Jump to content

Kötülüğün Kaynağı Nedir?


logos
 Paylaş

Önerilen Mesajlar

KÖTÜ ve İYİ:

 

9402-1.jpg

İşte evrenin iki zıt gücü. Evren, bu zıtlığın birliği olarak varolmasını sürdürürken, bazen iyi bazen de kötü evreni yöneten güç olmaktadır. Egemen güç olan öğe aynı zamanda da insana ve yaşadığı dünyaya da yön verir. Birbirleriyle çok sıkı ilişki halinde olan Evren-Dünya- însan üçlüsü, kendi içinde hem kötüyü hem de iyiyi dialektiksei bir serimleme ile ortaya çıkarır.

 

İnsan kötülüğün ya da iyiliğin kaynağı nasıl olur?

Dünya kötüyü ve iyiyi saklayan ve barındıran ikametgah yeri midir?

Her şeyin yücesi, yaratıcısı ve iyisi olan Tanrı nasıl olurda şeytanı da var edebilir?

Ve de onun (şeytanın - kötünün) nasıl evrende özgür güç olarak ortaya çıkmasına izin verir?

taiji-1.gif

İşte bu yazı bunları sorgulayarak, irdeleyerek ve açıklayarak, kötülüğün kaynağını ve olanaklılığını Evren-Dünya-İnsan üçlüsünde nasıl ortaya çıktığını felsefi bir yorumla göstermeye çalışacaktır. Ve bunu yaparken de St. Augustinus'un bu problemde kullandığı felsefi irdelemesi yorumumuza ışık tutacaktır. Çünkü bu problemi, felsefe tarihinden bağımsız olarak ele almak kötülüğün tarihsel gelişimini göz ardı etmek demektir.

 

Kötülüğün tarihsel yorumu, çağımızdaki kuramları anlamamıza yardım edeceği inancındayım. St. Augustinus'un felsefesinde "kötü veya günah nedir?" ve "kötülüğün oluşmasındaki nedenler nelerdir?" sorusu irdelenecek ve tartışılacaktır. Bu kavramla Augustinus'un nasıl bir insan tanımına ulaştığını -bence bu tanımın sunduğu insan, modem felsefenin bize anlattığı insan tanımının esaslarını da oluşturur- göstermektir.

 

Bu konuyu açıklayabilmek için hem Augustinus'un bu konudaki görüşlerini incelemek, hem de ondan önceki felsefî düşünceleri, özellikle de Parmenides'in, Platon'un ve Manicheist kuramlara bakmak gereklidir.

Çünkü Augustinus felsefesinde ulaştığı "kötü" ya da "günah" kavramı ile daha önceki" kuramlardaki kötü kavramı arasında bazı benzerlik ve farklılıkların bulunduğunu sanıyorum. Ayrıca Augustinus'un kendi kötü veya günah kavramına ulaşmak için kendisine kadar varolan kuramları bilmesi ve hatta onlann eksik ya da yanlış olduğunu göstermesi gerekmektedir.

 

Augustinus'un felsefesine geçmeden önce niçin Augustinus'un bu kavram üzerinde durduğunu ve niçin kötülüğün kökenlerini bulmaya çalıştığını açıklamak gerekir. Çünkü o Hıristiyan kötü ve günah kavramına ve Tanrısına inanır. Burada bir sorun ortaya çıkmaktadır. Bu sorunu Epicuros'cu argüman ile şu şekilde formüle etmek olanaklıdır:

Augustinus_1-1.jpg

"Tanrı kötülükten ve acıdan korumak istiyor mu?

Fakat bunu yapmaya gücü mü yok?

Eğer yoksa, O güçsüz, ya da kesinlikle her şeye gücü yeten değildir.

Her şeye gücü yeten fakat istemeyen mi?

Eğer öyle ise , O kötüdür, ya da kesinlikle tüm iyilik değildir.

O, ne gücü yetiyor, ne de istemiyor mu?

O zaman. O'nu Tanrı diye çağırmak saçma olur.

O, hem gücü yetiyor hem de istiyor mu?

O zaman kötülük nereden geliyor?" (İstencin Özgür Seçimi Üzerine. Giriş.)

 

 

Kısaca, eğer Tanrı varsa, niçin bu dünyada kötülük ve günah vardır?

 

İşte bu soru çerçevesinde Augustinus, kötü ya da günah kavramını açıklaması gerekmektedir. Bu yazı bu amaç doğrultusunda irdelenerek, açıklanacaktır.

 

Augustinus kötülük veya günah problemini İtiraflar adlı eserinde şöyle ifade etmektedir.

"Kuramlarım Senin (Tanrı'nın) bir anlamda sonlu olduğuna inanmama zorlamaktalar; böylece de kötülüğün varlığı Senin karşıtın olabilmektedir. Kötülüğün kaynağını Senden aldığı varsayımının yerine Senin hiçbir kötülük yaratmadığına inanmak bana daha iyi gibi gözükmektedir." (Kitap V, Bölüm 10) '

 

Kötülük problemini şu şekilde açıklamaya çalışalım:

 

Eğer kötülük var ise ve Tanrı her türlü varolanın nedeni ise, Hıristiyan inançlarındaki Tanrı düşüncesiyle, Augustinus'un kötülük kuramı arasında çelişkiler ortaya çıkmaktadır; çünkü Augustinus'da Hıristiyan düşüncesinde olduğu gibi Tanrı'nın sonsuz, ebedi, ezeli ve iyi olduğunu kabul etmektedir. Yani Hıristiyan Tanrı'sına inanmaktadır.

Her tür iyilik Tanrı'dandır.

Bütün yaratılanlar iyidir; çünkü Tanrı iyidir.

Tanrı'dan gelen hiçbir kötülük ya da günah yoktur.

 

Bu durumda, nasıl olur da dünyada kötülük ve günah var olabilir?

Kötülüğün ve günahın nedenleri ve kaynakları nedir?

Bu sorulara Augustinus'un cevap bulması zorunludur. Aksi halde inandığı Hıristiyanlık ilkelerinde çelişkiler ortaya çıkacaktır.

Ayrıca bu soruların cevabı Hıristiyanlığın ve Augustinus'un felsefesinin temelini

oluşturmaktadır.

...

*

A.Kadir ÇÜÇEN

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Karışık iş felsefe. Cevabı olmayan sorular.

 

Bence kötülük insanın nefsiyle ilgilidir. Nefsine yenilen insan kötülük yapar. Şeytan dediğimiz varlıkta nefse saldırır. Yani Allah insana bi canavar yani nefs vermiş, bunu bastıran iyi olabilirken bastıramayan kötülük yapar. Düşününce her kötülüğün kaynağı hakim olamadığımız nefsimiz değilmidir??? Nefsimiz egoisttir,bencildir,çıkarcıdır, hep ben der ve onu dinlersek hata ve kötülük yapmak kaçınılmazdır :)

  • Beğen 1
Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bence çok basit bir cevabı var, Kötülüğün kaynağı BEN, iyiliğin kaynağı SEN, şimdi bunun çok geniş bir açılımı var elbette öyle iki dakikada çözülebilecek bir kavram değil! Maialmila ya ve anlamlı konularına teşekkürlerimi sunuyorum :)

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Melony:))Çok güzel ve niçinli bir cevap vermişsin..Bakış açına teşekkürlerimle..

 

Kanatlım:))Kötülüğün kaynağı BEN, iyiliğin kaynağı SEN..Harika bir yaklaşım..Açılımını ileride isteriz ama:))

Asıl ben bilincinize ve düşünmeye yönelik varoluşunuza minnetlerimi sunarım..

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Kanatlım..Siz her zaman iyi niyetle ,yapıcı bir tutumla davranırken nasıl sizin hakkınızda kötü düşünüp davranabilirim ki..

İnsani sorumlulukları güzel bir iletişim temelinde paylaşmak ancak mutluluk verir..:))

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Fikrimce kötülük ve iyilik ayrı şeyler değil tek bir kavramdır.Birisine iyilik yapmak isterken farkında olmadan o insana ruhsal ya da fiziksel bir zararımız dokunabileceği gibi bunun tam tersi de mümkündür.insanı eylemlerinin tek sorumlusu olarak kabul ettiğim için bu kavramların içini de tek başına doldurabilip yorumlayacağına inanıyorum.İyilik ve kötülük kavramlarını ahlak ve din kurallarının dışında tutmakta da yarar var sanımca.Ve kötülük yapmak denilen şeyin tamamen masumiyet arayışı olduğuna inanıyorum.Bilgisiz de olsa kötülük yaptığını keşfeden birisi vicdanını rahatlatabilir bence.Ve hatta belirli bir davranışın kötü sonuçlarının önceden kestirilebilir olabileceğini düşünürsek de bu da insana ahlaki sorumluluk yükler ve insan eylemlerini etkileyebilecek bir dış neden haline gelebilir.Bence başkalarının temel özgürlük haklarına kastetmediği sürece kötülük yapmak insanlık için iyi bir deneyimdir.Her şeyin " iyinin ve de kötünün ötesi"nde olması temennisiyle...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

Bütün kötülük bencilliktendir. Bu konuda forumda bir yazım vardı. =) Aslında ben-cillik yerine ben-cilik demek daha doğru olur...Ben yerine sen demek gerek diyoruz. Ama üçüncü tekil şahıs bakışıyla bakarsak daha doğru olur...

Yorum bağlantısı
Diğer sitelerde paylaş

 Paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...