İη¢ιѕєℓ Oluşturma zamanı: Şubat 12, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Şubat 12, 2015 Günümüzde Mevlânâ'yı ve özellikle Mesnevî'sini yakından tanıma arzusu gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bunun ana sebeplerinden biri, Mevlânâ'nın, özellikle Mesnevî’sinde birey ve toplumla ilgili etkileyici değerlendirmeler yapmasıdır. Mesnevî'deki hikâyeler bu açıdan her zaman dikkat çekmiştir. Bu nedenle Mesnevî hikâyelerini Mesnevî'deki önemli konulardan ayrı olarak ele almak, hatta “Mesnevî Hikâyeleri” oluşturmak özellikle son asırda yaygınlaşmıştır. Diğer taraftan bunun aksine Mesnevî'deki önemli gördükleri konuları hikâyesiz bir şekilde aktarmayı tercih edenler de olmuştur. Ancak Mevlânâ tarafından Mesnevî'de düşüncelerle hikâyeler arasında kurulmuş olan bağlantı ve yorumlar, bir yöne ağırlık veren bu yararlı çabalarda genelde yer bulamamaktadır. Bilindiği gibi hikâyeler, Mesnevî'de önemli bir yer tutmaktadır. Mesnevî’de birkaç beyitten birkaç yüz beyte kadar uzunluğu bulunan çok sayıda kıssa ve hikâye mevcuttur. Bunlardan bazıları, birçok önemli konuyu ve başka hikâyeleri de kuşatacak şekilde onlarca sayfada anlatılmıştır. Mevlânâ, Mesnevî’sinde ayrıca telmih ve işaret yoluyla aynı veya farklı çok sayıda hikâye ve kıssaya defalarca atıfta bulunmuştur. Mesnevî hikâyeleri üzerinde önemli ve ciddî araştırmalar yapan B. Furûzânfer, bu eserde toplam olarak 275 hikâyenin bulunduğunu belirtmektedir.i Çevresindekilere yol gösteren ve tavsiyelerde bulunan Mevlânâ'nın, hikâyelerle örülmüş bir üslubu tercih etmesinin gerekçeleri olmalıdır. Mesnevî bu dikkatle incelendiğinde Mevlânâ'nın, bu hususu aydınlatacak bilgiler verdiği görülmektedir. Hikâyelere başlarken, hikâyelerin içerisinde veya bunlara son verirken hikâyecilik anlayışını ortaya koymaktadır. Bazen de söz konusu hikâyenin amacını, yani bu hikâyeden alınması gereken dersi Mesnevî’nin bütününde ve Mevlânâ’nın bakış tarzında arayıp bulmak gerekmektedir. Onun bu konuyla ilgili ifadelerini sınıflandırıp incelemek galiba günümüz hikâyeciliği için de anlam taşıyacaktır. Mevlânâ hikâyelere büyük değer vermektedir. Kendisini hikâyelerle bütünleştirmekte, âdete hikâyenin içerisinde yer almaktadır. Hikâyeyi kendisiyle, gerçekte toplumla buluştururken, hikâyenin kahramanları sanki hemen yanı başındadır. Buharalı bir âşığın hikâyesini anlatırken, arada yer verdiği önemli konular uzayınca hikâyeye dönüş için gerekçe oluşturup şöyle demektedir: Burada ibret almak için bir hikâye var; ancak Buharalı beklemekten âciz kaldı.ii Bu ifadesiyle ara verdiği hikâyedeki aşığın, o anlatım sırasında bekleyip üzüldüğünü söylemektedir. Şu beyitte de olay kahramanının duygularını o anda yaşıyormuş gibi anlatmaktadır: Hikâyeyi kısa kes, çünkü hâkim o güzelin konuşmasına ve güzelliğine avlandı.iii Mevlânâ hikâyeleri gönülden anlatmakta ve onlarla adeta bütünleşmektedir. Örnek olarak bir yerde hikâyenin kahramanı Ayaz’a şu ifadelerle seslenmektedir: ای ایاز ازعشق تو گشتم چو موی ماندم ازقصه تو قصۀ من بگوی بس فسانۀ عشق تو خواندم به جان تو مرا کافسانه گشتستم بخوان Ey Ayaz! Senin aşkınla kıl gibi oldum. Hikâyeden geri kaldım. Sen, benim hikâyemi söyle. Canla senin aşkının efsanesini çok okudum; sen, efsane olmuş olan beni oku.iv Bir hikâyeye ara verip sonra geri döndüğünde kullandığı şu ifade bu bütünleşmenin farklı bir ifadesidir: Tekrar hikâyeye geldik. Biz o hikâyeden zaten ne zaman çıktık?v Mevlânâ hikayeleri yaşanan hayatın kendisi olarak görür: Onun düşünce dünyasında hikâyeler anlatan ve dinleyenle benzerlik, hatta aynîlik taşımaktadır: بشنوید ای دوستان این داستان خود حقیقت نقد حال ماست آن Ey dostlar! Dinleyiniz. Bu hikâye bizzat bizim gerçek durumumuzu ortaya koymaktadır.vi Başka bir yerde bir hikâyeyi şöyle niteler: این حکایت را که نقد وقت ماست گر تمامش می کنی اینجا رواست Bizim şimdiki hâlimiz olan hikâyeyi burada tamamlarsan münasiptir.vii Şu cümleleri hikâyelere verdiği önemi göstermektedir: حاش لله این حکایت نیست این هین نقد حال ماست و تست این خوش ببین Allah’a sığınırım, bu hikâye değildir. Dikkat et! Bu bizim ve senin hâlinin kendisidir. Güzelce bak.viii Ardından hikâye örgüsünde yer alan kişi ve nesnelerle kendi hüviyetini buluşturur: Hem Arap biziz, hem testi biziz, hem de padişah biziz; hepsi biziz.ix Mevlânâ bu özelliklerle nitelediği hikâyelerin şifa verici ve çare gösterici olduğunu söylemektedir. Hikâye ve derman sözcükleri onun anlatımında bir araya gelebilmektedir: بازگو تا قصه درمانها شود بازگو تا مرهم جانها شود Anlat, hikâye dermanlar olsun. Anlat, canlara merhem olsun.x Şu ifadeleri de aynı özelliktedir: Hikâyesi üzüntünü gidersin diye sana Halîme’nin sırrının hikâyesini anlatacağım.xi Ey nadir hikâyeler arayan sen! Âşıkların hikâyelerini oku. Bu uzun zamanda çok kaynadın. Ey kurutulmuş et! Yine de olgunlaşmadın.xii Mevlânâ hikâyelerle bütünleşip onların içerisinde yer alırken, dinleyicilerin de dikkatli ve duyarlı olmasını beklemektedir. Dinleyicinin, bu hikâyelerden yararlanabilmesi için dikkat ve özen sahibi olması gerektiğini sıkça dile getirmektedir: Bu sözün sonu yoktur. Dikkat et, aklını tavşan hikâyesine ver. Eşek kulağını sat, başka kulak satın al. Çünkü bu sözü eşek kulağı anlamaz.xiii Sana bir hikâye söyleyeceğim; tamahın, kulağı kapadığını bilmen için akıllıca dinle. Kimin tamahı varsa, dili peltek olur. Tamahla göz ve gönül nasıl aydın olur?xiv Eğer hikâye bir sonuç, yani yarar sağlamıyorsa bunun bir nedeni olmalıdır. Şu beyitlerde bu durumu sorgulamaktadır: Sen Sebâlıların hikâyesini okumadın veya okudun ama sesten başka bir şey görmedin.xv Darvanlıların hikâyesini okudun, öyleyse niçin hile aramada kaldın?xvi Hikâyenin anlamını tersine çevirdin, inkâr ettin; cezaya hazır ol.xvii Mevlânâ, bütün bu hikâyelerin belirli konularda tatmin edici bilgi ve tecrübeler taşıdığını söylemekte ve kıssadan hisse alınmasını tavsiye etmektedir: ازکلیله باز جو آن قصه را واندر آن قصه طلب کن حصه را Kelile’den şu hikâyeyi araştır ve bu kıssadan hisse al.xviii Şu ifadelerinin her birinde söz konusu hikâyedeki ana temaya doğrudan işaret etmektedir: Ey oğul! Nefsin suretini görmek istersen, yedi kapılı cehennemin hikâyesini oku.xix Nahivci hikâyesini bu araya ekledik, böylece size yok olma yolunu öğrettik.xx Gizli ilimden bir örnek istiyorsan, Rumlular ve Çinlilerden hikâye oku.xxi Ey inci tanıyan! Apaçık olanı, kıyastan/tahminden ayırt etmek için bir hikâye dinle.xxii Taklit afetini tanımak için tehdit amacıyla şu hikâyeyi dinle.xxiii Akıllıların düşmanlığı bu türdendir; onların zehri, cana sevinçtir. Aptalın dostluğu, dert ve sapıklıktır; örnek olarak şu hikâyeyi dinle.xxiv Şu kapalı sırdan bir koku almak için tarih anlatandan bir hikâye dinle.xxv Ey can! Allah’ın hükmüne razı olmak için şu hikâye sana ibrettir.xxvi Bu hikâyeyi şunun için söyledim: Hata ortaya çıkınca, laf dokuma.xxvii Ey temiz dost! Mustafa’nın bu hadisini açıklamak için bir hikâye dinle.xxviii Ey oğul! Hünerde kötü duruma düşmemek için burada bir hikâye dinle.xxix Şu iki örnek de Mesnevî’deki ara başlıklardandır: Açıklama: “Cevap vermemek, cevaptır”, “Ahmağa cevap, susmaktır” sözünü açıklar; bu ikisinin şerhi, anlatılacak hikâyededir xxx Eziyete sabretmenin, sevgilinin ayrılığına sabretmekten daha kolay bir iş olduğunu anlatan bir hikâyexxxi Konuyu burada başlığımızı daha çok hatırlatacak bir noktaya taşıyalım. Hikâye onun ifadeleriyle iki yüze sahiptir; biri olay ve kahramanlar, diğeriyse hikâyenin amacı. Bu iki yapı Mevlânâ’nın ifâdesiyle معنی حکایت (ma’niyi hikâyet; hikâyenin manası) ve صورت حکایت (sûret-i hikâyet; hikâyenin şekli) şeklinde tanımlanabilir. Hikâyede özü kavramaya engel olabilecek unsurlar vardır. Olay örgüsüne ve kahramanlara yoğunlaşmadır bu. Suretin, yani şeklin ve dış görüntünün etkisinde kalmaktır. Mevlânâ bir hikâyeyi belirli bir amaç için anlatırken, anlaşıldığına göre dinleyicilerin hikâyedeki olaya ve şahıslara takılıp kaldığını görünce “Dinleyicinin, hikâyenin dış yüzünü dinlemeye yönelmesi nedeniyle hikâyenin manasının anlatılmasının engellenmesi” başlığı altındaki şu açıklamaya gerek duymuştur: Şimdi dinle; ne engel oldu? Galiba dinleyicinin gönlü başka yere gitti. Gönlü konuk sûfîye doğru gitti; boynuna kadar bu sevdaya battı. Durumu açıklamak için bu söyleyişten o hikâyeye dönmek gerekli oldu. Ey aziz! Sûfîyi o suret sanma. Çocuklar gibi ne zamana kadar ceviz ve kuru üzüm? Ey oğul! Bizim cismimiz ceviz ve kuru üzümdür. Sen adamsan bu iki şeyden vazgeç. Sen geçmezsen, Hakk’ın ikramı seni dokuz kat gökten geçirir. Şimdi hikâyenin suretini dinle, ama dikkat et! Taneyi samandan ayır.xxxii Suret de önemlidir. Çünkü kılavuzluk yapar ve öze götürür. Hikâyeler de manaya, gerçek bilişe aracı oldukça önemlidir: Bunu bırak, hikâyenin suretini al; inci tanesini bırak, sen buğday tanesini al. İnciye yol yoksa dikkat et, buğday al; ona doğru yolun yoksa bu tarafa sür. Zahir/dış görüntü eğri uçsa da zahirini al; sonuçta zahir, içe doğru götürür. Her insanın ilk durumu bizzat surettir, daha sonra can; o da huy güzelliğidir. Her meyvenin öncesi suretten başka nedir? Ondan sonra lezzet; o da onun manasıdır.xxxiii Dolayısıyla anlatılan hikâyeler doğruluklara ışık salmak içindir, kılavuzluk içindir. Hikâyenin gerçek veya uydurma olması önemsenmemelidir. Bu nedenle olay örgüsü, kahramanları, yer ve zaman dikkat edilecek ve doğruluğu tartışılacak hususlar değildir. این حکایت نیست پیش مرد کار وصف حال است و حضور یار غار Bu, iş adamının önünde hikâye değildir, hâli anlatmaktır; mağara arkadaşının hazır bulunmasıdır.xxxiv درکلیله خوانده باشی لیک آن قشر قصه باشد و این مغز جان Kelile’de okumuşsundur; ancak okuduğun hikâyenin kabuğudur; buysa, canın özü.xxxv هزل تعلیم است آن را جد شنو تو مشو بر ظا هر هزلش گرو Hezl/şaka, -bir şey- öğretmektir; onu ciddiyetle dinle; sen şakanın zahirine rehin olma.xxxvi Mesnevî’deki şu ara başlık çok açıklayıcıdır: Açıklama: Anlatılan, hikâyenin suretidir. Anlatılan, bu suret avcılarına ve onların tasvir aynasına layık olan bir surettir. Bu hikâyenin hakikatinde bulunan kutsallıktan dolayı söz, bu indirgemeden utanır ve utançtan başını, sakalını ve kalemini kaybeder. Akıllıya, işaret yeter.xxxvii Ancak kavramaya engel olabilen olay örgüsü ve kahramanlar, aynı zamanda özü elde etme aracıdır. Aracıdan yararlanmak, ona takılıp kalmamak gerekir. Bu anlatış bir üslup ve yöntemdir. Rumuzlu anlatışın yararları vardır. Mevlânâ bu konuda örneğini açıklamaktadır: Hak, övülenleri uygun olmayan kişiden gizlemek için bu hikâyeleri ve örneği -usul- koymuştur.xxxviii Bir hikâyede ikna etmek için kendi kendisine, canına şöyle demektedir: Ona dedim: “Sevgilinin sırrının gizli olması, daha hoştur. Sen bizzat hikâyenin içindekine kulak ver. Dilberlerin sırlarının, başkalarının hikâyesinde anlatılması daha hoştur. xxxix Anlatmada ve anlamada zorluklar vardır, bunları aşmak için samimiyet ve çaba gerekmektedir. Mevlânâ bu müşkül durumu ikna edici ifadelerle ortaya koymaktadır: گر بکوید زان بلغزی پای تو ور نگوید هیچ ازآن ای وای تو ور بگوید در مثال صورتی برهمان صورت بچفسی ای فتی Söylerse, ondan dolayı ayağın kayar; ondan hiçbir şey söylemezse, eyvah sana! Ey yiğit! Örnek olarak bir şekil söylense, hemen o şekle yapıyorsun.xl Yapılması gereken açıktır, Mevlânâ’nın ifadesiyle: چند بازی عشق با نقش سبو بگذر ازنقش سبو رو آب جو Ne zamana kadar testinin suretiyle aşk oynayacaksın? Testinin suretini geç, su ara.xli Mevlânâ’nın bir hikâyeye başlarken yer verdiği şu beyit, hikâyelerdeki kahramanların ve olayların gerçek olup olmayışı veya tarihi bilgilerle uyuşup uyuşmadığının önemsenmemesi gerektiğini açıklamaktadır: یک فسانه راست آمد یا دروغ تا دهد مرراستیها را فروغ Doğruluklara ışık vermesi için doğru veya yalan bir hikâye hatıra geldi.xlii Çünkü hikâyelerin mana ve öz olarak yaşanan gerçeklerle ilişkileri vardır. Mevlânâ’ya göre yaşananları tanımlamak ve yorumlamak için, yukarıda işaret edildiği gibi hikâyelerden yararlanmak gerekir. Bu amaç ihmal edilerek hikâyedeki kahramanların ve olayların gerçeklik açısından tartışma konusu yapılmasının yararı yoktur. Hatta bu yaklaşım ve bu tür tartışmalar, çoğu zaman gerçek sorunların dikkatlerden kaçmasına sebep olmaktadır. Mevlânâ, anlatılan hikâyeye “Bu hikâyeyi çiz, çünkü yalan ve yanlıştır”xliii diyenin anlayışını ve tavrını şöyle resimleştirmektedir: Ey âciz! -Meryem- onu ne içten ve ne dıştan görmediyse de, hikâyeden mana al. Efsaneler dinleyip, Şîn harfi gibi nakşına yapışmış olan kişiye benzer olma. O diyordu: “O dilsiz Kelile, anlatması olmayan Dimne’nin sözünü nasıl duyar? -Ayrıca- birbirinin dilini bildilerse beşer, konuşma olmadan onu nasıl anladı? O Dimne, aslan ve öküz arasında nasıl elçi oldu ve her ikisine efsun okudu? Akıllı öküz, nasıl aslanın veziri oldu? Fil, ayın aksinden nasıl korktu? Bu Kelile ve Dimne, bütünüyle iftiradır; yoksa karga leylekle nasıl boy ölçüşür.xliv Mevlânâ, bu bakışın ve yanlış değerlendirmenin sahiplerine doğru yöntemi şu şekilde göstermektedir: ای برادر قصه چون پیمانه ایست معنی اندروی مثال دانه ایست دانۀ معنی بگیرد مرد عقل ننگرد پیمانه را گر گشت نقل ماجرای بلبل و گل گوش دار گرچه گفتنی نیست آنجا آشکار Ey kardeş! Hikâye bir ölçü kabı gibidir, içindeki mana da tahıl tanesi gibi. Akıllı kişi mana tanesini alır, götürülse de ölçü kabına bakmaz. İçerisinde açık bir konuşma yoksa da bülbül ile gülün macerasına kulak ver.xlv Mevlânâ’ya göre hikâyeden yararlanıp günlük hayata özellik kazandırmak bu bakışla mümkündür. Hikaye anlatmak veya dinlemekten amaç, suretin kılavuzluk ettiği manaya ulaşmak olmalıdır. Aksi taktirde hikâyelerin içerdiği gerçeklik günümüzden ve şahsımızdan uzaklarda kalacak ve olgunlaşma yolunda insanları aydınlatmayacaktır. Mevlânâ bir örneğinde dikkatleri bu noktaya çekmekte ve dinleyicileri somut gerçeklerle baş başa bırakmaktadır: Bu hikâyeler öncelerde olmuştur diye Musa’yı anış gönüllere bağ olmaktadır. Musa’yı anış, gizlemek içindir; ama Musa’nın nuru senin için hazırdır. Ey iyi adam! Musa ve Firavun senin varlığındadır; bu iki düşmanı kendinde aramalısın.xlvi Mevlânâ bu son örnekte görüldüğü gibi bireyleri yaşanan anla ve olaylarla gerçekçi bir şekilde ilgilenmeye davet etmektedir. Ona göre bireysel ve sosyal sorunlar, bu gerçekçi tutumla çözümlenebilir. Sonuç olarak Mesnevî hikâyeleri Mevlânâ’nın burada ortaya konan bakış açısıyla değerlendirilmelidir. Farklı tutumlarla Mesnevî hikâyeleri için oluşturulan yargılar, sahiplerinin metni yorumlama üslubuyla ilgili görülmelidir. **** Adnan Karaismailoğlu Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.