Renan Oluşturma zamanı: Aralık 15, 2015 Paylaş Oluşturma zamanı: Aralık 15, 2015 Bozanın bu faydalarını biliyor muydunuz? Özellikle kış aylarında soğuk algınlıklarından dolayı meydana gelen nezle ve grip gibi hastalıklarla mücadelede ciddi anlamda katkı sağlar. Bu tür hastalıklara yakalanma riskini azaltır ve aynı zamanda hastalıklardan daha hızlı kurtulmak için yardımcı olur, hastalıkların şiddetini azaltır. Bozanın içerdiği B12 vitamini ve diğer mineraller cilt sağlığı ile saç sağlığı için faydalıdır. Özelikle kuru ciltlerin dolaylı olarak nemlenmesini sağlar ve cildi yumuşatıcı özelliği vardır. Kuru ciltlerde meydana gelen dökülmeleri engelleyebilir. Cilde sağlıklı bir görünüş katar. Mayalanması esnasında ürettiği laktik asit, ender gıda maddelerinde bulunuyor ve bu değerli asit türünün hazmı kolaylaştırıcı etkisi var. Süt yapıcı özelliği sebebiyle hamile bayanlara ve vitamin kaynağı olarak sporculara tavsiye ediliyor. İçinde en başta yüzde 20 şeker olsa da daha sonra yüzde 8′lere kadar düşüyor. İçindeki yağ oranı da sıfır. Bağırsak florasını düzenler. İçindeki aktif mayalarla probiyotik özelliği vardır. Zengin karbonhidrat, protein ve B vitamini içeriği sebebiyle enerji ihtiyacı fazla olan kişiler, gebeler, sporcular ve kilo almak isteyen kişilerin kullanımı için uygundur. Karbonhidrat ve proteinin yanı sıra birden çok besin öğesini içerdiğinden besleyici özelliği nedeniyle “sıvı ekmek” olarak anılır. Zihin açıcı ve sinirleri dinlendirici etkisi vardır. Öksürük tedavisinde kullanıldığı bilinmektedir. Bağırsak florasını düzenler. Genel olarak kış döneminde tüketilen boza, darı irmiği, şeker ve sudan yapılır. Mayalı ve gıda bakterilerinin yaşadığı bir içecek olduğundan dolayı muhafaza koşulları önemlidir. Bozanın bir müddet bekledikten sonra üzerinde kabarcıklar oluşmaya başlaması ekşimiş olduğu manasına gelir. Uygun koşullarda muhafaza edilirse bozanın içilebilecek kıvamını koruduğu süre 6 veya 7 gündür. Mayalanma anı, esas tadın ortaya çıktığı andır. İlk olarak Orta Asya Türkleri tarafından 900 yıllarında yapılmaya başlanmış. Değişik yerlerde farklı lezzet ve kıvamlarda tanınan bu içecek, ülkemizde ise 1870'lerde Hacı Sadık Bey'in farklı formülüyle bugünkü lezzetine kavuşmuş. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.