ıspanaknamık Oluşturma zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Kasım 8, 2012 Çin, Doğu Türkistan’ı sahipsiz gördüğü müddetçe ezmekten kolay kolay vazgeçmeyecektir. Türkiye’nin bu konudaki gayretlerinin ise tek başına etkili olması zor olacaktır. Türkiye Doğu Türkistan’a her zaman sahip çıkmaya devam edecektir, ama Uygurlu kardeşlerimizin kurtulabilmesi için Türk İslam Dünyasını ortak bir sesinin olması yani bir olması şarttır. Kurban Bayramından bir kaç gün önce basına yansıyan haberler Çin’in, Doğu Türkistan’da yeni bir zulüm hazırlığında olduğunu ortaya koydu. Gelen haberler, Uygur Türkü kardeşlerimizin bir arada bulunmalarının, toplu hareket etmelerinin, bayram namazı kılmalarının ve kurban kesmelerinin Kızıl Çin tarafından yasaklandığı yazıyordu. Elbette bu ilk değil. Kardeşlerimiz ilk defa bayram kutlamaktan, ibadetlerini yerine getirmekten engellenmiyorlar, yaklaşık 60 yıldır yaşadıkları birbirinden ağır baskılardan son bir örnek bu sadece. 35 milyon mazlumun şehit edildiği Doğu Türkistan’da, 1949-1952 yılları arasında 2 milyon 800 bin; 1952-1957 arasında 3 milyon 509 bin; 1958-1960 yılları arasında 6 milyon 700 bin; 1961-1965 yılları arasında 13 milyon 300 bin kişi ya Çin ordusu tarafından şehit edildi ya da kızıl rejimin doğurduğu kıtlık sonucunda öldü. 1997 yılının Şubat ayında Uygur Müslümanları yeni bir zulümle karşı karşıya kaldılar. Çin milis güçleri, 4 Şubat’a rastlayan Kadir gecesinde, Kandil nedeniyle bir mescitte toplanan 30′un üzerindeki kadını, Kuran okurlarken demir sopalarla dövdüler ve sürükleyerek emniyet merkezine götürdüler. Mahalle sakinleri ise merkeze giderek kadınların serbest bırakılmalarını istedi. Bunun üzerine işkence ile öldürülen 3 kadının cesedi önlerine atıldı ve galeyana gelen halk ile Çinliler arasında çatışmalar başladı. 4-7 Şubat arasında 200 Doğu Türkistanlı hayatını kaybederken, 3.500′den fazlası kamplara kapatıldı. 8 Şubat sabahında ise bayram namazı için camilerde toplanan halkın namaz kılması güvenlik güçlerince engellendi. Bunun üzerine çatışmalar tekrar alevlendi ve sonuç olarak Nisan-Aralık 1996 arasında 58 bin olan tutuklu sayısı, bir anda 70 bini geçti. 100 kadar genç meydanlarda kurşuna dizilirken, 5 bin Uygur Türkü çırılçıplak soyularak 50′şer kişilik gruplar halinde meydanlarda teşhir edildiler. Çin, Temmuz 2009′un ilk günlerinden itibaren tüm dünyanın gözü önünde Doğu Türkistan’da bir katliam daha gerçekleştirdi. 26 Haziran gecesi, Guandong Eyaleti’nin Şaoguan şehrindeki bir fabrikada çalıştırılan 600 Uygur Türkü’nün saldırıya uğraması nedeniyle çıkan olaylarda, 60 Uygur Türkü şehit oldu. Uygur Türklerinin bu olayı kınamak ve saldırganların bulunarak adalete teslim edilmelerini sağlamak için yaptıkları gösteri ise Çin yönetimi tarafından büyük bir katliama dönüştürüldü. 796 Müslüman idam edilerek şehit edildi, bir gecede 10 bin Müslüman ortadan kayboldu, 100 bin Uygurlu kızkardeşimiz evlerinden zorla alınıp zorla götürüldü. Dolayısıyla şimdi gelen bu haberler Kızıl Çin için şaşırtıcı bir uygulama değil. Ancak bu sefer işin farklı boyutları var. Çin en temel insan haklarını ihlal eden bu uygulamasına sebep olarak, Uygurlu gençlerin Suriye’de muhaliflerle birlikte savaştığı gibi hayali bir iddiayı kullanıyor. Buna göre Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz sözde önce El Kaide tarafından eğitilmekte, hatta Türkiye’deki bazı sivil toplum kurumları buna aracılık etmekte, sonra da Suriye’ye gidip Baas rejimine karşı savaşmaktadır. Bu iddianın Baas rejimiyle Kızıl Çin’in zihinlerinin ortak ürünü olduğu ve gerçeklerle hiçbir bağı olmadığı çok açık. İnternet ulaşımları sınırlı olan, başlarına gelenleri ülke dışına duyurma imkanı olmayan, haberleşmeleri tamamen Çin rejiminin denetiminde olan, sudan bahanelerle idam edilen, kendilerini sevdiklerini yakınlarını korumaktan aciz bırakılmış Doğu Türkistanlı kardeşlerimizin kendi ülkelerinden binlerce kilometre ötede silah eğitimi alıp sonrada Suriye’ye savaşmaya gittiklerini iddia etmenin akılla ve mantıkla açıklanabilecek hiçbir yönü yok. Türkiye’deki yasala faaliyet gösteren sivil toplum kurumlarının bu işin içinde olduğu ise mantıksızlığın en uç noktası. Çin bu konuda Suriye’nin peşine takılma gafletine düşmemeli. Kan üzerinde yükselen bir devlet devlet değildir. Çin’in artık bu politikasından vazgeçmesi vakti gelmiştir. Doğu Türkistan özgür ve rahat olması Çin açısından bir tehdit değildir. Uygurlu canlarımız yaklaşık 60 yıldır çeşitli zorluklara göğüs germektedirler, ama hiçbir zaman şiddetten, kargaşadan yana olmamışlardır. Uygur Türkleri efendiliğiyle, dürüstlüğüyle, sabrıyla, yatıştırıcı olmasıyla, devlete itaatiyle, mütevaziliğiyle, sadakat ve vefasıyla ün kazanmış asil bir halktır. Bu güzel insanlar, İslam ahlakının gereği olan affedicilik, barışseverlik, sevecenlik, farklı düşüncelere ve inançlara saygı göstermek, insanları ırklarına göre değil ahlaklarına göre değerlendirmek gibi güzel hasletlere sahiptir. Dolayısıyla, bölgede yaşayan diğer halklarla özellikle de Han Çinlileriyle hiçbir zaman etnik kökene dayalı bir çatışmaları olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır. Ve onların özgürlüğü Çin için bir külfet değil, tam tersine bir nimet olacaktır. Şu gerçeği de hatırlatmak gerekir: Çin, Doğu Türkistan’ı sahipsiz gördüğü müddetçe ezmekten kolay kolay vazgeçmeyecektir. Türkiye’nin bu konudaki gayretlerinin ise tek başına etkili olması zor olacaktır. Türkiye Doğu Türkistan’a her zaman sahip çıkmaya devam edecektir, ama Uygurlu kardeşlerimizin kurtulabilmesi için Türk İslam Dünyasını ortak bir sesinin olması yani bir olması şarttır. Meltem Arıkan marikan haberx.com 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AyCansu Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 bu çinliler iyiden iyiye Türk düşmanılar...zaten bize düşman olmayan ülke de yok galiba Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Murathan Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Hunlardan korkularından çin seddi yaptırmış korkak bi millet olur kendileri!! Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ıspanaknamık Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 hemde nasılll .. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Dadas97 Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 bu çinliler iyiden iyiye Türk düşmanılar...zaten bize düşman olmayan ülke de yok galiba Bize düsman olmayan bir devlet varmi varsa ismini yazarsan sevinirim Avrupada öyle deyilmi Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
AyCansu Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Avrupalılar zaten düşmandı birde Asyalılar çıktı Antartikaya da Allah kerim... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Muhteva Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Onlara Çin Seddini yaptıran Türklerin acısını bu masum Uygur Türklerin den çıkartmaya çalışıyor pislik herifler..! Bunlar o kadar tırsak bir millet ki 150 tane Çin askerini bir yere koy karşılarına da 10 tane Türk askeri koy kaçacak delik ararlar.. Japonlar ülkesi için ölür Çinlilerin canı çok kıymetlidir.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
clover Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 8, 2012 hakkaten neden bize düşman hala herkes? Osmanlı korkularından mı Türkiye Cumhuriyeti'nin küllerinden doğusundan mı? ne geriyo bu dünyayı biri bana söylesin:) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
mormeneksem Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2012 Cok cani insanlari var.... Allah yardim etsin kardeslerimize ins... Karsi karsiya getirmesin kalbi taslasmis olanlarla, amin... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ulu 52 Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 9, 2012 biz millet olarak birbirimize örf adatimize düşkünüz farkında değilmisiniz şurda birimizin başına bişey gelse hepimiz dua ediyoruz başka hangi millette var bu bağlılık onlar ailesine bile sadık değil ayrıca türkiye coğrafi özelliğiyle yerşekliyle çok harika çok verimli bir devlet benim çocukluğum hollandada geçti babam orada çalışıyordu her ay türkiyeye mehmetçik vakfına para yatırıyordu birgün hollandalı sormuş neden hep sürekli yardım yapıyorsun demiş babam vatanım milletim demiş adam babama gülmüş karnım derde doyuyorsa ora benim için vatandır demiş babam ya sevdiklerin ailen demiş adam orda yokmu kadın kız tekrar evlenirim yine aile olur demiş 1 yıl sonra hollandada türklere saldırı gibi bişey olmuş o şehirdeki tüm türkler sopalarla hollandalıya saldırmış olaya katılmayan türk kalmamış ama hollandalıların çoğu orda ne oluyor diye bakıp geçmiş kavga bitince aynı adam babama gelmiş keşke içimde sizin duygularınız bağlılığınız gibi yaradılışım olsaydı keşke türk olarak yaratılsaydım demişgözleri dolmuş öylece babama bakakalmış nerde böyle bir millet bizden başka adamın karnının doyduğu yer vatanmış eşe aileye hiç önem vermiyor türkiyeden başka her devlette var bu tutumsuzluk bizim tutumluluğumuzuda vatanımızın güzelliğinide kıskanıyorlar o yüzden yapıyorlar yıkılıyorlar yıkılıyorlar tekrar kalkıp tekrar sataşıyorlar olsun yapsınlar çünkü aç köpek ... yemeye doymazmış Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.