Jump to content

Dua'nın Şekli.


SimqEE
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

DUA ederken bazı hareketler oldukça önemlidir...

 

Dua ederken, kollar koltuk altı görülecek bir şekilde yana açılıp, eller yüze paralel bir şekilde öne uzatılmalıdır. Takriben yüzden otuz santimetre mesafede parmak aralıkları hafif açık olan ellerin, parmaklardan çıkan ışınların, alından çıkan ışınlarla ilerde bir birleşim yapacak şekilde yönlendirilmesi son derece yararlıdır.

 

Bakın bu konuda Hazreti Rasûl AleyhisSelâm ne buyuruyor:

 

— Herhangi bir kul, koltuğunun altı görülecek şekilde ellerini kaldırır ve Allâh'tan bir dilekte bulunursa; acele etmediği takdirde kesinlikle duasına icabet edilir...

 

— Acele nasıl olur yâ Rasûlullâh?..

 

—Dua ettim ettim, kabul olmadı, der (de vazgeçer)... İşte bu yanlıştır; olana kadar ısrar etmek gerekir.

 

Ellerden parmak uçlarından yayılan dalgalarla, beyinden "yönlendirilen" dalgalar bir noktada birleşerek lazer ışını gibi etki ederek belirli hususların oluşmasında son derece önemli rol oynarlar.

 

 

Burada fark edileceği gibi, DUA'nın oluşmasını sağlayan ana güç, insana dışarıdan gelmeyip; tamamıyla, insanın varlığında mevcut olan Allâh isimlerinin manevî gücünden ortaya çıkmaktadır.

 

Kısacası DUA, kişinin kendindeki ilâhî güçler eşliğinde isteklerini gerçekleştirme faaliyetidir. Ve elbette ki bunun bir tekniği ve bilimsel açıklaması vardır.

 

DUA esas itibarıyla, beynin "yönlendirilmiş dalgalarıdır."

 

Evrenin oluşumu, Allâh tasavvurunun, ilim boyutunun enerjiye ve kuantsal yapıya dönüşümüyle meydana geldiği gibi; insanın bütün istek ve arzuları dahi, bilincin ilim boyutundan kaynaklanan istek ve arzularının beyinin yönlendirilmiş dalgalarıyla yoğunlaştırılması suretiyle meydana gelir.

 

Bu sebepledir ki, konsantrasyon ne derece güçlü olursa, DUA'ya icabet de o derece süratli olur... Bunun için denmiştir, "Mazlumun duası yerde kalmaz; âh alan felâh bulmaz!"

 

Zira, o "âh" eden kişi, öyle bir sıkıntıyla, öyle bir konsantrasyonla, menfi beyin dalgalarını o kişiye yöneltir ki, o yayın okundan kurtulmak asla mümkün olmaz.

 

Dedesinde çıkmasa, torununda çıkar o "âh"ın neticesi!.. Nasıl mı, çok basit!

 

Dedenin aldığı "âh" dalgaları, onun genetik düzenini öyle bir etkiler ki; neticesi kendisinde ortaya çıkmasa bile, çocuğunda veya torununda genetik intikâl dolayısıyla ortaya çıkar ve dedesinin cezasına maruz kalır. İşte bu yüzden denmiştir; "Dedesi erik çalmış, torunun dişi kamaşmış" diye...

 

Evet, eller ileri kollar açık dua demiştik... Efendimiz böyle yapmış... Çölde yaralı bir hâlde kendilerini bulan, yaralarını temizleyen, onları iyileştiren kimseleri öldürüp kaçanlar için Hazreti Rasûlullâh (s.a.v.) ayakta, elleri yukarıda tarif ettiğimiz biçimde açık olarak ashab ile beraber dua etmiş ve kaçan kişiler çok kısa süre içinde bulunarak yaptıklarının karşılığını almışlardır.

 

Ayakta, eller tarif ettiğimiz biçimde avuç içleri yüze, kollar ileriye dönük olarak parmak uçları aracılığıyla "yönlendirilmiş" dalgalar şeklinde yapılan DUA gibi, ayrıca, SECDE hâlinde yapılan DUA da son derece etkilidir.

 

alıntı

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Koltuk altı görülecek de ki mana çıplak halde görülsün şeklinde değil ,yukarı kaldırıp yüze paralel olması manasında eller kaldırıp yüze paralel olduğu zaman dolayısıyla koltuk altı görülür burdaki amaç mesafeyi ayarlamak...

 

Ayrıca yaptıklarımızdan bizler ve sevdiklerimiz imtihan ediliriz,bir babanın hatasını bir evlat çekebilir yada bir nesilin yaşadıkları atalarnın hatalarının bedeli veya hediyesi olabilir....

 

Kimse kimsenin günahından sevabından sorumlu değildir elbet ama insanlar sevdikleri ile imtihan edilir,

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu kisim Adl ismi ile celismiyormu? Dedenin gunahi neden torunda ciksin, Torunun buradaki gunahi ne? Kuranda kimse kimsenin gunahinida sevabinida yuklenmez diyor...

 

Olayın Kuran ile ilgisi yok zaten.Hristiyanlık'tan İslâm'a sokulmuş bir inanış.

 

İncil

Mısır'dan Çıkış,20 / 5 :

 

Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.

 

Bazı şeylerin artık ciddi ciddi sorgulanması gerekiyor.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Olayın Kuran ile ilgisi yok zaten.Hristiyanlık'tan İslâm'a sokulmuş bir inanış.

 

İncil

Mısır'dan Çıkış,20 / 5 :

 

Putların önünde eğilmeyecek, onlara tapmayacaksın. Çünkü ben, Tanrın RAB, kıskanç bir Tanrıyım. Benden nefret edenin babasının işlediği suçun hesabını çocuklarından, üçüncü, dördüncü kuşaklardan sorarım.

 

Bazı şeylerin artık ciddi ciddi sorgulanması gerekiyor.

 

Vaftiz anlayisinin kokenide bu olmali: cocuk dogustan kirli ve temizlenmeli diye

Ben Kurani mealiye 3 kez okudum surekli kimse kimsenin gunahinida sevabinida yuklenmez diyor, hatta ben bunu cok guvendigim bir alime sordum: cocuklarin basina gelenlerde ah , beddua vb etki olabilirmi dedim..oda hayir beddua hakli ise tutar bedduanin nedeni anne baba ise cocuk tan cikmasi haklilik olmaz dedi. Cocugun basina gelenler Imtihan nedeniyle verilmis olabilir yada Allah in baska bir hikmeti olabilir dedi ( Hz Yusuf ta kucukken kuyuya atildi sonrada zindana ve gectigi zorluklara dayanarak Azizlik makamina hazirlandi diye yorumladi....Ornegin Hz Ibrahimin babasi kafirdi ama oglu Peygamberdi. Hz Musayi da Firavun buyuttu.....

Yani benim arastidigim kadari boyle, ama bizim ilmimiz sinirli dogrusunu Allah bilir, kimbilir ne sirlar ince cizgiler vardir

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

  • Benzer Konular

    • Duanın Yapılış Şekli Nasıl Olmalı?

      Duanın nasıl yapılması gerektiği hakkında yüce Rabbimiz bize yol gösteriyor ve açıkça, başka hiçbir izaha gerek kalmayacak şekilde; “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez. ...   Allah'a korkarak ve (rahmetini) umarak dua edin. Muhakkak ki iyilik edenlere Allah'ın rahmeti çok yakındır.”(1); “Kendi kendine, yalvararak ve ürpererek, yüksek olmayan bir sesle, sabah akşam Rabbini an. Gafillerden olma.”(2) buyuruyor. Yine, dua etmekten kibirlenip ka

      , Yer: İslamiyet

×
×
  • Yeni Oluştur...