Jump to content

Obsesif Aşklar (Takıntılı Aşk)...


Renan
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

Telefonunun açık olup olmadığını bir kez daha kontrol etti Sonra, daha iyi duyabileceğini düşündüğü bir yere koydu Gözlerini telefondan ayıramazken, kalkıp bilgisayar masasına oturdu, ondan bir mesaj gelip gelmediğini kontrol etti Mesaj yoktu, telefonunu eline alıp numarayı çevirdi ama fikir değiştirip yerine koydu Biraz beklemeye karar verdi, ne var ki dakikalar geçmek bilmiyordu Televizyonu açtı ama seyretmek, beklemek mümkün değildi

 

Tekrar telefonu eline alıp mesaj geldi mi diye kontrol ettiğinde, daha beş dakika bile geçmemişti Evin içinde kapana kısılmış gibi dolaşmaya başladı Kaygı ve mutsuzluğu gittikçe artıyor, bir haber gelmezse nefes alamayacağını hissediyordu Dayanamadı ve kalkıp giyindi Otomobiline atlayıp evinin penceresinde ışık olup olmadığına bakmanın tek çözüm olduğuna karar verdi

 

Onun evine vardığında, gece yarısını geçmişti ve evinde ışık yoktu “Belki de eve gelmiş uyuyordur” diye düşündü Sıkıntısı ve kaygısı artarak öfkeyle birleşti Tekrar telefonuna baktı mesaj var mı diye Yeni mesaj yoktu ama ondan gelen tüm mesajları telefonunda sakladığından, böyle zamanlarda eski mesajları tekrar tekrar okumak ona iyi geliyordu Sonra kendi yolladığı son mesajı okudu, cevap gelmeyeli üç saat olmuştu, “Yanlış bir şey mi yazdım?” diye kendini sorguladı

 

Otomobilin içinde beklerken uykusunun geldiğini fark etti “Eve gidersem hiç olmazsa uyurum ve zaman geçer” diyerek geri dönmeye karar verdi Eve geldiğinde tekrar bilgisayarını kontrol etti Koltukta otururken elinde telefonu uyuya kaldı

 

Yukarıdaki senaryo, âşık olan çoğu kişiye tanıdık gelir Âşık olmanın coşkusunu ve diğer tüm pozitif duyguları yaşarken bir sorun yok; ama aşkınız bir obsesyona (takıntı) dönüşmek üzereyse, ilişkiniz size mutluluktan çok mutsuzluk getirecektir

 

Obsesyon, halk arasındaki ifadesiyle saplantı veya takıntı anlamına gelir Şiddeti, sıklığı ve hayata etkisi artığında, psikolojik bir bozukluk olarak kabul edilen obsesyon, bilimsel literatürde, kişi tarafından saçma ve mantık dışı olarak görüldüğü halde, kontrol edilemeyen ve kişinin isteği dışında, ısrarlı, zorlayıcı ve yineleyici bir şekilde akla gelen, anksiyete ortaya çıkartıcı düşünce, dürtü ya da imgeler olarak tanımlanmıştır Obsesif düşünceler büyük strese ve anksiyeteye sebep olsa da bu düşüncelerden kurtulmak kolay değildir

 

Aşk, obsesyon mu demek?

 

Obsesif bozukluğa yol açan psikolojik veya biyolojik birçok etken vardır Bu etkenlerden birinin de beyindeki sinir iletimine katkıda bulunan serotonin maddesinin salınımının dengesizliği olduğu düşünülmektedir

 

İtalya’nın Pisa Üniversitesi’ndeki psikiyatri profesörlerinden Donatella Marazziti, âşık olan çoğu kişinin de takıntılı davranışlar sergilediğinden yola çıkarak obsesif kişilerle, âşık kişilerin beyin fonksiyonlarında benzerlikler olup olmadığını araştırdı Marazziti, âşık olan kişilerin beyinlerini incelediğinde, serotonin fonksiyonlarında bir azalma gözledi Özellikle aşkın ilk evrelerinde, beyin içinde önemli farklılıklar buldu

 

ABD’de buna benzer yapılan araştırmalar da aynı sonucu verdi: Âşık olanların kanlarında daha düşük serotonin vardı, tıpkı obsesif kişilerde gözlendiği gibi Her iki ülkede yapılan araştırmalar, âşık olan kişilerin, serotonin seviyelerinin düşmesi sebebiyle obsesif davranışlar sergilediğini ortaya çıkararak, obsesif ilişkilere yeni bir ışık tuttular

 

Aşk bir hastalık mı?

 

Romanlar, şiirler, şarkılar, filimler aşkın bazen bir hastalık gibi yaşandığını, aşkı uğruna insanların eriyip bittiğini, yataklara düştüğünü sık sık konu etmiştir Her ne kadar bu tarz aşklardan şiirsel bir edayla bahsedilse de aşkın dozu kaçtığında, yaşanan yoğun duygular kaygıya, obsesyona, özgüven eksikliğine, kendini değersiz hissetmeye, intiharlara ve cinayetlere kadar gidebilir

 

Kişiler âşık olunca, her şey ‘yolunda’ giderken, kendilerini göklerde uçar gibi hisseder, özgüven artar, sevgililerine pahalı hediyeler alır, normal zamanlarda yapmayacakları ‘çılgınlıkları’ yaparlar Sadece ve sadece onunla birlikte olmak ister, onsuz eğlenemez, onun istediği gibi giyinmeye, onun sevdiği filmleri seyretmeye, onun gibi yemek yemeye başlar, onun başkalarıyla vakit geçirmesine içerlerler En ufak bir ‘aksaklıkta’ ise ne olduğunu anlamadan depresif hissedip, kızgınlaşır, yemeden içmeden kesilir ve nefes alamaz hale gelirler

 

 

“Onsuz yaşayamam” sözü aslında kişinin aşkının bir ifadesi olmaktan çok, o kişi için yaşadığı obsesyonun (takıntının) bir ifadesidir Aşkı takıntılı bir şekilde yaşayan kişiler, dikkatlerini sadece karşısındakine yoğunlaştırmıştır ve onları mutlu etmek tek amaçlarıdır Bu arada kendi mutlulukları ve ihtiyaçlarının önemini unuturlar Dolayısıyla başkalarının hayatlarını, hayallerini yaşamaya başlarlar Bunun ne kadar sağlıksız olduğunu farkına varmadan, daha fazla bağlanır ve sonu mutsuzluğa giden bir ilişkiyi ellerinden geldiğince uzun yaşamaya çalışırlar

 

Aşk bitince ne oluyor?

 

Aşk bittiğinde neler olduğunu öğrenmek isteyen bilim adamları, aşkları yeni bitmiş kişiler üzerinde araştırmalar yaptılar Yine beyin hareketlerini inceleyerek terk edilmiş veya aşklarından ayrılmış kişilerin beyinlerinin hangi bölgelerinde ne tür aktiviteler olduğunu anlamaya çalıştılar

 

Aşkları yeni bitmiş kişilerle, diğer kişilerin beyin fotoğraflarını karşılaştırdıklarında birçok farklılık buldular

 

Değişik görevleri olan beyin bölgeleri incelendiğinde, aşk acısı yaşayanların beyinlerinde, fiziksel acının ortaya çıkışıyla, obsesif düşüncelerin oluşumuyla ve başkasının ne düşündüğü hakkında fikir yürütmekle görevli bölgelerde daha fazla aktivite gözlendi Bununla beraber, terk edilmenin arkasından, terk eden kişiye karşı daha fazla sevgi, aşk ve takıntı dolu duygular beslendiği bulundu Diğer bir deyişle, âşıkken yaşanılan yoğun obsesif duygular, aşk bitince de başka duygularla birleşerek yine obsesif bir şekilde devam edebiliyor

 

Takıntılı aşktan kurtulmak

 

Aşkın içinde, en azından fiziksel nedenlerden dolayı, biraz takıntı olmasının kaçınılmaz olduğunu bilim adamları sayesinde öğrenmiş bulunuyoruz Bununla beraber, derin bir aşkın ürünü sandığınız bu duyguların sağlıksız bir yöne doğru gittiğinin farkına varırsanız bu konuda hemen bir şeyler yapmalısınız

 

Arkadaşlarınız ve ailenizle daha fazla vakit geçirerek, daha önce yaptığınız ve zevk aldığınız aktiviteleri tek başınıza yapmaya başlayarak ve en önemlisi kendinizi onsuzken de sevmeyi öğrenerek, aşkınızın ciddi bir obsesyona dönüşmesini engelleyebilirsiniz

 

Diğer taraftan bu yoğun aşkın, enerjinizi, motivasyonunuzu, kendinize bakış açınızı her gün biraz daha negatif etkilediğini, takıntılarınızın arttığını, ilişkilerinizin, işinizin, okulunuzun, sağlığınızın etkilendiğini fark ediyor ve bunun üstesinden kendi başınıza gelemeyeceğinizi hissediyorsanız, profesyonel bir yardım almalısınız.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...