Jump to content

Emin Çölaşan: Ülkemizi Rezil Ettiler


frezya

Önerilen Mesajlar

SEVGİLİ okuyucularım, koskoca bir ülke nasıl böyle durumlara düşürülür, nasıl rezil edilir? Bu sorunun somut yanıtını önceki gün aldık.

Emin ÇÖLAŞAN

 

Enerji Bakanı olan şahıs Irak’a gidecek, Erbil’de bir toplantıya katılıp nutuk atacak.

İstanbul’da Tayyip tarafından sağlanan özel uçağına biniyor. Yanında her zaman olduğu gibi birkaç adet yandaş gazeteci. Bakan Bey’in uçağına özel olarak davet ediliyorlar. Masraflar devletten!..

 

Ve yandaşlar gezi aşamasında haber geçip “Sayın bakan çok başarılıydı, Türkiye bu gezi sayesinde çok şeyler kazandı, böyle hükümete can kurban” diye ballı börekli yazılar döşenecekler!

 

İstanbul’da uçağa binildi… Aynı anda bizim Bağdat büyükelçiliğinden haber ulaştı:

“Irak hükümeti şu anda hava sahasını sivil uçaklara kapadı. Bu durumda isterseniz hiç gelmeyin…”

Sayın sakallı bakanımız bu işin erbabı!.. Kararını açıkladı:

“Biz havalanalım, ininceye kadar Bağdat yönetimi bu kararı kaldırır, bize geçiş izni verir…”

Fakat hiç de öyle olmadı. Irak hükümeti bu kararını değiştirmedi.

Uçak havalanmıştı… Kara haber tez ulaştı. Bu durumda ne yapacaklardı? Irak hava sahasına girmeleri mümkün değildi.

 

Sakallı Enerji Bakanı çaresiz kalmıştı. Yarı yoldan döndüler.

Uçak Erbil yerine Kayseri’ye indi! Irak hükümeti, beyefendinin Irak’a girmesini önlemişti.

Bizim uçak Kayseri’ye indiği anda, Irak hava sahası sivil uçaklara yeniden açıldı.

 

Irak, Türkiye’nin yarattığı yeni düşmanımız. Hani o Hariciye Nazırı olan şahıs var ya, ismi Davutoğlu Ahmet olan var ya, Tayyip’le ikisinin ürettiği yanlış politikalar yüzünden Suriye ve İran sonrasında yeni bir düşman kazanmış olduk.

 

Peki, neden böyle oldu? O ülkede Haşimi isimli biri vardı. Irak’ın en üst düzey yöneticilerinden biriydi. Bu adam Sünni idi. Şii yönetim tarafından görevden alındı, bir sürü yolsuzluğa bulaşmış olduğu iddia edildi. Üstelik bu iddialar arasında aynı şahsın bazı cinayetleri örgütlediği de vardı.

 

Yargılandı, idam cezası aldı, ülkesinden kaçtı.

Bu sürecin doğru veya yanlış, haklı veya haksız olduğunu bizler elbette bilemeyiz. Ama sonrasında şu gelişmeler oldu:

 

Tayyip, kendisiyle aynı mezhepten olan Haşimi’ye kollarını açtı, onu Türkiye’ye getirtti. Haşimi’ye İstanbul’da lojman verildi, özel korumalar tahsis edildi. Herif şimdi İstanbul’da devlet koruması altında yaşıyor. Maaş da bağlanmış olabilir. Bu harcamalar herhalde örtülü ödenekten karşılanıyor olmalı.

 

Üstelik işin önemli bir boyutu daha var: İnterpol, Haşimi denilen bu adamı dünyanın bütün ülkelerinde kırmızı bültenle arıyor. Haşimi İstanbul’da bizim kesemizden krallar gibi ve koruma altında yaşarken, İnterpol onu aramayı sürdürüyor!.. Ve Irak hükümeti Türkiye’ye tepki gösteriyor.

 

Haşimi olayı aynen şimdi İmralı’da hiç utanmadan pazarlık yaptıkları Apo ’nun geçmişteki durumuna benziyor. Apo 1998 yılında Suriye’de yaşıyordu. Türk devleti o zaman ciddi idi. Bastırdık, Suriye dışına çıkmak zorunda kaldı.

 

Rusya, İtalya, Yunanistan ve enselendiği Kenya serüveni işte böyle başladı.

Bu ülkelere büyük tavır koyduk, Türkiye’ye iade edilmesini istedik. Türkiye’de bu ülkelere karşı büyük protesto gösterileri yapıldı. Haklıydık. Şimdi aynı olayı bize bu Tayyip iktidarı yaşatıyor. Irak devletinin “Terörist” kimliği ile aramakta olduğu Haşimi ’yi bizim çapsızlar Türkiye’de koruyor. Lojman verildi, korumalar verildi, büyük olasılıkla maaş da bağlandı.

 

Şimdi şu tabloya bakınız:

Geçmişte Türkiye’nin Apo’su, şimdi ise Irak’ın Haşimi’si… Her şey aynı. Bu durumda Irak hükümeti ister istemez Türkiye’ye tepki gösteriyor, bizi “Düşman” ilan ediyor…

Ve sakallı Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın uçağına işte bu nedenle Irak hava sahası kapatıldı, Irak’a girmesine izin verilmedi…

 

Ve bizimki, Erbil yerine tıpış tıpış Kayseri’ye inmek zorunda kaldı!

Dikkat ediniz, bu konuda Tayyip ’ten vesaireden tık yok. Yaladılar, yuttular, bu ağır hakareti sineye çekmek zorunda kaldılar.

 

Bir devlet işte böyle rezil edilir. Bir devlet işte böyle iki paralık edilir. Yazıklar olsun bunlara, yazıklar olsun.

 

Fethullah’ın gazetesi atakta!

 

SEVGİLİ okuyucularım, adı Zaman olan bir gazete var. Bu gazete satış rekorları (!) kırıyor. Geçen haftanın ortalama satış rakamları önceki gün açıklandı.

Buna göre Zaman’ın günlük ortalama satış rakamı 1 milyon 25 bin.

Çok büyük rakam! Türkiye’de günde bir milyondan fazla gazete satmak çok önemli bir olaydır. Fakat gelin görün ki kazın ayağı hiç de öyle değil…

 

Çünkü Zaman’ın bayi satışı sadece 20.440!Yani gün içerisinde gazete bayiine gidip parayı bastıran, “Ver bana bir Zaman diyenlerin sayısı sadece bu kadar.

Peki, o halde geriye kalan bir milyondan fazla gazete nasıl satılmış oluyor!

 

Onlar satılmıyor ki!..Ya ne oluyor?Türkiye’nin dört bir yanında beleş dağıtılıyor!

Allah Allah, bu nasıl iş böyle? Bir milyondan fazla gazeteyi her sabah yüzbinlerce ev, işyeri, kamu kuruluşları, okullar, adliye binaları, karakollar, hastaneler ve öteki yerlerde beleş dağıtmaya ohırsız Suudi Arabistan Kralının serveti bile yetmez. O halde bu değirmenin suyu nereden geliyor?

 

Efendim, kendilerini şöyle savunuyorlar: “Biz abone sistemiyle çalışıyoruz!..” Evlatlarını Fethullah dershanelerine gönderenlerden, Zaman gazetesi konusunda sık sık yakınmalar alıyorum. İşte dünkü son örnek:

 

“İzmir’de Anafen dershanesine giden ve seneye SBS sınavına girecek çocuğumdan, testlere girebilmek için ayda 18 liraya bir yıl boyunca Zaman gazetesine abone olması isteniyor. Bütün Fethullah dershanelerinde aynı şey oluyor. Öğrencilere aksi takdirde bu sınavlara giremeyecekleri kibarca söyleniyor. Elimiz kolumuz bağlı, ses çıkaramıyoruz. Bu söylediklerim Buca Şirinyer’de oluyor. Bunu lütfen yazın.”

Lütfen şu tabloya bir bakınız! Bayi satışı sadece 20 bin olan bir gazete, Türkiye genelinde bir milyondan fazla satmış gösteriyor! Akıl bunu alır mı, mantık bunu alır mı? Almaz. Maliye Bakanlığı bu konuyu vergi açısından inceler mi? Yandaşlar incelenmez!

 

 

 

Emin ÇÖLAŞAN

Emin Çölaşan: Ülkemizi rezil ettiler | Kemalistler

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kardeşim FEM dershanesine kayıt olduğunda da Zaman gazetesi şeyisinden teklif ettiler.Babam kabul etmedi.:)

Onlar her zaman kendi çıkarlarının peşinde bir şeyler teklif ederler tuttrurabildiklerine tabi,bu arada tebrikler babanıza sevgili Archangel Cumhuriyet yolunda olması gerektiği gibi yürüyen biri olduğu sizi yetişirmesinden belli oluyor Allah nazardan saklasın ,bunların gözleride beterdir çünkü kendi başlarına inşallah.

:thumbsup:

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Arşivlendi

Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.

×
×
  • Yeni Oluştur...