Jump to content

Para Kazanma ve Kullanma Sanatı...


Renan

Önerilen Mesajlar

Para Kazanma ve Kullanma Sanatı

 

PARA NASIL KAZANILIR?

 

Şüphesiz para kazanmak, hüner ister. Malesef insanların çoğu, bu hüneri kazanmak için çalışmaya dayanamıyorlar. Para kazanmayı sağlayan hüneri edinmek için çok çalışmak, uğraşmak ve bu konuda azimli olmak gerekir.

 

Para niçin gereklidir?

 

Para sahibi olmanın üç yolu vardır. Çünkü para:

 

1) Ya miras yoluyla elinize geçer,

2) Ya zengin bir kadınla evlenirsiniz,

3) Ya da çalışarak kazanırsınız.

 

Birincisi; talihin yardımıyla gerçekleşen tesadüflerin neticesidir. Bunun hüner ve meziyetle ilgisi olmadığından para kazanmanın en az hoşnutluk veren şeklidir.

 

İkincisi, bazen talih bazen de hüner neticesinde gerçekleşebilir. Bu yol hoşa gittiği kadar bazen de nefrete sebeb verir.

Üçüncüsünün talihle ilgisi yoktur. Sadece meziyet ve hünere bağlıdır. Bu yol nefse saygı sağladığı gibi, en hoşnutluk veren durumdur. Bu şekilde para sahibi olmak güçtür ve birçok engelleri aşmak gerekir. Bu nedenler birçok insan bu yolun dikenleriyle uğraşmaktan hoşlanmaz.

 

Para, şüphesiz herşey demek değildir. Fakat, dünyadaki insanlara ve olaylara baktığımızda, insanın az da olsa parası olmalı veya aç kalmayı göz önüne almalıdır. Paranın ele geçirilmesi, en önemli meseledir. Paraya sahip olduktan sonra diğer meseleleri düşünmek gerekir. Zira bizler, giyime ihtiyaç hissetmeyen, istediği yerde yatan, yiyeceğini ormanlardan karşılayan Afrika vahşileri gibi değiliz. İnsanların her konuda muhtaç olduğu üç şey vardır:1) Yiyecek, içecek, 2) Giysi 3) Barınılacak, oturulacak yer.

Bu üç şeyin herbirinin kalitesi arasında büyük ayrılıklar vardır. Bir insan ufak bir ekmek parçası ve katıkla doyabileceği yani gıda alabileceği gibi üzüm suyu, domates, çorba, et, patates, yeşil sebze, komposto ve kahveden oluşan yemekle de doyulması mümkündür.

 

Bir insan, başkasının attığı elbiseleri giyebileceği gibi, yeni ve pahalı elbiseler de giyebilir. Kirası çok az olan küçük bir odada yaşayabileceği gibi, geniş bahçeli havuzlu bir villada da oturabilir.

Eğer bir insan, en iyi yemeği yiyor, en iyi elbiseyi giyiyor ve en güzel yerde barınıyorsa da para ile alabileceği daha birçok ihtiyaçları olabilir. Bu durumdaki insanlar seyahat ederler, en güzel şeylerle evlerini süslerler hatta ekonomilerine göre birden çok eve de sahip olurlar.

 

Eğer bir adam zenginse, kendi hayatını da o oranda geliştirmesi ve düzenlemesi gerekir. Örneğin yardım kuruluşlarına, okullara, yardım etmekten mutluluk duyması... Zira para, bir kuvvettir. Bu kuvvet iyi kullanıldığında insana mutluluk getirecek ve kullanan kişinin ruhunu olgunlaştıracaktır.

 

Ev kurmak nasıl öğretilebiliyorsa, para kazanmak, paraya sahip olmak da öyle öğretilebilir, hatta kolayca öğrenilebilir. Bunları öğrenmeye heves etmeyecek kadar uyuşuk ve tembel olanlar, daima fakir olmaya mahkûmdurlar. Para kazanmak yolunda maharetli olanlar birçok işte geniş bilgi edinerek, insanlara kâr bırakan işlerin sebeplerini anlamış olurlar. Reklamcılık, vitrincilik, iş idaresi, büro işleri, para idaresi (muhasebe) bu işlerden birkaçıdır. Bu ve buna benzer birçok işi tetkik eden kişiler, hem zekâları hemde bilgileri ile çalışarak başarılı oluyorlar.

 

Genellikle insanlar para sahibi olma sanatının, çok istenmiş olmasına rağmen, pahalıya çıkacak bir sanat olduğunu düşünürler. Bu sanat devamlı ve kuvvetli bir çalışma istediğinden dolayı, bu sanatta muvaffak olmak için nefse hakim olmak, zekâ ve hüneri kullanmak gereklidir.

 

Bu uğurda insanların başarısızlıklarının nedeni, başarılı olmanın karşılığında hiçbir şey ödemek istememeleridir. Çünkü insanların çoğu öğrenmek için çaba sarfetmezler, çalışmazlar ve daha çok kazanmağa değer vermezler. Bilâkis başkalarının kazancına göz dikerler, kıskanırlar, kaderden şikayet ederler. İspanyollar'ın meşhur atasözü bu konu için güzel bir örnektir. "Allah der ki; her ne istiyorsanız bedelini ödemek şartıyla alın."

 

Dünyanın sayılı şirketlerinden birinde çalışan bir kişi başarısızlığa uğramış. Bunun sebebini araştırdığında, kendi işini ihmal ederek, bunun dışındaki birçok alakasız işlerle meşgul olduğundan başarısız olmuş. O halde önce kendi işimizi düzenleyip, güzel bir şekilde işlemesini sağlamak. Bunun içinde önce yapmamız gerekeni başa almalıyız.

 

Çocukluğumuzda borcu olmayan ya da bin altın biriktiren kimseye zengin derlerdi. Bazen bir eş, para kazanma konusunda kocasına yardım edebilir. Eşi şoför olan ufak- tefek zeki bir kadın çocuklarını büyüttükten sonra antika ile uğraşmaya başladı. Beyi haftada 3 sterlin, o ise 750 sterlin kazanıyordu. Çünkü bu kadın para kazanmayı ve kullanmayı biliyordu.

 

Amerikalı bir araştırmacı iki yüz ailenin durumunu inceleyerek para ile ilgili sıkıntılarını araştırmış. Sonuçta kadınların erkeklere oranla para yüzünden daha hoşnutsuz olduklarını görmüş. Çünkü, kadınların para ihtiyacını erkeklerden daha çok hissetmesi ve kadınların erkeklerden daha yüksek seviyede yaşamak istemeleri bu sonuca ulaştırmış.

 

Erkekleri zengin eden nedenlerden biri de eşlerinin para konusunda onların duygu ve düşüncelerine yaptıkları manevi baskıdır. Zira ev sahibi olma isteği ve merakı da hanımları sebebiyle olmaktadır. Erkek genelde dinlenmesi ve rahatı ile meşgul olurken kadın ise eşinin sosyal durumunu, çocuklarının ve kendisinin istikbalini en ince ayrıntısına kadar düşünür. Kadın erkeğinin fakir olmaması için elinden geleni yapmak ister. Nice aileler vardır ki, büyük evlerde yaşamalarına rağmen gelirleri yoktur hatta para bulmak için yapmaları gereken işlerden bile habersizdirler.

 

Nice milyonerler vardır ki, gelir almak bir yana, vergilerini bile ödemekten acizdirler. Çünkü insanın milyonlar kıymetinde hisse senetleri olabilir fakat bu senetler kar yapmayabilir. Böyle geçici fakirliğe uğrayan kimselerin yapması gereken açlığa katlanmak mıdır?

 

Bunun böyle olmayacağını hepimiz biliriz. Bu durumdaki hisse senetlerini kârsız satarak ele geçen parayı kârlı işte kullanmaktır. Eğer bir adamın binlerce dönüm arazisi varda parası yoksa ancak kendisi suçludur. Parasını kaybeden insan onu daha fazla kazanmaya çalışmalıdır. Yerinde oturup, tırnaklarını yemek, hiç bir fayda sağlamayacaktır.

 

Zengin babaları olmayan gençler, para kazanmanın yollarını öğrenmelidir. Bu sayede hem zihnini hem de şahsiyetini geliştirmiş olur. Şayet insan kendi geçimini sağlayacak kadar para kazanırsa, kabiliyetlerini keşfetmeye ve geliştirmeye zamanı olmayacaktır. Böylesi başkalarına yardım edemez. Çünkü insan, başkalarına yardım ederken kendini geliştirebilir.

 

Şayet genç basit ve küçük işlerle geçimini sağlıyorsa, bu durum onu tembelliğe sevkederek, cahilliğe sürükleyecektir. Çünkü insan karnını doyuracak sırtını örtecek kadar kazanıyorsa hem fakir hem de cahil kalacaktır. Cehalet de fakirlikten daha kötüdür.

Genç bir insan, bir şey biriktirebilecek konuma geldiğinde, yaşam seviyesini de yükseltmelidir. İyi yemesi, iyi giyinmesi saygı görmesine vesile olacaktır, însan kendisini tanıdığı ve nefsi hakkında bilgi sahibi olduğu zaman, kafasında beliren ihtiras ateşi, onu mesleği hakkında daha fazla bilgi sahibi yapacaktır. Bu bilgiler onu geliştirecektir.

 

Carnegie, ilk parasını topladığında, kendi tahsilini tamamlamak için elinden gelen herşeyi yapmış ve parayı kendisi için harcamıştır. Daha sonraki servetinde, ihtiyacı olanlara dağıtmakla kalbinin şefkat ve merhamet cephelerini geliştirmiştir. Bu hırslı, gençlere güzelbir örnektir. Çünkü parasının çoğunu kendisini geliştirmeye harcayarak kendini geliştirmiş daha sonra da parasını kütüphanelere, hayır kuruluşlarına, ilmi araştırmalara vakfetmiştir. Kısacası insan, kendi hayatını zenginleştirmek için para kazanmanın yolunu öğrenmelidir. Zira para, insanın akıllı, verimli, ve cömert olmasına hizmet eder.

 

John Welsley'in kaideleri iş hayatına önemli ışık tutmaktadır. Ona göre para hakkındaki en mantıklı hareket tarzı şu üç kuraldadır:

 

1) Ne kadar kazanabiliyorsan kazan,

2) Ne kadar biriktirebiliyorsan biriktir,

3) Ne kadar verebiliyorsan ver.

Welsley'in paraya ait sözleri çok değerlidir. Zira ona göre para; insanın kendi hayrı ve başkalarının hayrı için kullanacağı bir kuvvettir. Biz onun bu kaidelerine şu kaideyi ekleyebiliriz:

4) Ne kadar kullanmak mümkünse o kadar kullan.

 

İş aleminde bulunan her adam şu dört kelimeyi altın anahtar kabul etmelidir: Kazan, kullan, biriktir, ver. Bu özellikler, paraya karşı en dürüst siyaseti yapmaya yardımcı olur.

 

Bir insan ne kadar kazanabiliyorsa o kadar kazanmalıdır. Fakat namus ve şerefiyle... Kazanmak için çalıştığında, kazancından başkalarına hisse vermeyi unutmamalıdır. Kıskanç kimseler kazanmak için çalışan insanları, katı yürekli insanlar olarak görürler. Bu son derece yanlıştır. İstisnaları bir tarafa atıldığında, genellikle sermaye, hizmet ölçüsüdür. Bu parayla ilgili akılda tutulması gereken hayati bir noktadır.

 

Bir insan biriktirebildiği kadar para biriktirmelidir. İşini yürütmek için ayırdığı para, işi dışındaki hisse senetlerine yatırdığı para, ihtiyaç için ayırdığı para bunun içindedir.

 

Yine insan verebildiği kadar vermelidir. Hükümete vergi ödüyoruz diye başka şeyleri kısmak yanlıştır. Bir hastahaneye, fakir çocuk yurtlarına, çocuk esirgeme kurumlarına v.b. gibi yerlere mutlaka vermeliyiz. Kuvvetli ve güçlü olduğunu hisseden her kişinin zayıf olanların yüklerini hafifletmek için birşeyler yapması gerekir. Paramızla, merhamet ve cömertliğimizi geliştirmeliyiz.

 

Her iş yerinin üç büyük görevi vardır:

1) Hisse ortaklarına karşı,

2) Hizmetlilerine karşı,

3) Halka karşı.

 

Her işyeri önce hisse payları dağıtır. Bunu yapmazsa ya tekrar kurulmalı, ya da satılmalıdır.

Çalıştırdığı insanların maaşlarını insaflı vermelidir. Onların hastalık ve yaşlılık hallerini gözönünde bulundurmalıdır. Kısacası, bünyesinde çalışan bütün adamlarını mahrumiyetten korumalıdır.

Yine halka karşı sattığı mallarda yardımcı olmalıdır.Günümüzde bu üç esasa saygı gösteren müesseseler, ülkenin belkemiğini teşkil etmektedir. Bunların çoğalması için her çareye başvurulmalıdır.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Çok severek okudum, güzel derlemişsiniz. Para bir kuvvet ama kuvvet olduğu kadar da tehlikeli bir şey. Nasıl ki insanın ruhunu olgunlaştırabiliyorsa insanın ruhunu köreltme özelliğine de sahip. Burada iş tamamen parayı kazanan kişide bitiyor. Para kazanan kişi ruhunun körelmemesine dikkat etmeli ve insan olmaktan eksik kalmamalı. Ayrıca, para kazanmaya devam etmek için de mutlaka güncel durumları takip etmeli. Örneğin, bundan 15 sene önce internetten para kazanılacağına kimse inanmazdı. Ancak şu an pek çok sitede https://www.blogacmak.com/para-kazanma-siteleri/ gibi içerikler paylaşılıyor. Artık o kadar yaygın bir durum ki bloglar bu para kazanma sitelerini paylaşıyor ve insanları yönlendiriyorlar. Her ne kadar para kazanma yöntemleri değişse de paranın kuvveti hiç değişmiyor. Ciddi anlamda güçlü ama bir o kadar da tehlikeli bir şey para. Dikkatli kazanmak ve dikkatli harcamak gerekli. 

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...