Japonya Hakkında İlginç Bilgiler...

Japonya hakkında ilginç bilgiler

 

 

Japonya coğrafi konumu nedeniyle çok bilmediğimiz bir ülke ve kültürdür. Pasifik Okyanusu’nda yer alan bu ilginç ülkeyi yakından tanıyalım…

 

Japonya, Doğu Asya’da Pasifik Okyanusu’nda adalardan oluşan bir devlettir. Ülke toplamda 6 bin 852 adadan oluşur. Hiçbir ülke ile kara sınırı yoktur.

 

Japonya’da resmi bir dil olmamakla birlikte nüfusun yüzde 99′u Japonca konuşur.

 

Japonya idari olarak 47 eyalete ayrılmıştır. Bu eyaletler coğrafi özellikleri ve tarihsel geçmişlerine bağlı olarak 9 bölgede toplanmıştır: Hokkaido, Tohoku, Kanto, Chubu, Kinki, Chugoku, Shikoku, Kyushu ve Okinawa.

 

Nüfus yoğunluğunun en fazla olduğu ülkelerden biridir. Nüfus daha çok şehirlerde toplanmıştır.

 

En kalabalık şehri, aynı zamanda başkent olan Tokyo’dur. Tokyo, 1603′de bu yana hem Japonya’nın siyasi merkezi hem de ekonomi ve bilişim merkezidir. Tokyo’nun tam ortasında eskiden Edo Kalesi olan İmparatorluk Sarayı yer alır. Japonya nüfusunun yaklaşık dörtte biri Tokyo sınırları içinde yaşamaktadır.

 

Japonya’da daha çok ılıman iklim egemendir. Ancak kuzey kesimlerinde daha çok karasal iklim, güneydeki adalarda ise muson iklimi hakimdir.

 

Ülkenin sularında soğuk ve sıcak su akıntıları nedeniyle çok bol balık bulunur. Yemek kültürü pirinç ve balık ağırlıktadır.

 

Ülkenin en yüksek dağı olan Fuji aynı zamanda bir yanardağdır. Ülkeyi oluşturan adaların bazıları sadece yanardağlardan oluşur.

 

Teknolojik üretim açısından ön sıralarda yer alan Japonya ekonomisinin temeli de ihracata dayalıdır.

 

Tarıma uygun arazilerin kıt olmasına karşın Japonya modern tarım yöntemleri sayesinde iyi bir üreticidir.

 

Japonya parlamenter monarşi ile yönetilmektedir. Devletin başı Japon İmparatoru, hükümetin başı başbakandır.

 

Arkeolojik çalışmalar, ülkede Paleolitik çağdan bu yana insan yerleşimi olduğunu göstermektedir.Japon takımadalarına, ilk olarak adaların hala Asya kıtasının bir parçası olduğu dönemde, yaklaşık 100 bin yıl önce yerleşildiği sanılmaktadır.

 

Japonca yazmak için üç farklı yazı karakteri biçimi kullanılır. “Kanji” adı verilen yazı biçiminde karakterler doğadan ve resimlerden alınmıştır. Ancak yıllar süresince değişime uğramış, alındıkları kaynaktan bağımsızlaşmışlardır.

 

Ülkede, Kanji’den türemiş iki farklı hece alfabesi de kullanılmaktadır. Bunlara hiragana ve katakana denilmektedir.

 

Japonya tam bir depremler ülkesidir. Ancak teknolojinin ve bilgi birikiminin sayesinde bu depremlerin zararlarını en az indirmek için yoğun bir çaba harcanmaktadır. Özellikle depreme dayanıklı yapı tasarımı konusunda Japonya öncü bir ülkedir.

 

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Japonya’da pek çok kişi kırsal yörelerdeki evlerini bırakarak, şehirlere çalışmak üzere gitmiş şehirlerin nüfusu birden bire artmıştır. Geleneksel Japon kültüründe üç nesil ya da fazlası bir arada aynı evde yaşarken, kentlere göçle birlikte ülkede çekirdek aile yaşamı artmıştır.

 

Japonya bir deprem ülkesi olduğu için eskiden ahşaptan yapılan geleneksel evlerin yerini, günümüzde çelik sütunlarla desteklenen evler almıştır. Japon evlerini, Batılı evlerden ayıran iki önemli fark vardır. Birincisi, eve ayakkabıyla girilmemesi ve odalardan en azından birinin zemininin Japon tarzı tatami ile kaplı olmasıdır. Japon evlerinde, “Genkan” adı verilen evin giriş holünde ayakkabılar çıkarılır.Evde terlik giyilir.

 

Yemek kültürü

 

Japonca’da yemek kelimesinin karşılığı “gohan”dır. Gohan, aslında haşlanmış pirinç demektir. Ancak Japon kültüründe pirincin yeri o kadar ayrıdır ki, gohan her çeşit yemek için kullanılabilir.

 

Japon mutfağında en temel yiyecekler, pirinç ve balıktır. Ayrıca, pişmiş sebzeler ve çorba da sıkça tüketilir. Geleneksel yemeklerin dışında Japonlar dünya mutfaklarına da oldukça aşinadır.

 

Japonlar yemeğe başlamadan önce “itadakimasu” der, bunun anlamı “bu yemeği kabul ediyorum” demektir. Yemekten sonra ise teşekkür etmek için “gochiso sama deshita” denir.

 

Giyim

 

Japonların geleneksel kıyafeti kimonodur. Ancak kimono modern hayat için pratik ve kullanışlı olmadığı için artık sadece özel günlerde giyilir.

 

Yukata ismi verilen ve kullanımı daha kolay bir çeşit kimono yazın festivallerde ve özel günlerde tercih edilir.

 

Kültür

 

Japonya’da kabuki, noh, kyogen ve bunraku gibi geleneksel sahne sanatları ilk zamanlardaki canlılıklarıyla sürdürülmektedir.

 

Çay seremonisi ve ikebana (çiçek düzenleme sanatı) gibi diğer geleneksel sanatlar Japon halkının günlük hayatının bir parçası olarak yaşamaktadır.

 

İşte Japonya hakkında ilginç bilgiler…

 

Japonca'da "fazla çalışmaktan ölmek" anlamına gelen bir kelime vardır. Bu da "Karoshi"dir.

 

Japonya dünyada suç oranının en düşük olduğu ülkedir.

 

İkebana, kökleri 15. yüzyıla kadar dayanan bir sanat ve felsefedir. Kelime anlamı "çiçekleri canlı tutmak, onlara hayat vermek" demektir. Budist tapınaklarındaki dini törenlerde çiçek sunma adeti, İkebana'nın da doğuşunu sağlamıştır.

 

İkebana ya da diğer bir deyişle kadou, çiçekleri basitçe saksıya yerleştirmeden ziyade, kendi felsefesi ve çeşitli ekolleri olan bir sanattır. Yalnızca çiçek değil, kesilmiş dal, yaprak, filiz, solmuş çiçek vb. de kullanılır.

 

Japon kültüründe her çiçeğin sembolik bir anlamı vardır. Çiçekler, yeri, göğü, insanı, duyguları simgeleyebilmektedir. Sembollere dayalı kesin kurallar bulunmaktadır. Bütün kurallar cennet-dünya-insan üçlemesine dayanır.

 

İkebana, hem göze hem akla hem de ruha hitap eder. İnsanı sakinleştirir, tabiatta daha önce önem vermediğimiz şeyleri görüp takdir etmemizi sağlar.