Jump to content

Bâbil - Diller


Melâl
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

 

Efsanevi Babil Sarayı yıkılıncaya kadar insanların meleklerden kalma kadim bir dili konuştuğunu anlatır eski masallar. Derken ne olmuşsa olmuş, insanlar kibre kapılmış, açgözlü, gururlu, birbirinin zenginliğine hasetle gıpta eden, zekasından başka hiçbir şeye güvenmeyecek kadar gururlu, şehvette doyumsuz ve her türlü iştaha obur, yardımlaşma konusunda tembel ve birbirilerine karşı oldukça hoyrat bir hale gelmişlerdi. ..

On günah ve yedi büyük kusur, onların şiarıydı..

Sanatta ve özellikle mimarideki maharet o kadar ilerlemişti ki; göklere meydan okuyacak kadar…

Sadece bir konağının yüksekliği neredeyse yüz metreyi bulan devasa bir Kule Saraydı Babil..

Bulutlar arasında kaybolmuş uçlarında, bir türlü sonu gelmeyen yeni inşaatlarla onu yükseltmeye çalışan zavallı mimar, dülger ve yol işçilerinin çıkardığı çekiç ve kazma seslerinden şehrin kıyametinin koptuğu fark edilememişti bile en son gün gelip çattığında..

 

Babil’e görkemin unutturucu gücü hakimdi. Gövdesini yivler halindeki tüm gök kulesi boyunca sarmal yokuşlarla dolananlar, zamanın nasıl geçtiğini fark edemez; hatta bazen bu eşsiz şehrin yollarına çıkmış olmama esrikliği ile şaşırıp kalmış bir kısım seyyahlar, Babil’in asma bahçeleri arasında bir ömür tüketir, bellerini büker, ihtiyarlayıp, nereye varacaklarını unutmuş bir halde ruhlarım teslim ediverirlerdi..

 

Spiral şeklinde göklere kadar kıvrımlar halinde ilerleyen yolları altındandı Babil’in. Yol kenarlarındaki mazgalları gümüşten, balkon denizlikleri zümrüttendi. Her katta baş döndürücü güzellikte işveyle boy almış asma ve enginar bahçelerinin aralarındaki yapay şelaleler, zebercetten oyulmuş yataklarından neşeyle akarken, aslında her şey yolunda, bayındırlık had safhada, memnuniyet oylumlu olmalıydı…

Ne ki, cenazesi kaldırılmış hiçbir ölünün gözleri huzurla kapanmış değildi yular yılı Babil’de. Her fani bunca zenginliğin ve debdebeli konforun arasından, gözü açık ve mutsuz bir şekilde göçüp yitiyordu nedense…

Malik olmanın sınırını çoktan kaybetmiş Babillilerin bu şükürsüz ve hadsiz halleri Yüce Yaratıcının gücüne gidince, en sonunda olan olmuş, şehrin kıyametidir.

 

ilahi ferman, yeryüzünde inşa edilmekte olan bu mutsuzluk sarayı yerle bir edivermişti…

Her şey sadece bir soluk kadar kısacık bu anda hiç yokmuşa döndüğünde, ulu Babil’in kralları, prensleri, ekabirden her kim varsa yerle bir olan şehrin altında kalırken, ancak şehrin en alt katındaki kapı önlerinde bekleşen dilenciler, işsizler ve şehre girmesi yasak olan kötü giysili kadınlarla, yine kente sokulmayan misafir şairler kurtulabilmişti bu azametli kıyametten..

 

Bir sayha gelmiş ve ulu Babil’i yerle bir etmişti bir solukta… Sağ kalanları bekleyen akıbetse, onları sağ kaldıklarına bin pişman edecek kadar ağırdı.. Çünkü artık kimse kimsenin konuştuğu dili anlayamıyordu, birbirine yaban kılınmış kelimeler, herkesi birer sağıra, herkesi birer dilsize dönüştürmüştü..

Analar çocuklarına, kardeşler birbirlerine küsülü şekilde büyük bir üzüntüyle dünyaya dağılmıştı..

 

Ah ulu Babil'in kibirli kralı Nemrut..

Ne vardı ki İbrahim Peygamberi ateşe atmaya kalkacak?

Ne vardı ki İbrahim'in Allah'ına ulaşıp, onunla boy ölçüşmeye kalkıp Babil Kulesini yükseltecek?

Olan olmuştu işte..

 

Nemrut yükselmenin sarhoşluğu ile bulutları delen sarayının balkonundan ok atmaya kalktığı o sabah ..

Geri dönen okunun ucundaki kan lekesine bakıp, nasıl da sevinmişti ahmakça.. İbrahim'in Tanrısını 'kanatmış' olmakla nasıl da gurur duymuştu..

 

Oysa İbrahim'e ateşi serin kılan Rab,

odunu balığa,

alevi gül yaprağına dönüştüren Rab,

Nemrut'un kibir sarayını gazaba gelip yerle bir edivermişti işte..

 

Bugün meleklerin konuştuğu kadim dili hatırlamıyorsak, İbrahim Peygamber ateşe atıldığı vakitler, onu dilsiz birer şeytan gibi, kılları kıpırdamadan seyreden şehir halkının yüzündendir der, eski bilgeler..

 

Babil yıkıldığı gün, tüm insanlık bundan payını almış; dilim dilim bölünme, yeryüzüne sürülme, dağıtılma, dilleri ayrık, sözleri kesik, boylara ve milletlere ayrılma yazgısı yürürlüğe girmişti..

 

*Sibel Eraslan

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...