Elzem Oluşturma zamanı: Ocak 7, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 7, 2015 Ünlü masal yazarı Andersen’in aynı isimli masalına da konu olan kurşun asker sadece bir oyuncak mı?.. Kurşun asker, gerçek askeri temsil eden minyatür bir heykelciktir. Kurşun asker ismi, her türden ve her yöreden şövalye, kovboy, korsan ve diğer savaşla ilgili konulardaki üniformalı askeri personeli tasvir eder. Kurşun asker, basit birer oyuncaktan tutun da hayli detaylandırılmış ve gerçekçi olan modelleri kapsar. Büyük ölçekli aksiyon figürleri ya da diğer insan şekilli oyuncaklar da zaman zaman kurşun asker tanımı içerisinde yer alır. kursunasker4_0410Birçok kurşun asker türü mevcuttur. Bunlar; kalay döküm askerler, yassı döküm askerler, delikli döküm askerler, plastik askerler şeklinde karşımıza çıkarlar. Metal olanları tek ve setler halinde satılabilirken, plastik olanları oyuncak mağazalarında büyük kutulu setler olarak satışa sunulur ancak koleksiyon değerine sahip plastik askerleri tek olarak satın alma şansı da vardır. Bir kurşun asker için ölçek tanımı, askerin tepeden tabana kadar olan yüksekliğinin milimetre cinsinden ifadesidir. Çoğu figürler ayakta ve düz olarak durmadıklarından, uzunluk genellikle tahminidir. Standart asker ölçeği W. Britain figürlerinden alınma olup genellikle 1/32 ölçek ya da 54 milimetredir. Değişik üreticilerin 50 mm’den 60 mm’ye kadar değişen üretimleri bulunmaktadır. Savaş oyunları için üretilen figür ölçekleri 1/72 ölçek ya da 25 mm civarındadır. Bazı Amerikalı ve özellikle Alman üreticilerinin ürünleri 75 mm ya da 1/24 ölçeklere kadar varabilir. kursunasker7_0410Kurşun askerler, eski Mısır mezarlarından tutun da çok farklı zaman dilimlerinde, dünyanın birçok yerinde ve kültüründe bulunmuş heykelciklerdir. 1730’lar öncesinde, Almanya’da iki taş kalıp arasına kalay dökülerek asker yapımına başlandığı bilinmektedir. Büyük Frederik’in askeri ilerlemesi ile birlikte 18. yy’da minyatür asker üretimi patlama yapmıştır. 17., 18., ve 19. yy’larda üretilen minyatür askerler, savaş taktik planları yaparken haritalar üzerinde gerçek birlikleri temsilen kullanılmışlardır. 1893 senesinde William Britain, delikli döküm tekniği kullanarak, minyatür asker üretiminde bir devrim yapmış, böylelikle Alman rakiplerine göre daha hafif ve daha ucuz askerler üretmeyi başarmıştır. Britain ile birlikte John Hill Şirketi gibi birçok asker üreticisi delikli döküm tekniğini kullanarak aynı stil ve ölçekte kurşun asker üretimine başlamışlardır. Elastolin ve Lineol gibi bazı şirketler, yapıştırıcı ve talaş karışımı kompozit malzemelerle sivil ve askeri birçok figür üretmişlerdir. 1950’ler sonrası artan üretim maliyetleri ve gelişen plastik teknolojisi, birçok satıcının daha kırılmaz, daha hafif ve daha ucuz plastik oyuncak asker talebine yol açmıştır. 1937 Amerika’da Beton, 1946’da İngiltere’de Airfix ilk bilinen tanınmış model plastik askerleri üretmişlerdir. En geniş ve tarihi plastik asker üreticilerinden biri de Louis Max adlı şirkettir. Bu şirket detaylandırılmış gerçekçi askerler üretirken aynı zamanda “Amerika Birleşik Devletleri Başkanları”, “Dünya Savaşçıları”, “II.Dünya Savaşı Generalleri” konulu, tarihi koleksiyonlar da üretmiştir. Aynı şirket orduların kara kuvvetlerinin karşılıklı konuşlandırıldığı birçok savaş oyunu üretimine de imza atmıştır. Britain, Herald ve Deetail adı altında plastik askerler üretmiştir. Yine İnfgiltere’de Airfix firması, hobi sahipleri tarafından boyanabilen birçok plastik set ve figür üretmiştir. Airfix’in birçok ürünü, başka firmalarca kopyalanarak büyük filelerde oyuncak askerler olarak satışa sunulmuştur. Britain firmasının en önemli rakiplerinden Timpo Oyuncak 1960 ve 1970’lerde geliştirdiği yeni bir enjeksiyon tekniği ile üretimin her aşamasında farklı renkte bir plastik eriterek yaptığı çok renkli plastik askerleri satışa sunmuştur. 1990’lardan itibaren, koleksiyonerlerin oluşturduğu pazarın yükselen talebine cevap verebilmek amacıyla profesyonel tip, detaylı, boyalı metal oyuncak askerler üretilmeye başlandı. Üretilen figürlerin çoğu, geleneksel cilalı tip boya yerine detayları ve tarihsel doğruluğu daha iyi ortaya koyan akrilik boya ile boyanmaya başlandı. Bu değişimde özellikle Rusya, St. Petesburg’da üretilen yüksek kalitede boyalı figürlerden esinlenilmiştir. Bugün bilinen en önemli hobilerden birisi de gittikçe çoğalan üreticileri, satıcıları ve teşhir noktaları ile eski ve yeni oyuncak asker koleksiyonerliğidir. Koleksiyonculara yönelik birçok yayın bulunmakta olup, koleksiyonerler belirli tip asker ya da tarihi dönem üzerine uzmanlaşmışlardır. Genel olarak en çok bilinen tarihi dönem askerleri, Napoleonik, Victoria Dönemi, Amerikan İç Savaşı, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı’dır. Çoğu kolleksiyoner ham döküm şeklinde aldığı figürleri kendisi boyamaktadır. Aktör Douglas Fairbank Jr’un 3000 askerlik bir kurşun asker koleksiyonu olduğu ve bunları 1977′de sattığı bilinmektedir. Roman yazarı George R. R. Martin’in önemli sayıda oyuncak şövalye ve kale koleksiyonu bulunmaktadır. En önemli koleksiyonerlerden birisi de Malcolm Forbes’dur. Forbes oyuncak asker biriktirmeye 1960 sonlarında başlamış ve 1990 yılında ölene dek 90000 figüre sahip olmuştur. Dünyanın en meşhur yazarlarından Hans Christian Andersen‘in bir masalında da karşımıza kurşun askerler çıkıyor. Daha önce okumamış ya da dinlememiş olanlar için işte o masal… Kurşun Asker Bir varmış, bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde, uzak bir ülkede bir oyuncak evinin içinde tam altı tane kurşun asker yaşarmış. Bunları bir gün alıp bir oyuncakçı dükkanının vitrinine koymuşlar. Altısı da tüfekleri omzunda hazır olda duruyormuş. Yalnız içlerinden birinin tek ayağı yokmuş. Oğlunun doğum günü için hediye almaya çarşıya çıkan bir baba, askerleri görünce çok beğenmiş. Hemen dükkana girip onları satın almış. Satıcı, askerleri kutuya yerleştirirken birinin tek bacaklı oluşunun nedenini açıklamış babaya. Bunları yapan ustanın kurşunu son askere yetmeyince o da topal kalmış. Baba şaşırmış bu duruma ama bir şey dememiş, kurşun askerleri alıp çocuğuna götürmüş. Doğum gününde çocuklar, askerlerle oynayıp eğlenmişler. Oyun oynamaları bitince altı tane kurşun askeri kutularına yerleştirip rafa kaldırmışlar. Yarı karanlık kutunun içinde askerlerin canı sıkılıyormuş. Yalnız topal olan kurşun asker, kutunun kapağının aralığından dışarıyı görebiliyormuş. Bizim topal kurşun askerin gözüne ilk çarpan, masanın üstündeki oyuncak bir kaleyle kalenin içindeki şato olmuş. Şatonun önünde güzel bir prenses heykeli duruyormuş. Prenses, kollarını iki yana açıp bir ayağını kaldırmış, aynı dans eder gibiymiş. Topal kurşun asker prensese aşık olmuş. Ağzını bıçak açmaz, bir söz söylemez hale gelmiş. Tek isteği prensesin yanına gitmek, ona kavuşmakmış, başka hiçbir şeyi gözü görmez olmuş. Ertesi gün oyuncakların sahibi olan küçük çocuk, bizim küçük kurşun askeri kutusundan çıkarıp oynamaya başlamış. Bu sayede prensesi daha yakından gören kurşun asker, gözünü ondan ayıramıyormuş. Kurşun asker prensese bir şey olacak diye o kadar korkuyormuş ki… O sırada hava birden kararmış, şimşekler çıkmış ve ardından sert bir rüzgar esmeye başlamış. Rüzgar o kadar kuvvetli esiyormuş ki, pencerenin yakınında duran kurşun askeri savurup pencereden sokağa yuvarlayıvermiş. Sokakta bir kaldırımın kenarına düşmüş. Onu kimse görmemiş hatta gelip geçenler, üstüne basacak gibi oluyor, kurşun askerin korkudan yüreği ağzına geliyormuş. Rüzgarın ardından yağmur yağıp çukurlara sular birikmiş, sel olup akmaya başlamış. Hava açtığında su birikintisinin başına oynamaya gelen iki çocuk onu görünce o kadar sevinmişler ki. Biri kağıttan bir kayık yapmış, öteki bizim askeri içine bindirmiş ve iki çocuk sularla oynamaya dalıp bir süre sonra kayıkla askeri unutmuşlar. Kayık suyun içinde yavaş yavaş hareket ederek sürüklenmeye başlamış ve bizim asker yüzen kayığın içinde, silahı omuzunda dimdik duruyormuş. Korkuyu aklından bile geçirmiyormuş, akıp giden yağmur suları sonunda büyük bir ırmağa ulaşınca, kurşun asker, koskoca ırmağın ortasında bir nokta kadar kalmış ve bir süre dalgalara kapılıp ilerlemiş. Yağmur daha hızlı yağmaya başlamış ve kağıttan kayık ıslanınca da içine sular dolmaya başlamış. Böylece ırmağın azgın sularına gömülüvermiş. Kurşunun ağırlığı onu ırmağın en dibine itiyormuş ve bu karanlık, ıssız soğuk yer artık onu korkutmaya başlamış. Işığa yeniden kavuştuğunda bir evin sıcacık mutfağında ocağın yanında durduğunu görmüş. O sırada sahibi olan çocuk gelip onu bulmuş ve alıp odasındaki yerine koymuş. Kurşun asker oraya geldiği için o kadar mutluymuş ki, ilk işi, prensesi araştırmak olmuş. Bir de bakmış ki prenses, bıraktığı yerde ve iki kolu iki yana açık, bir ayağını kaldırmış dans ediyormuş gibi duruyor ve ona bakıyormuş. Kurşun asker çok mutlu olmuş. Prensesle bütün gece boyunca birbirlerine sevgiyle bakışıp durmuşlar. Üzerinden birkaç gün geçmiş ama mutluluğu çok uzun sürmemiş. Sahibi olan çocuk bizim kurşun askerden sıkılmış ve artık onunla oynamaz olmuş. Bununla da kalmamış, bizim kurşun askeri alıp alev alev yanan şöminenin içine atmış. Kurşun askerin alevlerden canı çok yanmış ve bir süre sonra erimeye başlamış. Yine sevgilisi prensesten ayrılıyormuş işte, en çok da buna üzülüyormuş. Tam o sırada açık pencereden giren güçlü bir esinti, prensesi uçurup ateşin içine düşürüvermiş. Bizim kurşun asker, sevinçle kollarını açıp prensesi kucaklamış. Artık onlar için yeni bir hayat başlıyormuş. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.