Guest INRI Oluşturma zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Ağustos 15, 2009 Acaba Kur'anın dışında İslam peygamberi ile ilgili bir bildiri var mıdır? Eski Yahudi ve Hristiyan yazılarında O'nun geleceğine ilişkin herhangi bir şey söylenmekte midir? Bazı Müslümanlar ise; incil'in Yuhanna 16:7.nci ayetinin, Kur'anın Al-A'raaf suresi (7:157) ve Al-'aff suresinde (61:6) tanımlanan bazı kehanetleri bildirdiğine inanmaktadırlar. Oysa Hamza, Cilt 1 sahife 330'da, "Biz Yuhanna 16:7.nci ayetini Eski ve Yeni Anlaşma'nın ışığı altında incelersek, adı geçen bu sureyi (7:157) yukarıdaki öngörüyü geçerli kılan bir bildiri olarak gösteremeyiz" demektedir. Yahudileri, Hristiyanları ve Müslümanları aynı çelişkiye düşüren tüm yanlış anlama İncili tercüme eden kişilerin "teselli edici veya yardımcı" anlamında kullandıkları paraklet sözcüğünün yazılış ve okunuşundan gelmektedir. Biz bu sözü paraklet olarak mı yoksa periklit olarak mı okuyacağız? Müslümanlar orijinal Yeni Anlaşma'nın Grekçe yazıldığını çok iyi bilmektedirler. Grekçe dilindeki "periklet" kelimesi "yüce, göksel, medhedilmiş" anlamlarına gelirken; İncil'de kullanılan asıl sözcükse "teselli edici, avutucu, savunucu" anlamlarına gelmektedir. Bu nedenle, Müslümanlar Kur'andaki (61:6) bu sureye dayanarak, İncil'de (Yuh.14:16 ve 16:7) geleceği bildirilen kişinin kendi peygamberleri olduğunu ileri sürmektedirler. Çünkü yukarıdaki Kur'an ayetinde geçen Arapça sözcük "Ahmed" Muhammed'in adlarından biridir ve övülmüş, medhedilmiş anlamına gelmektedir. Grekçe, Paraklet Kelimesini Doğrulamaktadır: Bazı Müslümanların yapmaya çalıştıkları şey, bu kelimenin (PARAKLETOS) sesli harflerini (a-a-e-o), öbür kelimenin (PERİKLYTOS) e-i-y-o gibi harfleriyle değiştirmektir. Seslilerin kelimeye dahil edilmediği dönemlerde, İbranice ve Arapça gibi dillerde yazarın hangi sesli harfi kullanacağ konusunda birtakım tartışmalı boşluklar vardır. Ama aynı şey Grekçe'de yoktur; çünkü tüm sesli harfler Grekçe metinlerde açıkça yazılır. Grek El Yazmaları "Parakletos" Kelimesini Doğrular: Eğer bu kelimenin nasıl yazıldığı konusunda herhangi bir kuşku varsa, bunu mevcut el yazmalarından anlamak mümkündür. Bunlar, en eski el yazmaları olan Codex Siniaticus ve Codex Alexandrianus (ki şu anda Londra'da British Müzesindedirler) da dahil olmak üzere her isteyenin araştırmasına açıktırlar. Zaten, Yeni Anlaşma'nın Muhammedin devrinden öncelere giden 70'den fazla Grekçe el yazması vardır ve bunların hiçbirinde de PERİKLYTOS kelimesi kullanılmaz. Öyleyse Muhammed "Parakletos" Olamaz: Bir müslüman için, İncil ve Tevratın dışında Kur'andaki Al A'raf (7:157) suresinde işaret edildiği gibi, İslam Peygamberinin geleceğine ilişkin bir kanıt bulabilmek konunun asıl amacını oluşturmaktadır. Nasıl ki Kur'an için tek otorite Hz. Muhammet'se Hz. Muhammet için de tek kaynak Kur'andır. Bunun dışında Hz. Muhammet için başka kriter yoktur. Bu da dolaylı olarak sürekli öne sürülen ama yapılan araştırmalar sonucu geçerliliği olmayan bir iddiadan öte gitmez. İncil'de Hz. Muhammed'e ilişkin olarak İsa tarafından ortaya konulan bir peygamberlik olmadığından; müslümanlar kendi peygamberlerinin güvenilirliğini sağlamak için bir dış kanıt bulma konusunda oldukça büyük sıkıntı çekmektedirler. Öyleyse Parakletos Kimdir? Müslümanlar için bir diğer problem de İncil'de adı geçen Yuh 14:16 nolu ayetin sözlerinde yatar. ×öyleki; "Ben de Baba'dan dileyeceğim ve O sonsuza dek sizinle birlikte olsun diye bir başka Yardımcı gönderecek". Pek çok müslüman Kitabı açıp Yuh 16:7 ile birlikte bu ayeti okur ve Kitabı kapatır. Onların kavrayamadıkları husus Kitabın bir bölümünü alıp diğer yerleri görmezlikten gelmeni çok sakıncalı olduğudur. Bir okuyucu gerçekten de samimi bir şekilde ilgileniyorsa kendi amacına uygun olan ayetleri veya tümceleri okumadan önce bölümün tümüne bakmalıdır. Ve bunu yaptığında görecektir ki İsa Mesih, Yuhanna 14:16 ve 16:7 nolu ayetlerde, gelecek Parakletos'un kimliği ve gelişiyle ilgili ayrıntılı bilgiler vermektedir. Yuhanna 14 ve 16 ncı bölümlere göre İsa gelecek Parakletosun bir insan olamıyacağını söyler, şöyleki: * Yuh.14:16..."o sonsuza dek sizinle birlikte olacak" (oysa bir insan sonsuza dek yaşamaz). * Yuh.14:17..."o gerçeğin ruhu olacaktır" (bir insan ruhtan farklıdır). * Yuh.14:17..."dünya onu ne görür" (oysa insan görülür). * Yuh.14:17..."ve ne de onu tanır" (oysa insan tanınır). * Yuh.14:17..."ve o içinizde olacaktır"(bir insan başkasının içinde olamaz). İsa kendisini işaret ederek Parakletosun özel bir misyonu olduğunu söyler, şöyleki: * Yuh.14:26..."Babanın benim adımla göndereceği" * Yuh.14:26..."size söylediğim tüm şeyleri hatırlatacak" * Yuh.16:08..."o günah karşısında tüm dünyanın suçluluğunu gösterecek" * Yuh.16:14..."o beni yüceltecek" İsa Parakletosun bir ruh olduğunu yineler: * Yuh.14:17..."Gerçeğin Ruhu" * Yuh.14:26..."Yardımcı (Parakletos) Kutsal Ruh" Yanıt 50 Gün Sonra Gelen Kutsal Ruhtur Metinden de anlaşıldığı kadarıyla hiç bir peygamber veya ruhsal varlık parakletosun yerini tutamaz. Bunları göz önüne alın: "o, sonsuza dek onlarla birlikte olacak, başkaları tarafından ne görülecek ve ne de tanınmayacak ve İsa Mesih'i yüceltirken söylediklerinin tümünü onlara hatırlatacak." İncil'de bu nitelikleri taşıyan bir tek varlık görülmektedir o da İsa'nın gösterdiği ve parakletos olarak betimlediği İncil'in Kutsal Ruh'udur. O, yukarıda söylenen tüm şeyleri yerine getirecektir. Göğe alınmadan hemen önce İsa, Elçilerin İşleri 1.nci bölümde Kutsal Ruh için (Yuh.14:16 ve 16:7'de vaadettiği) şöyle söylemektedir: * Elçi.1:1 "Baba'nın vermiş olduğu ve benden duyduğunuz sözün gerçekleşmesini bekleyin" * Elçi.1:5 "Sizler birkaç güne kadar Kutsal Ruhla vaftiz edileceksiniz" Görülüyor ki İsa'nın kendisinden bahsettiği "yardımcı" güçle donanarak, O'nun göğe alınışından 10 gün sonra (dirilişin 50.nci günü olduğu için Pentikost günü denilir), ama Muhammedin doğuşundan tam 570 yıl önce gelen Kutsal Ruh'tur. Kutsal Ruh vaadi Yuh.16:7 40 Gün sonra İsa'nın göğe alınışı 10 gün sonra Pentikost Elçi 2:1 570 Yıl sonra Muhammedin doğuşu Peki söylenenler için ne diyelim? Kur'an Sure 7:157 ve 61:6, daha önceden Tevrat ve İncil'de açıklanan bir peygamberden (Muhammet, Ahmet) bahsetmektedir. Öyleyse bu bölümlerin bulunması gerekmektedir. Çünkü, onlar olmadan, ölümlü bir insanın yaptığı tanıklıkla kendisini bir milyarın üstündeki bir müslüman topluluğuna peygamber olarak kabul ettirecek bir başka kanıtı olmayacaktır. Ama, bununla birlikte gelecek bir peygamberden bahseden bu tür bildiriler İncil'in her hangi bir bölümünde yoktur. Oysa, Müslümanlar ise bu ayetlerin (Yuh. 16:7, 14:16) kendi peygamberlerini (Ahmed) işaret ettiğine inanırlar. Acaba öylemi? Pekala! vaadedilen bu "danışman" bir peygamber mi, yoksa özellikle İncil'de vurgulanan Kutsal Ruh mudur? Sizler tüm bu ayetleri okurken buraya kadar anlatılanları da şöyle bir düşünün. Bir sonuca ulaşmanız gerekir. Ve gözlerinizin önündeki kanıtlara dayanarak, İncil'in Yuhanna 14:16 ve 16:7.nci bölümlerinde behsedilen kişinin gerçekten kim olduğuna kendiniz karar verin. Al A'raf Suresi 7:157 "...yanlarındaki İncil ve Tevrat'ta buldukları, okuyup yazması olmayan peygambere uyanlar..." Al Saff Suresi 61:6 Meryem oğlu İsa:"Ey İsrailoğulları! doğrusu ben, benden önce gelmiş olan Tevrat'ı doğrulayan, benden sonra gelecek ve adı "Ahmed" olacak bir peygamberi müjdeleyen Allah'ın size gönderdiği bir peygamberim" demişti. Yusef Ali'nin tercümesinden alındı. dır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
humeyra Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 ne yani müslümanlar hz MUHAMMED MUSTAFA S A V inanmadı tam manası ile gitti incili actı ve bir bölümü tevafuk geldi karsılarına ha bu o dediler ve tümünü okumadan incili müslüman oldular bumudur?ya çok afedersiniz ama yuh yani gülüyorum sadece:rofl::rofl: madem incili inanıyorlar o kişiler kaynak olarak ona başvuruyorlarda neden başka kitaba iman ediyorlar ve peygambere??? Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest INRI Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 ne yani müslümanlar hz MUHAMMED MUSTAFA S A V inanmadı tam manası ile gitti incili actı ve bir bölümü tevafuk geldi karsılarına ha bu o dediler ve tümünü okumadan incili müslüman oldular bumudur?ya çok afedersiniz ama yuh yani gülüyorum sadece:rofl::rofl: madem incili inanıyorlar o kişiler kaynak olarak ona başvuruyorlarda neden başka kitaba iman ediyorlar ve peygambere??? hiçbirşey anlamadığınız için sizie alkışlıyorum. hoşsunuz gerçekten =) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
humeyra Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 araf suresindeki hangi ayet bunlar yazar mısınız lütfen madem ben anlayamadım ana fikri ne bu kadar yazdıklarınızda özetler misiniz?.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest INRI Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 araf suresindeki hangi ayet bunlar yazar mısınız lütfen orda yazmaktadır. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Didi Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 ilk once canim sen icili incelede sonra kurandan ayetler kulan derim sana ben ... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
humeyra Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 157 – Onlar ki yanlarındaki Tevrat ve İncillerde vasıfları yazılı o ümmî Peygambere tâbi olurlar. O Peygamber ki kendilerine meşrû şeyleri emreder, kötülükleri yasaklar, kendilerine güzel ve hoş şeyleri mübah, murdar şeyleri ise haram kılar, üzerlerindeki ağırlıkları, sırtlarındaki zincirleri kaldırıp atar. Ona iman eden, onu destekleyen, ona yardımcı olan ve onunla beraber indirilen nûra tâbi olanlar var ya, işte felaha erenler onlardır. [3,81; 61,6] Hz. Mûsâ (a.s.) rahmeti kendisi ve halkı için istedi. Allah Teâla da bunun, ancak bütün insanlığa gönderilecek “Rahmet Peygamberi” olan âhir zaman elçisine uymaya bağlı olduğunu buyurmak sûretiyle bu müjdeyi, tüm insanlığa vaad buyurdu. İşte Mûsâ kıssasının sonuçta vardığı nokta, bu rahmet şeriatının ve ahir zaman Peygamberinin ileride geleceği meselesidir. Burada Hz. Peygamber hakkında ümmî sıfatının kullanılması çok dikkate değer. Bu kelimenin “öğrenim görmemiş, okuma yazma bilmeyen” mânasından başka, bir de Yahudiler arasında “Kitap sahibi, yani Yahudi olmayan” (gentil) anlamı vardır. Burada her ikisi de kastedilmiştir. Yahudiler ümmîlere değer vermezlerdi (3,75). Allah onların yersiz kavmî gurur ve küstahlıklarını kırmak istemiştir. -------------------- Kafirun Suresi Ayet 6 6. "(Artık) sizin dininiz sizin olsun, benim dinîm de benim. Bu buyrukta bir tehdit anlamı vardır. Yüce Allah'ın: "Bizim amellerimiz bizim, sizin amelleriniz sizin olsun." (el-Kasas, 28/55) buyruğuna benzemektedir. Yani sizler kendi dininizden memnun iseniz, biz de kendi dinimizden memnunuz. Bu, savaşma emri verilmeden önce idi. O bakımdan kılıç (cihadı emreden) âyeti ile neshedilmiştir. Sûrenin tümünün nesh olduğu söylendiği gibi, haber anlamında olduğundan ötürü ondan hiçbir şey nesholmamıştır, da denilmiştir. "Sizin dininiz sizin olsun" buyruğu: Sizin dininizin karşılığı sizin, benim dinimin karşılığı benim olsun demektir. Onların dinlerine de "din" denilmesi onların buna inanmaları ve bunu kabullenmelerinden dolayıdır. Bir başka açıklama şöyledir: Sizin ceza ve karşılığınız sizin, benim ceza ve karşılığım benimdir. Çünkü "din" ceza (amellerin karşılığı) demektir. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Îکє† Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 hiçbirşey anlamadığınız için sizie alkışlıyorum.hoşsunuz gerçekten =) biz anlayışsız müslümanlar gerçekten de hoşuz dur... daha bi saat önce açtığın başlığı anlatamamışken yeni bi başlık...:D kopyala yapıştır, kopyala yapıştır, kopyala yapıştır... sonra bekle ki anlaşılsın... sen ne anladın peki bu alıntıdan desem cevap belli: Hz. Muhammed peygamber değil haşaaaa ve sayın moderatör arkadaşlardan ricam bu başlığı değiştirmeleri ne demek muhammet paraklet veya periklit Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest INRI Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 o sizin teoloji bilginizin zayıflığındna kaynaklanıyor.açtığım başlık sonderece açıktı siz anlamıyorsanız o sizin sorununuzdur. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Mira Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ağustos 15, 2009 Sevgili didi zavallı kelimesi hiç hoş değil her kim olursa olsun hiç kimseye zavallı kelimesini kullanamaz,gereksiz mesajlar silindi bundan sonra uyarı verilmeden ceza uygulanacaktır.Saygı çerçevesinde konuyu tartışınız.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.