Acı Ülke

Kitabın ilk sayfasından ALINTI

Mart sonlarında New Jersey'nin kuzeyinde bir sulu kar fırtınası olmuştu. Kocası birkaç gün önce ölmüştü.

Biliyordu, arada bir bağlantı olmadığını. Sadece, o zamandan beri alaca karanlıkta havada tuhaf bir pırıltı fark

etmeye başlamıştı. Sık sık kendini evinin girişinde ya da dışında buluyordu; oraya nasıl geldiğini de

anımsamıyordu. Uzun dakikalar boyunca gözlerini dikip, renkler solarken, gökyüzünden ve evi saran sarıçamlardan camsı bir ışığın doğuşunu seyrediyordu. Bu, ona doğal bir ışık gibi gelmiyordu ve güçsüz anlarında, Silinip gitme zamanı geldi, diye düşünüyordu. Ne gördüğünü bilmeden bir süre öylece baka. Kendisini canlanmış, uyanık hissediyordu. Tedirginlik duyuyordu. Havadaki o tuhaf pınltının her zaman orada olup olmadığını merak ediyordu; oysa daha önceki, korunaklı yaşamında bunu fark etmemişti bile.

Bu ekim akşamı, göne? tamamen batmadan önce, yolun biraz ilerisinde, garaja giden toprak yola doğru dönen bir aracın tarlan gözüktü. Saşkınlıkla kendine geldi; başlangıçta bunun ne olduğundan emin değildi. Sonra farkına vardı; bu saatlerde onu görmek için Anton Kruppe uğrayacaktı....