Renan Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2016 Paylaş Oluşturma zamanı: Ocak 22, 2016 Akupunkturla başağrısı ve migren tedavisi Migren %80 oranında kalıtımla geçen, her yaşta başlayabilen, kısa ve uzun aralıklarla tekrarlayabilen, periyodik, hemikranial (yarımbaş ağrısı), zonklayıcı başağrısıdır. Genelde bulantı, kusma, fotofobi (ışığa hassasiyet) ve sese hassasiyet sözkonusudur. Gerilim tipi (tension); başağrıları yaygın, devamlı, ense veya alın ve "bant şeklinde" olmaya meyillidir. Artmış kafa içi basınca veya tümöre bağlı başağrıları, genellikle migren gibi çok ağrılı değildir. Uyumakla genelde rahatlamaz. Önceden hiç baş ağrısı çekmemiş ileri yaşta bir insanda aniden başlar veya hep aynı tarafta devam eder.Bazı migrenlerde ağrının geldiğini bildiren ikaz devresi yoktur, bazılarında vardır ( Işığa hassas göz bulguları, bulantı, kusma ) Migren Oluşumu (FİZYOPATOLOJİSİ) Önce kanda serotonin artışı olur. Metabolitleri böbreklerden atılır. Kanda serotonin seviyesi düşer. Baştaki - özellikle şakaktaki - yüzeyel temporal arterde genişleme olur. Bu damarlardaki ağrı reseptörleri (alıcıları) hassaslaşır. Damar duvarlarındaki ağrı reseptörlerinin gerilmesi ile şiddetli ağrı oluşur. Bu kafa içi değişiklikler, beyin zarındaki irritasyon bulantı, kusma, ışığa hassasiyete sebep olabilir. İyileşme döneminde plazma serotonin seviyesi normale iner ve damar çapları normale dönmeye başlar. Akupunktur uygulaması ile; Migren krizinde düşen plazma serotonin seviyesinde artışa sebep olur. Bu seviye dengelenir. Serotonin seviyesi dengede olduğu için temporal arterde dilatasyon gelişmez. Kanda serbestleşen ağrı uyaranlarının konsantrasyonu akupunktur uygulaması ile düşer. Migrene sebep olan olaylar zinciri, biyokimyasal maddelerin plazma konsantrasyonlarının normal değerlerde olması ile kırılmış olur. ( Akupunkturun homeostatik - dengeleyici- etkisi) Migreni geçirmek için modern tıp, ilaçların yan etkilerini kabul etmek zorunda kalmaktadır. Bunun yanında tedavi olarak ilaç kullanmakla hastalık tamamen iyileşmemekte, sadece nöbetlerin sıklığında azalma sağlanabilmektedir. Migren tedavisinde Akupunktur Migren tedavisinde akupunktur uygulamasının kullanılmasında, olgunun migrenden tamamen kurtulma şansı %80'lerin üzerinde bulunmaktadır. Bu tedaviyi uygulayanlar olarak bu başarı oranı hepimizce bilinmektedir. Her geçen gün, ilmi çalışmalar yapılarak aydınlığa kavuşturulması için uğraş verilen akupunkturun sayısız fenomeni henüz açıklığa kavuşturulamamıştır. Ama bu durum, akupunkturun varlığının ve tedavide uygulanabilir oluşunun göz ardı edilmesini haklı göstermez. Akupunktur hakkında kısa bilgi "Klasik Çin tıbbında insan yaşayan evrenin bir parçası olarak kabul edilir ve herşeyin içinde varolan evrensel gücün insanın da içinde bulunduğuna inanılır. "Chi" adı verilen bu enerji insan vücudunda "meridyen" denilen kanallarda dolaşır. Akupunktur yöntemi ile bu kanallarda meydana gelen enerji dolaşım engelini ortadan kaldırarak dengeyi sağlamak ve bu şekilde hastalığı önlemek amaçlanır." Akupunktur, birçok hastalığın tedavisinde kullanılan,oldukça etkili, bilimsel bir tedavi yöntemidir. Çin'de yaklaşık 5.000 yıl önce Uygur Türkleri tarafından bulunmuştur. Acus (iğne), puncture (batırmak) sözcüklerinin birleşmesinden meydana gelmiş olup, batı dilinde akupunktur şeklinde kullanılır. Çin'de ise iğnenin kendisi ve ısı anlamına gelen zhen-jiu kelimeleri ile ifade edilir. İğneler,altın,gümüş,bakır ve paslanmaz çelikten yapılır.Hastalığın ve kişinin özelliğine göre metalin türü seçilir. İğne ile akupunktur tedavisinde etkili olan en önemli unsur, iğnenin kendisi değil yeri ve özelliği belli olan, 3 boyutlu (eni, boyu ve derinliği olan), vücut yüzeyindeki girişi nokta olan bölgelerdir. Eğer tedavide bu noktalar doğru bir şekilde uyarılamaz ise iğneyi batırmanın etkisi olmaz. Akupunktur'da ki amaç, önce noktayı uyarmaktır. Bahsedilen uyarı iğne ile, lazer ile (lazer akupunktur), parmaklar (akupressür ve masaj) ile, lazer (lazer akupunkturu) ile yapılabilir. Bu yöntemlerin hepsi tedavi edicidir. Akupunkturda ağrılar ve tedavileri Hastalığın teşhisinde elimizde iki yöntem var. Birincisi, modern tıpta uygulanan teşhis yöntemi. Bu yöntem, hepimizin bildiği, bugünkü modern tıbbın imkanlarıyla elde edilen, bütün tahlil, tetkik, röntgen ve MR çekimlerinden yararlanılan teşhis yöntemi. İkincisi, akupunktur teşhis yöntemleri: Akupunktur teşhis yönteminde, kollardan nabza bakarak tanı koyma, dil üzerine bakarak tanı koyma, kulaktan dedektör uygulamasıyla tanı koyma vb gibi teşhis imkanları vardır. Yani böylece bizim, Hastamızın rahatsızlığını teşhis etmede iki türlü imkanımız oluyor. Bu da hastalığa tam ve doğru teşhis koymamızı sağlıyor. Doğru teşhis ise tedavi konusunda hem hastaya hem bize büyük bir avantaj sağlıyor. Gelelim akupunkturun tedavideki etkilerine Bir kere şunu kesinlikle bilelim ki, Ağrılar ve ağrı belirtisi gösteren tüm rahatsızlıkların tedavisinde akupunktur, bilinen tedaviler arasında en etkili olanıdır. Çünkü; Akupunktur, vücudu bir bütün olarak tedavi eder, yeniler Neler mi yapar? Vücuttaki bütün hücrelerde tamir bakım ve onarım faaliyetini başlatır. Vücuttaki tüm bağ dokularını kuvvetlendirir. Bu dokuların ve kan alması gereken tüm dokuların kanlanmasına sebep olur, Vücutta ağrı adına ne varsa giderir veya azaltır. Bağışıklık sistemini düzelterek şişkinlik, gaz, ekşime, kabızlık gibi birçok rahatsızlığı ortadan kaldırarak vücudun sindirim sistemini düzenler. Bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar. Bağışıklık sistemini dengeler, Uykusuzluk, sabah yorgunluğu, halsizlik, stres gibi durumları ortadan kaldırır. Beldeki ve boyundaki yapısal bozukluğu tedavi ederek, beyne kan ve oksijen gitmesini sağlar. Damarların iç cidarlarındaki tahribatı ve pıhtılaşmayı dağıtır. Ödem çözücü özelliği sayesinde, damarlar ve sinirlere yapılan baskıyı önler. Rahatlayan sinirler sebebiyle ağrı ve şikayet ortadan kalkmış olur. Vücudu zindeleştirir, gençleştirir. Geleneksel tıp otoriteleri gerek migren, gerek küme baş ağrılarında; gerekse baş ve boyunda ağrılara sebep olan, kollara vuran ağrılara sebep olan boyun fıtığı ve kireçlenmeler gibi rahatsızlıklarda ideal bir tedavisi yoktur. diyerek ağrı kesiciler, anti-romatizmal ilaçlar, kas gevşetici ve anti-depresan ilaçlar, boyun korseleri, boyun egzersizleri tavsiye ederler. Buna rağmen ilerleyen vakalarda cerrahi müdahale yaparlar. Oysa akupunktur ile migren ve bütün baş ağrılarında, boyun fıtığında ve boyun kireçlenmesinde vs. mevcut tedavi yöntemlerinden en az üç dört kat daha iyi neticeler elde edilmektedir. Örneğin, ameliyat önerilecek safhaya gelmiş birçok hastamız, akupunktur tedavisi ile ameliyat olmaya gerek kalmayacak şekilde iyileşmişlerdir. Migren ve baş ağrılarında akupunktur uygulamaları nasıl yapılır? Migren üzerine kurulan bir daldan bahsediyoruz. Akupunktur migren ve baş ağIrları üzerine kurulmuş bir daldır burada şu ana kadar yapılmış bütün bilimsel çalışmalarda % 90 - 92 ye yakın bir ölçüde başarı elde ettiğimiz bir konudur. Migrenin akupunkturla yapılan tedavilerinden başarı oranımız çok yüksek haftanın hemen hemen dört ya da beş günü tedavi yapılıyor. Burada her tedavi süresi yarım saat ila 45 dakika arası sürebiliyor bu tedaviler bittikten sonra hasta evine gidiyor tabi bu tedavi seansları sırasındayken bazen ağrılar olabiliyor ama sonuçlara baktığımız zaman tamamen yüz güldürücü genel olarak baş ağrılarına baktığımız zamanda burada akupunkturun esas uygulandığı yerlerden bir taneside migren 2.si sinüzit tarzı baş ağrısı 3.sü boyun kireçlenmesine bağlı olan baş ağrısı birde gerilim ya da stres bağlı baş ağrısı dediğimiz ağrılar bunların hepsi farklı farklı ama akupunktur tedavisinde başarı oranı hakikaten çok yüksek bu 10 - 12 seans yapıldıktan sonra 7 - 10 gün ara verilir daha sonra haftada 2 defa 3 defa bir müddet daha devam edilir sonra haftada bir 15 günde bir, ayda bir, 6 ayda bir sonuçta bir sene boyunca tedavi kontrollü bir şekilde yapıldıktan sonra tedavi bitirilir. Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Arşivlendi
Bu konu artık arşivlenmiştir ve başka yanıtlara kapatılmıştır.