frezya Oluşturma zamanı: Aralık 23, 2012 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 23, 2012 Sevgili okuyucularım, Türkiye’de bu iktidara karşı duruş sergileyen, mücadele veren çok az sayıda gazete var. Sözcü, Aydınlık, Cumhuriyet, Yurt, Yeniçağ, Sol, Birgün… Bu gazeteler içinde en çok satan Sözcü. Günlük ortalama satışı 280 bin. Ötekilerin satış rakamları şöyle: Aydınlık 61 bin, Cumhuriyet 51 bin, Yeniçağ 53 bin, Yurt 51 bin, Sol 16 bin, Birgün 6 bin. Birbirimizi beğenelim veya beğenmeyelim, AKP iktidarına karşı mücadele veren bir elin parmakları kadar gazeteyiz. Geri kalanların tümü yandaş. Tümü AKP’nin sesi olarak görev yapıyor. Zaman, Posta, Sabah, Hürriyet, Milliyet, Vatan, Star, Bugün, Yeni Şafak, Akit, Radikal, Haber Türk, Taraf, Akşam… Bazılarında bir miktar “Muhalif yazarlara” yer veriliyor ki toplumun gözü boyansın, “Bakın biz yandaş değiliz, bizde de iktidarı eleştiren yazarlar var” havası yaratılsın! AKP döneminde Hürriyet’te ben ve Bekir Coşkun da böyleydik. Sonunda biletimizi kesmek zorunda kaldılar çünkü korku dağları bürümüştü. Sonrasında Rahmi Turan, Cüneyt Ülsever ve Özdemir İnce’nin de biletleri birer birer kesildi. Bu tabloyu niçin verdim? Türkiye’de (Zaman gibi bazılarının şişirilmiş rakamları dahil) günde ortalama 4 milyon 860 bin gazete satılıyor… Ve bu rakam içerisinde sadece yaklaşık 500 bin gazete muhalefet yapabiliyor. Geri kalan 4 milyondan fazla gazete açıktan, veya çaktırmadan iktidarın, Tayyip’in sesi. *** Muhalefet gazeteleri arasında gerçekten sevdiğim, her gün okuduğum Aydınlık’ın yeri ayrıdır. Korkusuzca yayın yapar, bodoslamadan girer, yolsuzlukları açıklar. Değerli arkadaşım, yıllardır Silivri’de yatırılmakta olan Doğu Perinçek’in genel başkanı olduğu İşçi Partisi’nin yayın organıdır. Bu gazetede yazan Sabahattin Önkibar isimli bir arkadaş var. Tutturdu “Sözcü Fethullah’ın gazetesidir” diye. Israrla aynı konuyu yazıyor, temcit pilavı gibi önümüze sürüyor! Yazarı olduğu Yeniçağ’dan ayrılmıştı ve boştaydı. Beni aradı: “Abi ben Sözcü’de yazmak istiyorum. Benim yerim Sözcü’dür. Sen de uygun görürsen gazete yönetimine bu ricamı iletir misin?” İlettim… Bizim gazeteye hiç kimse alınmıyordu. Yanıt ne yazık ki olumsuz oldu. Ben de bu durumu Sabahattin’e üzülerek bildirdim. *** Sözcü!.. Fethullah’ın gazetesi!.. Bu arkadaşın zırvalarına burada 1 Aralık 2012 günkü yazımda değindim, yanıt verdim. Kendisini severdim ama böylesine zırvalar karşısında daha fazla sessiz kalmam da mümkün değildi. O yazıyı yazarken kendisini aradım: “Bak Sabahattin, senin yazdıklarına yarınki yazımda yanıt vereceğim. Yazıda senin ismini kullanayım mı? Bunları yazanın sen olduğunu söyleyeyim mi?..” “Abi ismimi verme” dedi ve vermedim. İlginç bir durumdu. Yazmasına yazıyordu ama isminin geçmesini istemiyordu! O yazımda şöyle dedim: “Bu saçmalığı piyasaya süren, AKP’nin dedikodu yazarlarından biri. Kamuoyunda takkeli liboş ismiyle bilinen Fehmi Koru. Onun bu saçmalığının üzerine balıklama atlayan ise ismini vermiyorum, muhalif yazılarını beğenerek okuduğum bir gazeteci arkadaşım. (Dikkat ediniz, ismini yazmamı istemediği için ona saygı gösterip yazmıyorum.) Yazılarında bunu yazıyor, (Ulusal Kanal’da yaptığı) televizyon programında aynı şeyleri söylüyor. Ve her seferinde aynı dayanak noktasını gösteriyor: ‘Yani bunu ben söylemiyorum, bunu Fehmi Koru yazdı!’ Başkalarının yalanlarını pompalamak o sevdiğim arkadaşıma yakışmıyor. Dün bunu telefonda kendisine söylemek zorunda kaldım.” Yazımın sonrasında ise şöyle diyordum: “Benim gazetemin Fethullahçı olmakla uzaktan yakından ilgisi olamaz. Biz Fethullah’ın kim olduğunu, neye hizmet ettiğini, en iyi bilenlerdeniz. Sözcü’nün Fethullahçı olduğu konusunda bir kırıntı kadar kuşkum olsa, burada bir dakika bile durmam. Eyvallah bile demeden çekip giderim. Yalana bakın ki benim gazetem Fethullahçı olmuş! Demek ki dünya tersine dönmüş!” *** Sabahattin Önkibar isimli arkadaşı o gün aradığımda kendisini kınadım ve aynen şunları söyledim: “Sabahattin, sen bunları yazarak kime hizmet ediyorsun? Sen Fehmi Koru gibilerin peşine nasıl takılıyorsun? Elinde bir kanıt varsa açıkla, herkes bilsin. Ama böyle anlamsız yazılar yazmak sana yakışmıyor.” Sonra kendisine bir şeyi daha anımsattım: “Şunun şurasında bu iktidarla mücadele eden sadece birkaç gazeteyiz. Sen onlardan en çok satana, okuyucusu en çok olana böyle saldırdığında, AKP bayram ediyor. Sen aslında bu yazılarınla AKP’ye ve Fethullah ekibine hizmet veriyorsun. Bunu artık bil… Fehmi Koru senin için Sabahattin eşcinseldir, hırsızdır derse, biz ona inanacak mıyız?..” *** Sabahattin dünkü Aydınlık gazetesinde bu konuda bir yazı daha yazdı. Başlığı aynen şöyle: “Emin Çölaşan’ın maaşını Pensilvanya (Fethullah) mı veriyor?” Hemen ardından yine iyice zırvalamaya, saçmalamaya başlıyor ve yine Fehmi Koru’ya, Fethullah’ın Zaman gazetesine sığınıp şöyle diyor: “Hiç kimse F tipini çok iyi bilen Fehmi Koru’nun iki yıl ara ile hem Yeni Şafak’ta, hem de Star gazetesinde dillendirdiği iddiaları çürütemedi.” Dikkat ediniz, en büyük AKP destekçisi olan gazetelere sığınıyor!.. Ve devam ediyor: “Üstelik Fehmi bu iddiayı gündeme getirdiği tarihten sonra Zaman gazetesi onu başyazar yaptı ki, bunun anlamı Koru’nun ileri sürdüğü o iddiaların cemaat tarafından onaylanması anlamını taşır.” Arkadaşın mantığına, gazetecilik anlayışına bakar mısınız! Sonra bizim gazetenin attığı değil, atmadığı manşetlerden söz edip kendini şöyle savunuyor: “Fehmi Koru diyor ki, tanınan muhalif yazarlar kullanılarak muhalif medya kontrol altında tutuluyor.” Bak sen!.. Ama iş zırvalamanın bu kadarıyla da bitmiyor. Yazısının başlığını en sonunda şöyle bağlıyor: “Emin Bey, bendeniz daha önce yazdığım gazeteden (Yeniçağ’dan) ayrılırken o gazetenin yönetimine benim maaşımı siz mi, yokta F tipi mi ödüyor sorusunu sormuştum. Sahi siz bu soruyu Sözcü yönetimine, ama en önemlisi vicdanınıza hiç sordunuz mu?” Güler misin, ağlar mısın! *** Evet, bu zırvaların sahibi olan arkadaş, üstelik Aydınlık gazetesinde yazıyor. Kendisine nirengi noktası olarak Fehmi Koru isimli yandaşı, Zaman, Star, Yeni Şafak gibi dinci gazeteleri almış, onlara sığınmış, onları referans gösteriyor! AKP almış başını gidiyor, tek adam yönetimiyle ülkeyi hallaç pamuğu gibi atıyor ve bugünkü yönetimin en sarsıcı muhalifi, haberleri ve köşe yazılarıyla her gün olay yaratan Sözcü gazetesini saçma sapan iddialarla gündeme getirip hedef saptırma yapıyor. İnsanda biraz sıkılma olur. Elinde dedikodu dışında bir kanıt var mı? Varsa niçin saklıyorsun? Sözcü’yü hedef alan yazılarıyla AKP iktidarına ve Tayyip’e hizmet ettiğinin belki farkında, belki değil. Bundan kısa süre önce kendisini bu konuda eleştiren bir gazeteciye söylediği şu sözler çok ilginçtir: “Abicim ne yazsam dikkate alınmıyor. Ama Sözcü’ye bindirince rağbet görüyor!” Keşke bizim gazete isteğini yerine getirip onu Sözcü’ye almış olsaydı!.. O zaman “En büyük Sözcü, başka büyük yok” diye yazacaktı! Artık iyice zırvaladın, yeter | Sözcü Gazetesi Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
yasin34 Yanıtlama zamanı: Aralık 23, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 23, 2012 beynı sulandırma psıkolojısı bunlar Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
KATSİMATO Yanıtlama zamanı: Aralık 23, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 23, 2012 toplamda bunu anladım Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.