Jump to content

Alkol Bağımlılığı Hakkında...


Renan

Önerilen Mesajlar

KEYİF İÇİN İÇTİĞİNİZ ALKOL ZAMAN İÇİNDE EN BÜYÜK DÜŞMANINIZ HALİNE GELEBİLİR

 

Bağımlısı olmayın

 

Sürekli alkol kullanımı nedeniyle işini, ailesini kaybedenlerin içinde bulundukları durumu "hastalık" olarak kabul etmeleri, tedavinin başarısı için ilk şart

 

Sıcak yaz günlerinde bir çok kişinin serinlemek amacıyla kullandığı alkol, özel durumlarda ya da toplum içinde kullananlar için keyif verici bir madde olarak varlığını sürdürüyor.

 

Fakat bazıları için de alkol, bağımlılık yapan ve insanda hem fiziksel hem de psikolojik sorunlar yaratan zararlı bir madde halini alıyor.

 

Bir çok kişi hayatında bir kez olsun madde kullanmayı deniyor. Özellikle alkol ve sigarayı deneyenlerin sayısı toplumda oldukça fazla bir yer tutuyor. Denemek, tabii ki kişinin bağımlı olmasını anlamına gelmiyor. Hatta bazı kişiler, düzenli olarak alkol kullansa da, bu o kişilerin bünyesinde kötüye kullanım ya da bağımlılık etkisi yaratmıyor.

 

Sorunlar artar

Sürekli alkol kullanımı ile kişinin iş, ev, okul ile ilgili sorumluluklarını tam olarak yerine getirmesinde sorunlar, iş performansında düşme, işe ya da okula gitmeme gibi bazı eksiklikler ortaya çıkabiliyor.

 

Alkol araba kullanırkan olduğu gbi bazı durumlarda yasal engeller de yaratabileceği gibi, daha çok sosyal alanda ve insanlar arası ilişkilerde sorunlar yaratıyor. Bağımlılığın görüldüğü alkol kullanımlarında evlilik ya da iş konusunda sorunlar sıklıkla ortaya çıkmasına rağmen, kişiler alkol kullanımını sürdürmeyi tercih ediyor.

 

Biyolojik, sosyal ve davranışsal boyutları da olan alkol bağımlılığı aslında bir hastalıktır. Tedavi edilebilen bir hastalık olan bağımlılık, tekrar alkol kullanıldığındaysa nüks ediyor. Bağımlı olan kişinin, tüm yaşamı boyunca bağımlı olduğunu unutmaması ve yaşamını içinde bulunduğu bu duruma göre sürdürmesi gerekiyor.

 

Günümüzde bu ayrım pek geçerli değilse de, geleneksel olarak bağımlılık fiziksel ve ruhsal olmak üzere ikiye ayrılıyor.

 

Fiziksel bağımlılık, alkole karşı duyulan fizyolojik bir istek olarak tanımlanıyor. Vücutta alkole karşı uyum gelişiyor ve alkol alınmadığı zaman fizyolojik uyumun bozulmasına bağlı olarak fiziksel belirtiler çıkıyor.

 

Ruhsal bağımlılıksa, alışkanlık olarak da adlandırılabiliyor. Kişinin duygusal durumu ya da kişilik yapısı gereği, gereksinimlerini tatmin etme ya da giderme amacıyla alkole düşkünlüğü biçiminde tanımlanabiliyor.

 

Bağımlı kişi, alkol kullanmayı bıraktıktan bir süre sonra tekrar alkole başlarsa çok kısa zamanda eski kullandığı doza ulaşıyor, bir başka deyişle, kısa zamanda alkol bıraktığı noktaya geri dönebiliyor.

Bu nedenle bağımlı kişinin, bıraktıktan sonra az da olsa tekrar alkol kullanmaya başlaması tehdit unsuru içeriyor. Ancak birçok bağımlı bunun farkında olmadığı, az kullanabileceğini, kendini kontrol edebileceğini düşündüğü için, kendini deneme amacı ile tekrar alkol kullanmaya başlıyor.

 

Bir oturuşta 5 kadehten fazla içmek tehlikeli

 

Ailede bir alkol bağımlılığı hikayesi olması, bir oturuşta 5 kadehten fazla içme ve haftada en az bir kere alkol alma, içinde bulunulan grubun alkol alma konusundaki baskıları, arkadaşların veya anne-babanın alkol kullanımı, suç işleme, suça eğilimli olma, anne-babada sosyopati, kendini beğenmeme, sosyal uyumsuzluk ve stres yaratan yaşam değişiklikleri, özellikle genç ve yalnız yaşayan erkeklerde alkolizmin görülmesi ihtimalini artırıyor. Alkol bağımlılığı beraberinde nikotin bağımlılığı, depresyon, antisosyal kişilik bozukluğu, kadınlarda üreme sistemi bozuklukları, cinsel suistimal ve yasak ilişkiler, ayrıca ilaç bağımlılığına neden olabiliyor.

 

Çocuklarda alkol dahil tüm madde bağımlılıkları, normal olgunlaşma ve gelişme, sosyal eğitimsel ve mesleki becerilerin kazanılmasını olumsuz etkiliyor. Çocuklarda alkolizmin belirtileri, genellikle, depresyon, intihar düşüncesi veya intihar girişimleri, aile parçalanması, şiddet ve bazı özelliklerin ortadan kalkması, okul alanlarının yokluğu, izolasyonu ve huysuz bir yapıya sahip olma biçiminde kendini gösteriyor.

 

ALKOLİK MİYİM?

Maddenin etkisiyle tolerans artırıyor

 

Aşağıdaki ölçütlerden üç ya da daha fazlasının bulunması, bağımlılık tanısını koymak için yeterli.

* Tolerans gelişmesi.

 

* Yoksunluk belirtilerinin olması ve bunları gidermek için maddeye gereksinim duymak.

 

* Alkolün, kişi tarafından tasarlandığından çok daha fazla miktarda ve tasarlandığından çok daha uzun bir süre alınması ve alkol kullanan kişinin farkında olmadan dozun artması.

 

* Alkol kullanımına son vermek ya da bunu denetim altına almak için sürekli istekli olmak ya da bırakmak için bir ya da birden çok girişimde bulunmak.

 

* Kişinin günün büyük bir bölümünde alkol kullanmaya başlaması.

 

* Kişinin madde etkisinde olduğu için işte, okulda ya da evde üzerine düşen temel yükümlülükleri yerine getirememesi.

 

* Madde kullanımının neden olduğu ya da bu yüzden alevlenen, toplumsal, psikolojik ya da fiziksel bir sorunu olduğunu bilmesine karşın, madde kullanmayı sürdürüyor olması. Örneğin, evliliğin bozulması, aile çatışmalarının ortaya çıkması, sürekli fiziksel sorunlar yaşamaya rağmen kişinin madde kullanmayı sürdürmesi.

 

Yaşlılarda alkolizm gözden kaçıyor

Yaşlılardaysa alkolizm, sıklıkla gözden kaçıyor; belirtileri farklı olabildiği gibi, kronik sağlık problemlerine de bağlanabiliyor. Sosyal yönden kabul edilmemeleri nedeniyle daha içe dönük olan yaşlıların, alkol tüketimi hakkında verdikleri bilgiler de doğru olmuyor. Yaşlılar, alkolün etkilerine karşı çok daha hassas oluyorlar.

 

Sorun büyüdükçe önlem güçleşiyor

Ülkemizde alkol ve madde kullanım oranının, bazı diğer ülkeler ile karşılaştırıldığında daha düşük olduğu söylenebiliyor.

 

Ancak Türkiye'de yapılan okul ve anket çalışmaları ise alkol ve madde kullanımının giderek arttığını gösteriyor. İstanbul'da lise öğrencileri arasında yapılan çalışmalarda hayat boyu bir kez esrar kullanma oranı; 1991 yılında yüzde 0.7 bulunmuş, bu oran 1995 yılında yüzde 4'e, 1996 yılında yapılan çalışmada ise yüzde 4.2'ye çıkmış.

 

Türkiye'nin genç bir nüfusa sahip olması da artış için diğer bir risk etmeni olarak görülebiliyor. Ancak bu artışlara karşın, Türkiye'nin yaygın bir alkol ve madde kullanım sorunuyla karşılaşmaya hazır olduğu söylemek mümkün değil. Bu sorunun önlenmesi, büyüdükçe güçleşiyor ve artış hızı giderek ivme kazanıyor.

 

1996 yılında uygulanan gençlik anketinde gençlerin yüzde 8'inin; haftada en az iki kez alkollü içecek kullandığı saptanmış. Alkol kullananların yüzde 6'sı alkolü bırakmakta zorlandığını belirtmiş.

Araştırmalarda, alkol kullanan gençlerin büyük çoğunluğu; bunu, rahatlamak amacı ile yaptıklarını ifade etmiş.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...