Kelt Mitolojisinde Yolculuk Efsaneleri

Kelt mitolojisinin ideolojik ve mistik arka planı gereği, öykülerinde yer alan yolculuklar hayali takımadalar aracılığıyla öteki dünyaya dek uzanır ama hepsinde Haçlı ruhu kendisini sezdirmeyi başarır...

KELT DÜNYASININ MİTLERİNDE EFSANEVİ YOLCULUKLAR

Kelt mitolojisinde boy gösteren destansı yolculuklar, genellikle mucizevî takımadalar aracılığıyla öteki dünyaya yapılan efsanevi turlardır. Yolculuğun kendisi­ne olan özlem, genellikle öte dünyaya ait hikâyelerden etkilenir. Bran ve Bramven’in destansı seyahatleri, öte dünyaya ait inançlardan kaynaklanmış­tır. Başka bir cesur gezgin olan Maeldun gibi onlar da okyanuslar aşmış, kimileri de ölümcül tehlikelerle dolu, rüya gibi sayısız ada keşfetmiştir. Zaman yolculan gibi Kelt gezginleri de zaman sıçramalan yaşar. Bu bazen uzun bir aradan sonra evlerine döndük­lerinde, bazen de sonsuz bir yolculuğa mahkûm edildiklerinde meydana gelir. Yerin­de duramayan Kelt gezgininin, başka bir özelliği de sonunda, öte dünya zevklerine olan inancını yitirmesi ve vatanının deği­şen mevsimlerini özlemeye başlamasıdır.

Maeldun'un Yolculuğu: Maeldun babasının cinayetinin intikamını almak için denize açıldığında, efsanevi takımadalardan geçer. Hikâyenin bir bölümünde, adamları ile birlikte, üzerinde pirinç kapılı ve gezginleri geriye doğru fırlatan camdan asma köprüsü - öte dünyaya ait etkili bir işaret- olan bir kale bulunan adaya gelirler. Bronz kapıya vurduklarında, uyutucu bir sesin çağrısına uyarak derin bir uykuya dalarlar ve kale­nin büyücüsü, hoş sesiyle onları kaldırana dek uyurlar. Maeldun ona kur yapmaya kalkıştığında, tüm kale yok olur ve deniz­ciler kendilerini yeniden denizde bulur.

***

Bran’in yolculuğu; o uyurken yanına bırakılan, perilere ait çiçekli ve kokuhı gümüş bir ağaç dalı ile başlar. Daha sonra, öteki dünyaya ait giysiler giymiş, güzel bir kadın dalı geri almaya gelir; bu arada denizin ötesindeki güzel bir kadın vatanı hakkında, ağıt gibi bir şarkı söylemektedir. Bu şarkı Bran ve arkadaşlannın denize açılmalarına neden olur. Denizlerin ötesine giderek kadının, çiçekli ağaçlarla dolu adasına ulaşırlar. Bu ada. insanların sonsuz neşe ve mutluluk içinde yaşadıkları, elli cennetten biridir. Ancak çok geçmeden Bran ve mürettebatı, kendi vatar­larındaki değişen mevsimleri özlemeye başlar ve kendilerini altın kafese konulmuş bülbül gibi hissetmeye başlarlar.

***

Maxen’in rüyası: Roma hükümdarı Maxen’in rüyasında gördüğü cennet gibi adayı ve ondan da daha güzel kadını bulmak için, Britanya’ya doğru efsanevi bir yolculuğa çıkmasına yol açar. İmparator, nehir yataklarından geçer ve zirveleri gökyüzünde kaybolmuş yüksek dağlan aşar.

Heybetli dağların ötesinde çok güzel gemilerle dolu, büyük bir limana gelir. Bu gemilerin en güzelini, gümüş, altın ve fildişinden yapılmış olanını alarak, uç­suz bucaksız denize açılır ve Cormvall’ın pınltılı sahillerine ulaşıncaya kadar gider. Mücevherlerden yapılmış bir kalede, rüyasındaki güzel kadını bulur,..

***

Brian ve kardeşlerinin yolculuğu:

Brian ve kardeşleri, dünyanın dört bir tarafına yayılmış, sekiz nesneyi bulmak için tehlikeli bir görevle denize açılırlar. Yunanistan’la Pers İmparatorluğu arasın­daki denizi, Manannan’ın “Dalgalan Süpüren” adlı, kendi kendine giden gemisiyle aşarlar. Görevlerden biri, batık Finchory Adasında saklanan, tükenmez mutfak şişini bulmaktır. Sihirli bir dalış giysisi giyen Brian, yüz elli ba­kirenin arasında suya dalar ve onlann su altı kalelerindeki ocaktan, altın şişi alır.

***

Brendan'ın Vaat Edilmiş Topraklara Yoculuğu

Korkusuz İrlandalıkeşiş Brendan Vaat Edilmiş Topraklar hikâyesinden etkilenerek destansı bir yolculuğa çıkar. Maeldun gibi o da kuşa benzer ruhlann yaşadığı bir adaya, muhtemelen Vaat Edilmiş Topraklar’a gelir ve say­dam bir denizden geçer. Maeldun’dan farklı olarak adaya çıkar ve bir ateş yaktığında, ada harekete geçerek Jasconius adında devasa bir balinaya dönüşür. Burada, gözüpek aziz, bir siren ya da deniz erkeğini evcilleştirmeye çalışırken gö­rülmektedir.