Jump to content

Sosyal Fobi Nedenleri...


Renan
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

Sosyal fobi ya da sosyal anksiyete bozukluğu, kişinin toplumsal ortamlarda utanacağı, rezil olacağı ya da başkaları tarafından yargılanabileceği kaygısı taşıması ve sonuç olarak bu ortamlarda bulunmaktan kaçındığı bir bozukluktur. Bu insanlar başkalarıyla birlikteyken bir eylemi başaramayacakları, dolayısıyla olumsuz değerlendirileceklerinden korkmaktadırlar. Bu korku nedeniyle de bütün dikkatlerini bu başaramama ve olumsuz değerlendirilme üzerine yoğunlaştırırlar.

 

Sözün özü, kişi çevresinde olumlu izlenim bırakmak istemektedir; ancak bu konuda kendine güvenmemektedir. Yetişkinler bu korkularının anlamsız olduğunun bilincindedirler.

 

Sosyal fobisi olan çocuklar, sadece erişkinlerle değil, akranlarıyla olan ilişkilerinde de fobi yaşarlar. Çocuklar bu duygularını ağlama, huysuzluk yapma, donakalma, tanıdıkları olmadığı ortamlardan uzak durma şeklinde gösterirler. Çocuklarda tanıdık olmayan ortamlara, insanlara ve nesnelere aşırı korku duyma olarak tanımlanan “davranışsal ketlenme”, sosyal fobinin çocukluktaki öncülüdür. Sosyal fobikler anne ve babalarını daha reddedici, katı ve duygusal yakınlıktan yoksun olarak değerlendirmişlerdir. Ebeveynin yüksek ölçütlerine uymayan davranışları nedeniyle cezalandırılan; ama o davranışları gösterdiğinde ödüllendirilmeyen çocuklarda başarısızlık korkusu gelişebilmektedir.

 

SF tanısı konulan insanlar genellikle genç, bekar, kadın, eğitim ve gelir düzeyi düşük ve düzenli işi olmayanlardır. SF genetik yatkınlık, ev ve çevre koşulları, mizaç ve kişisel deneyimlerin karmaşık etkileşiminin sonucu olarak gelişmektedir. Sosyal fobinin gelişmesinde utangaçlık önemli bir risk etkenidir. Utangaçlık, tek başına bir hastalık durumu değil tabi. Ancak utangaçlıkta görülen yalnız olmayı yeğleme, kendine olan saygının düşüklüğü süreklilik kazanırsa kişide SF gelişebilir.

 

SF’de bilişsel açıdan iki sorun vardır: Birincisi başkalarıyla birlikteyken bir sorunu başaramama ve buna bağlı olarak olumsuz değerlendirilme korkusu; ikincisi tüm dikkatin içsel uyaranlara odaklanmasıdır.

 

Olumsuz değerlendirilme düşüncesi tüm benliklerini sarar. Anlaşılacağı üzere SB’lerin temel özelliği, çevreye olumlu izlenim bırakma isteği ile bunu başarma konusunda kendisine güvenmeme duygusunu birlikte yaşamalarıdır. Kendilerini değersiz görme, öteki insanları eleştirici olduğunu düşünme, başkaları tarafından gözlendiği konusunda artmış bir duyarlılık ve korku, bu korkunun başkalarınca anlaşılabileceğinin verdiği endişe. SF’nin gelişmesine neden olan olaylar arasında şaka yapılması, eleştiri, zorbalık, reddetme, alay konusu olma gibi çocukluk deneyimleri etkili olmaktadır.

 

Son zamanlara kadar SF’nin belirtileri normal utangaçlıkla eş tutulmuş, ancak son çeyrek yüzyıldan bu yana; insana acı veren, ciddi, yeti kaybına yol açan bir hastalık olarak kabul edilmektedir. Tedavisi yapılabilmektedir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...