Guest krema Oluşturma zamanı: Mayıs 13, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 13, 2009 Bir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur. Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz. Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz. Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur. Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır. Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir. Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız. Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız. Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir. Bunu demek kolay ama yapmak zordur. Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb. spiritüel bir disiplin işidir. Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz. Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur. Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür. Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır. Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz. Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır. Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar. Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur. Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz. İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız. Fadime Emir'in Psişik Korunma isimli kitabından dır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ReYHaN Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Bir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur. Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz. Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz. Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur. Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır. Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir. Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız. Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız. Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir. Bunu demek kolay ama yapmak zordur. Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb. spiritüel bir disiplin işidir. Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz. Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur. Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür. Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır. Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz. Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır. Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar. Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur. Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz. İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız. Alıntıdır....Bir insana, bir nesneye, bir hayvana, bir bitki veya bir imgelemeye, bir düşünceye olumlu veya olumsuz dikkat yöneltmek, dikkatimizi yönelttiğimiz şeye enerji vermenin bir yoludur. Bir şeye negatif dikkat yönelttiğimizde negatif bir titreşim, pozitif dikkat yönelttiğimizde pozitif bir titreşim yayarız ve yükleriz. Bizden yayılan titreşim, genellikle o şeyde de aynı titreşimi yaratır ve onun titreşimleriyle rezonansa gireriz. Bir taraf bir frekans yaratıp karşı taraf da buna aynı frekansla karşılık verdiğinde, her iki taraf da rezonansa girmiş olur. Eğer birilerinden geldiğini hissettiğiniz olumsuz bir etkiye siz de ona eşdeğer nitelikte olan olumsuz bir etkiyle karşılık verirseniz onu kısa süreli olarak kendinizden uzaklaştırmanız olasıdır. Ancak bu durum çevreyi psişik olarak kirletir. Sizden yayılan olumsuz etki, kendisiyle benzer titreşimlerde-ki diğer titreşimlerle birleşip güçlenir ve nihayetinde siz de bu psişik kirlilikten nasibinizi alırsınız. Geçici bir korunma elde edip sonuçta daha büyük bir psişik saldırıya maruz kalırsınız. Bu nedenle en önemli korunma mantığı, hiçbir olumsuza, olumsuz bir karşılık vermeme prensibini benimsemektir. Bunu demek kolay ama yapmak zordur. Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb. spiritüel bir disiplin işidir. Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz. Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur. Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür. Dünya olarak içinde bulunduğumuz ve muhatap olduğumuz her durum ve koşulun oluşmasında tüm insanlığın ve dolayısıyla her birimizin yaptığı düşünce yayınlarının katkısı vardır. Korkuyu beslersek korktuğumuz durumların gerçekleşme olasılığını, barış duygularını beslersek de barışın gerçekleşme olasılığını seçmiş ve onların tezahür etmesine katkıda bulunmuş oluruz. Şu anda dünyanın pek çok yerinde gerçekleşen savaş ve barbarlığın görünürdeki nedeni siyasi, politik ve ekonomik temellere dayandırılır. Görünenin arka planındaki sebepler ise insanlığın psişesinde yatar. Psişenin derinliklerindeki temel duygunun korku olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü hayatta kalma içgüdüsü ile egonun itici gücü ne yazık ki korkudur. Korku yerine güven titreşimlerini, nefret yerine sevgi titreşimlerini üretmeye başladığımızda kişisel yazgımız da insanlık yazgımız da şu anki akıllarımızla kavrayamayacağımız niteliklerde değişecek, aşkın titreşimlerin sihirli gücüyle işbirliği yapan kozmik oyuncular olarak yolumuza devam edeceğiz. İşte o zaman, hayatta kalmak için korkunun ve egonun egemenliğine hiç mi hiç ihtiyaç duymayacağız. Alıntı. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Gülümse. Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Emeğine sağlık ablacım Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
ReYHaN Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Örneğin birisi size bağırdığında bağırmamak, öfkeye öfkeyle cevap vermemek, dedikodu yapmamak vb. spiritüel bir disiplin işidir. Bizler de pekala kendimizi disipline edebiliriz. Bir olumsuzluğa olumsuz bir tepki vermek yerine, pozitif ve cömert bir enerjiyle yani tüm kalpleri arındıran sevgi titreşimleriyle cevap vermek daha yapıcı ve daha koruyucu bir yoldur. Sevgiyle cevap vermek, aynı zamanda temiz bir psişik atmosfer elde etmek için gerekli olan yaratıcı bir güçtür. --- Sonraki mesaj --- Sende sagol canim.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Nameles Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 24, 2011 Sevgili Reyhan, Yazdiklarina katiliyorum ancak sürekli siz verici oluyorsaniz bir yere kadar oluyor istediginiz kadar iyi niyetli, hosgörülü ve pozitif ol bir yere kadar sabrediyorsunuz sonra patliyorsunuz Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
impossible Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2011 Sevgili Reyhan, Yazdiklarina katiliyorum ancak sürekli siz verici oluyorsaniz bir yere kadar oluyor istediginiz kadar iyi niyetli, hosgörülü ve pozitif ol bir yere kadar sabrediyorsunuz sonra patliyorsunuz kesinlikle katılıyorumm bir yere kadar pozitif hoşgörülü ve anlayışlı olunuyor..Süreklii verici yapıcı olduktan sonra bir yerde enerji tükeniyor ister istemez Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
fairyy Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 26, 2011 merhaba bazı zamanlar birini çook özlediğimi çok derinden hissediyorum yani o an hissettiğim enerjiyi anlatacak kelime bulamıyorum şu anda çok derin bişey oluyor o hissettiğimkalbimin taa derinliklerinden geliyor.şimdi bu karşı tarafında bana karşı aynı ya da benzer birşey hissettiği anlamına mı geliyor? bu bazen bir anda oluveriyor. bazı zamanlar da çok öfke duyuyorum sanki resmen beynimden onunla tartışıyorum o an yüzü fln gözümün önüne geliyor.o anlarda o da bana karşı öfke hissediyor olabilir mi? bunlar çok merak ettiğim sorular aydınlatırsanız eğer çooooookkkk mutlu olurum arkadaşlar Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.