Jump to content

Dua


İη¢ιѕєℓ
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

Allah'ın Kuran'da tarif ettiği duada, kişi Allah'ın kendisini gördüğünü,

duyduğunu kavramış, O'na saygı ve korkuyla boyun eğmiş ve O'nun önünde

kulluğunu açıkça kabul etmiştir.

 

Duanın belli bir zamanı ve yeri yoktur. İnsan sokakta, otomobilde, okulda,

işyerinde, kısacası her yerde dua edebilir. Önemli olan kişinin Allah'ın

kendisine şah damarından daha yakın olduğunu unutmamasıdır. Dua insanı

Allah'a yakınlaştıran çok değerli bir ibadettir. Çünkü Rabbimiz'in verdiği

nimetler süreklidir, insanların bu nimetler karşısında dua ve bağışlanma

dilemeleri de sürekli olmalıdır.

 

Kuran'da, bir ayette dikkatin daha kolay sağlanacağı, günlük uğraşların

dışında kalan saatlere, yani geceye ve sabah namazı vaktinde duaya dikkat

çekilmektedir.

 

Ayette "...seher vakitlerinde bağışlanma dileyenler" (Al-i

İmran Suresi, 17) şeklinde tarif edilmekte ve dolayısıyla günün bu en erken

saatinin önemi vurgulanmaktadır. Kuran'da seher vaktine ve geceye dikkat

çekilmesinin çeşitli hikmetleri vardır. Samimi bir dua ve içten bağışlanma

ile güne başlayan ve her an Allah'ı hatırlayan insan, akşama kadar

geçireceği günün içindeki gelişmeleri de Kuran ayetleri ile değerlendirir.

 

Allah'ın kendisini izlediğinin bilinci ile hareket eder. Allah, gece

vaktinin, hareketli olan gündüze göre düşünme, okuma ve duaya daha elverişli

olduğunu şöyle bildirmektedir:

 

"Doğrusu gece neşesi (gece ibadeti, insanın iç dünyasında uyandırdığı) etki

bakımından daha kuvvetli, okumak bakımından daha sağlamdır. Çünkü gündüz,

senin için uzun uğraşılar vardır. Rabbinin ismini zikret ve herşeyden

kendini çekerek yalnızca O'na yönel." (Müzemmil Suresi, 6-8)

 

Gece duası gün içinde dünyevi uğraşlarla vakit geçiren insanın kendi kendine

bir vicdan muhasebesi yapmasını sağlar. Dolayısıyla gece duası gün içinde

yapılan hataların gözden geçirilmesine ve bu hatalardan dolayı tevbe

edilmesine, bağışlanma dilenmesine ve günlük uğraşıların insan ruhunda

yarattığı muhtemel olumsuzlukların giderilmesine bir vesiledir

 

İnsanlar Allah'ın yardımından kuşkuya düşmeden, kabul olacağına kesin olarak

iman ederek dua etmelidirler. Çünkü duaları kabul eden Rabbimiz Kuran'da şu

şekilde bildirmiştir: "Kullarım Beni sana soracak olursa, muhakkak ki Ben

(onlara) pek yakınım. Bana dua ettiği zaman dua edenin duasına cevap

veririm. Öyleyse, onlar da Benim çağrıma cevap versinler ve Bana iman

etsinler. Umulur ki irşad (doğru yolu bulmuş) olurlar." (Bakara Suresi, 186)

 

Duanın kabul olmayacağı endişesiyle dua etmekten vazgeçmek Kuran ahlakına

uygun bir davranış değildir. Bu, pek çok yönden hatalı, hatta cahilce bir

tavırdır. Ancak şunu belirtmek gerekir ki, ayetlerde vurgulanan "duaya

icabet" bir şeyin "aynen gerçekleşmesi" anlamına gelmez.

 

Çünkü insan, bazen

kendisi için zararlı olan bir şeyi Allah'tan talep ediyor olabilir. "İnsan

hayra dua ettiği gibi, şerre de dua etmektedir. İnsan, pek acelecidir."

(İsra Suresi, 11) ayeti, bize bu durumu açıklamaktadır.

 

Duada istenilen

şeyin geciktirilerek verilmesinin veya tamamen farklı bir şekilde icabet

edilmesinin bir nedeni de Allah'ın insanlara olan rahmetindir. Allah

herkesin ihtiyacını en iyi bilen, herşeyden haberdar olandır.

 

alıntı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...