Jump to content

Yahudilik ve İslamiyette Putperest Adetleri


Guest şalom
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

Saygi deger zaytik;

 

Öncelikle inanc olarak belli bir görüsünüz yok. insan yasami bir cok kisinin yazmis oldugu ve yazacagi konular ve bilgiler özerinde hemen baglayici bir nitelik kazanip görüsünü o yönde degistirmesi ve etkilenmesi kolaydir. Öyle ki insani körelten bir yasama bicimine bile getirebilir. Dinlerin ortak özellikleri Ahlaki ve toplumsal yasamdaki yeri olabilir fakat bir cok konuda farklilik gösterir ki bu en büyük etkendir. Mesihsel ögretiye gercekten bagli olan bir kimse savasa karsidir. Fakat devletlerin politikasi her türlü kazanimlari elde etmek icin insani duygularin en üstünde olan bir cok konuyu kullanir. Örnek vermek istersek can ve mal tehlikesi olan bir gemide cocuklarin bulunmasi. Cocuklarin yasamlarin kaybetmesi büyük bir vahset olarak algilanir. Yani Suc ve günahi bilmeyen bir cocugun yasamina son verilmesi Yetiskin bir insanin yasamina son verilmesinden farklidir. Bundan dolayi kin ve nefret insanlar arasinda cogalir ve iletilmek istenen mesaj gerekli yere gider. Yani cocuklarin ön planda tutulmasi daha uygundur diyebilirler. Cocuklarinda yasama hakki var her yasta insaninda. En kücügünden en büyügüne kadar ölümle karsi karsiya. Aslinda cocuklari ön planda tutmak o kisilerin sucudur. Belli bir yasa kadar yönlendirme daha büyük olan anne ve babaya veya en yakin kisilere aittir. Yani surumluluk cok büyük. Normalde savaslarda kimse cocuk,kadin,yasli genc,özürlü vs dinlemez insani duygular sifirdir.

 

Bir cok yerde resmi olmayan bir nufüs sayimi vardir. Budistlerin sayisini düsürmemek icin devlet istatistiki veya nufüs arastirmasi sirasinda vs bir arastirma yapip insanlara gercek bir yüzdelik oran göstermemektedir. Ama aslinda her bir bireyin inancini ve yasama bicimini gayet iyi bir sekilde bilmektedir.

 

Bi kere konusma ve yazma sekliniz cok medeni degildir. Buda bir inancin olup olmamasindan degil yasam biciminden geldigini görmekteyiz. Peki kötü olmak icin mutlaka inancin mi olmasi lazim? Kötülügün kaynagi nedir inanclarmidir ? Peki kötülük nerden geliyor ?

 

Aslinda pozitif olan her seyin bozulmasindan negatif seyler cikar. Tabiki iyiligin bozulmus hali kötülük diyebiliriz. Böyle hemen kestirip atmak ve inanclar kötülügün kaynagidir demek yanlistir bunu genellikle ateist görüslü insanlar söyler fakat bir cok inancta gercekten dogru olmayan ve toplumsal yasama aykiri bilgiler icerir. Örnek vermek gerekirse, Puta tapan insanlarin hareketsiz duran bir nesneye canli olan hayvan veya insan kurban etmesi gibi..

 

hristiyanlik inancina göre bakarsak tüm dünyaya yayilmis bir inanc vardir. iyilikle zenginlesen, kötülükle sarsilan bu dünyaya anlam vermeye calisan her insan buna kolay bir cevap bulamaz; Özellikle dramatik seyler karsisinda. Örnegin ölümün bir anda gelmesi ve sevdikelrimizi alip götürmesi ve bizimde buna engel olamamizdir yani tabiki ölüme care bulunmamaktadir ve buda kacinilmaz gercektir. Aynı zamanda suna da eminim: Ortada, kötülük ve aci problemine iliskin Hristiyan inancinin sundugundan daha kapsamli bir cevap yoktur. incile baktigimizda bu mücadeleden kacmaz.isa bile bu soru ile karsi karsiya gelmistir. Bazen örtülü bazende acik bir sekilde sorulmustur.

 

İsa'nin bu konuda yüzlestigi en sasirtici olay Yuhanna kitabinin dokuzuncu bölümünde gecer. Tartisma, İsa'nin gerceklestirdigi mucizelerden biriyle ilgilidir. Bu sifa mucizesinin öncesinde ve sonrasinda gerceklesen konusma, normal bir diyalogdan daha fazlasidir. Bunun sebebi de, özürlü bir kisinin durumu icin bir aciklama aranmasidir.

 

İsa, öğrencileriyle yürürken; yollarina kör bir adam cikar. Bu kez de ögrencileri yalnizca görme duyusunun bir mucizeyle kazandirilmasina tanik olmakla yetinmemislerdir. En hassas noktaya kadar giderek, bu trajik durumda acikca Tanri'nin rolünü hedef almislardir. Ögrencilerden biri, İsa'ya biraz da kabaca sekilde söyle bir soru yöneltmistir: " Rabbi, kim günah işledi de bu adam kör doğdu ? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı ? "

 

Bu kötü durumun sorumlusu kendisi mi, yoksa buna başka bir kişi mi sebep olmuş ?

 

İsa, adamin kör olmasinin sorumlusunun ne anne babası ne de kendisi olmadigini söyleyip verdigi cevapla onlari tam anlamiyla saskina cevirdi. " Tanrı'nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu. Beni gönderenin işlerini vakit daha gündüzken yapmalıyız. Gece geliyor, o zaman kimse çalışamaz. Dünyada olduğum sürece dünyanın ışığı Ben'im. "

 

" Tanrı'nın işleri onun yaşamında görülsün diye kör doğdu " demekle İsa, neyi kastetti ?

 

İsa, cevap verirken, bu soruyu sormak icin kendilerine özgü farkli nedenleri olan dört insan grubuyla karsi karsiya oldugunu unutmayin. Bunlarin ilki ögrencileriydi. Onlar bu sorunun cevaplanmasini istediler, cünkü bireysel acinin nedenini merak ediyorlardi. Orada bir de komsular vardi. Onlar bir mucizenin gerçeklestiğini biliyorlardi ve bunun " nasıl " gerceklestigine iliskin sorulari vardi. İsa nasil oluyordu da körlerin gözlerini acabiliyordu ? Gruptaki süpheciler aslinda sonucu görmüslerdi, ama bunun ardinda " kimin " oldugunu kabul etmek istemiyorlardi. İsa'nin verdiği cevabin onlari yönlendirdigi noktadan hic hoslanmadilar, cünkü bu onlari, gururlarini hice sayip İsa'yi izleme dürüstlügüne sahip olup olmadiklari konusunda karar vermeye zorlamisti. Sonuncusu, kör adamin ta kendisiydi. Bu degisimi kisisel olarak yasamisti ve özellikle de durumu elestiren kisilerle yüzlesmenin sonuclari altinda ezilmekteydi. İsa'yla yaptigi birebir konusma, İsa'nin sadece gözleri iyilestiren bir degil, ayni zamanda da yüregi degistiren biri oldugu konusunda onun bütün süphelerini giderdi.

 

Size bir yerde okudugum bir hikayeyi aktarmak istiyorum.

 

 

yıillar önce anlatilan komik bir hikaye vardı. Bu, bir sehri kaosa sürükleyen elektrik santralindeki arizayla ilgiliydi.

 

Uzun bir süre, sorunu giderecek bir mühendis bulunamamıştı. En sonunda bir adam geldi ve tek bir düğmeye basarak sistemi yeniden başlattı. Şehre bir milyon bir dolarlık bir fatura çıkardı. Bu rakama şaşıranlardan biri adama neden yalnızca bir milyon değil de, bir milyon bir dolar istediğini sordu. Adam, o bir doların sadece düğmeye basma ücreti, bir milyon doların ise hangi düğmeye basılacağını bilme ücreti olduğunu söyledi.

 

Yani genel olarak dünyada yasanilan devlet politikalarina bakarak inanclarin getirisi budur demek bir bakima arastirmadan kacinmak ve kesin bir yargiya varmaktir. Hic kimse cikip mesih savas yapti o yüzden bizde yapalimda ona örnek olalim diyemez. Yada mesihin elinde kilic vardi birini din adina öldürdü bizde örnek olup öldürelim diyemez. Tam tersi insanlari kurtarmis,diriltmis ve yaralarini iyilestirmistir. Simdi insanlarin belli bir yoruma dayanan yorumuna göremi mi yasamali yoksa mesihin dogru olan sözlerine bakipta mi yasamali. Eger dogru olan bir gercegi yanlislarla hayatimiza yön vermek mesihsel ögreti savasi,kini,nefreti getiriyor demek yanlistir.

 

Baslangicta sunu unutmayalim ki, her dünya görüsü - sadece Hristiyanlik degil - kötülük ve aci cekme üzerine bir aciklama yapmak ya da cevap vermek zorundadir. Ateist bir insanin özgür bir yapisi vardir. Yani dese ki dogru olmak mutlaka bir inancin olmasina gerek yoktur demesi tabiki bir yerde dogrudur. Fakat Agzindan sarf ettigi sözler yinede özgür olmadiginin kanitidir. insanlarin özgürlügü baska insanin özgürülgünün kisitlanmayacagi kadardir. devletlerin politikalari ve insanlarin duygulari ince bir cizgi üzerinedir. Heran bir problemi ve savasi getirebilir. Sinir ihlalleri, bayraklarin yakilmasi, irksal saldirilar vs Yani kötülügün kaynagi insan olabilmektedir. Simdi bilinmesi gereken bir sey var baslangicta kötülük varmiydi yani kötülügün kaynagi din ise baslangicta kötülükte vardi denebilir.

 

Boston Koleji'ndeki felsefe profesörlerinden Peter Kreeft şu yorumu yapar: " Mars'a gitmek bir sorundur. Aşık olmak ise bir gizem. " Kötülük de, tıpkı aşk gibi bir sorun değil, bir gizemdir.

------------------------------

 

Hristiyan teizmine ( Tanrıcılık ) yönelik bir tenkitvari yaklaşımı ünlü düşünür David Hume'un sözlerine başvurarak değerlendirelim; böylece sorunun, soruyu soranı nasıl da kapsadığını derhal görebiliriz:

 

Eğer bir yabancı ansızın bu dünyaya bir uğrayacak olursa, ona bu dünyanın kötülüklerinin bir örneği olarak illetlerle dolu bir hastahane, borçlularla ve suçlularla dolu bir hapishane, etrafta cesetlerin saçılı olduğu bir savaş alanı, okyanusta debelenen bir donanma, zorbalığın, kıtlığın ve salgın hastalığın altında çürüyen bir millet gösterirdim. Ona hayatın eğlenceli tarafını göstermek ve yaşamın keyfine ilişkin bir fikir vermek içinse onu nereye yönlendirmeliyim ? Baloya mı, opera mı, mahkeme salonuna mı ? Bu durmda bu kişi haklı olarak, benim onu sadece dert ve üzüntünün bir başka çeşidini gösterdiğimi düşünebilir.

 

Hume başka bir yerde ise böyle bir dünyayı sevgi esasıyla düzeltmeninimkansız olduğundan şikayet eder. Hume'un bu şikayetinde, belki de kendisinin bile far etmediği bir cevap gizlidir. Sorusunun baskın gücü oldukça açıktır. Kötülük ve acı çekme problemi gerçektir ve kişisel olarak hissedilir. İşte bu sebeple, her gruptan insan bu konuda İsa örneğine bakmıştır.

 

Problem yalnızca gerçek ve hissedilir olmakla kalmaz, aynı zamanda evrenseldir. Bu problemi, Budizm kadar açıklamaya yeltenen başka bir din yoktur. Buda'nın " Aydınlanma " ya giden uzun ve zorlu yolculuğu, kötülük ve acı çekmenin gizemine kafa yormasıyla başlamıştır. Sorunun evrenselliği, onu bu gidişe yönelten nedendir.

 

Öte yandan, eğer kötülük ve acı çekmek gerçek ve evrensel ise, aynı zamanda karmaşıktır. Kötülük, en az üç yönden sorgulanır: Metafizik sorun ( kaynağı nedir ? ), fiziksel sorun ( Doğal afetler, vb, bu tartışmanın içine nasıl dahil olur ? ) ve ahlaki sorun ( bu nasıl haklı gösterilebilir ? ).

 

Ravi Zacharias

 

---------------------------------

 

C. S. Lewis'in verdiği bir örnek belki de bize yardımcı olabilir. Yazar açık denizlerde bulunan bir gemiyle ilgili cevaplanması gereken üç soru olduğunu söyler. İlk soru; " Geminin batmasını nasıl önleriz ? " İkinci soru; " Bu geminin diğer gemilere çarpmasını nasıl önleriz ? " Bu iki soru çok açık görünebilir, fakat bunların ardında, en önemli olan üçüncü soru gizlidir: " Bu gemi daha en başından, neden oradadır ? " Soruların ilki, kişisel ahlakla ilgilidir. İkincisi sosyal ahlakı hedefler. Üçüncüsü ise, kuralcı ahlakla uğraşır.Bizim kültürümüz en fazla birinci ve ikinci soruyla ilgilenir.

 

Bu arada her gün yeni bir inanc sistemi ile karsi karsiya ve ateist görüslerle. Sayi bizim icin önemli olsa bile yanlisa inananin fazla olmasi dogrunun az olmasi ile bir alakasi yoktur. Yani dogruya inanan insanlarin sayica az olusu bu insanlarin dgoruyu birakip yanlisa yönelmesi anlami tasimaz. Dünyanin % 50 den fazlasi kadinlari diri diri topraga gümmesini dogru buluyorsa bunun dogru oldugunu ve tanrinin bir getirisi oldugunu söylemek yanlis olur.

 

Tartisma olacak fakat tabiki insanlarin yasaminin kisitlamasi dogru olmaz. Süphe etmek arastirmayi gerektirir.

 

esenlikler

 

sevgili isevi kardeşim

 

yazdıklarını dikkatle okudum.katıldığım tek bölüm devletlerin çıkarları için dinleri nasıl kullandığı bölümü. bu konudada başı çeken haçlı zihniyetini hala muhafaza eden hıristiyan toplumudur. en basit örenği verecek olursam amerikan ordusunun kullandığı uzun namlulu piyade silahlarına monteli dürbünlerin üzerinde seri numaralarından sonra “JN8: 12″ ya da “2COR4:6″ gibi kodlar ile incile gönderme yapmasıdır.

 

Birinci kod, İncil’in John, 8. bölümdeki 12. ayet anlamına geliyor. Söz konusu ayette: “İsa Mesih onlara dedi ki: ‘Ben dünyanın ışığıyım; beni takip eden asla karanlıkta yürümez, ama hayat nuruna sahip olur’ yazıyor.

 

İkinci örnekte kastedilense Korintli’lere İkinci Mektubun 4. bölüm 6. ayetinde yer alan: “Karanlıktan ışık parlayacak, İsa Mesih’in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı”.

 

Dürbünlerin üreticisi, Michigan merkezli Trijicon. Zira skandal patladıktan sonra silahın üreticisi Trijicon şirketi, misyonerlik amacıyla silahların seri numaralarının içine şifreler gizlediğini kabul etti.

 

bir sevgi öğretisi olan hıristiyanlığın kitabının kullanım amacı insan öldürmek olan bir araca alet edilmesi herhalde inançlı bir hıristiyan olarak seninde tepkini çekmiş veya çekecektir.

 

eminimki bunu okur okumaz müslüman canlı bombaları yazmak için sabırsızlanıyorsundur ama unutmaki ilk kanı haçlı zihniyeti akıtmıştır.ayrıca müslümanlıkta tokat yendiği zaman diğer yanak çevrilmez.

 

isanın öğrencileri ile yaşadıkları bir olaydan bahsetmişsin. sana sormak istiyorum: günümüzde isa zeytin dağından inerken öğrencileri ile karşılaşsa ve beraber yürürlerken o sırada yahudilerin fosfor bombalarından gözü kör olmuş bir çocukla karşılaşmış olsalar. ve öğrencileri yine ona " Rabbi, kim günah işledi de bu çocuk kör oldu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı ? " diye sorsalar. sence mesih ne cevap verirdi. bence yahudiler hiç değişmemiş benide çarmıha germişlerdi diyecektir. israilden ırağa yolu düşersede " yazıklar olsun sizde onlarla bir olmuş günahsızları katlediyosunuz" diyeceğinden adım gibi eminim.

 

david hume'dan alıntı yaparak onun şüpheciliğini ispat edememesinin insanları isaya bakmalarına neden olduğunu ima etmişsin. hume insan zihninde olan bitenleri newtonun deneysel yöntemlerini kullanarak açıklamaya çalışması 18. yüzyılda insanlar üzerinde güçlü etkiye sahip olan kilise kurumunun kullandığı tüme varım yöntemi karşısında çaresiz kalması sonucunda insanların isaya bakmalarına sebep olmuştur.

 

son olarakta doğru ve yanlıştan bahsetmişsin. önce doğruluk ve mutlak doğru kavramlarını iyice bi irdelemek lazım diye düşünüyorum. yani senin doğrunun mutlak doğru olduğu sonucuna nereden vardığını tartışmamız gerektiğini sanırım.

 

son olarakta kurandan bir alıntı yaparak sana veda etmek isterim

 

kafirun suresi 109:6 l"ekim dini_küm ve liye_din"

anlamı "senin dinin sana benim dinim bana"

 

sevgiyle kal (bu arada la herkes filozof olmuş)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Putperest İbadetleri

Namaz

 

Namaz, güneş kültünün ritüellerinden biridir ve Hint kökenli bir ibadettir.

İslam öncesi Araplar da namaz kılarlardı. Günümüzde Hindular da namaz ritüellerini devam ettirirler.

 

Sansktitçe "Surya" güneş "Namaskara" ise selamlama veya bağlantı demektir. Böylece "Surya Namaskara" ‘güneşle bağlantı’ anlamına gelmektedir. Surya Namaskara, bedende akan güneş enerjisinin canlandırma tekniğidir.

 

Arap putperestlerinin namaz kıldığı Kur'an'da yazılıdır.

 

Enfal-35. Ve ma kane salatühüm ındel beyti illa mükaev ve tasdiyeh fe zukul azabe bi ma küntüm tekfürun

 

Bilindiği üzere Arapça'da "salat" namaz demektir.

 

Onların Kabe’deki namazları, ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir. Küfrünüzden dolayı azabı tadın!

 

Namaz törenlerindeki ıslık ve alkışlar nedeniyle putperestlerin kıldığı namaz eleştiriliyor.

 

Putperestler de günde 5 vakit namaz kılarlardı.

Bu namazlar şunlardı:

 

Şaharit namazı -sabah namazı

Musaf namazı - öğle namazı

Minha namazı - ikindi namazı

Neilat Şerarim namazı - akşamüstü namazı

Maarib namazı - akşam namazı

 

(Hayrullah örs, Musa Ve Yahudilik, s.399-405; Doç.Dr. Ali Osman Ateş, Asr-ı Saadette İslam; Şaban Kuzgun, Hz. İbrahim Ve Hanifilik, s.117; Epstein, Judaism, s.162.)

 

Kur'an'da geçen namaz vakit sayısı 3 olmasına rağmen günümüzde 5 vakit kılınmaktadır.

 

Aynı şekilde abdest de putperestlerde vardı. Cünup olunca boy abdesti alırlardı. (İbn-i habib, Muhabber, s.319; Halebi)

 

diger dinler için devam edecegim.

 

 

hangi ateist sitesinden aldın bunu ?....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

ibadet ,tapınma zaten bir ayindir huşu içinde sadece tanrıyla birlikte olmak için yapılır sen klisede namaz neden kılıyorsun zaten memleketin her yerinde yüzbinlerce camii var yetmedi ayasofya gibi oralarıda camii'yemi çevirmeye ugraşıyorsunuz hem orasını kötülüyeceksin hemde kalkıp ben klisede namaz kılarım diyeceksin yazmışsın her yer mescit diye parkta kıl namazını her kez görür ne müslüman derler. bunu defalarca yazdık ya okumuyorsun ya da anlamak istemiyorsun papazlar günah çıkarmaz sadece dinler ler ve onu dogru yola davet ederler kimseyi af etme yetkileri yoktur bu yetki sizin peygamberinizde dahil hiç bir peygambere verilmemiştir .

 

not:bu bölüm yahudilik onun hakkında yazılması daha dogru olur bu bölümde hristiyanlıkla ilgili soru sormayın .biz de bu bölümde bunlara cevap vermiyecegiz.

 

aa bak şimdi kiliselerin camiye çevrilmesini eleştirmene gerçekten üzüldüm.benim müslüman ecdadım allahın evi olan kiliseyi yine allaha ibadet etmek için kullanmış. ya hıristiyanlar bana avrupada 100 yıldan eski kaç cami sayabilirsin? sizin kültürünüz yıkmayı sevdiği için malesef sayısı bir kaçı geçmez. diğerleri yıkılarak yok edilmiştir. ikincisi evet kilisede bile namaz kılmamızı mümkün kılar müslümanlık ve sadece kilise diil havrada hatta hatta machu picchu tapınağında bile namaz kılabiliriz. bunun nedeni ise din adamlarının ve kurumsal ibadethanelerin dini tekellerine alıp insanları sömürmelerini engellemek içindir. barnabas incilinin bir bölümünde tanrı tuğlaların arasına hapsedilemeyecek kadar büyüktür diyerek aslında sizinde ibadetinizi dışarıda yapabileceğinizi söylesede maalesef 4. yüzyılda iznikte( annem iznikli ve orda yazlığımız olduğundan ilgimi çeken iyi araştırdığım bir konudur)pavlus kilisesinin işe el atarak trinity(baba oğul kutsal ruh) inancını kabul ettirmesi ile matta marcus luca ve yuhanna incilleri haricindeki diğer incillerle birlikte yok edilip yasaklanmıştır. üçüncüsüde cenabı allah her peygamberine bir imkan tanıyarak onlara birer mucize hakkı vermiştir. ki bunlar şifacılıktan,asasını yılan yapmak yada kızıldenizi yarmak için kullnanmaktan hayvanlarla konuşmaya kadar çeşitlilik göstermiştir. birtek hazreti muhammed bu şansını onu gönülden takip eden inanananları cennette yanına almak için bu dünyada kullanmamıştır. bu tam bir affetmek olmasada ufak tefek kusurlar için affetmek olarak algılanabilir.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu açıkca İslam'ı yıkmaya yönelik düşüncelerin ürünüdür. Konuya gelecek olursak;

İslamda eski toplumlardaki adetlerin geleneklerin oldugu daha dogrusu İslamın eski dinlerden esinlenilerek uydurulmus bir din oldugunu iddia edenler her daim olacaktır. Bunun için tarihsel örnekler verecekler veya içimizdeki örnekleri gösterecekler.

 

Örnek verilmis: HinduizmdekiNamaskara. Bir örnekte benden. Sümer inanclarındaki cennet tanımı İslamdaki gibi "altından nehirler akan" gibi bir tabirle tanımlanır.

 

Bu konunun izahı çok zor değil. Çünkü Kuran'ı doğru anlamış ve dini bilgisi yüksek kişiler bilir. Allah katında din İslam'dır. Ve aslında Ademden beri inen itikad hep İslam olmuştur. Değişen bazı noktalar itikada aykırı olmayan o zamana has konular idi. Ve yine bilir ki her millere peygamber yollandı. Şimdi burdan şunu anlıyoruz. Hindulara Sümerlere ve bir çok İslam öncesi topluma din gönderilmiştir. Ve bu toplumlar zaman içinde kendi dinlerini yozlaştırmışlardır. Tamamen silinmis de olabilir kısmen ayakta kalmıs da olabilr. Örnegin Doğu dinlerindeki alın çakrası ya da üçüncü göz bizim bildiğimiz basiret gözüdür.

 

ALLAH KATINDA DİN İSLÂM'DIR.” (Âl-i imran: 19).

 

Burda İslamın parcadan toplanılarak geldigini degil bu parcaların İslamdan koparıldıgını söyleyebiliriz. Kısacası bu benzerlikler tutarsızlık degil bir cok İslamı görüşün delilleridir. Eski kavimlere İslam dininin geldiğinin kanıtıdır. Ama onlar bozmustur.

 

Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın

(Fatır Suresi, 24)

 

Bir yanlıs olduysa affola. Vesselam.

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bu açıkca İslam'ı yıkmaya yönelik düşüncelerin ürünüdür. Konuya gelecek olursak;

İslamda eski toplumlardaki adetlerin geleneklerin oldugu daha dogrusu İslamın eski dinlerden esinlenilerek uydurulmus bir din oldugunu iddia edenler her daim olacaktır. Bunun için tarihsel örnekler verecekler veya içimizdeki örnekleri gösterecekler.

 

Örnek verilmis: HinduizmdekiNamaskara. Bir örnekte benden. Sümer inanclarındaki cennet tanımı İslamdaki gibi "altından nehirler akan" gibi bir tabirle tanımlanır.

 

Bu konunun izahı çok zor değil. Çünkü Kuran'ı doğru anlamış ve dini bilgisi yüksek kişiler bilir. Allah katında din İslam'dır. Ve aslında Ademden beri inen itikad hep İslam olmuştur. Değişen bazı noktalar itikada aykırı olmayan o zamana has konular idi. Ve yine bilir ki her millere peygamber yollandı. Şimdi burdan şunu anlıyoruz. Hindulara Sümerlere ve bir çok İslam öncesi topluma din gönderilmiştir. Ve bu toplumlar zaman içinde kendi dinlerini yozlaştırmışlardır. Tamamen silinmis de olabilir kısmen ayakta kalmıs da olabilr. Örnegin Doğu dinlerindeki alın çakrası ya da üçüncü göz bizim bildiğimiz basiret gözüdür.

 

ALLAH KATINDA DİN İSLÂM'DIR.” (Âl-i imran: 19).

 

Burda İslamın parcadan toplanılarak geldigini degil bu parcaların İslamdan koparıldıgını söyleyebiliriz. Kısacası bu benzerlikler tutarsızlık degil bir cok İslamı görüşün delilleridir. Eski kavimlere İslam dininin geldiğinin kanıtıdır. Ama onlar bozmustur.

 

Şüphesiz Biz seni, hak ile bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik Hiç bir ümmet yoktur ki, içinde bir uyarıcı gelip-geçmiş olmasın

(Fatır Suresi, 24)

 

Bir yanlıs olduysa affola. Vesselam.

 

katılıyorum....

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

sevgili isevi kardeşim

 

yazdıklarını dikkatle okudum.katıldığım tek bölüm devletlerin çıkarları için dinleri nasıl kullandığı bölümü. bu konudada başı çeken haçlı zihniyetini hala muhafaza eden hıristiyan toplumudur. en basit örenği verecek olursam amerikan ordusunun kullandığı uzun namlulu piyade silahlarına monteli dürbünlerin üzerinde seri numaralarından sonra “JN8: 12″ ya da “2COR4:6″ gibi kodlar ile incile gönderme yapmasıdır.

 

Birinci kod, İncil’in John, 8. bölümdeki 12. ayet anlamına geliyor. Söz konusu ayette: “İsa Mesih onlara dedi ki: ‘Ben dünyanın ışığıyım; beni takip eden asla karanlıkta yürümez, ama hayat nuruna sahip olur’ yazıyor.

 

İkinci örnekte kastedilense Korintli’lere İkinci Mektubun 4. bölüm 6. ayetinde yer alan: “Karanlıktan ışık parlayacak, İsa Mesih’in yüzünde parlayan kendi yüceliğini tanımamızdan doğan ışığı bize vermek için yüreklerimizi aydınlattı”.

 

Dürbünlerin üreticisi, Michigan merkezli Trijicon. Zira skandal patladıktan sonra silahın üreticisi Trijicon şirketi, misyonerlik amacıyla silahların seri numaralarının içine şifreler gizlediğini kabul etti.

 

bir sevgi öğretisi olan hıristiyanlığın kitabının kullanım amacı insan öldürmek olan bir araca alet edilmesi herhalde inançlı bir hıristiyan olarak seninde tepkini çekmiş veya çekecektir.

 

eminimki bunu okur okumaz müslüman canlı bombaları yazmak için sabırsızlanıyorsundur ama unutmaki ilk kanı haçlı zihniyeti akıtmıştır.ayrıca müslümanlıkta tokat yendiği zaman diğer yanak çevrilmez.

 

isanın öğrencileri ile yaşadıkları bir olaydan bahsetmişsin. sana sormak istiyorum: günümüzde isa zeytin dağından inerken öğrencileri ile karşılaşsa ve beraber yürürlerken o sırada yahudilerin fosfor bombalarından gözü kör olmuş bir çocukla karşılaşmış olsalar. ve öğrencileri yine ona " Rabbi, kim günah işledi de bu çocuk kör oldu? Kendisi mi, yoksa annesi babası mı ? " diye sorsalar. sence mesih ne cevap verirdi. bence yahudiler hiç değişmemiş benide çarmıha germişlerdi diyecektir. israilden ırağa yolu düşersede " yazıklar olsun sizde onlarla bir olmuş günahsızları katlediyosunuz" diyeceğinden adım gibi eminim.

 

david hume'dan alıntı yaparak onun şüpheciliğini ispat edememesinin insanları isaya bakmalarına neden olduğunu ima etmişsin. hume insan zihninde olan bitenleri newtonun deneysel yöntemlerini kullanarak açıklamaya çalışması 18. yüzyılda insanlar üzerinde güçlü etkiye sahip olan kilise kurumunun kullandığı tüme varım yöntemi karşısında çaresiz kalması sonucunda insanların isaya bakmalarına sebep olmuştur.

 

son olarakta doğru ve yanlıştan bahsetmişsin. önce doğruluk ve mutlak doğru kavramlarını iyice bi irdelemek lazım diye düşünüyorum. yani senin doğrunun mutlak doğru olduğu sonucuna nereden vardığını tartışmamız gerektiğini sanırım.

 

son olarakta kurandan bir alıntı yaparak sana veda etmek isterim

 

kafirun suresi 109:6 l"ekim dini_küm ve liye_din"

anlamı "senin dinin sana benim dinim bana"

 

sevgiyle kal (bu arada la herkes filozof olmuş)

 

Bu tür ve buna benzer bir cok konuda konustugum oldu. Bir tarafi masum ve baska tarafi zalim gösterme durumu ve din. insanlarin hassas oldugu konularin basinda geliyor. Bazi devletlerin yapmis oldugu haksiz durumlar vardir ve oluyor ve hatta bazi devletler kendi halkina karsida siddet uygulamistir.Hacli seferleri mesihin emrettigi bir sey deildir. Yargi konusunda ise hic koskunuz olmasin. Rab adildir. islam hakkinda bir sey yazmak istemiyorum. Cünkü hangisi daha iyi hangisi daha kötü gibi durumlar pek iyi bir iletisim ve tartisma konulari degildir. Ayetlerle ilgili olarak yapilmis olan durum incildeki ögretiyle ilgisi yoktur. Kiliselerin camiye cevrilmesi yada camilerin kiliseye cevrilmesi hos bir sey degildir. Bunun cok veyahut az olmasi önemli deildir. Sonucta cami yapacak arazi varken baska bir inancin ibadethanesinin camiye cevrilmesi yada tam tersi caminin kiliseye cevrilmesi hos deildir. Ibadethaneler kutsaldir ve kutsal kalmadirlar. Nefretle hic kimse bir yere varamaz degerli kardesim. Umarim anlatabilmisimdir. Diger konu daha önce defalarca bahsettigim ve yazdigim barnabas ile ilgili. Barnabas diye bir havari yoktur 15 yy da yazilmis sahte bir eserdir. Bahsettigin iznik konsili. Orda incil secimi olmamistir ve hic bir konsilde olmamistir. Bu konu hakkindada yazdim. incil 27 bölümdür. Hristiyanligi karalamak ne kadar kötü bir durum ise diger inanclarida karalamak ve iftira atmak temelsiz iddialarda bulunmak ve ayni seyleri tekrar etmekte dogru bir yaklasim degildir.

esenlikler

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Sohbete katıl

Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.

Misafir
Bu konuyu yanıtla...

×   Farklı formatta bir yazı yapıştırdınız.   Lütfen formatı silmek için buraya tıklayınız

  Only 75 emoji are allowed.

×   Bağlantınız otomatik olarak gömülü hale getirilmiştir..   Bunun yerine bağlantı şeklinde gösterilsin mi?

×   Önceki içeriğiniz geri yüklendi.   Düzenleyiciyi temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...