SAKLIBAHÇE Oluşturma zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 13, 2012 Ahma hamîsen, etma tamîsen..Allah çok güçlü veyegâne kudret sahibidir.Hâ-Mîm, Ayn-Sîn-Kaf bizim himâyemizdir..Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sad kifayemizdir.Onlara karşı Allah sana yetecektir. O işitir ve bilir. Kötülük ve günahlardan kaçınmaya hiçbir gücümüz, iyilik ve ibâdet etmeye hiçbir kuvvetimiz yoktur, ancak ve ancak Allah ile bu güç ve kuvvetimiz vardır..” Seyyid İbrahim Düsûkî Hazretleri şöyle buyurdu: “Bu duâ ile duada bulun, hiçbir şeyden korkma!.” Tilmisanlı dostum Hacı Seyyid Abdurrahman b. İbrahim devamla dedi ki: “Kardeşim Muhammed bin İbrahim duada geçen iki kelimenin mânâsını anlayamadığı için duayı okumaktan vazgeçti. O iki kelime Ahmâ Hamîsen, Etmâ Tamîsen‘dir. (Ben ısrar edince de) dedi ki: “Bu iki kelimenin mânâsını bilmiyorum. Belki de bunlarda hoşlanmayacağım bazı hususlar olabilir.” Sonra bunların mânâsını benden sordu. Ben de Şeyhim Abdülâziz Debbağ Hazretlerinden sordum. Buyurdu ki: — Bunların mânâsı açıktır, ama bugün yeryüzünde bunları kullanan kimse yoktur. Nereden öğrendin bunları? Diye sordu, ben de meseleyi olduğu gibi naklettim. Bunun üzerine buyurdu ki: — Evet, Seyyid İbrahim Düsûkî Hazretleri sâlihlerin ulularından, büyük fethe mazhar olan bahtiyarlardandır. Ancak o ve dengi zatlar bu iki kelimeyle konuşurlar. Bunlar Süryanice iki kelimedir: Ahmâ’nın mânâsı yâ Mâlik (ey mülkün sahibi) demektir. İçinde kapalı olarak da şu mana mevcuttur: Ey mülkün sahibi, ey çok büyük olan, her türlü tazime lâyık bulunan, ey hep diri olan, ey kendi varlığıyla kâim olup hiçbir şeye muhtaç bulunmayan! Hamîsen‘in mânâsı, ilâhî memlekete işarettir. Bu şu ölçü ve mertebede bir mânâ taşımaktadır: Ey sırların sahibi!. Ey nurların sahibi!. Ey gece ve gündüzün sahibi!. Ey bulut ve yağmurun sahibi!. Ey güneş ve ay’ın sahibi!. Ey verme ve men’etme gücünün sahibi!. Ey aşağı indirme ve yükseltme kudretinin sahibi!. Ey her dirinin sahibi!. Ey her şeyin sahibi!. İşte bu isimde hayret dolu bir sır vardır ki kalem onu yazmaya takat getiremez, kelimeler onu ebediyen anlatıp tebliğ edemez. Etmâ kelimesine gelince, bu, Cenâb-ı Hakk’ı azamet, kibriyâ, kahır, galebe, izzet ve infirad ile vasfeden kimse mesabesindedir. Bu kelimeyle sanki şöyle söylüyor: Ey her şeyi bilen!. Ey her şeye gücü yeten!. Ey her şeyi kendi tedbiriyle evirip çeviren!. Ey her şeyi iradesiyle murad eden!. Ey her şeyi kahreden!. Ey kendisine acizlik gelmeyen!. Ey tasarrufunda hiçbir noksanlık tevehhümü bulunmayan!. Tamîsen kelimesi ise, tasarruf edilen eşyaya işarettir. Ayrıca mümkinata da işarettir ki Allah dilediğini mümkinatta yapar, dilediği şekilde hükmeder. O çok münezzehtir, O’ndan başka hakiki hiçbir ilâh yoktur.. Bu isimde de hayret verici bir sır vardır ki kalem onu yazıp anlatmaya ebediyen güç getiremez. Allah daha iyisini bilir. SÜRYANİCE İLE İGİLİ !!!!! Adem Peygamber cennetten yeryüzüne indiğinde Süryanice konuşurdu ... Yine Şeyhimden işittim, şöyle buyurdu: — Şüphesiz ki Süryanice dil, ruhların dilidir. Divan ehlinden olan veliler de bu dil ile birbiriyle konuşurlar. Çünkü bu dilin özelliği şudur: Az kelimeyle çok mana anlatmak.. Başka dillerde bu mümkün değildir. Bunun üzerine sordum: — Efendim, dedim, bu hususta Arapça, Süryaniceye ulaşamaz mı? Cevap verdi: — Hayır, Kur’ân-ı Azîz’den başka hiçbir dil ona bu özellikte ulaşamaz. Ancak Süryanice’de olan manalar Arapça kelimelerle toplanıp bir araya getirilince daha tatlı ve güzel oluyor. Allah daha iyisini bilir.. Yine Şeyhimden işittim, buyurdu ki: — Diğer bütün diller Süryanice’ye nisbetle çok kelimeyle ifâde edilir. Çünkü ondan başka olan diller kelimelerden meydana gelir, hece harflerinden değil. Süryanice ise hece harflerinden meydana gelir. Bu bakımdan her hece ayrı bir mana ifâde eder. Bir hece ikinci bir heceyle birleştiğinde daha geniş mana ifâde eder, başlıca söz meydana gelir. Böylece Süryanice’de hangi harf hangi mânâya konulmuştur, bilinirse, o zaman Süryanice dilini anlamak kolaylaşır. Bu dilde büyük bir ilim vardır ki Cenâb-ı Hakk onu, insanlara rahmet olsun diye gizlemiş, perde ardında tutmuştur. Tâ ki kendi zatlarında bulunan karanlıkla birlikte bunun hikmetini bilmesinler ve helâke gitmesinler.. Cenâb-ı Hak’tan selâmet dileriz. Allah daha iyisini bilir.. (c:1, sh: 393-396) Kaynakça: Abdülaziz Debbağ trc: Celal YILDIRIM Kitab’ül İbriz [Kitap]. - İstanbul : Demir Yayınları, 1979. - Cilt I-II. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
umut olsun Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Ahma hamîsen, etma tamîsen..bu duaile nasıl dua edebiliriz ... sadece bu kadarınımı okumak gerekir Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
serap 76 Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Yanlış anlaşılmasın ama süryanice kelimeler biraz kafamı bulandırdı.Arapça kelimelerden nasıl üstün olabilir Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ligya Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 aslında bu konu celcelutiye duası ile ilgili merakımıda giderdi teşekkürler Allah razı olsun saklıbahçe Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SAKLIBAHÇE Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 aslında bu konu celcelutiye duası ile ilgili merakımıda giderdi teşekkürler Allah razı olsun saklıbahçe çok doğru bir yerden yakalamışsın.sevindim.kapıdan kapı açıldı değilmi.... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ligya Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 aynen öyle..... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
VERDA. Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 anlamını dahi bilmediğiniz belki de Allah a küfür bile barındırabilen kelimeleri tekrarlamak çok mantıksız geldi bana. Sonuçta dua içten ve ihlas ile yapılırsa makbuldur, anlamını bilmeden, süryanice bile olup olmadığına emin olmadığınız iki kelimeyi dua diye etmeyin derim.Eğer çok kıymetli olsaydı eminim ki Peygamberimiz bize bunu naklederdi, ya da kuranda geçerdi,Bu adam peygamberimizden daha ihlaslı değil sonuçta. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
LEAL Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Ahma hamîsen, etma tamîsen..Allah çok güçlü veyegâne kudret sahibidir.Hâ-Mîm, Ayn-Sîn-Kaf bizim himâyemizdir..Kâf-Hâ-Yâ-Ayn-Sad kifayemizdir.Onlara karşı Allah sana yetecektir. O işitir ve bilir. Kötülük ve günahlardan kaçınmaya hiçbir gücümüz, iyilik ve ibâdet etmeye hiçbir kuvvetimiz yoktur, ancak ve ancak Allah ile bu güç ve kuvvetimiz vardır..” Duanın içindeki Türkçeler mana olarak mı yazıldı. Yoksa dua olarak aynen yukarıda gibi bir bütün olarak mı okuyacağız? Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
SAKLIBAHÇE Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 anlamını dahi bilmediğiniz belki de Allah a küfür bile barındırabilen kelimeleri tekrarlamak çok mantıksız geldi bana.Sonuçta dua içten ve ihlas ile yapılırsa makbuldur, anlamını bilmeden, süryanice bile olup olmadığına emin olmadığınız iki kelimeyi dua diye etmeyin derim.Eğer çok kıymetli olsaydı eminim ki Peygamberimiz bize bunu naklederdi, ya da kuranda geçerdi,Bu adam peygamberimizden daha ihlaslı değil sonuçta. ilim deniz deryadır buda ilmin bir parçasıdır.İllaki okuman gerekli değil tabiki. okulda öğrendiğimiz bir çok dersi güncel hayatta ömür boyu kullanmıyoruz. Ama bir gün gerekli yerde can simidi olduğunda inan herşey farklı olur....!!.. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
gardenya38 Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 13, 2012 Paylaşım için teşekkür ederiz.Peki bu duayı hangi durumlarda okumalıyız?Belli bir sayısı varmı?Birde sadece kelimeleri mi okumalıyız yoksa yazdığınız duanın tamamını mı okumalıyız. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.