Guest s.reyyan Oluşturma zamanı: Eylül 21, 2009 Paylaş Oluşturma zamanı: Eylül 21, 2009 1.SAFHA ( Almanya ) Uğur Işılak 15.11.1971 yılında Almanya'nın Neviges şehrinde dünyaya geldi.İlk, orta ve lise öğrenimini Almanya'da tamamladıktan sonraAçık Öğretim İktisat Fakültesinde öğrenimine devam etti. Çocukluğunu, Almanya'nın Neviges şehrinde geçiren sanatçı, daha sonra ailesiyle birlikte Gelsenkirchen şehrine taşındı.Henüz çocukluk yıllarında, şiire ve şairlere olan merakı ile sekizyaşlarında ilk şiirlerini yazmaya başladı. Oniki yaşlarında ağabeyi Abdullah Işılak'tan, bağlama çalmayı öğrendi. Bağlamada ustalaşmasıyla birlikte, genelde halk edebiyatı normlarında yazdığı şiirlerini, onüç yaşında bestelemeye başladıve ilk albümünü 1988 yılında dinleyicinin beğenisine sundu. Albümün promosyonuyla beraber Avrupa'nın muhtelif yerlerindekonser verdi. Kendi kaset çalışmalarını devam ettirmek amacıyla1990 yılında Almanya'da ses kayıt stüdyosu kurarak aranje ve tonmaisterlik yeteneklerini de geliştirdi.Yaklaşık 15 yıllık profesyonel sanat hayatında,sözü ve müziği kendisine ait olan 250'ye yakın eser ve titizlikle elediği yüzlerce şiir ortaya koydu. 2. SAFHA ( Türkiye ) Dönen Alçak Olsun isimli yeni albümünü müzikseverlere sunmak amacıyla Temmuz 1998 yılında Türkiye'ye yerleşen sanatçı, yapım, promosyon ve dağıtım amacıyla 'Divan Müzik' şirketini kurdu. 2000 yılında aynı şirkette çıkardığı Söyleyeceklerim Var isimli albümüyle sanat dünyasında, saygın bir konum edindi. Sanatçı, 2001 yılında çıkardığı Yıldırım Gibi albümü ve Ben Ağlarsam Kıyamet Kopar adlı Albümüyle de sanatındaki derinliği bir kez daha kanıtladı. Albümün promosyonuna paralel olarak 8 hafta' Uğur Işılak'la Ozanca ' isimli kendi TV programını sundu. Biryandan kaliteli eserleri, şahsiyetli davranışları, vakarlı duruşu, edebi ve güzel türkçesiyle, sanatçı(lık) profilini yansıtırken, diğeryandan Anadolu değerlerine bağlılığı ve magazin dünyasından uzakkalışıyla halkla bütünleşti. Türkiye ve Avrupa genelinde verdiği konserler,çeşitli üniversite ve sivil toplum örgütlerinde yaptığı seminer ve'Anadolu Gönül Sohbetleri', yayınlanan haber ve röportajlarıyla gerçek bir 'sanat adamı' profilini ortaya koydu. Ozanlık geleneğinin ruhunu batısazlarıyla buluşturarak, Türk müziğine yeni bir kimlik kazandırmanın yanı sıra, bu tarzı tüm dünyaya duyurmayı kendisine misyon edinen Uğur Işılak,düzenli olarak TV programı sunmayı ideallerine uygun yazılmış bir senaryoyla,ilk sinema filmini çekmeyi planlıyor. Soru: Kısaca Uğur Işılak'ı tanıyabilir miyiz? Cevap: Esareti esir eden Dosdoğru bir hatadayım Firariyim beş hasseden Görünmez bir kıtadayım Dert arayıp aralarda Şifa buldum yaralarda Okyanusum karalarda Gizemli bir rotadayım Başa geldim döne döne Sona kaldım geçtim öne Eriyorum günden güne Gönül adlı potadayım Rüzgar sustu, sevdam esti Umutsuzluk umut kesti Türkülerim türkü üstü Sekizinci notadayım Soru: Sizce 'ilham' nedir, ilham kaynağı nerededir ve sanatçı için ne kadar önem taşır? Cevap: İlham iki kutuptur. Bir kutbuyla azgınlaşan nefsin telkinleri itibariyle, insanı aşağıların aşağısı yapan, diğer kutbuyla da, aklın ve zekanın tükendiği yerde başlayıp, benlik ve gurur duygularının ötesinde tecelli eden, zaman ve mekan üstü bir boyutta insanı sararak, onu sonsuz bir aleme taşıyan kutsal bir vasıtadır... 'İlham' sanatkar için önemli midir sorusuna gelince, ilham belki de müspet veya menfi manada, sanatkarı sanatkar kılan en önemli vesile kaynağıdır diyebiliriz... Soru: Zaman nedir, nasıl kıymetlenir? Cevap: Zaman; zamansızlığa kurulan bir köprüdür. Zamanın kıymetlenmesi, zamanı zamansız bir potada eriterek, zamansızlığa yürümekle mümkündür. Soru: Paraya ve lükse bakışınız nedir? Cevap: Maalesef günümüzde eksireyetle parayı harcayandan çok, paranın harcadığı insanlara şahit olmaktayız. Bu da paranın ve lüksün umumiyetle iktidar olduğunu gösteren bir manzara. Onun için madde noktasında hadiselere bakış açım şudur; bir nesnenin varlığı ile yokluğu arasında farkın kalmadığı andan itibaren, maddeye sahip olmanızda bir beis yoktur. Aksi takdirde madde size sahip olacaktır. Maddeyi kalbimden ziyade, cebimde taşımayı yeğliyorum. En büyük lüksüm de 6 saati aşan uykularım. Soru: Dünya görüşünüz nedir? Cevap: Nerden geldiğimi, nereye gittiğimi ve ne için var olduğumu idrak edip, bu uğurda tavizsiz ve riyasız bir hayat yaşamak... Soru: Dünya görüşünüzü sanatınıza yansıtıyor musunuz? Cevap: İcra ettiğim sanat dünya görüşümdür. Benle alakası olmayan şeyler, eserlerimde de mevcut değildir. Soru: Sanatçı taraf olmalı mı? Cevap: Bitaraf olan bertaraf olur. Soru: Hedef kitleniz kimdir? Cevap: Yüreğinde kulağı olan herkes. Soru: Dinleyicinizden beklentiniz nelerdir? Cevap: Zaten dinleyicilerimiz, bizi dinlemekle beklentimizin büyük bir kısmına karşılık vermiş durumda. Sanat eserini meydana getirmek kadar, onu dinleyip, özümseyebilmek de sanatın ayrı bir boyutu diye düşünüyorum. Onun için mesuliyet duygusu da müşterektir. Kaliteli bir neslin oluşması için kaliteye destek olunması ve o kalitenin en üst noktaya taşınması bir vazife kabul edilmeli. Bu noktada zaten bizi sevenler her fırsatta bu birlikteliği teyit eder mahiyette tepkilerini gösteriyorlar. Gerek tv programlarına çektikleri fakslar, gerek mektuplar, gerekse kendi aralarında samimi duygularla yaptıkları tanıtımlar. Onların o samimi sevgisi bütün promosyonları geride bırakıyor. Soru: Magazin programlarında sizi neden göremiyoruz? Cevap: Boş şeylere vakit ayırmadığımdandır. Ayrıca magazine malzeme olacak tarafımın olduğunu zannetmiyorum. Soru: Magazinlere karşı bir tavrınız var mı? Cevap: Tavır koyduğum şeylerin ciddiyeti olmalı. Soru: Dostunuzu ve düşmanınızı nasıl seçersiniz? Cevap: 'Eller yahşi, ben yaman Eller buğday, ben saman' diyerek...Böyle dediğiniz vakit kötü insan kalmıyor. Yunus Emre diyor ki: 'Cümleler doğrudur, sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen...' Dost ve düşman seçiminden evvel, kendiniz ne kadar dost olabilmişsiniz, bu soruyu sormanız gerekir. Soru: Düşmanıza hangi tavrı takınırsınız? Cevap: Dua ederim. Soru: Yarınlar için neler öneriyorsunuz? Cevap: Yaşadığımız anın hakkını vermeyi. Soru: İyi kötüden ne kadar uzaktır? Cevap: Bir an kadar. Soru: Mert tavır, sert duruş ve ağırbaşlılığınızla tanınıyorsunuz. Dinleyici ve izleyicilerin bu hususta size ulaşan tepkileri nedir? Cevap: Mertlik atalarımdan yadigar. Sertliğime gelince.., aslında sert bir insan değilim fakat öyle bir dönemde yaşıyoruz ki, bu devirde 'yumuşak' olmayana herkesin sert diyesi geliyor. Ayrıca bundan hiç rahatsız değilim, bu hususta bizi sevenlerin tepkisi de çizginin doğruluğunu teyit ediyor zaten. Soru: Okuma alışkanlığınız var mı? Cevap: Şarj olmadan deşarj olmak mümkün değil. Eskisi kadar okumaya fırsat bulamasam da okumaya devam ediyorum. Çünkü kitap, riyasız bir insan gibi, riyasız insanı da çok seviyorum. Soru: Evlilik hakkında düşünceniz? Cevap: Evlilik toplumsal hayatın ve toplumsal huzurun temel öğesidir bana göre...Hele hele hayatın mana boyutunu idrak etmiş olanların kesinlikle nesli devam etmeli ki, meydan ne idüğü belirsizlere kalmasın..Ama bir de işin kısmet boyutu var tabii ki... Soru: Eşinizde hangi özellikleri ararsınız? Cevap: Öyle bir kadın olmalı ki, kaç çeşit kadın vardır diye sorduklarında, benim kadınım ve diğerleri diyebilmeliyim. Soru: Gönlünüzde biri var mı? Cevap: Öyle birisi olsaydı, gönül bana ait olmazdı. Soru: Kendinizi yakışıklı buluyor musunuz? Cevap: Güzel bakan güzel görür, güzel gören güzel düşünürmüş. Bizi sevenlere sormak lazım bu soruyu. Aşk duygusu ezeldir Aşksız ömür gazeldir Çirkin dahi güzeldir Sevmesini bilince... Soru: Sevgi nedir? Cevap: Vecdin iki basamak altıdır. İlgiden sevgiye, sevgiden aşka, aşktan da vecde gidilir... Soru? Hayat ötesine inanır mısınız? Cevap: Bana göre 'dünya' hayat ötesi. Gerçek hayat, sevgilinin, bizi cemaliyle şereflendireceği andır. Alıntı İleti bağlantısı Diğer sitelerde paylaş
fury 2.174 Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2009 sevdamızın adı berrak sonu toprak dönen alçak olsun diye bir şarkısı vardı değil mi? ben o sarkıyı çok severim:) Alıntı İleti bağlantısı Diğer sitelerde paylaş
Guest s.reyyan Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2009 Paylaş Yanıtlama zamanı: Eylül 21, 2009 sevdamızın adı berraksonu toprak dönen alçak olsun diye bir şarkısı vardı değil mi? ben o sarkıyı çok severim:) evet var....çok ama çok beğendiğim bir sanatçı..uğur ışılak Alıntı İleti bağlantısı Diğer sitelerde paylaş
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.