Renan Oluşturma zamanı: Ocak 27, 2013 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 27, 2013 Devedikeni (Silybum marianum veya Carduus marianus), bileşikgiller (Asteraceae) familyasından bazı dikenli bitkilerin ortak adıdır. Deve kengeli, Meryemana dikeni, Sütlü kengel, Akkız, Deve kengeri, Kengel, Uslu kenger, Şevkülmeryem, Atdikeni, Eşek dikeni, Eşek kömürdeği, Gengel, Karayanrik, Kibbun, Kılıç püskülü olarak da bilinir. Devedikeni, yol kenarlarında ve ekili olmayan tarlalarda yetişir. İki yıllık otsu bir bitkidir. Boyu 30-100 cm arasında değişir. Başçıkları, dikenli ve açık yeşil renkli yapraklar ile mor renkli küçük çiçeklerden oluşur. Meyvelerinin veya tohumlarının ucunda beyaz bir tüy bulunur. Papatyagiller familyasındandır. Çiçekleri yaz aylarında açmakla birlikte renkleri genellikle beyaz ve sarıdır. Ülkemizde çoğunlukla kendiliğinden yetişen bir bitki türüdür. Anavatanı’nın Afrika olduğu düşünülürken bugün yayılım gösterdiği coğrafya Akdeniz’dir. Marmara Bölgesi ve Ege Bölgesinde de yaygın olarak gözlenmektedir. Kendine has ve güzel bir kokusu vardır. Kökten gövdeye, dallara, yapraklara, çiçek tomurcuklarına ve tohumlara varıncaya değin her yeriyle yenebilir bir bitkidir. Kök, gövde ve yan sürgünler suda haşlanıp salata yapılarak ya da et yemeklerinin içine sebze olarak eklenerek yenir. Gövde tazeyken soyularak çiğ de yenebilir. Çiçek tomurcukları enginara benzer lezzetiyle tüketilir. Tohumlarından yağ çıkarılır ya da kavrularak kahve yerine içilir. Bu bitki Almanya’da Meryemana’yı andıran bir dinsel sembol olarak görüldüğü için ona bu isim verilmiştir. Kızılderililer ise bu bitkiye Deve Dikeni, Kutsal Diken, Okunmuş Diken olarak adlandırmışlardır. Meryemana dikeni tohumları, yaklaşık olarak 2000 yıldır karaciğer hastalıkları ile ilgili olarak kullanılan bir bitkidir ve bu bitki ile ilgili araştırmalar 1958’de başlamıştır. 10 yıl sonra ise Münih üniversitesinden H.Wagner başkanlığındaki bir araştırma grubusilymarin olarak bilinen bir bileşiği tohumlarından ayırmayı başarmışlardır. Devedikenlerinin toprak üstü bölümlerinin iştah açıcı, idrar söktürücü, ateş düşürücü, romatizma ağrılarını azaltıcı etkisi vardır. Meyveleri karaciğer hastalıklarına karşı kullanılır. Körpe gövdeleri de kabuğu soyulduktan sonra çiğ olarak yenen devedikeni bileşiminde karaciğeri koruyucu etken maddeler; flavonolignandan meydana gelen Silymarin, taxifolin, quercetrin, albümin, miisiliaj, sabit yağ ve acı maddeler bulunur. Vücudu zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin rejenarasyonu (doku yenileme) konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, antidepresif özelliklere sahiptir. Bitkinin içerdiği etkin maddeler sayesinde, karaciğer yağlanması durur. Bu anlamda bitki, karaciğeri korur. Hepatit ve sarılık hastalıklarına karşı veya aşırı alkol tüketimi nedeniyle oluşan siroz gibi hastalıklarda devedikeni tohumu çayı etkilidir. Batıdaki eczanelerde, karaciğer tedavisinde Marianon adı ile satılmaktadır. Meryemana Dikeni Tohumları hemen hemen 2000 yıldır karaciğer problemleriyle ilgili olarak kullanılan bir bitki olup modern araştırmalar ve çalışmalar sonucunda karaciğer hastalıkları üzerine olumlu etkisinin ispatlanmış olması, geleneksel bilgilerin de doğru olabileceğinin çok ilginç bir örneğidir. Toplama/kurutma: Akdeniz, Karadeniz, Ege ve Marmara Bölgelerinde yoğunlukla yetişir. En uzun boylu diken türüdür (150 cm kadar). Genellikle güneşli yol kıyılarında ve tarlaların aralarındaki yolların kıyılarında yetişir. Yaprakları soluk yeşil renkli, beyaz damarlı, kenarları derin dişli ve dikenlidir. Sapın ucunda enginarı andıran mor çiçekleri vardır. Meyveler(tohum) koyu renkli ve 5-7 mm uzunluğundadır. Ağustos-eylül aylarında olgunlaşan meyveler (tohumlar) toplanır ve açık havada iyice kurutulur. Kimyasal Özellikleri Bu bitkinin bileşiminde karaciğeri koruyucu etken maddeler ve kendine has diğer maddeler bulunmaktadır. Bunlar; flavonolignandan meydana gelen silymarin, taxifolin, quarcetrin, albumin, müsilaj, sabit yağ ve acı maddelerdir. Meryemana Dikeni ekstreleri %70–80 silymarin içermesinden dolayı antioksidan etki göstererek karaciğerin serbest radikallerinin zararlarından korur. Aynı zamanda karaciğer hormonlarının ilaçların ve kimyasalların detoksifikasyonundan sorumludur. Tohumları; %25–30 sabit yağ, nişasta, tanen, silymarinler ki bunlar: silybin, silydianin ve slychristin içermektedir. Silymarin bileşiklerinin karaciğer hücrelerinde ribozomal RNA moleküllerini sitimüle ederek protein sentezini arttırdığı sanılmaktadır. Aynı preparatlar mantar zehirlenmelerinde amonitin ve pholloidin alkoloidlerinin karaciğerde zehir etkisini önleyici olarak da kullanılmaktadır. Meryemana Dikeni bitkisinde bu maddeler yanında, tyramin, flavonid, histamin, reçine, âmine, albümin, agmatin maddeleri de bulunmaktadır. Karaciğeri koruyucu etken maddeler kompleksi, üç flavonolignan’dan oluşan Silymarin. Acı maddeler, taxifolin, Quercetrin, sabit yağ, albümin, müsilaj. Deve Dikeni’nin Faydaları: Günümüzün oldukça kirlenmiş ortamından en çok etkilenen organ şüphesiz karaciğerimizdir. Çünkü vücudumuzu zararlı maddelerden temizlemeye çalışan en önemli organımızdır. Karın bölgesinin yağlanması durumunda veya başka nedenlerle karaciğerimiz yağlanabilmektedir. Yağlanan karaciğerin en önemli belirtisi yorgunluktur. (Ultrason ile de tespit edilebilmektedir.) Kilo alınması ile birlikte karaciğer yağlanması oluştuğunda, bu durum kişide yorgunluk yaratığından hareketleri daha da kısıtlanmakta ve daha fazla kilo alabilmektedir. Enginar ailesinden bir bitki olan Devedikeni bitkisi, içindeki Slymarin maddesi ile karaciğer için çok yararlıdır. Laboratuar verilerine göre Devedikeni tohumunda milyonda 7000 ila 60000 arasında değişen oranda Silymarin maddesi bulunmaktadır. Bu özellikleri ile; - Dolaşım faaliyetlerini düzenler. - Karaciğer hücrelerinin yenilenmesinde önemli rol oynar. - Karaciğer hastalıklarına bağlı tedavilerde kullanılır. - Hepatit ve sarılığa iyi gelir. - Kabızlığa iyi gelir. - Prostat sorununda kullanılır. - Sindirim sistemini kuvvetlendirir. - Vücut direncini arttırır. - Tohumları safra salgılatır. - Safra Kesesi hastalıklarının tedavisinde kullanılır. - Öksürüğü keser. - Rahim hastalıklarının tedavisinde kullanılır. - Varisleri giderir. - İştahı açar. - Mideyi kuvvetlendirir, hazmı kolaylaştırır ve sindirim sistemi hastalıklarına iyi gelir. - Ateşi düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir. - Kramp çözücüdür. - Migrene karşı faydalıdır. - Damar tıkanıklığını önlemeye yardımcı olur. - Antioksidan etkileri ile cilt ve prostat kanserine karşı koruyucudur. Deve Dikeni’nin Zararları Deve dikenini herhangi bir zararı yoktur. Aşırı tüketim halinde ishal yapabilir. İştah açtığı için diyet yapanlar fazla tüketmemelidir. Tıbbî Etkileri Bu bitki üzerinde yapılan klinik araştırmalar ve deneyler sonucu içerisindeki kimyasal maddelerin vücudumuzun ikinci büyük organı olan karaciğer hastalık ve problemlerinde tedavi olarak ve de karaciğeri kuvvetlendirici amaçlı kullanabilineceğini açıkça ortaya koymuştur. Önceleri sadece Almanya’da daha sonra ise Avrupa’nın birçok ülkesinde araştırmalar sonucu görülmüştür ki kronik hepatitiyani karaciğer iltihabı dahil, aşırı alkol ve bazı ilaçların neden olduğu kolonjit (safra yolu iltihabı) ve sirozda da bu bitkide bulunan maddelerin oldukça etkili olduğu saptanmıştır. Karaciğer, vücudumuzun kimyasal fabrikası gibi çalışarak sağlığımızın sürdürülmesinde önemli rol oynar. Yağların yakımı ve parçalanması için gerekli safrayı üretir. Kanımızdaki nikotin, alkol ve karbonmonoksit gibi zehirleri zararsız hale getirir. Karaciğer aynı zamanda A, D, E ve K vitaminlerin de depolandığı yerdir. Meryemana Dikeni tüm karaciğer fonksiyonlarını destekler ve yeni karaciğer hücrelerinin oluşmasında yardımcı olur. Bu bitkinin içeriğindeki silibin maddesi aynı zamanda kuvvetli bir antioksidan olup sigara, alkol ve kirli hava ile alınmış olan zehirli maddeleri oksidatif zarar sonucu üretilen serbest radikalleri etkisiz hale getirir. Silymarin aynı zamanda iyi bir kan temizleyici olup psoniasiz yani; sedef hastalığı için de faydalıdır. Karaciğerin temel görevlerinde olan infilitrasyon (filtre etme) özelliğinden dolayı sedef hastalığı ile ilişkisi vardır. Sedef hastalığının diğer bir nedeni de leukotrienelerin fazla hücre oluşumunu engellemesidir. Silymarin karaciğer hormonlarının, ilaçların ve kimyasallarının süzülüp temizlenmesinden sorumlu glutathione maddesinin oranı %35’in üzerine çıkmaktadır. Silymarin karaciğere zarar veren leukotrieneler için kuvvetli bir engelleyici olduğu gibi karaciğere karşı koruyucu etkisi birçok deneysel ve klinik çalışmalarla ispatlanmıştır. İnsanlar üzerinde yapılan çalışmalarda silymarinin siroz, kronik hepatit, karaciğerin yağ infilitrasyonu, hamilelikte safra akımının kesilmesi, cholongitis yani; safra kanalları iltihabı ve pericolongitis (safra kanalları çevresindeki doku ve oluşumlarının iltihabı) gibi birçok karaciğer hastalığı üzerinde pozitif etkisi olduğu da gösterilmiştir. Ayrıca silymarin maddesi karaciğer zehirlenmelerinde özellikle amonitha phalloides ile olan mantar zehirlenmelerinde çok etkilidir. Etken bileşik silymarin karaciğerin hücre çekirdeğinde polimeraz A’nın aktivitesini sitimüle eder ve karaciğer rejenerasyonu (yenileme) kabiliyetini arttırır. Bu bitki droğunun antihepatitoksik etkisi yanında kologog etkisi de vardır. Bunların yanında antidepresan (sakinleştirici) etkisi de görülmektedir. Yorgunluğa iyi geldiği de söylenmektedir. Antioksidan Silymarin ve Silbyin içeriği dalayısı ile antioksidan özellikler gösterir. Karaciğerde yağ peroksidasyonunu engeller. Deri Silymarin etkisi ile leukotriene'ler denilen aşırı iltihapsal maddelerin üretimini katalizleyen lipoxygenase enzimini engeller. Böylece leukotriene'lerin aşırı üretimi kısıtlandığından onların sebep olduğu düşünülen psoriasis hastalığı da yavaşlatılmış olur. Aynı şekilde karaciğerin fonksiyonelliğini geliştirerek, psoriasis ile ilgili olduğu düşünülen vücuttaki bir nevi içsel toksik maddeler olan polisakkaritlerin uzaklaştırılması işlemini de kolaylaştırır. Yine psoriasis hastalarında yüksek olan GMP ve AMP kimyasallarının oranlarını düşürdüğü tespit edilmiştir. Devedikeni özsuyu siğillere sürülerek üzeri plastik bir bandajla kapatılarak tedavi uygulandığında siğiller yok olurlar. Ancak tedavide ısrarcı olunmalıdır. 3 ay kadar da sürebilmektedir. Dışkılama sistemi Yine silymarin içermesi sebebiyle böbreklerin rejenasyonunu uyarır ve onları zehirli maddelerin toksik etkilerinden korur. Hücreler Hücre zarlarının dayanımını arttırır ve onları stabilize eder. Immün sistem * Silymarin içeriği dolayısı ile göğüs kanserini önlemede yardımcı olur. * Silymarinden dolayı oral olarak alındığında veya yüzeysel olarak sürüldüğünde iltihaplanmayı azaltır. * Mast hücrelerinin histamin salgılamasını engelleyerek anti - iltihapsal aktivite gösterir. * Yumurtalık kanserini önlemede faydalıdır. * Silymarinden dolayı prostat kanserini önlemede ve tedavisinde yararlıdır. * Yüzeysel sürüldüğünde bir çeşit deri kanseri olan squamous hücre kanserini önlemede faydalı olur. Kalp - damar sistemi Kırmızı kan hücre zarlarını yağ peroksidasyonuna karşı korur. Metabolizma * Devedikeni cholestasisolayini hafifletir. Silymarin bir karaciğer koruyucusudur. Karaciğerin antioksidan kapasitesini geliştirir ve karaciğer enzimlerinin aktivitesini arttırır. * Silymarin içeriği dolayısı ile toplam kolesterolü düşürür. HDL kolesterolü arttırırken, LDL kolesterolün karaciğerden uzaklaştırılmasını çabuklaştırarak LDL seviyesini düşürür ve antioksidan özelliği yüzünden LDL kolesterolün oksidasyonunu engeller. * Diabetes mellitus hastalarında devedikeni kan şekerini, ensülin seviyesini, glikozüri seviyesini ve glikoze hemoglobinseviyelerini azaltır. * Silymarin içermesi sebebiyle karaciğerin rejenasyonunu teşvik eder ve onları zehirli maddelerin toksik etkilerinden korur. Deve dikeni çok zehirli bir mantar türü olan amanita phalloides'lerin toksik etkisinden karaciğeri korur. Karaciğer hücre zarlarının entegrasyonunu stabilize eder. Karaciğeri karbontetraklorür ve alkolün zararlı etkilerinden korur. * Günde alınan 420 mgr silymarin, siroz hastalığını engeller ve tedavi eder. * Devedikeni karaciğer yağlanmasına etkin bitkilerden önde gelenidir. * Hem akut hem de kronik hepatit hastalığında 6 ay, günde 420 mgr alındığında çok iyi neticeler vermiş, karaciğer fonksiyonları etkin şekilde gelişmiştir. Hepatit -C hastalarında günde 380 mgr silymarin ile birlikte selenyum ve lipoik asit alındığında önemli iyileşmeler gözlenmiştir. * Jaundice hastalığında iyileşmeyi hızlandırır. * İçeriğindeki silybin dolayısı ile paracetamolün aşırı alınmasıyla oluşabilecek glütasyon azalması yüzünden karaciğeri,paracetamolün potansiyel zehirleme etkilerinden korur. * Silymarin karaciğer hücre proteinlerinin sentezini arttırarak karaciğer dokularının rejenerasyonunu teşvik eder.Sindirim sistemi Safra salgılanmasını teşvik eder. * Kimyasal olarak birflavonoid olan silymarin içeriği yüzünden karaciğerdeki kolesterol sentezini etkilemeksizin safradaki kolesterol yan ürünlerini azaltır. Böylece safra taşlarının oluşmamasına, önlenmelerine yardım edilmiş olunur. Etkileri: Karaciğeri koruyucu, zararlı ve zehirli maddelerden arındırıcı, karaciğer hücrelerinin regenerasyonu (kendini yenilemesi) konusunda etkili, safra salgılarını arttırıcı, anne sütünü arttırıcı ve antidepresif. Varis hastalığına karşı da dahilen kullanılabilir. Kullanım alanları: Bitkinin etken maddeleri karaciğeri genel anlamda korur ve özellikle çok yaygın olan karaciğer yağlanmasında rejeneratif (doku yenileyici) etkiye sahiptir. Karaciğer hastalıkları gitgide yaygınlaşmaya başladı. Genellikle sarılıkla birlikte görülen akut hepatit (bulaşıcı karaciğer iltihabı) zamanımızda adeta salgın hastalıklar sınıfına girdi denilebilir. Ama gereğinden fazla beslenme ve aşırı alkol tüketimi de, karaciğer dokularının büyük bir bölümünü çalışamaz duruma sokan karaciğer yağlanmasına yol açabilmektedir. İşte bu durumda devedikeni tohumu, hiçbir yan etkisi olmayan, spesifik (özgül) bitkisel ilaçların en önde gelenidir. Bitkinin etken maddesi Silymarin, yüksek dozlarda bile hiçbir yan etki içermez ve karaciğer dokularının yenilenmesinde fevkalade etkilidir. Ayrıca bu etken madde, karaciğeri zararlı ve zehirli maddelerden de büyük bir başarıyla temizleyebilmektedir. En etkili zehirlerle yapılan hayvan deneyleriyle kanıtlanmış bir gerçektir bitkinin bu önemli özelliği… Kısaca söylemek gerekirse, duyarlı ve hasta karaciğerlerin korunması için, devedikeni tohumu çayı bir kür biçiminde önerilebilir. Bir tutam devedikeni suda haşlanarak yudum yudum içilirse ateşi düşürür. Sirkesi iştahı açar, mideye kuvvet verir ve hazmı kolaylaştırır. Kumları dökmeye yardımcı olur ve cinsel gücü arttırır. Karaciğeri tüm zehirli ve zararlı maddelerden arındırır, karaciğer hücrelerinin yenilenmesini destekler, en ağır karaciğer hastalıklarında bile gönül rahatlığı ile kullanılabilir. Bilinen hiçbir yan etkisi yoktur. Reçeteler… Karaciğer yetersizliği: Bitkinin içeriğindeki silymarin maddesi karaciğer tedavi edicidir. Bu nedenle bitki veya tohumları kaynatılıp soğuk olarak içilebilir. Eğer tatlandırılmak istenirse bir miktar bal kullanılabilir. Zehirlenmelerde: Deve dikeni kaynatılır süzülerek içilir. Hepatit (Sarılık): Deve dikeni ayrık otu köküyle beraber kaynatılır soğutulmuş olarak içilir. Tatlandırıcı olarak bir miktar bal kullanılabilir. Mide güçlendirici: Deve dikeni bitkisinin tohumları ezilerek sirkenin içine atılır. 20 gün bekledikten sonra kullanılabilir. Ateş düşürücü, idrar arttırıcı, romatizma ağrılarını azaltıcı: 15 g deve dikeni 100 g suda haşlanır ve bu hazırlanan preparattan bir bardak içilerek tedavide kullanılır. Safra arttırıcı: Bir miktar deve dikeni tohumları suda haşlanır ve elde edilen preparat içilerek kullanılabilir. Kum dökücü olarak: 25 g halis deve dikeni suyu ile yeteri miktarda badem yağı karıştırılır. Elde edilmiş olan preparat içilir. - Karaciğer yetersizliği: İçindeki silymarin maddesi dolayısıyla karaciğerin ilacıdır. Deve dikeni ya da tohumları kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak içilmeye devam edilir. - Zehirlenmelerde: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilir. - Sıtma: Deve dikeni yalnız başına ya da kınayla beraber kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. - İştah açıcı: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. - Mide güçlendirici: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. - Hazım kolaylaştırıcı: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak yemeklerden sonra içilmeye devam edilir. - Kuvvet verici: Deve dikeni kaynatılıp balla tatlandırılarak içilmeye devam edilir. - Sarılık: Deve dikeni ayrık otu köküyle beraber kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak içilmeye devam edilir. - Alkoliklere: Deve dikeni, alkolü bırakmış, bu nedenle burnu kızarmış kişilerde, bu alkol lekelerini giderir. Deve dikeni, kaynatılıp balla tatlandırılarak soğuk olarak günde 3 su bardağı içilirse alkolün tahrip ettiği karaciğeri tedavi eder, kızıllık gider. - Süt arttırıcı: Deve dikeni kaynatılıp balla içilir. - Susuzluk: Deve dikeninin taze genç filizi (sürgünü) soyulup yenirse susuzluğu keser, tatlı ve lezizdir. Devedikeni tohumu, Alman resmi gazetesinde 13.3.1986 yılında (Heftnummer:50, ATC-Code: A05BA) yayınlanarak modern bitkisel ilaç olarak yürürlüğe girmiştir. Günümüzde de modern tıbbi tedavinin vazgeçilemez bir unsuru olarak kullanılmaktadır. Kullanım biçimleri: Bir tatlı kaşığı dolusu devedikeni tohumu havanda hafifçe ezilir. Orta boy bir su bardağı dolusu kaynar derecede sıcak suyla haşlanır, 10-15 dakika demlendirildikten sonra süzülür. Taze demlenmiş çay sıcakken ve yudumlanarak, sabahları aç karnına, öğlen yemeğinden yarım saat önce ve yatmadan yarım saat önce birer bardak içilir. Devedikeni tohumu, nane ile karıştırılarak da demlenebilir; böylece, yalnızca yeni bir lezzet oluşturmakla kalınmayıp, çayın iyileştirici gücü de arttırılmış olur. Deve Dikeni’nin Kullanımı:Deve Dikeni tohumu çayının hazırlanışı; Devedikeni tohumunu birleşimindeki Silymarin türevleri çayın demine geçmez. Bu nedenle Devedikeni tohumları önce karabiber değirmeninde öğütülür veya havanla dövülerek toz haline getirilir. Devedikeni tohumlarının tozundan iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilâve edilir. Gün içerisinde 3 bardak taze demlenerek içilir. Sabah aç, öğle yemekten 30 dakika önce ve gece yatmadan 30 dakika önce bir bardak olarak soğutmadan yudumlanarak tüketilir. Veya havanda hafifçe ezilmiş bir tatlı kaşığı dolusu tohum, orta boy bir su bardağı dolusu kaynar suyla haşlanır, üstü kapalı olarak 10-15 dakika demlendikten sonra süzülür. Gün içerisinde 3 bardak taze demlenerek içilir. Sabah aç, öğle yemekten 30 dakika önce ve gece yatmadan 30 dakika önce bir bardak olarak soğutmadan yudumlanarak tüketilir. Deve Dikeninin yaprağıyla çayının hazırlanışı; 1adet yaprağı,1 ufak kökü 1 litre kadar suyun içerisinde kaynattıktan sonra gün içerisinde 3 sefer olmak üzere 1 çay bardağı içilir. Bedenimizi iki kısımda inceleyebiliriz; asidik ortam ve alkali ortam. Kanımızda asidik ortam arttığı zaman kanımız kirlenir. Kanımız kirlenince saçlar dökülür, cilt bozulur. İlk önce kanın temizlenmesi gerekir. Kanı temizlemek için de alkali bitkiler kullanmak gerekir. Dünyanın en alkali sebzesi kırmızı pancar ve enginardır. Bitkilerde ise devedikenidir. Enginar, damar adalelerini güçlendirmede kullanılabilir. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.