Jump to content

Etobur Bitkiler Hakkında Genel Bilgiler


sessiz nehir
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

DOĞA HARİKASI, BÖCEK YİYEN BİTKİLER

Bataklık ve asitli gibi besinden yoksun topraklarda yetişen bu bitkiler, zamanla besinleri toprak dışından temin etmek üzere evrime uğramışlardır. Bunun için oldukça dahiane böcek yakalama yöntemleri geliştirmişlerdir. Bu metodlar genelde aktif kapan ve pasif kapan olarak ikiye ayrılır.

Aktif kapana en iyi örnek Venüs Sinek Kapanı'dır (Dionea muscipula). Bu bitkinin kapan şeklinde yaprağı içine bir böcek girdiği zaman, kapan aniden kapanarak içindeki böceği hazmetmeye başlar. Böcek bir hafta içinde tamamen sindirilerek bitkinin besin ihtiyacı karşılanır. Böceğin bitkinin kapanına cezbedilmesi için bitki aromalı bir nektar salgılar. Bu nektara kanan böcekler kapanın içine girdiklerinde kapan saniyenin otuzda biri bir hızla kapanarak böceği hapseder. Daha sonra bitki böceği hazmetmeye başlar ve bir hafta sonra geride böceğin sadece artıkları kalır. Venüs Kapanının kapan mekanizması çizimini altta görebilirsiniz.

vftbd0.gif

İkinci kapan türü de pasif kapanlardır. Bu gruba giren bitki gruplarına Sarracenia, Drosera, Nepenthes, Heliamphora, Pinguicula ve Drosaphyllum örnek gösterilebilir. Pasif kapanların iki ana türü mevcuttur. Bunların en ilginçlerinden biri eski sinek kağıtları gibi yapraklarında yapışkan bir sıvı üreten bitkilerdir. Bu bitkilerin yaprakları şekerli ve yapışkan damlacıklar üretirler. Bu damlacıkları yemek için konan böcek yaprağa yapışır ve kurtulamaz. Daha sonra yaprak böceğin etrafını sararak böceği hazmeder. Bu tür bitkilere en iyi örnek Drosera'lardır. Drosera yaprakları avını sararak hazmettiği için hem aktif hem de pasif kapan özelliklerine sahiptir.

14_drosera_hilaris.jpg

Diğer ve daha yaygın bir pasif kapan türü de sürahi kapan denilen türdür. Bu tür bitkilerde (Nepenthes, Sarracenia ve Heliamphora) bitkinin birçok sürahi şeklinde kapanı vardır. Bu kapanların içi sindirim enzimleri içeren su ile doludur. Kapanın etrafında salgılanan aromalı sıvıya kanan böcekler, daha çok bu cazip yemden yemek için yavaş yavaş kapanın içine doğru ilerlerler. Ancak kapanın içinde bulunan kıllar aşağı doğru uzadığından böcek kapana girer ama bir daha geri çıkamaz. Nihayet enzimli suda boğularak bitkiye yem olur. Bu türe bağlı bazı cinslerin, özellikle Nepenthes'lerin bazen fare veya kuş kadar büyük avlar yakaladığı ve hazmettiği bilinmektedir. Altta böyle iki Nepenthes türü görülmekte.

neymae1st4.jpgninsignisbiak1kj7.jpg

Etobur bitkiler dünyasına bir bakış

Etobur bitki tuzakları 4 grup altında toplanabilir;

1- Sürahi tuzaklar,

2- Yapışkan tuzaklar,

3- Emici tuzaklar

4- Ani kapanan tuzaklar olmak üzere .

Literatürde, “Böcek Yiyen Bitkiler” (Insectivorous Plants) ve “Böcek Kapan Bitkiler” (The Fly Trap-Plants) gibi isimlerle de anılan Etobur yani Karnivor bitkiler (Carnivorous Plants) bilimsel olarak ilk defa Charles Darwin tarafından araştırılmıştır.

 

Etobur bitkilere geçmeden önce, bitkilerin ekosistemdeki önemleri hakkında kısa bir bilgi verelim. Yeşil bitkiler, canlı yaşamın devamlılığı için doğanın vazgeçilmez unsurlarıdır. Besin piramidinin tabanında yer aldıkları için, ekosistemin primer (birincil) üreticileri konumundadırlar. Primer üretici organizmalar, yaşadıkları ortamdan aldıkları hammaddeleri (azot, fosfor, potasyum, kalsiyum v.b besin elementleri ile karbondioksit) kullanarak kendileri ve diğer canlıların yaşamları için gerekli olan besinleri sentezleyen organizmalardır. Yeşil bitkilerin önemi, sadece primer üretici olmaları ile sınırlı değildir. Ekosistemin oksijen ve karbondioksit dengesinin korunması ve buna bağlı olarak yeryüzündeki ısı kontrolünün sağlanması da yeşil bitkilerin kontrolü altındadır. Üstlendikleri tüm bu görevler, yeşil bitkilerin doğanın vazgeçilmez unsurları olduklarının çok açık bir göstergesidir.

 

Bitkilerin de, insanlar, hayvanlar ve diğer canlılar gibi sağlıklı bir yaşam sürdürebilmeleri için dengeli beslenmeleri gerekir. Bitkiler dengeli beslenebilmek için, bulundukları ortamdaki besin maddelerini ihtiyaçları ölçüsünde almak zorundadırlar. Her bitkinin, azot, fosfor, potasyum, demir, bakır, çinko, mangan, klor, molibden ve bor gibi besin elementlerine olan ihtiyacı bir diğerinden farklılıklar gösterir. Acaba bitkilerin tamamı besin ihtiyaçlarını aynı yolla mı sağlamaktadır?

 

Etobur Bitkiler Niçin Var?

Canlılığın devam edebilmesi için, yeryüzündeki her canlı türünün özel bir görevi bulunmaktadır. Önemsiz olduğunu düşündüğümüz bir karasineğin bile, bazı bitkilerin tozlaşması, ölü organizmaların mekanik parçalanması ve diğer hayvanlara besin kaynağı olması gibi yararlı görevleri bulunmaktadır. Benzer şekilde, çoğumuzun yakın çevremizde görmekten hoşlanmadığı bir eşek dikeni bitkisi de, bazı omurgasızlar için beslenme, barınma ve korunma sağlamaktadır.

 

Yeryüzündeki her bitki türü, özel bir ekolojik ortamda evrimsel sürecini tamamlayarak günümüze kadar gelmiştir. Bitkiler, bu süreç içinde besin maddelerini temin edebilmek için birbirlerinden farklı beslenme yolları tercih etmişlerdir. Örneğin baklagiller (Fabaceae) familyasına dahil olan bitkiler, ihtiyaç duydukları azotun bir bölümünü topraktan alırlarken, önemli bir bölümünü de azot bağlayan bakteriler (Rhizobium) yardımıyla elde etmektedirler. Bu bitkiler, köklerindeki yumrularda barınan ve atmosferik azotu bağlayan bakterilerle bir arada evrimleşmişlerdir (ko-evolusyon).

 

Azotlu bileşiklerce zengin toprakları tercih eden ısırgan otu, ballıbaba ve banotu gibi bitkiler, evrim süreçlerini azotlu topraklarda tamamlamışlardır. Doğadaki madde döngüsünün yeterince tamamlanamadığı mineral maddeler bakımından fakir bataklıklar ile kireç oranı yüksek olan topraklarda evrimleşen etobur bitkiler ise azot, fosfor ve potasyum gibi ihtiyaçlarını toprak dışından temin etmek üzere farklılaşmışlardır.

 

Etobur Bitkiler Nasıl Hareket Eder?

Böcek yakalayıp sindiren bitkilerin çoğu kapan yapraklarını hareket ettirir.

Hareket etme hayvanlara ait bir özellik olmasına rağmen bu bitkiler nasıl hareket ediyor?

Ve böcek yakalayabileceği pozisyona gelen kadar başlangıçta hareket yoktur. Böceğin yakalayabileceği pozisyona geldiğini nasıl hissediyor ve bunu düşünebiliyor mu?

Bataklık ve asitli gibi besinden yoksun topraklarda yetişen bu bitkiler, zamanla besinleri toprak dışından temin etmek üzere evrime uğramışlardır. Bunun için oldukça dahiane böcek yakalama yöntemleri geliştirmişlerdir. Bu metodlar genelde aktif kapan ve pasif kapan olarak ikiye ayrılır. Aktif kapana en iyi örnek Venüs Sinek Kapanı'dır (Dionea muscipula). Bu bitkinin kapan şeklinde yaprağı içine bir böcek girdiği zaman, kapan aniden kapanarak içindeki böceği hazmetmeye başlar. Böcek bir hafta içinde tamamen sindirilerek bitkinin besin ihtiyacı karşılanır. Böceğin bitkinin kapanına

cezbedilmesi için bitki aromalı bir nektar salgılar. Bu nektara kanan böcekler kapanın içine girdiklerinde kapan saniyenin otuzda biri bir hızla kapanarak böceği hapseder. Daha sonra bitki böceği hazmetmeye başlar ve bir hafta sonra geride böceğin sadece artıkları kalır. Venüs Kapanının kapan mekanizması çizimini altta görebilirsiniz.

İkinci kapan türü de pasif kapanlardır. Bu gruba giren bitki gruplarına Sarracenia, Drosera, Nepenthes, Heliamphora, Pinguicula ve Drosaphyllum örnek gösterilebilir. Pasif kapanların iki ana türü mevcuttur. Bunların en ilginçlerinden biri eski sinek kağıtları gibi yapraklarında yapışkan bir sıvı üreten bitkilerdir. Bu bitkilerin yaprakları şekerli ve yapışkan damlacıklar üretirler. Bu damlacıkları yemek için konan böcek yaprağa yapışır ve kurtulamaz. Daha sonra yaprak böceğin etrafını sararak böceği hazmeder. Bu tür bitkilere en iyi örnek Drosera'lardır. Drosera yaprakları avını sararak hazmettiği için hem aktif hem de pasif kapan özelliklerine sahiptir.

Diğer ve daha yaygın bir pasif kapan türü de sürahi kapan denilen türdüu. Bu tür bitkilerde (Nepenthes, Sarracenia ve Heliamphora) bitkinin birçok sürahi şeklinde kapanı vardır. Bu kapanların içi sindirim enzimleri içeren su ile doludur. Kapanın etrafında salgılanan aromalı sıvıya kanan böcekler, daha çok bu cazip yemden yemek için yavaş yavaş kapanın içine doğru ilerlerler. Ancak kapanın içinde bulunan kıllar aşağı doğru uzadığından böcek kapana girer ama bir daha geri çıkamaz. Nihayet enzimli suda boğularak bitkiye yem olur. Bu türe bağlı bazı cinslerin, özellikle Nepenthes'lerin bazen fare veya kuş kadar büyük avlar yakaladığı ve hazmettiği bilinmektedir. Suda yaşayan tek böcek yiyen ailesi aktif kapanlı olan Utricularia'dır. Bu bitkilerin çoğu türü tamamen suyun altında yaşarlar ve küçük su böcekleriyle beslenirler.

Böcek yiyen bitkiler sanılanın aksine dünyanın kutuplar dışında hemen her yerinde bulunabilir. Nepenthes türü bitkilerin yalnız tropikal bölgelerde yetişmesine karşın Sarracenia ve Dionea türleri yalnızca Kuzey Amerika''a bulunur. Drosera'lara ve Pinguicula''lara çok daha yaygın bir bölgede rastlanır.

Etobur bitkilerin yaprakları, en ilginç özelliklere sahip olan yapraklardandır. Kese, huni veya ibrik gibi şekillere sahip olan bu yapraklar böcek yakalayabilir, böceklere yuva olabilir veya su depolayabilirler.

 

Etobur Bitkiler Nasıl Beslenirler?

Etobur bitkilerin mineral ihtiyaçlarını temin etmek için seçtikleri yol, etçil beslenme şeklidir. Bu bitkiler temel mineralleri, böcekleri, örümcekleri, kabuklu hayvanları, akarları ve bir hücreli hayvanları avlayarak sağlarlar. Yeryüzünde 600 civarında tür ile temsil edilen etobur bitkiler, bu farklı beslenme şekilleriyle 350 binin üzerindeki bitki türü arasında özel bir öneme sahiptir.

 

Etobur bitkilerin çoğu, bataklık ve turbalıklardaki asit karakterli ortamlarda (pH= 3-6 arası) yaşamaktadır. Bataklıklar gibi aşırı nemli ortamlardaki ölmüş canlılara ait organik kitle, ortamın aşırı asidik olması nedeniyle mikroorganizmalar tarafından yeterince ayrıştırılamadığı için toprağa geri kazandırılan besin maddelerinin miktarı da azalmaktadır. Ayrıca asit oranı yüksek olan bu tip topraklarda, bitkilerin besin maddelerinden yeterince yararlanmaları da zorlaşmaktadır. Bu nedenle bataklıklar, bitkilerin beslenme ihtiyaçları bakımından fakir olan ortamlardır. Böyle bir ortamda yaşamaya uyum sağlayan etobur bitkilerin, mineral madde ihtiyaçlarını yakaladıkları hayvanlardan sağlamaları son derece doğaldır.

 

Avını Yakalanması ve Sindirilmesi

Etobur bitkilerin avlarını cezbedip yakalayabilmelerini sağlayan kendilerine özgü kokuları, renkleri, lezzetli özsuları ve özel tuzak tipleri bulunmaktadır. Tüm etobur bitkilerde, avı yakalamaya yarayan tuzaklar değişikliğe uğramış yapraklardan başka bir şey değildir. Etobur bitki tuzakları; sürahi tuzaklar, yapışkan tuzaklar, emici tuzaklar ve ani kapanan tuzaklar olmak üzere 4 grup altında toplanabilir. Etobur bitkilerin yaprakları, en ilginç özelliklere sahip olan yapraklardandır. Kese, huni veya ibrik gibi şekillere sahip olan bu yapraklar böcek yakalayabilir, böceklere yuva olabilir veya su depolayabilirler.

Pinguicula (Yağ Çanağı)

ping1.JPG

Etobur bitki, böcek gibi canlıları çeken, yakalayan, öldüren ve daha sonra da avını parçalayarak faydalı bölümlerini sindiren bitkidir. Birçok bitki bu aşamaların bazılarını uygular. Mesela bazı çiçekler böcek, kuş gibi dölleyicileri kendilerine çekerler. su zambakları gibi bazı bitkiler ise böcek gibi dölleyicileri kısa süre için tuzağa düşürürler ama bu bitkilerin hiçbiri bu hayvanları yemezler. Bu böcekleri sadece döllenmek için kullanırlar. Kısacası bunlar etobur bitki değildir; çünkü etobur bitki olmak için bitkilerin bu canlıları sindirmeleri gerekmektedir.

 

Etobur bitkiler, avlanırken yapraklarını kullanırlar. Bunlardan en ilginç olanı Dischidia rafflesiana isimli bitkidir. Bu bitki tam olarak etobur sayılmasa da, etobur bitkilerin uyguladığı yöntemlerden bir kısmını uygular. İbrik şeklindeki yapraklarıyla karıncalara yuva işlevi gören bu bitki çok kalabalık koloniler halinde yaşayan karıncaları yemez. Ancak onları besler ve karıncaların artıklarından elde ettiği nitrojeni besin olarak kullanır. Karıncalar ise hem hazır bir yuvayı kullanmış hem de bitkiye zarar veren canlıları bertaraf etmiş olurlar. Ayrıca Dischidia'nın keselerinde biriktirdiği su, kesenin iç yüzeyinde bulunan ek kökler tarafından emilerek kullanılır hale gelir.

Etobur bitkilerden olan Pinguicula (yağ çanağı) gibi bitkiler yapışkan ve kaygan yüzeyli yapraklarıyla üzerlerine konan böcekleri ipliksi bir salgının içine alırlar. Bu salgının içinde bulunan protaz, lipaz ve asit fosfataz gibi enzimler böceği parçalayarak, böceğin sindirilmesini sağlarlar.

Aktif yapışkan yapraklara sahip olan Drosera, uçları yapışkan ve kırmızı bir tür pigment içeren uzun ve kısa tüyleriyle avlanır. Yaprağın ortasında bulunan kısa tüylere dokunan böcek, bu sinyalin uzun tüylere iletilmesiyle tuzağa düşmüş olur. Yaprak, bir elin avuç içine kapanması gibi katlanır ve böceği sindirir.

Bütün bitkiler belirli oranda hareket ederler; ancak etobur bitkilerin hareketleri oldukça hızlı ve etkilidir. Bitkilerin kas sistemleri olmadığına göre bunu nasıl başarmaktadırlar? Bu iş için etobur bitkiler iki ayrı mekanizma kullanırlar. Birincisi, Venüs bitkisinde görülen ve su basıncının değişmesiyle harekete geçen mekanizmadır. Yaprak üzerindeki tüylere dokunulunca harekete geçen bu sistemde, iç duvarda bulunan hücreler suyu dış hücrelere transfer ederler. Bu, yaprağın bir anda kapanmasını sağlar. İkinci tür hareket ise, hücre gelişimiyle desteklenmiştir.

dionaeamuscipulavenusfl.gif

Bu bitki ise içine giren böcekleri aniden kapattığı kapağı ile yakalar. Burada da yine çok açık bir tasarımın olduğunu görmek, akılcı bir insan için zor değildir. Bitkinin uyarı sisteminin yanında, yapraklarının kapanmasını sağlayan mekanik sistem de son derece mükemmel bir yaratılıştadır. Bitki içindeki hücreler elektriksel uyarı alır almaz bünyelerindeki su dengelerini değiştirirler. Yaprakların oluşturduğu kapanın iç tarafındaki hücreler bünyelerindeki suyu bırakıp çökerler. Bu olay havası alınmış bir balonun sönmesine benzer. Kapanın hemen dışındaki hücreler ise aşırı su alarak şişer. Böylece insanın kolunu hareket ettirmesi için bir kasın gevşerken ötekinin kasılmasına benzer şekilde, kapan kapanır. İçerde hapsolan sinek ise her çırpınmasında tüylere tekrar tekrar değerek, elektriksel itmenin tekrar oluşumuna ve dolayısıyla da yaprağın daha sıkı kapanmasına neden olmaktadır. Bu arada kapanın yüzeyindeki hazım bezleri de uyarılmaktadır. Uyarı sonucunda bezler sineği yavaşça eritecek sıvıyı salgılamaya başlarlar. Böylece bitki, protein bakımından hayli zengin bir çorba haline gelen sineğin peltesini kullanarak beslenir. Sindirimin sonunda ise, tuzağını kapanmasını sağlayan mekanizma tersine işleyerek kapanın açılması sağlanır.

Güneş gülü Sundew'in dokunaçları ise, ava doğru bükülür; çünkü dokunaçların bir tarafındaki hücreler, dokunacın diğer tarafındaki hücrelerden daha fazla büyümüşlerdir. Bu tuzakta çiçeğin üzerindeki duyargaların ucundan salgılanan maddelerin yaydıkları kokuyla dokungaçlara gelen böcek buradaki yapışkan maddeye yakalanır. Bu andan itibaren tuzak harekete geçirilmiş olur, ortadaki kısa duyargaların dış tarafında bulunan daha uzun duyargalar bir kafes gibi böceğin üzerine kapanırlar. Böcek bu tuzağın içinde çeşitli enzimler kullanılarak sindirilir

 

Etobur (Böcekçil) Bitkiler

Canlılar aleminin en önemli özelliklerinden biri karakterlerinin kesin sınırlara sokulamayışı, bu yüzden, fizik ve kimyada olduğu gibi çok kesin genellemelere gidilemeyişidir. Herhangi bir canlı grubunun kesin karakterlerini tam belirleyecekken aradan çıkan bir iki farklı tür, standart dışı ve diğer bir gruba benzeyen özellikleriyle bizim tarifimizi alt üst eder. Bu yüzden biyolojik ifadelere “genellikle” tabiriyle başlamak adet olmuştur. Bu özellikleri ile canlılar materyalist bir sebep- sonuç mekanizmasına bağlanamayacak plastize varlıklar olarak Yaratıcının her an hususi ilim ve kudretiyle müdahalesini göstermektedir.

İnsanlar genelde canlıları, bitkiler ve hayvanlar olarak tanırlar. Dolayısıyla bitkiler için hareketsiz, saldırgan olmayan canlılar; hayvanlar için ise saldırgan, hareketli tabirleri kullanılabilir. Fakat bazı bitkiler bu tabirleri alt üst edici davranışlar sergilerler. Bu bitki türlerinin avını yakalamak için kurdukları tuzaklar insanın aklını zorlayıp, bitkideki bu akıl almaz mükemmellikteki teknolojiyi ona verenin ilminin sonsuzluğunu odaya koyuyorlar.

494.jpg

Londra’daki College Üniversitesinden Francis Oliver adlı bilim adamı bataklık bir bölgeye doğru gelen kelebekleri izler. Kelebekler uzun ve yorucu yolculuklarından sonra renkleri parıldayan, güzel görünümlü Güneş çiçeği bitkisinin dallarına, tuzağa düştüklerinden habersizce konarlar. Tekrar uçmak istediklerinde ise kendilerini bitkinin yapraklarındaki parlak ve yapışkan damlacıklara kaptırıverirler. Bu damlacıklara yapışan kelebeğin bir veya birkaç uzvu kopar ve sırasıyla birçok kelebek bu tuzaklara yenik düşer. Bu harikulade bir titizlikle hazırlanmış tuzaklı çiçeklerin iki futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda altı milyon hayvanı yakalayabildiği tahmin ediliyor. Güneş çiçeği bitkisi tabiattaki bu hünerleriyle de sınırlı kalmayıp yapıştırıcı madde üretiminde bir numara olarak insanlara hizmet etmektedir.

Güneş çiçeğinin yakalayıcı dalları yapışkan damlalarla sıvanmış olup dallarında bulunan kırmızı, toplu iğne başı şeklindeki bu yapılar, güneş ışığıyla parıldamakta ve kendine has kokusuyla avını cezbederek kendine çekmektedir. Güneş çiçeğinin dalı yuvarlanıp kapanarak kurbanını sarar ve sindirmeye başlar.

Etle beslenen diğer bir bitki ise yeşil sinek kapan’dır. Charles Darwin bile bu bitkilerden çok etkilenmişti. Ona göre bu bitkiler dünyanın en şahane bitkileriydi. Darwin’e kalan en zor iş ise çağındaki bilim adamlarına bitkilerin et yediğini kabul ettirme meselesiydi. Et yiyen bitkiler o zamanki biyoloji dünyasına bile uymuyordu. Bu yüzden Petersburg’daki botanik bahçesinin müdürü, Darwin’in bu bitkiler hakkındaki kitabını ilmi uydurma olarak görüyordu. Birçok bilim adamının etkilendiği Venüs sinekkapan bitkisi ise sadece Amerika’da Güney ve Kuzey Carolina eyaletinin turbalıklarında yaşar. Rozet şeklinde yerleşmiş eklemli yapraklarının tam ortasında bulunan üç dikenden herhangi birine bir böcek dokunduğu zaman, hayvanı içeride hapsederek bir kitap gibi kapanır. Daha sonra, öldürülen böcek, bitkinin salgıladığı pepsin yönünden zengin asitli sıvı tarafından yavaş yavaş sindirilir.

Birkaç gün sonra böceğin bütün etli kısımları sindirilip de yalnız işe yaramayan kısımları kaldığı zaman yaprak yaprak yeniden açılır ve başka bir avın gelip tuzağa düşmesini bekler.

Su ibriği bitkisinin de yakalama sistemi diğer et yiyen bitkiler kadar fevkalade bir düzen içersinde işler. Bu bitkilerin 300 çeşidi Almanya’da bulunur ve et yiyen bitkilerin başını çeker. Bu bitki köksüz büyümekte ve gıdasını su ile almaktadır. Yuvarlak tipteki kese küçük bir kapakla sıkı sıkıya kapalı durumdadır. Tuzak pusuya hazır durumda ise, iç tarafta vakum meydana gelmekte ve bitkiyi içi boş göstermektedir.

Böceğin bitkinin kıllarına değip geçmesi halinde birkaç saniye bile sürmeden bitki, kapağını açmakta ve uç kısmının etkisi ile av tuzağa düşmekte. Avını yakaladıktan sonra kapağı kapayıp kaçıp kurtulmayı imkansız hale getirir.

Av yakalama ve herhangi bir canlının varlığından haberdar olup ona karşı harekete geçme ancak sinir dokusu dediğimiz duyu alıcı,değerlendirip cevap verici çok özel hücrelerle yapılır ve sinir hücreleri ancak hayvanlarda bulunan sinir dokusunu teşkil eder. Bitkilerde sinir dokusu olmadığı halde böcekleri hissedip yakalaması nasıl olmaktadır?

495.jpg

Bitkiler, bu sistemi nasıl kurabilir ve bu sistemlerdeki güzel kokuların böcekleri cezbedeceğini nasıl bilebilir. Elbetteki bu harikulade sistem kör, sağır olan bitkilere verilemez. Bu tuzak sistemini kurmak için yalnız bitki veya yalnız böceğin değil her ikisinin özellikleri ve davranışlarının aynı anda bilinmesi gerekir. Aynı zamanda bu harika bitkiler çeşitli hastalıklara da iyi gelmektedirler. Mesela Güneş bitkisinin yapraklarından elde edilen çayın tüberküloz, astım, boğmaca, damar tıkanıklığı, göz- kulak iltihabı, ve diş ağrılarına faydalı olduğu bilinmektedir. Yine bu bitki homeopatik öksürük ilacının temelini oluşturmaktadır.

Bu bitkiler üzerinde diğer bir önemli konu da şudur ki: Nesli tehlikede olan canlılar denildiğinde insanların aklına ya mavi balina ya kelaynak gelir. Bu bitkiler hiç göz önünde tutulmaz veya önemsenmez. Venüs böcek kapanı da nesli tehlikede olan canlılar arasındadır. Bu bitkilere gereken önem verilmediği takdirde ise dünya bir canlı türünü daha yitirecek ki belki bu canlı ileride çıkacak bir hastalığa çare olacaktır

 

Sinekkapanlar neden sinek kaparlar?

Sinekkapanlar, görünüş itibariyle, zevk için avlanan vahşi ve acımasız yaratıklar gibi görünseler de, aslında tek istedikleri karınlarının gurultusu yüzünden diğer sinekkapanlar arasında alay konusu olmamak.

“Sinekkapan”, yani “Venüs Sinek Kapanı (Dionaea Muscipula)”, aslında diğer bitkiler gibi besinlerinin çoğunu fotosenaaa yaparak temin ediyor. Onu sinek avlamak durumunda bırakan şey yaşadığı toprak. Bu pek özel bitkiler, Carolina topraklarını kendine yuva edinmişler. Bu bataklık bölge, orman yangınları yüzünden çok seyrek bir bitki örtüsüne sahip. Dolayısıyla toprakta nitrojen çok az. Ancak sinekkapan, evrim geçire geçire toprakta bulunmayan nitrojen ve fosforu başka türlü elde etmeyi öğrenmiş.

dionaea.muscipula.jpg

Peki küçük böcekleri nasıl yakalıyor ve sindiriyor?

Öncelikle birçok ağzı var. Bu kocaman birer ağıza benzeyen yaprak çiftlerinin içi, sinekler için çok çekici tatlı bir sıvı salgılıyor. Sinekler ve ufak böcekler için lezzetli bir öğün özelliği taşıyan bu sıvı, zavallı masum hayvancıkları bitkiye çekiyor. Bu iki yaprağın içi ayrıca tetik işlevi gören tüylerle kaplı. Eğer aynı tüye iki kez ya da iki ayrı tüye yakın zamanlarda birer kez dokunulursa, yaprakların dış tarafında bulunan hücreler su ile dolup şişiyor ve bum! Bitki kapanıyor. Birbirine kenetlenen iki adet tarak şeklindeki yaprak arasında hapis kalan sinekcik için artık sindirilmekten başka çare kalmıyor. (İşlemin nasıl gerçekleştiğini kendi gözlerinizle görmek için şuradaki videoyu izleyebilirsiniz.)Böcek kurtulmak için debelendikçe ve salgılar salgıladıkça kapan daha sıkı kapanıyor. Aslında bu durum bir anlamda daha iyi, çünkü böceğimiz canlı canlı sindirilmek yerine havasızlıktan ölüyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...