Guest canımmm Oluşturma zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Nisan 16, 2009 Ayırdetmek güç oldu, doğru ile eğriyi New York sokaklarında..." Böyle diyor Mazhar Alanson şarkısında... Önceki gün okuduğum bir yazı, şarkının bu dizelerini dilime pelesenk etti. Ayşe Arman'ı bilirsiniz, genelde sade suya tirit, 'sevgilimle cumburlop yuvarlandım, kızım dişini düşürdü, süt içtim dilim yandı, çöl ortasında benzinsiz kaldım' türü derinlikli yazılarından tanırsınız onu. Ha bir de yazıyı bitirdikten sonra gördüğüm, fon martılarının akıllarınca 'fırlamalık' dersi vermeleri var ki, onları Ruhat yengelerine havale ederek işimize bakalım. Okuduğum yazı, Amerika'dan bir bayan ile Ayşe Arman'ın yaptığı bir söyleşi. Başlık ise insanda yatık tüy bırakmayacak dehşetengizlikte: Kocamı Fethullahçılara kaptırdım! Durun, hemen panik yok. Hani başlıktan çıkan 'nasıl bir operasyonel hareketle kaptırılmış?' merakını da biraz erteleyelim. Hayat bir garip, modern hayat ise daha da tuhaf. Modernitenin beraberinde getirdiğini düşündüğünüz birtakım değerler silsilesinin, zekâ ve formasyon ile birleşmesi insanda yüksek beklentilere neden oluyor. Hani insan düşünüyor ki, akıl, birikim ile birleşirse damıttığı şeyler daha tatlı, haz veren, hayran olunan ve imrenilen olur... Oysa yokmuş böyle bir şey. Kocasını kaptırdığına inanan hanımın mantığını, hayata bakışını, değerlerini filan yargılayacak değilim. Ancak ideolojinin aklı nasıl kilitlediğini ve idraki nasıl çöpe attığının ibretli bir örneğini verdiğini de göstermek tarihe karşı sorumluluk bence. Bir kere hanımın en büyük şikâyeti artık kocasıyla bar, taverna gezileri yapamaması. Merhum Akif'in 'Meyhane' isimli şiiri geldi aklıma. Hani kocasını meyhanenin kapısında bekleyen biçare kadın. Bu hanımda tersi bir durum geçerli, 'Artık içki içmiyor, bara gitmiyoruz' diye kızıyor, köpürüyor. Ve insan yine merak ediyor, acaba aile içi şiddet mi uyguluyormuş eşi? O da değil, 'Asla baskı yapmıyor, ne örtünme ne ibadetle ilgili en ufak bir dayatması yok eşimin' diyor. Dayatan kendisi, 'yapmasın, etmesin, gitmesin, şunu yapalım' diyen kendisi. Hatta hızını o kadar alamıyor ki, 'Uyuşturucudan beter' diyor. Yani eşi, çocuğu esrarkeş olsa bu kadar bozulmayacak, delirmeyecek sanırım. Ya da kocası bara, pavyona takılsa, metres, flört ayağına yaşasa yine sorun olmayacak belki de! Merak ediyor insan, acaba bu kinin, öfkenin, gözü dönmüşlüğün nedeni nedir? Soruyor Arman, 'Okulları gördünüz mü?' diye. Öyle ya okullar hakkında bu kadar atıp tutan, yeryüzünün en büyük melanet merkeziymiş gibi göstermeye çalışan insanın diyecek bir çift sözü olur değil mi? El cevap; hayır görmedim, ama duyduklarım var! Acı acı gülmek işte burada lazım insana... Bir de örnek veriyor; "Bir arkadaşımın çok yaramaz bir oğlu vardı, Brooklyn'deki okula gitti, şimdi beyni alınmış gibi, karşılaştığı her büyüğün elini öpmeye çalışıyor." Gülmeyin lütfen... Oysa birkaç satır yukarıda, bu insanların hepsinin okumuş, yazmış, sosyal insan olduklarını, maç yaptıklarını, şenlik, şölen düzenlediklerini kendisi itiraf ediyor. Ben ekleyeyim isterseniz, olimpiyat düzenliyorlar, şiir, şarkı okuyup, dans ediyorlar, sportif müsabaka tertip ediyorlar, bilim olimpiyatları yapıp dünyada dereceye giriyorlar... Bunların hepsi fena, ne fena şeyler değil mi? Ah bara gitseler, kadehin dibine dibine vursalar, o zaman 'beyinli' olurlar sanırım! Bir de 'gizem' ağzı var hanımefendinin, 'Bu kadar parayı nereden buluyorlar?' diye soruyor 'Descartes'çı olmayan bir şüphe ile. Aslında cevabı yine kendisinin verdiğinin bile farkında değil: "Eve telefon açıyorlar, 'Leyla Hanım, bilmem nerede kurban kesilecek, bize yardım etmek ister misiniz?' diyorlar. 'Hayır!' diyorum, 'Bize katılmak ister misiniz, hayır işi yapacağız?' 'Hayır!' diyorum, 'Niye öyle diyorsunuz, gelin tanışalım, sizi ağırlayalım, bizi yakından tanıyın.' diyorlar. Yine 'Hayır!' diyorum." Yine Alanson'un dediği gibi, ne kadar enteresan! Ben esas bu hanımın eşini merak ediyorum, acaba bir gazeteci de onu bulup bir görüşse, eminim daha da ibretlik bir öykü çıkıp, hep beraber –şair gibi-: "Vücudu ra'se-i na-çar-i ye's içinde harab" deriz. Görenler için ne hikmetli öyküler vardır New York sokaklarında! M. Nedim Hazar... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest [email protected] Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 çok hoş görünüyor..canımm değil mi Fetullah gülen benim yerimede gezsin:) Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ecrinruya Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 tşk bu güzel paylaşım için hakikaten bazen şaşırmamak elde değil Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest canımmm Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 aynen canım insan nasıl görmek isterse öyle görürmüş Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest jojo Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 16, 2009 arkadaşım bende bıraktıkları izlenimi söyleyim, nurcu teşkilatlanmasını biraz yahudi teşkilatlanmasına benzetiyorum, resmi kurumlarda gündüz birbirlerini tanımıyorlar gece toplantılarında kendi isimleri kullanmıyorlar kod adı kullanıyorlar, tanınmamak için şimdi bu munafıklık değil midir? soruyorum şimdi nurculara, ne maksatla yahu ne maksatla yapıyorsunuz? tanınsanız ne olur, maksadınız ne? verdiklerini allah rızası için değil teşkilatın güçlenmesi söz sahibi olabilmek için veriyorlar, çünkü geri alamayacaklarını akılları kestiği fakir kimselere vermiyorlar. aralarında fukarayı barındırmıyorlar, fukaralardan utanıyorlar, fukaraları devlet kademelerinde ilerlemeye engel görüyorlar, halbuki izzeti allah verir ve verdiklerini mutlaka teşkilata dönecek şekilde veriyorlar. allah rızası için okutuyoruz dedikleri çocukları meslek sahibi olduklarında, teşkilata ödeme yapmaya mecbur bırakıyorlar, hani allah rızası için okutmuştun, neden karşılığını istiyorsun? daha neler neler, bence hiç samimi insanlar değil, istisnaları vardır fakat genelde böyle... para olmadan hiç bir şeyin olmayacağına inanıyorlar, insanları müslüman yapmak için paraya başvurmak bence çok saçma tıpkı misyonerlerin hediye dağıtması gibi vs -------------------- ve de tıpkı yahudiler gibi biraz üstlerine gidin herşeyi inkar ediyorlar, tanıdıklarımdan biliyorum, akşam seni falanca yerde sohbette gördüm desen inkar baş kaleleri Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest canımmm Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 kimse kimseyi zorla alıp kolundan götürmüyor.sen burada görev yapacaksın sen bu okulda okuyacaksın diye. hür irademiz var.herkes görmek istediği gibi görür.gençleri zehirliyolarmış gençler barlarda içki alemlerinde,zil zurna sarhoş olup tür türlü sapıklık yapacaklarına...böyle hayırlı işler için görev yapmaları en güzelidir.sana kızkardeşimn anlattığı birşeyi anlatırdım canım ama inan burası yeri deil.allah şaşırtmasın insanı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
pelincim Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Kozmopolit ve bu karmaşanın içerisinde çok güzel gözüküyor... Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest mole Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 arkadaşım bende bıraktıkları izlenimi söyleyim, nurcu teşkilatlanmasını biraz yahudi teşkilatlanmasına benzetiyorum, resmi kurumlarda gündüz birbirlerini tanımıyorlar gece toplantılarında kendi isimleri kullanmıyorlar kod adı kullanıyorlar, tanınmamak içinşimdi bu munafıklık değil midir? soruyorum şimdi nurculara, ne maksatla yahu ne maksatla yapıyorsunuz? tanınsanız ne olur, maksadınız ne? verdiklerini allah rızası için değil teşkilatın güçlenmesi söz sahibi olabilmek için veriyorlar, çünkü geri alamayacaklarını akılları kestiği fakir kimselere vermiyorlar. aralarında fukarayı barındırmıyorlar, fukaralardan utanıyorlar, fukaraları devlet kademelerinde ilerlemeye engel görüyorlar, halbuki izzeti allah verir ve verdiklerini mutlaka teşkilata dönecek şekilde veriyorlar. allah rızası için okutuyoruz dedikleri çocukları meslek sahibi olduklarında, teşkilata ödeme yapmaya mecbur bırakıyorlar, hani allah rızası için okutmuştun, neden karşılığını istiyorsun? daha neler neler, bence hiç samimi insanlar değil, istisnaları vardır fakat genelde böyle... para olmadan hiç bir şeyin olmayacağına inanıyorlar, insanları müslüman yapmak için paraya başvurmak bence çok saçma tıpkı misyonerlerin hediye dağıtması gibi vs -------------------- ve de tıpkı yahudiler gibi biraz üstlerine gidin herşeyi inkar ediyorlar, tanıdıklarımdan biliyorum, akşam seni falanca yerde sohbette gördüm desen inkar baş kaleleri güzel olmuş yorum:).worde kaydediyim:D bu arada şakirt sözcüğünün kökenini araştırırsan hangi dilden geldiğinide görürsün isimleride benzer biraz yahudi örgütlenmelerine. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ecrinruya Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 uff hakkaten artık yani hiç işimiz kalmadı yok yahudilere benziyormuş evet ya hakkaten katliamda yaparlar belki kimse kimseyi bir yere zorla götürmez belki kamplarda insanları sabun yapıyordur bunlar aman dikkkaaattt Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest mole Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Nisan 17, 2009 yahudilerle bağlantısı olması gerekmiyor zaten.çoğunun sistemi aynı. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.