Olumsuz Duyguların Olmazsa Olmaz Olduğunu Anlamak.

Yaşlı baba dünyayı ilk kez rüyasında görmüştü. Bu rüyalardan biri çok netti ve zihnini öyle meşgul etmişti kiinsanın uyanınca sadece rüya olduğuna şaşırdığı rüyalardan biriydi. Yaşlı Baba rüyasındaki dünyanın sadece bir rüya olduğuna çok şaşırdı ve onu yaratmaya karar verdi. tohum olarak rüyasını kullandı ve ondan dünyayı geliştirdi. atölyesine kapandı, haftalarca çalıştı. Bazı günler çok dolu ve üretken geçiyordu ve geceleri kapısını heyecan ve beklentiyle kapatıyordu. Bazı günlerse hayal kırıklığı yaşıyordu. Bazı şeyleri bir türlü rüyasındaki gibi yapamıyordu. Böyle günlerden birinde, tek boynuzlu atın boynuzunu bir türlü yapıştıramadığı, ejderhanın yemek borusunu yakmadan ateş tükürmesini sağlayamadığı bir gün herşey gerçek dışı ve mantıksız göründü. O hayal kırıklığıyla elinde tuttuğu çekici fırlattı.Çekiç dünyaya düştü, bir kayaya sertçe çarptı ve bu kayanın gölgesinden şeytan doğdu. Bir Çingene masalında yer alan bu hikayeye göre şeytan hayal kırıklıklarımızın ve çaresizliklerimizin gölgesinden gelir.

Masal Terapi isimli kitaptan alıntı.

Bu masalın mesajı, hayal kırıklığı hissedebilirsin. Bazı uzmanlar sürekli olumlu tavır takınmamızı öğütler, ama kendimizi sürekli olumlu olmaya zorlamak, umutsuzluk, üzüntü ve hayal kırıklığı gibi duygularımızı bastırmamıza neden olur. Umut ettiğimiz şeylere ulaşamamak bizi üzebilir, kendimizi kötü hissedebiliriz. Hoşnutsuzluğumuzun üstesinden gelmenin sürekli bir mutluluk maskesi takarak ya da bu duygumuza kulak tıkayıp bastırarak kurtulmak yerine başka bir yolu daha vardır. Hayal kırıklığımızı, bizi ele geçirmeden, sinsi bir kanser gibi bizi sarmadan anlamak, onu tanımak ve paylaşmak. Hayatınızda üzüntülerinizinde olabileceği bunların hayatın gerçekleri olduğunu, herkesin yaşadığını, sizinde payınıza düşenin bu olduğunu ve bu duygunun da yaşanması ancak güçlü olarak aşılması gerektiğini bilerek yaşamak gerek.

Gerçek zorluklar, bizi havlu atmaya zorlar. Bilinmesi gereken, ya tozu dumana katacaksın, ya da tozu dumanı yutacaksın. Seçim senin. İster seni üzen her konuda ah vah ben öldüm bittim deyip tozu dumanı yatarsın, ya da hayatta her türlü zorluk ve üzüntü var, bunu veren Rabbim bana aşma gücünü de vermiştir diyerek çözüm üreteceksin. Çözüm üretemediğin anlarda da sana zarar vermesini engelleyecek ve tozu dumana katacaksın. SEÇİM SENİN.

Aslında zor anlar, hayatı öğrenmek ve gelişmek için harika fırsatlardır. Hayatınızın bu dönemini size ne anlatmaya çalıştığını anlamak için harcayın gereksiz üzüntüye kapılarak hayatınızın mahvolmasına seyirci kalarak değil. Kendinizi gözlemleyin. Bu dönemlerde ne yapıyorsunuz? Yargılamadan, sadece gözlemleyin, yardım mı istiyorsunuz, savaşa mı giriyorsunuz? Farkedin, farkındalık yaratın.

Bu gözlem sonucu ister kendinizle konuşun, ister kendinize yazın. Bu süreçte neleri beğendiğinizi, neleri düzeltmeniz gerektiğini ifade edin. Ama mutlaka ifade edin. Düşünmekle yetinmeyin.

Aslında, bizim sorun diye değerlendirdiğimiz bir şey bir başkası için sorun değildir. Demek ki somut sorun kavramı yok. Hayatta bazı şeyle bize birşey öğretmek, birşey anlamamızı sağlamak için bir araya gelir. Siz kendiniz için en iyi sonucu oluşturmalısınız.