebinden vazgeçmesi hali müstesna: Size düşenden vazgeçmeniz, Allah'a karşı sorumluluk bilincine daha uygundur. Ve birbirinize karşı lütufkar davranma[nız gerektiği]ni unutmayın: Doğrusu Allah bütün yaptıklarınızı görür. 33 Ahzab 149 : 49- SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlarla evlenir ve fakat onlara dokunmadan boşarsanız, onlar adına bir iddet dönemi hesaplamaya ve (onlardan bunu) beklemeye hakkınız yoktur; o halde [hemen] ihtiyaçlarını karşılayın ve en güzel şekilde bırakın. M.Esed ------------------------------------------------------------ 2 Bakara 236-237 : 236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göredir. Marufa göre kazanç Muhsinler (iyilikgüzellik üretenler) üzerine bir borçtur. 237 - Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz yaptıklarınızı en iyi görendir. 33 Ahzab 49 : 49 - Ey iman etmiş olan kimseler! Mümin kadınları nikâh edip, sonra onlara dokunmadan boşadığınız zaman, artık sizin için üzerlerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Derhal onları kazançlandırın ve onları güzel bir şekilde salıverin. H.Yılmaz -------------------- 20- ÖLEN ERKEĞİN EŞİ İÇİN DOĞRU / YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR : Bakara 234,235,240 : 234- İçinizden ölenlerin, geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün (bekleyip) kendilerini gözetlerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size bir günâh yoktur. Allâh yaptıklarınızı haber alır. 235- Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde bildirmenizden, yahut içinizde tutmanızdan dolayı size bir günâh yoktur. (Çünkü) Allâh, sizin onları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı evlenme teklifi sırasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli(buluşma)ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikâh bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allâh içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin ki, Allâh bağışlayandır, halimdir (cezâ vermekte aceleci değildir). 240- İçinizden ölüp geriye eşler bırakan(erkek)ler eşlerinin, (evlerinden) çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etsinler. Şâyet kendileri çıkarlarsa, onların, kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günâh yoktur. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir. S.Ateş --------------------------------------------- Bakara 234,235,240 : 234- İçinizden biri ölür ve ardında kadınlar bırakırsa, yeniden evlenmeleri için221 dört ay on günlük bir bekleme süresi geçirmeleri gerekir; bekleme süresinin sonuna vardıklarında kendileri ile ilgili olarak meşru şekilde ne yaparlarsa yapsınlar bir günah yoktur. Ve Allah tüm yaptıklarınızdan haberdardır. 235- Ancak bu kadınlar[dan herhangi birin]e evlenme niyetinizi hissettirmenizde veya açığa vurmadan böyle bir niyet taşımanızda sizin için bir günah yoktur: [Çünkü] Allah, onlara evlenme teklifinde bulunma niyetinizi bilir. Ama yine de, onlara karşı duygularınızı gizlilik içinde bildirmek yerine onlarla en uygun ve makul şekilde konuşun; ve emredilen [bekleme süresi] sona ermeden önce evlilik bağını kurmaya kalkışmayın. Unutmayın ki Allah aklınızdan geçenleri bilir. Bu nedenle O'na karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun; ve bilin ki Allah çok affedicidir, çok tahammül (hilm) sahibidir. 240- EĞER içinizden biri ölür ve arkasında kadınlar bırakırsa, dul eşlerine, [ölmüş kocalarının evini] terk etmeksizin bir yıllık geçimlerini vasiyet etsinler. Ama eğer [kendi arzularıyla] ayrılırlarsa kendileri hakkındaki meşru tasarruflarından dolayı onlara bir günah yoktur. Ve Allah kudret ve hikmet sahibidir. M.Esed ----------------------------------------------------------- Bakara 234,235,240 : 234 - İçinizden vefat edip ve geride eşler bırakan kimselerin hanımları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. Süreleri sona erdiği zaman, artık kendileri hakkında maruf ile yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah, yaptıklarınıza haberdardır. 235 – Ve böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya içinizde tutmanızda size bir günah yoktur. Allah, şüphesiz sizin onları anacağınızı bilir. Fakat maruf bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan süre sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah içinizdekini bilir. Öyle ise O'ndan sakının. Yine bilin ki Allah Gafur’dur Haliym’dir. 236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göredir. Marufa göre kazanç Muhsinler (iyilikgüzellik üretenler) üzerine bir borçtur. 237 - Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesmiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz yaptıklarınızı en iyi görendir. 240 – Ve sizden eşler bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Artık onlar, çıkarlarsa, maruf ile kendilerinin yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah Aziyz’dir Hakiym’dir. H.Yılmaz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest ruhülkudüs Yanıtlama zamanı: Kasım 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 10, 2008 21- BOŞANMA İLE İLGİLİ DOĞRU / YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR : Bakara 227-232 : 227- Eğer boşamağa kesin karar verirlerse, şüphesiz Allâh işitendir, bilendir. 228- Boşanmış kadınlar, üç kur'(üç âdet veya üç temizlik süresi bekleyip) kendilerini gözetlerler (hâmile olup olmadıklarına bakarlar). Eğer Allah'a ve âhiret gününe inanıyorlarsa, Allâh'ın kendi rahimlerinde yarattığını gizlemeleri (karınlardında çocuk bulunduğunu saklamaları) kendilerine helâl olmaz. Kocaları da bu arada barışmak isterlerse, onları geri almağa daha çok hak sahibidirler. Erkeklerin kadınlar üzerinde bulunan hakları gibi, kadınların da erkekler üzerinde hakları vardır. Erkeklerin, kadınlar üzerinde(ki hakları), bir derece fazladır. Allâh azizdir, hakimdir. 229- Boşama iki defadır. (Bundan sonra kadını) ya iyilikle tutmak, ya da güzelce salıvermek (lâzım)dır. Onlara verdiklerinizden bir şey geri almanız, size helâl değildir. Şâyet erkek ve kadın, Allâh'ın sınırlarında duramayacaklarından korkarlarsa başka. Eğer erkek ve kadının, Allâh'ın sınırlarında duramayacaklarından korkarsanız, o zaman kadının (ayrılmak için) verdiği fidye(hakkından vazgeçmesin)de ikisine de bir günâh yoktur. İşte bunlar Allâh'ın sınırlarıdır, sakın bunları aşmayın. Kim(ler) Allâh'ın sınırlarını aşarsa işte onlar zâlimlerdir. 230- Erkek yine boşarsa, artık bundan sonra kadın, başka bir kocaya varmadan kendisine helâl olmaz. O (vardığı adam) da bunu boşarsa, Allâh'ın sınırları içinde duracaklarına inandıkları takdirde (eski karı kocanın) tekrar birbirlerine dönmelerinde kendilerine bir günâh yoktur. İşte bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. (Allâh) bunları, bilen bir toplum için açıklamaktadır. 231- Kadınları boşadığınız zaman, bekleme sürelerini bitirdiler mi, ya onları iyilikle tutun, ya da iyilikle bırakın; haklarına tecâvüz edip zarar vermek için onları (yanınızda) tutmayın. Kim bunu yaparsa kendine yazık etmiş olur. Allâh'ın âyetlerini eğlence yerine koymayın; Allâh'ın size olan ni'metini ve size öğüt vermek için Kitap ve Hikmet'ten size indirdiklerini düşünün, Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh her şeyi bilir. 232- Kadınları boşadığınız zaman bekleme sürelerini bitirdiler mi, kendi aralarında güzelce anlaştıkları takdirde, (eski) kocalarıyle evlenmelerine engel olmayın. Bu, içinizden Allah'a ve âhiret gününe inanan kimseye verilen öğüttür. Bu, sizin için daha iyi ve daha temizdir. Allâh bilir, siz bilmezsiniz. 233- Anneler, çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun biçimde yiyeceğini ve giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkes ancak gücü ölçüsünde bir şeyle yükümlü tutulur. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de çocuğun aidolduğu baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. mirâsçının da aynı şeyi yapması gerekir. Eğer (ana-baba), anlaşıp danışarak (çocuğu) sütten kesmek isterlerse, kendilerine günâh yoktur. Çocuklarınızı (sütannesi tutup) emzirtmek isterseniz, verdiğiniz(ücret)i güzelce verdikten sonra yine üzerinize bir günâh yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh, yaptığınız her şeyi görmektedir. 234- İçinizden ölenlerin, geriye bıraktıkları eşleri, dört ay on gün (bekleyip) kendilerini gözetlerler. Sürelerini bitirince artık kendileri için uygun olanı yapmalarında size bir günâh yoktur. Allâh yaptıklarınızı haber alır. 235- Böyle (iddetini bekleyen) kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde bildirmenizden, yahut içinizde tutmanızdan dolayı size bir günâh yoktur. (Çünkü) Allâh, sizin onları anacağınızı bilmektedir. Sakın (kapalı evlenme teklifi sırasında), iyi söz söylemeniz dışında, onlarla bir gizli(buluşma)ya sözleşmeyin ve farz olan bekleme süresi dolmadan nikâh bağını bağlamağa kalkmayın ve bilin ki, Allâh içinizden geçeni bilir. O'ndan sakının ve yine bilin ki, Allâh bağışlayandır, halimdir (cezâ vermekte aceleci değildir). 236- Henüz dokunmadan, ya da mehir kesmeden kadınları boşarsınız size bir günâh yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nisbetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı(herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur. 237- Bir mehir kestiğiniz takdirde, henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer, yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler,) Sizin affetmeniz (müsâmaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvâya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allâh, yaptıklarınızı görür. 240- İçinizden ölüp geriye eşler bırakan(erkek)ler eşlerinin, (evlerinden) çıkarılmadan bir yıla kadar geçimlerinin sağlanmasını vasiyyet etsinler. Şâyet kendileri çıkarlarsa, onların, kendileri hakkında uygun olanı yapmalarında sizin için bir günâh yoktur. Allâh dâimâ üstündür, hüküm ve hikmet sâhibidir. 241- Boşanmış kadınların uygun olan geçimlerini sağlamak, (Allâh'ın azâbından) korunanlar üzerine bir borçtur. 4 Nisa 130 : 130- Eğer (eşler) ayrılırlarsa, Allâh bol ni'metiyle onların her birini zengin eder (diğerine muhtâceylemez). Allâh(ın ni'meti) geniştir, (O) hüküm ve hikmet sâhibidir. 33 Ahzab 49 : 49- Ey inananlar, inanan kadınları nikâhlayıp da henüz onlara dokunmadan boşarsanız, onların üzerinde sayacağınız bir iddet hakkınız yoktur. Hemen müt'alarını verin (biraz geçimlik verip memnun edin) ve onları güzellike serbest bırakın. 65 Talak 1-7 1- Ey peygamber, kadınları boşa(mak iste)diğiniz zaman onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmelerini hesabedin). Rabbiniz Allah'tan korkun (bekleme süresi içinde) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yapmaları durumu, bu hükmün dışındadır (o zaman evden çıkarabilirsiniz). Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allâh'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir iş ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır). 2- Sürelerinin sonuna vardıklarında ya onları güzelce (yanınızda) tutun, yahut, güzellikle onlardan ayrılın. (Eşinizi yanınızda tutmak veya ondan ayrılmak için) içinizden adâletli iki kişiyi de şâhid tutun. Şâhidliği Allâh için yapın. İşte içinizden Allah'a ve Son Güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah(ın yasakların)dan sakınırsa (Allâh) ona bir çıkış (yolu) yaratır. 3- Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanırsa O, ona yeter. Allâh, buyruğunu yerine getirendir. Allâh herşey için bir ölçü koymuştur. 4- (Yaşlılıklarından ötürü) Âdetten kesilen kadınlarınızın (bekleme süresinden) şüphe ederseniz, (bilin ki) onların bekleme süresi üç aydır. Henüz âdet görmeyenler de böyledir. Gebe olanların bekleme süresi, yüklerini bırakmalarına kadardır. Kim Allah'tan korkarsa (Allâh) ona işinde bir kolaylık yaratır. 5- Bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim Allah'tan korkarsa (Allâh) onun kötülüklerini örter ve onun mükâfâtını büyütür. 6- (Boşadığınız) O kadınları, gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun ve onları sıkıştır(ıp evden çıkmağa zorla)mak için kendilerine zarar vermeğe kalkışmayın. Şâyet gebe iseler, yüklerini bırakıncaya kadar onların geçimini sağlayın. Sonra sizin için (çocuğunuzu) emzirirlerse onlara ücretlerini verin ve aranızda güzellikle konuşup anlaşın. Eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz (o zaman) çocuğu, başka bir kadın emzirecektir. 7- Eli geniş olan, genişliğine göre nafaka versin. Rızkı kısılmış bulunan da Allâh'ın kendisine verdiğinden versin. Allâh, bir kişiye ne vermişse ancak onu yükler, (kimseye gücünün üstünde bir şey yüklemez). Allâh, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır. S.Ateş -------------------------------------------- 2 Bakara 232-240 232 – Ve siz kadınları boşayıp da onlar, sürelerinin sonuna geldikleri zaman, eşleriyle aralarında maruf ile (meşru bir şekilde) rızalaştıkları zaman, kendilerini kocalarıyla nikâhlanacaklar diye sıkıştırıp, engellemeyin. İşte bu, isizden Allah'a ve ahiret gününe iman eden kimselerin kendisi ile öğütlendiğidir. İşte bu, sizin için daha uygun ve daha nezihtir. Ve Allah bilir, siz bilmezsiniz. 233 - Anneler, -çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri maruf üzere, bir borçtur. Kişi sadece gücüne göre mükellef olur. Ve çocuğu sebebiyle bir anne, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise de bunun aynı borçtur. Eğer ikisi (ana ve baba) birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu sütten ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı emzirtmek isterseniz vereceğinizi maruf ile verdiğiniz zaman bunda da size bir günah yoktur. Ve Allah'a takvalı davranın ve Allah’ın yaptıklarınızı çok iyi gören olduğunu bilin. 234 - İçinizden vefat edip ve geride eşler bırakan kimselerin hanmları, kendi başlarına dört ay on gün beklerler. Süreleri sona erdiği zaman, artık kendileri hakkında maruf ile yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah, yaptıklarınıza haberdardır. 235 – Ve böyle kadınlara evlenme isteğinizi üstü kapalı biçimde çıtlatmanızda veya içinizde tutmanızda size bir günah yoktur. Allah, şüphesiz sizin onları anacağınızı bilir. Fakat maruf bir söz söylemekten başka bir şekilde kendileriyle gizlice sözleşmeyin. Farz olan süre sona erinceye kadar da nikâh akdine azmetmeyin (kesin karar vermeyin). Bilin ki Allah içinizdekini bilir. Öyle ise O'ndan sakının. Yine bilin ki Allah Gafur’dur Haliym’dir. 236 - Eğer kadınları, kendilerine dokunmadan veya onlara bir mehir takdir etmeden boşarsanız size bir günah yoktur. Ve onları kazançlandırın. Geniş olan hâline göre, eli dar olan da haline göredir. Marufa göre kazanç Muhsinler (iyilikgüzellik üretenler) üzerine bir borçtur. 237 - Eğer onları, kendilerine dokunmadan önce boşar ve mehri de kesiş bulunursanız, o zaman borç, o kestiğiniz miktarın yarısıdır. Ancak kadınlar veya nikâh akdini elinde bulunduran kimse bağışlarsa başka. Ve bağışlamanız takvaya daha yakındır. Aranızdaki fazlalığı da unutmayın. Şüphesiz yaptıklarınızı en iyi görendir. 240 – Ve sizden eşler bırakarak vefat edecek olanlar, eşleri için senesine kadar evlerinden çıkarılmaksızın kendilerine yetecek bir malı vasiyet ederler. Artık onlar, çıkarlarsa, maruf ile kendilerinin yaptıklarında sizin için bir günah yoktur. Ve Allah Aziyz’dir Hakiym’dir. 4 Nisa 130 : 130 - Eğer onlardan ikisi (karı-koca) ayrılırlarsa, Allah, hepsini geniş lütfundan zenginleştirir. Ve Allah, Vâsi’’dir, Hakiym’dir. 65 Talak : 1 - Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Ve Rabbiniz Allah’a takvalı davranın. Apaçık bir fahişe yapmaları hali dışında, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Artık kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kesinlikle kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir iş ortaya çıkarıverir. 2, 3 – Artık sürelerinin sonuna vardıklarında onları maruf ile tutun, yahut maruf ile onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği de Allah için ayakta tutun. İşte bu, Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenendir. Ve kim Allah'a takvalı davranırsa Allah ona bir çıkış yolu kılar ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah, kendi emrini ulaştırandır (yerine getirip, gerçekleştirendir). O (Allah), kesinlikle her şey için bir ölçü kılmıştır (koymuştur, belirlemiştir). 5 – İşte bu, Allah'ın size indirdiği buyruğudur. Kim de Allah'a takvalı davranırsa O (Allah), onun kötülüklerini örter ve onun için mükafatı büyütür. H.Yılmaz -------------------- 22- KADINLARINIZLA BOŞANDIĞINIZDA ONLARI EVLERİNDEN ÇIKARMAYIN : 65 Talak 1-3 : 1- Ey peygamber, kadınları boşa(mak iste)diğiniz zaman onları iddetleri içinde (âdetten temiz oldukları sırada) boşayın ve iddeti sayın (üç defa âdet görüp temizlenmelerini hesabedin). Rabbiniz Allah'tan korkun (bekleme süresi içinde) onları evlerinden çıkarmayın. Kendileri de çıkmasınlar. Ancak apaçık bir edepsizlik yapmaları durumu, bu hükmün dışındadır (o zaman evden çıkarabilirsiniz). Bunlar Allâh'ın sınırlarıdır. Kim Allâh'ın sınırlarını geçerse, kendisine yazık etmiş olur. Bilmezsin belki Allâh, bundan sonra (iddet süresi içinde) yeni bir iş ortaya çıkarır (gönülleri uzlaştırıp birleşme ortamı yaratır). 2- Sürelerinin sonuna vardıklarında ya onları güzelce (yanınızda) tutun, yahut, güzellikle onlardan ayrılın. (Eşinizi yanınızda tutmak veya ondan ayrılmak için) içinizden adâletli iki kişiyi de şâhid tutun. Şâhidliği Allâh için yapın. İşte içinizden Allah'a ve Son Güne inanan kimseye öğütlenen budur. Kim Allah(ın yasakların)dan sakınırsa (Allâh) ona bir çıkış (yolu) yaratır. 3- Ve onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah'a dayanırsa O, ona yeter. Allâh, buyruğunu yerine getirendir. Allâh herşey için bir ölçü koymuştur. S.Ateş ---------------------------------------------- 65 Talak 1-3 : 1 - Ey Peygamber! Kadınları boşadığınız zaman onları iddetleri içinde boşayın ve iddeti sayın. Ve Rabbiniz Allah’a takvalı davranın. Apaçık bir fahişe yapmaları hali dışında, onları evlerinden çıkarmayın, kendileri de çıkmasınlar. Bunlar, Allah'ın sınırlarıdır. Artık kim Allah'ın sınırlarını aşarsa, kesinlikle kendine zulmetmiş olur. Bilmezsin, olur ki Allah, bundan sonra bir iş ortaya çıkarıverir. 2, 3 – Artık sürelerinin sonuna vardıklarında onları maruf ile tutun, yahut maruf ile onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişiyi şahit tutun. Şahidliği de Allah için ayakta tutun. İşte bu, Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenendir. Ve kim Allah'a takvalı davranırsa Allah ona bir çıkış yolu kılar ve onu hesaba katmadığı bir yönden rızıklandırır. Kim de Allah'a tevekkül ederse, O, ona yeter. Şüphesiz Allah, kendi emrini ulaştırandır (yerine getirip, gerçekleştirendir). O (Allah), kesinlikle her şey için bir ölçü kılmıştır (koymuştur, belirlemiştir). H.Yılmaz -------------------- 23- EVLERE ARKADAN GİRMEK BİRR DEĞİLDİR : Bakara 189 : 189- Sana doğan aylardan soruyorlar. De ki: "Onlar, insanlar ve hac için vakit ölçüleridir." Evlere arkalarından girmek iyilik değildir. İyilik, Allah'tan korkanın iyiliğidir. Evlere kapılarından girin ve Allah'tan korkun ki, başarıya eresiniz, umduğunuzu bulasınız(28). S.Ateş -------------------------------------------------- Bakara 189 : 189- Sana hilallerden (yeni aylardan) soruyorlar. De ki: “Onlar, insanlar ve hacc için, zaman ölçmeye yarar.” Evlerinize arka taraflarından girmeniz “birr” değildir. Ama “birr”, takvalı davranmaktır. Öyleyse, evlerinize kapılarınızdan girin. Ve Allah’a takvalı davranın. Belki başarıya erenlerden (kurtulanlardan) olursunuz! H.Yılmaz ----------------------------------------------------------- Bakara 189 : 189- SANA ayın evrelerini soruyorlar. De ki: “Onlar, haccın ve insanların [öteki faaliyetlerinin] vaktini gösterir.” Öte yandan erdemlilik, [zannedildiği gibi] evlere arkalarından girmeniz değildir; ama gerçek erdem sahibi, Allah'a karşı sorumluluk bilinci duyandır. O halde evlere kapılarından girin ve Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ki gerçek mutluluğa erişebilesiniz. M.Esed -------------------- 24- YÜCE ALLAH EVLERİNİZİ SİZE SÜKUN YERİ KILDI : 16 Nahl 80-81 : 80- Allâh size, evlerinizi oturma yeri yaptı ve size hayvan derilerinden, göç gününüzde (yolculukta) ve ikâmet gününüzde (oturma zamanlarınızda) kolayca kullanacağınız hafif evler (çadırlar, portatif evler) ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar (kullanacağınız) giyilecek, döşenecek eşya ve geçimlik (ticaret malı) yaptı. 81- Allâh, yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlarda oturulacak barınaklar (mağaralar) var etti ve sizi sıcaktan koruyan elbiseler ve savaşta sizi koruyan elbiseler (zırhlar) var eyledi. Allâh size ni'metini böyle tamamlıyor ki siz müslüman olup esenliğe eresiniz. S.Ateş ---------------------------------------------------- 16 Nahl 80-81 : 80- Ve size, dinlenme yeri olarak kendinize ev [yapma imkan ve yeteneğini] veren; size, hayvanların derilerinden, konup göçerken kolayca taşıyabileceğiniz barınaklar; [kaba] yünlerinden, ince-yumuşak yünlerinden ve kıllarından dayanıklı ev eşyası ve daha kısa süreli kullanımlar için başka eşyalar [yapma imkan ve becerisini] bahşeden de Allah'tır. 81- Ve yarattığı bütün öteki şeyler arasında, size [çeşit çeşit] gölgeliklersığınaklar ayıran; dağlarda gizlenme-saklanma yerleri bahşeden, ve sizi sıcağa [ve soğuğa] karşı koruyacak elbiseler; [karşılıklı] saldırılarınıza karşı koruyacak (savaş) giysileri [yapma imkan ve becerisini] veren (de) Allah'tır. O size bahşettiği nimeti işte böyle her yönden tam tutmaktadır ki belki O'na boyun eğer de kurtulursunuz. M.Esed ----------------------------------------------------------- 16 Nahl 80-81 : 80 - Allah size evlerinizden bir huzur ve dinlenme kıldı. Ve hayvanların derilerinden yolculuk ve konaklama günlerinizde evler ve yünlerinden, yapağılarından ve kıllarından bir süreye kadar, döşeme eşyası ve kazanç kıldı 81 – Ve O (Allah), yarattıklarından sizin için gölgeler yaptı ve sizin için dağlardan barınaklar kıldı. Sizi sıcaktan koruyacak elbiseler ve sizi kendi hışmınızdan koruyan elbiseler kıldı. İşte böylece, Allah müslüman olasınız diye üzerinize nimetini tamamlamaktadır. H.Yılmaz -------------------- 25- EVLİLİK SINIRLAMALARI, EVLATLIKLARA UYGULANAMAZ : 33 Ahzab 4,37 : 4- Allâh, bir adamın (göğüs) boşluğunda iki kalb yaratmadı ve zıhâr yaptığınız (sen bana, annemin sırtı gibisin dediğiniz) eşlerinizi, sizin anneleriniz yapmadı; evlatlıklarınızı da sizin öz oğullarınız kılmadı. Bunlar sizin ağızlarınıza gelen sözlerinizdir. Allâh gerçeği söyler ve O, doğru yola iletir. 37- Allâh'ın ni'met verdiği; senin de kendisine ni'met ver(ip hürriyete kavuştur)duğun kimseye: "Eşini yanında tut, Allah'tan kork" diyordun, fakat Allâh'ın açığa vuracağı şeyi içinde gizliyordun, insanlardan çekiniyordun; oysa asıl çekinmene lâyık olan, Allâh idi. Zeyd, o kadından ilişiğini kesince biz onu sana nikâhladık ki (bundan böyle) evlatlıkları, kadınlarıyle ilişkilerini kestikleri zaman o kadınlarla evlenmek hususunda mü'minlere bir güçlük olmasın. Allâh'ın buyruğu (her zaman) yerine getirilmiştir. S.Ateş --------------------------------------------------- 33 Ahzab 4, 37 : 4- Allah, bir adamın göğüs boşluğu içinde iki kalp kılmadı. Ve kendilerini annelerinize benzeterek yemin konusu yaptığınız (zıharda bulunduğunuz) eşlerinizi de sizin anneleriniz yapmadı. Evlâtlıklarınızı da sizin öz çocuklarınız saymadı. Bu, sizin ağzınızla söylemenizdir. Allah ise hakkı söyler. Ve doğruya yöneltir/ iletir. 37- Hani sen, Allah’ın kendisine nimet verdiği ve senin de kendisine nimet verdiğin kişiye: “Eşini yanında tut ve Allah’tan sakın!” diyordun; insanlardan çekinerek Allah’ın açığa vuracağı şeyi kendi içinde saklı tutuyordun. Oysa Allah, kendisinden çekinmene çok daha lâyıktı. Artık Zeyd, ondan ilişkisini kesince, Biz onu seninle evlendirdik; ki böylelikle evlâtlıklarının kendilerinden ilişkilerini kestikleri zaman, onlarla evlenme konusunda müminler üzerine bir güçlük olmasın. Allah’ın emri yerine getirilmiştir. H.Yılmaz -------------------- 26- MÜTTAKİLER, CENNETE ZEVCELERİYLE BERABER, BÜYÜK BİR NEŞE İÇİNDE GİRECEKLERDİR : 43 Zuhruf 70 : 70- Haydi, siz cennete girin. Siz ve eşleriniz ağırlanıp sevindirileceksiniz! S.Ateş ----------------------------------------------------------- 43 Zuhruf 70 : 70- Siz ve eşleriniz, sevinç ve mutlulukla cennete girin!” M.Esed ----------------------------------------------------------- 43 Zuhruf 70 : 70 - Siz ve eşleriniz ağırlanmış olanlar olarak cennete girin.H.Yılmaz -------------------- 27- PEYGAMBER'İN EVLENME HUSUSUNDA DİĞER MÜ'MİNLERDEN FARKLI OLAN HUSUSLARI : 33 Ahzab 50 : 50- Ey peygamber, biz, ücretlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini; Allah'ın sana ganimet olarak verdiğ(i savaş esir)lerinden elinin altında bulunan(cariye)leri; amcanın, halalarının, dayının ve teyzelerinin seninle beraber göç eden kızlarını sana helalkaldık. Bir de kendisini (mehirsiz olarak) peygambere hibe eden ve peygamberin de kendisini almak dilediği inanmış kadını, diğer mü'minlere değil, sırf sana mahsus olmak üzere (helal kıldık). Biz, eşleri ve ellerinin altında bulunan(cariye)leri hakkında mü'minlere yapmalarını gerekli kıldığımız şeyi bil(dir)dik. (onların bu hususta ne yapması lazım geldiğini de daha önce açıkladık) ki, sana bir zorluk olmasın, (sen bir sıkıntıya, güç bir duruma düşmeyesin). Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. S.Ateş ----------------------------------------------------- 33 Ahzab 50 : 50- EY PEYGAMBER! Mehirlerini verdiğin eşlerini ve Allah'ın sana bahşettiği savaş esirleri arasından sağ elinin altında bulunanları sana helal kıldık. Ve seninle birlikte [Yesrib'e] göç etmiş olan amcalarının ve halalarının kızlarını, dayılarının ve teyzelerinin kızlarını; ve kendilerini Peygamber'e özgür iradeleriyle teklif eden, Peygamber'in de almak istediği mümin kadınları [da sana helal kıldık]: [bu sonuncusu] yalnız sana özgü bir imtiyazdır, öteki müminler için değil, [zaten] onlara eşleri ve sağ ellerinin altında bulunanlar konusunda yapmaları gerekeni bildirdik. [Ve] artık sen [gereksiz] bir endişeye kapılmamalısın, şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, rahmet kaynağıdır. M.Esed ----------------------------------------------------------- 33 Ahzab 50 : 50- Ey peygamber! Gerçekten Biz sana, ecirlerini (mehirlerini) verdiğin eşlerini, Allah’ın ganimet olarak sana verdiklerinden sözleşmenin malik olduğunu (savaş esirlerinden payına düşmüş bayanları), amcanın kızlarından, halanın kızlarından, dayının kızlarından ve teyzenin kızlarından seninle birlikte hicret etmiş olanları, ve kendisini peygambere hibe eden peygamberin de nikâhlamak istediği Müslüman kadını, MÜMİNLER İÇİN OLMAKSIZIN SADECE SANA ÖZGÜ OLARAK SANA HELAL KILDIK. Biz kendi eşleri ve sözleşmelerinin malik oldukları şeyler konusunda onlar üzerine (senin dışındaki müminlere) neyi farz kıldığımızı kesinlikle bildik. Bu durum (sana özgü olarak getirilen çok eşlilik ve diğer özel maddeler), SENİN İÇİN BİR GÜÇLÜK OLMASIN DİYEDİR. Ve Allah Gafur’dur, Rahiym’dir. H.Yılmaz -------------------- 28- ADET HALLERİNDEKİ DOĞRU - YANLIŞLAR AÇIKLANMIŞTIR : Bakara 222 : 222- Sana âdet görmeden soruyorlar. De ki: "O eziyettir." Âdet halinde kadınlardan çekilin, temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri zaman Allâh'ın emrettiği yerden onlara varın. Allâh tevbe edenleri sever, temizlenenleri sever. S.Ateş ----------------------------------------------------------- Bakara 222 : 222- SANA [kadınların] ay halleri hakkında soruyorlar. De ki: “O bir zayıflık halidir. Bu yüzden, ay hali sırasında kadınlardan uzak durun ve onlar temizleninceye kadar kendilerine yaklaşmayın; temizlendiklerinde ise Allah'ın emrettiği şekilde onlara yaklaşın.” Doğrusu, Allah pişmanlıkla kendisine yönelenleri ve özlerini temiz tutanları sever. M.Esed -------------------- 29- İNKARCILARI TERK EDEREK, '' HİCRET'LE '' GELMİŞ OLAN MÜ'MİNELERİ , KESİNLİKLE KAFİRLERE GERİ GÖNDERMEYİNİZ. 60 Mümtehine 10-11 : 10- Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allâh onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helâldir; ne de onlar bunlara helâl olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günâh yoktur. Kâfir kadınların ismetlerini (nikâh bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kâfirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 11- Eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kâfirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. S.Ateş ----------------------------------------------- 60 Mümtehine 10-11 : 10- SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terk ederek size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar [olduğu halde] siz yine de onları sınayın; eğer mümin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri göndermeyin, [çünkü] onlar [artık] eski kocalarına helal [değiller], ve ötekiler de bunlara helal [değiller]. Ayrıca, onlar [hanımlarına mehir olarak] ne verdilerse hepsini iade edin. Ve [ey müminler,] siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan, hakikati inkar [etmeye devam] eden kadınlarla evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara [mehir olarak] ne verdiyseniz [iade etmelerini] isteyin, aynı şekilde ötekiler, [hanımları size gelmiş olanlar da,] harcadıkları her şeyi[n iadesini] talep etme hakkına sahiptirler. Bu, Allah'ın hükmüdür: O, sizin aranızda [adaletle] hükmeder; çünkü Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 11- Eğer hanımlarınızdan biri (sizi bırakıp) hakikati inkar edenlere giderse ve siz de buna üzülürseniz o zaman hanımları bırakıp giden (koca)lara [hanımlarına mehir olarak] harcadıklarına eşit bir şey verin ve inandığınız Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! M.Esed ----------------------------------------------------------- 60 Mümtehine 10-11 : 10 - Ey iman etmiş olan kimseler! Mümin kadınlar göçmenler olarak size geldiği zaman, hemen onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Artık, eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz artık onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onlara (kocalarına) sarfettiklerini verin. Ücretlerini (Mehirlerini) kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. İşte bu, Allah'ın hükmüdür. Ki aranızda O, hükmeder, Allah çok bilendir, çok iyi yasa koyandır. 11 - Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de misilleme de bulunursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. Ve siz kendisine inandığınız Allah'a takvalı davranın. H. Yılmaz -------------------- 30 - KAFİR KADINLARLA TÜM BAĞLARINIZI KOPARIN, BİRBİRLERİNİZE YAPTIĞINIZ TÜM HARCAMALARI İADELEŞİNİZ : 60 Mümtehine 10-11 : 10- Ey inananlar, mü'min kadınlar göç ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allâh onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer onların (gerçekten) inanmış olduklarını anlarsanız, onları kâfirlere geri döndürmeyin. Ne bu(kadı)nlar onlara helâldir; ne de onlar bunlara helâl olurlar. Onların (bu kadınlara) harcadıkları(mehirleri)ni onlara verin. Ücretlerini kendilerine verdiğiniz takdirde bu(kadı)nlarla evlenmenizde sizin için bir günâh yoktur. Kâfir kadınların ismetlerini (nikâh bağlarını) tutmayın (onları salıverin ve kâfirlere katılan kadınlara) harcadığınız(mehri)i isteyin. Onlar da (size katılan kadınlarına) harcadıklarını istesinler. Bu size Allâh'ın hükmüdür. Aranızda (böyle) hükmediyor. Allâh bilendir, hüküm ve hikmet sâhibidir. 11- Eğer eşleriniz(e sarfettiğiniz mehirler)den herhangibir şey kâfirlere gider de, sonra (onlardan da size kaçan kadınlar çıkar ve bu kez mehir ödeme) sıra(sı) size gelirse eşleri giden (mü'minlere) harcadıklarının mislini verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının. S.Ateş ----------------------------------------------------------- 60 Mümtehine 10-11 : 10- SİZ EY imana ermiş olanlar! Mümin kadınlar her ne zaman zulüm ve kötülük diyarını terk ederek size gelirlerse, Allah onların inancından tam haberdar [olduğu halde] siz yine de onları sınayın; eğer mümin olduklarına tam emin olursanız, onları inkarcılara geri göndermeyin, [çünkü] onlar [artık] eski kocalarına helal [değiller], ve ötekiler de bunlara helal [değiller]. Ayrıca, onlar [hanımlarına mehir olarak] ne verdilerse hepsini iade edin. Ve [ey müminler,] siz bu kadınlarla mehirlerini verdikten sonra evlenirseniz bir günah işlemiş olmazsınız. Diğer taraftan, hakikati inkar [etmeye devam] eden kadınlarla evlilik bağınızı sürdürmeyin ve onlara [mehir olarak] ne verdiyseniz [iade etmelerini] isteyin, aynı şekilde ötekiler, [hanımları size gelmiş olanlar da,] harcadıkları her şeyi[n iadesini] talep etme hakkına sahiptirler. Bu, Allah'ın hükmüdür: O, sizin aranızda [adaletle] hükmeder; çünkü Allah, her şeyi bilendir, hikmet sahibidir. 11- Eğer hanımlarınızdan biri (sizi bırakıp) hakikati inkar edenlere giderse ve siz de buna üzülürseniz o zaman hanımları bırakıp giden (koca)lara [hanımlarına mehir olarak] harcadıklarına eşit bir şey verin ve inandığınız Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun! M.Esed ----------------------------------------------------------- 60 Mümtehine 10-11 : 10 - Ey iman etmiş olan kimseler! Mümin kadınlar göçmenler olarak size geldiği zaman, hemen onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Artık, eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz artık onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onlara (kocalarına) sarfettiklerini verin. Ücretlerini (Mehirlerini) kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarfettiğinizi isteyin. Onlar da sarfettiklerini istesinler. İşte bu, Allah'ın hükmüdür. Ki aranızda O, hükmeder, Allah çok bilendir, çok iyi yasa koyandır. 11 - Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de misilleme de bulunursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. Ve siz kendisine inandığınız Allah'a takvalı davranın. Hakkı Yılmaz -------------------- 31- NESİLLERİ İMANLA TABİ OLAN ANNE-BABALARIN ZÜRRİYETLERİNİ ONLARA KATTIK : 52 Tur 21 : 21- Kendileri inanmış, zürriyetleri de imânda kendilerine uymuş olan kimselerin zürriyetlerini de kendilerine katmışızdır; kendi ameller(inin sevâb)ından da hiçbir şey eksiltmemişizdir. Herkes kendi kazandığına bağlıdır. S.Ateş --------------------------------------------- 52 Tur 21 : 21- Kendileri iman eden ve soyları bu imanı sürdürecek olanlara gelince, Biz onları soyları ile bütünleştirecek ve işlerini heder ettirmeyeceğiz: [ama, sonuçta] herkes kendi kazandığının hesabını verecek. 52 Tur 21 : 21 – Ve iman edenler, zürriyetleri de iman ile kendilerine tâbi olanlar; işte biz, onların zürriyetlerini de kendilerine kattık. Kendilerinin amellerinden bir şey eksiltmedik. Herkes kendi kazandığıyla rehindir. H.Yılmaz -------------------- 32- EVLENMEYE MADDİ İMKAN BULAMAYAN YOKSULLARA, YÜCE ALLAH FADLINDAN DESTEK VERECEKTİR : 24 Nur 32 : 32- İçinizden bekârları ve köle ve câriyelerinizden iyileri evlendirin. Eğer yoksul iseler, Allâh, lutfiyle onları zengin eder. Allâh(ın mülkü) geniştir, O, (her şeyi) bilendir. S.Ateş --------------------------------------------- 24 Nur 32 : 32- VE İÇİNİZDEN bekar olanları ve kadın ya da erkek kölelerinizden [evlenmesi] uygun olacak olanları evlendirin. [Evlenmeye niyeti olanlar] yoksul iseler, [bu sizi kaygılandırmasın,] Allah onları lütfuyla destekleyecektir. Çünkü, Allah her şeyin aslını eksiksiz bilmekte (ve bu itibarla herkesi bağış ve kayrasıyla) kuşatmaktadır. M.Esed ----------------------------------------------------------- 24 Nur 32 : 32 – Ve sizden kocası olmayanları, erkek kölelerinizden ve kadın kölelerinizden iyi olanları evlendirin. Eğer bunlar fakir iseler, Allah kendi sazlından onları zenginleştirir. Şüphesiz ki Allah, geniş olan, ve en iyi bilendir. H.Yılmaz -------------------- 33- EMZİRME , TAM İKİ YILDIR : Bakara 233 : 233- Anneler, çocuklarını -emzirmeyi tamamlamak isteyen kimse için- tam iki yıl emzirirler. Onların uygun biçimde yiyeceğini ve giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir. Herkes ancak gücü ölçüsünde bir şeyle yükümlü tutulur. Ne anne çocuğu yüzünden, ne de çocuğun aidolduğu baba, çocuğu yüzünden zarara sokulmasın. mirâsçının da aynı şeyi yapması gerekir. Eğer (ana-baba), anlaşıp danışarak (çocuğu) sütten kesmek isterlerse, kendilerine günâh yoktur. Çocuklarınızı (sütannesi tutup) emzirtmek isterseniz, verdiğiniz(ücret)i güzelce verdikten sonra yine üzerinize bir günâh yoktur. Allah'tan korkun ve bilin ki, Allâh, yaptığınız her şeyi görmektedir. S.Ateş ---------------------------------------------- Bakara 233 : 233- Ve [boşanmış] anneler, eğer emzirme müddetini tamamlamak istiyorlarsa, çocuklarına iki tam yıl bakabilirler; onların yeme-içme ve giyimlerini uygun bir şekilde temin etmek, çocuğun babasına düşer. Hiç kimse, taşıyabileceğinden daha fazlasıyla yükümlü tutulamaz: Ne anneye çocuğundan dolayı eziyet çektirilsin, ne de çocuğundan dolayı babasına. Ve [babanın] mirasçısına da aynı görev düşer. Ve eğer [anne-baba], her ikisi, [anne ile çocuğun] ayrılmasına karşılıklı rıza ve danışma ile karar verirlerse, [bundan dolayı] onlara bir günah yoktur; ve eğer çocuğunuzu süt annelere emanet etmeye karar verirseniz, teslim edeceğiniz çocuğun emniyetini uygun bir şekilde sağlamanız şartıyla size bir günah yüklenmez. Ama, Allah'a karşı sorumluluğunuzun bilincinde olun ve bilin ki Allah tüm yaptıklarınızı görür. M.Esed ----------------------------------------------------------- Bakara 233 : 233 - Anneler, -çocuklarını, emzirmenin tamamlanmasını isteyenler için- tam iki yıl emzirirler. Çocuk kendisine ait olan babaya da emzirenlerin yiyecekleri ve giyecekleri maruf üzere, bir borçtur. Kişi sadece gücüne göre mükellef olur. Ve çocuğu sebebiyle bir anne, çocuğu sebebiyle bir baba da zarara sokulmasın. Varise de bunun aynı borçtur. Eğer ikisi (ana ve baba) birbirleriyle istişare edip, her ikisinin de rızasıyla çocuğu sütten ayırmak isterlerse kendilerine bir günah yoktur. Eğer çocuklarınızı emzirtmek isterseniz vereceğinizi maruf ile verdiğiniz zaman bunda da size bir günah yoktur. Ve Allah'a takvalı davranın ve Allah’ın yaptıklarınızı çok iyi gören olduğunu bilin. H.Yılmaz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.