Yaşlanan Cildi Onarmanın Yolları

Mevsim değişikliklerinden, dış etkenlerden dolayı ve ilerleyen yaşla birlikte ciltte kırışıklıklar, kızarıklıklar ve yaşlanma belirtileri ortaya çıkabiliyor.

İki haftalık pH diyetiyle, kırışıklıkların giderebileceğini gösteren çalışmalar var. Sağlıklı cilt, asit-baz dengesine gereksinim duyar. Her gün 3’e 1 oranında baz-asit şeklinde beslenmenin, her gün su, bitkisel çay, kalsiyum tablet ve probiyotik destek almanın, haftada bir kez mutluluk verecek bir etkinlikte bulunmanın, yaşa ve cilde uygun günlük nemlendirici, güneş koruyucu, göz kremi kullanarak bakım yapmanın cilt yaşlanmasını önemli derecede engellediği kanıtlandı.

Genç ve sağlıklı her ciltte hyalüronik asit bulunmaktadır. Bu asit, cildin su tutma kapasitesini artırır dolayısıyla da kırışıklıkların doldurulmasına yardımcı olur. Hyalüronik asit, günümüzde yaygın bir kullanım alanına sahip. Birçok kozmetik ve bakım ürününün içinde bulunmaktadır. Dolgu denilen şey, yalnızca o bölgeyi bir maddeyle doldurmak değildir. Uygun bakım yapıldığı takdirde hyalüronik asit, su tutulmasını sağlayarak bu görevi yerine getirecektir. Cildin yeterince nemlendirilmesi, kırışıklıkların engellenmesi için en önemli basamaklardan biridir.

Derinin en üst tabakasının engel işlevi, hücreler arasındaki iki tabakalı lipit (yağ) tarafından kontrol ediliyor. Bu yapının zamanla bozulması, nem kaybını artırıyor. Bu lipit bariyerin işlevini düzeltmek amacıyla birkaç farklı yol üzerinde çalışmalar yapılıyor. Öncelikle; yulaf özlü, gliserinli, mineral ve jojoba yağlı, dimetikonlu, propilen veya butilen glikollü, üreli, alfa hidroksi asitli, seramitli, soya fasulyeli birçok ürünle engel işlevinin düzeltilmesi amaçlanıyor.

Ayrıca cilt parlaklığını kaybettiyse seramitli nemlendiriciler bu sorunu çözmeye yardımcı oluyor. Seramitler, ciltte doğal olarak bulunuyor ve hasarlı hücreleri onarıyor. Yeni nesil kremlerde kullanılan seramit-2 cildin bozulan bariyerini onarmada oldukça başarılı sonuçlar veriyor.

Derinin yaşlanmasıyla ilgili yeni teorilerde, foto yaşlanmayla karsinojenezin (kanserleşmeye giden süreç) aynı olduğu vurgulanıyor. Bunun nedeni, her ikisinin de güneş ışınlarının etkisiyle deride gelişen yıpranma sonucu ortaya çıkmalarıdır. Dolayısıyla bu yıpranmayı engellemek veya azaltmak, yaşlanmayı ve kanser gelişim riskini azaltacaktır.

Bu amaçla niyasinamit, yeşil çay polifenolleri ve salisilik asit kullanılıyor. Yani yeşil çayla ilgili herhangi bir sorununuz yoksa her gün bir ya da iki fincan tüketmenizde fayda var. Seçilen kozmetik ürünlerin deriyi tahriş etmeyen yapıda olması önemlidir. Çünkü bu tahrişler, yıpranmayı artırarak olumsuz etkiler gösterebilir.

Halk arasında ‘damar çatlaması’ olarak bilinen telenjiektaziler için yapılan özel lazer tedavileri var. Bu lekelerin lazerle giderilmesi mümkün! Son yıllarda geliştirilen lazer tedavileri, güvenli ve yüz güldüren sonuçlar veriyor.