Seyyar Diyari Oluşturma zamanı: Mayıs 6, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 6, 2008 KİTABIN ADINI MANASINI VE KENDİSİNİN IHTİ VARLIĞINI SÖYLER Kitabın adını Kutadgu Bilig koydum; okuyana kutlu olsun ve ona yol göstersin. Ben sözümü söyledim ve kitabı yazdım; bu kitap, uzanıp her iki dünyayı tutan bir eldir. İnsan her iki dünyayı devletle elinde tutarsa, mesut olur; bu sözüm doğru ve dürüsttür. Önce Kün-Toğdı hükümdardan bahsettim; ey iyi insan, bunu izah edeyim! Sonra Ay-Toldı’dan söz açtım: mübarek saadet güneşi onunla parlar. Bu Kün-Toğdı dediğim doğrudan doğruya kanundur: Ay-Toldı ise saadettir, Bundan sonra Öğdülmiş’i anlattım; o aklın adıdır ve insanı yükseltir. Ondan sonraki Odgurmıştır; onu ben akıbet olarak aldım. Ben sözü bu dört şey üzerine söyledim; okursan anlaşılır; iyice dikkat et. Ey sevinç içinde ömür süren iyi genç, sözümü yabana atma gönülden dinle... AY-TOLDI HÜKÜMDARA DİLİN FAZİLETİNİ VE SÖZÜN FAYDALARINI SÖYLER Hükümdar bir gün Ay-Toldı’yı çağırdı; ona yer gösterdi ve oturması için işaret etti, Ay-Toldı yavaşça ve edeple oturdu; gözlerini yere dikti, sesini çıkarmadı. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA SUALİ Hükümdar dedi: Ay-Toldı konuş; niçin susuyorsun. sana ne oldu? AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı dedi: Ey beylerin beyi, kul beyin yüzünü görünce ne diyeceğini şaşırır. Hükümdar ne söyleyeceğimi henüz buyurmadı; sormadan neyi arz edeyim? Bilgilinin sözünü dinle, itiraz etme; sana sorulmadan da söz söyleme. Birini kim, lüzum görerek ister ve çağırırsa söze de ilk önce o başlar. Yine bil ki kendisine bir şey sorulmadan, beylerin huzurunda konuşan adam da deli ve ahmaktır. Kırmızı dil senin ömrünü kısaltır; selamet dilersen onu sıkı tut. Diline hakim olan insan ne der, dinle; kendisine hakim olan insan rahat ve huzur içinde yaşar. Kara başın düşmanı kırmızı dildir; o ne kadar baş yemiştir ve yine de yemektedir. Başını kurtarmak istersen, dilini gözet; dilin her gün senin başını tehdit eder. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA CEVABI Hükümdar dedi: Sözünü tamamen anladım, fakat yaşayan birinin hiç konuşmaması imkansızdır Bil ki ancak iki türlü insan konuşmaz: Biri bilgisiz biri de dilsiz. Dilsizin dili konuşmaz, bilgisizin dili de sözünü saklayamaz. Bilgisizin dili daima kilitli olmalı ve bilgili insan da diline hakim bulunmalıdır. Bilgilinin sözü toprak için su gibidir; su verilince yerden nimet çıkar. Bilgili insanın sözü eksilmez; akan duru pınarın suyu kesilmez. Alimler sulak yerlere benzerler; nereye ayak vururlarsa oradan su çıkar. Bilgisiz insanın gönlü kumsal gibidir; nehir aksa dolmaz. orada ot ve yem bitmez. AY-TOLDININ HOKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı yine dedi: Hükümdar bilir ki bu dilin zararı insanın hayatına bile mal olur. İnsan, yaşadığı müddetçe söz söylemez olur mu? Lakin gerekeni söyler, saklamaz. İnsanın konuşması için kendisine bir şey sorulmuş olmalı; sorulmadığı takdirde ağzını açmamalıdır. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA SUALİ Hükümdar: Anladın, dedi. Sözlerinin hepsi doğru: yine soracağım bir başka sözüm daha var. Dilin zararını söyledin, işittim; onun faydası var mı? Doğruca söyle. Şimdi sen sadece dilin zararından korkar ve konuşmazsan, bütün faydalı sözlerin olduğu yerde kalır ve bir fayda temin etmez. AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı dedi: Eğer bu dilim dönerse söyleyeyim; sözün faydası çoktur. Boş söz bilgisizin ağzından çıkar: bilgisiz adama aIim, hayvan der. Boş ve densiz konuşan ayak takımıdır; onun başını yiyen de bu boş sözlerdir, Söz boş yere söylenirse çok zarar getirir; söz yerinde söylenirse faydalı olur. Avamın karnı doyarsa bak, öküz gibi yatar; boş sözler ile avunur ve vücudunu besler. Sadece yiyen, doyan ve yatan hayvandır; bu hayvan dediğim, onun tabiatidir. Bilgili insanlar vücutlarını yıpratırlar: bilgi ile avunurlar ve ruhlarını beslerler. Vücudun nasibi hep ağızdan girer; ruhun nasibi ise doğru sözdür ve kulaktan girer. Bak, bilginin iki alameleti vardır; bu iki şey ile insan bahtiyar olur. Bunlardan biri dildir, biri boğazdır; insan bu ikisine hakirn olursa çok fayda görür. Bilgilinin boğazına ve diline hakim olması lazımdır; boğazını ve dilini gözeten bilgililere ihtiyaç vardır. HÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUALİ Hükümdar: Anladım: bu böyledir, dedi. Sözün esası nedir ve söz kaç kısma ayrılır? Söz nereden çıkar ve nereye varır; ey bilgili, bana bunu da izah et! Sözün ne kadarını söylemeli, ne kadarını söylememeli; bilgili ve akıllı hakim bu hususta ne der? AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı cevap verdi: Sözün yeri sırdır; söz ondur, fakat biri söylenmelidir. Biri söylenebilir, dokuzunun söylenmesi yasaktır; yasak sözler aslında esasında hep fenadır. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA SUALI Hükümdar tekrar dedi Sözün ne kadar faydası ve ne kadar zararı vardır, bana izah et. AY-TOLDI’NIN HÜKÜMDARA CEVABI Ay- Toldı dedi: Sözün faydası büyüktür; söz yerinde kullanılırsa kulu yükseltir. Söz sayesinde kara yerdeki, mavi göğe yükselir ve baş köşeye geçenlerden olur. Eğer dil söz söylemesini bilmezse mavi gökte olanı yere indirir. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA SUALİ Hükümdar yine, dedi: Söz ne zaman çok ve ne zaman az addedilir, bunu da bana izah et. AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı dedi: Fazla söz, sormadan söylenip insanı usandıran sözdür. Az söz ise sorulduğu zaman söylenen ve bir ihtiyacı karşılayan sözdür. Dilini güzel sözle süsleyen ve onun yüzünü açan şair bu vadide şöyle bir sez söylemiştir: Sözü güzel ve iyice düşünerek söyle ancak sorulduğu zaman söyle ve kısa kes. Çok dinle fakat az konuş; sözü akıl ile söyle ve bilgi ile süsle. HÜKÜMDARIN AY-TOLDI’YA SUALİ Hükümdar dedi: Bu sözü de anladım; bir sualim daha var, onu saklama söyle. Sözün doğrusunu kimden dinlemeli ve sözü kime söylemeli, bunu bana anlat. AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı dedi: Sözü bilenden dinlemeli ve sonra bilmeyene söylemelidir. Lüzumlu sözü büyüklerden dinlemeli ve ona göre hareket etmeleri için küçüklere söylemelidir. Çok dinlemeli fakat sözü birer birer söylemeli bilgili hakim bana böyle dedi. Çok söylemekle insan alim olmaz; çok dinlemekle alim baş köşeyi bulur. İnsan, dilsiz de olsa bilgili olabilir; fakat sağır olursa bilgiyi elde edemez. HÜKÜMDARIN AY-TOLDIYA SUALI Hükümdar tekrar dedi: Bu da anlaşıldı, bir sualim daha var onu da sorayım. Dili susturmalı mı yoksa söyletmeli mi, sözü açmak mı daha iyi yoksa saklamak mı? AY-TOLDININ HÜKÜMDARA CEVABI Ay-Toldı dedi: Hükümdara arz edeyim, dil ile söylenmezse bilgi öylece kalır. Dile yalnız sövmek olmaz, övülecek tarafı da çoktur; sözün de övülecek ve sövülecek tarafları vardır. Bütün canlılar, bütün bu sayısız mevcudat Tanrı’nın birliğine dil ile şehadet getirir. Tanrı yüz binlerce mahluku yarattı! onların hepsi Tanrı’yı dilleri ile överler. Vücut sahibi insana Lazım olan şeylerden biri dil ve söz biri de gönüldür. Tanrı, gönlü ve dili doğru söz için yarattı. sözü eğri olanları zorla ateşe atarlar. Söz doğru söylenirse faydası çoktur, eğri söz daima mezmumdur. Doğru söyleyecekse dilin kımıldasın, sözün eğri ise onu saklamalısın. Konuşmayan kimseye dilsiz derler, çok söyleyenin adı ise gevezebaşıdır. İnsanların itibarsızı geveze olanıdır, insanların itibarlısı cömert olanıdır, Hükümdar bu sözleri işitti ve sevindi gözlerini göğe dikti, elini kaldırdı. Tanrı’ya şükretti, onu çok övdü ve dedi: Ey Rabbim, sen merhametli ve azizsin! Bana bütün iyilik senden geldi, ben senin günahkar ve kusurlu bir kulunum. Huzur, dünya, devlet ve her türlü iyilikleri, hasılı bütün dileklerimi verdin. Bu ihsanlara şükürden ben acizim; ey asil, bunun şükrünü sana karşı yine sen eda et! Sözlerini burada kesti, hazinelerini açtı; fakir fukaraya çok mal dağıttı. Hükümdar Ay-Toldıyı taltif etti; ona karşı dili ile medihte ve eli ile ihsanda bulundu. Ona vezirlik, ünvan ve mührü ile tuğ, davul ve zırh verdi. Bütün memleket üzerinde ona nüfuz verdi, düşmanı boynunu büküp ortadan kayboldu. Ay-Toldı bütün işleri yoluna koydu; bu ikbal devresinden istifade ederek birçok işler yaptı. Halk zenginleşti ve memleket nizama girdi! halk hükümdara dualar etti. Halk kurtuldu ve zahmet denilen şey ortadan kalktı; kuzu ile kurt birlikte yaşamaya başladı. Memleket tanzim edildi! idaresi düzeldi; hükümdarın saadeti günden güne arttı. Bir müddet böyle huzur ve asayiş içinde geçti; halkın ve memleketin her işi yoluna girdi. Memlekette yeni şehir ve kasabalar çoğaldı, hükümdarın hazinesi altın ve gümüş ile doldu. Hükümdar rahat etti ve huzura kavuştu, şöhreti ve nüfuzu dünyaya yayıldı... Yusuf Has Hacib Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 kutadgu bilig mutluluk bilgisi demekmiş.... (Ben kendime şan ve şöhret veya iyi ad dilemedim, yakın olsun uzak olsun, ben herkesin iyiliğini istedim...) demiş yazarı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seyyar Diyari Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Kitabın çevirisi var bende... Orjinal okunuşu ve Günümüz Türkçesi olmak üzere 1300 sayfa kadar bişey... Öğrenciyken almıştım. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest oceanS Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Edebiyatımız açısından çok önemli İslamiyet sonrası ilk yazılı eserlerimizden biri.Ancak her güzelin bir kusuru vardır misali;kadınlar hakkında söylenen bazı talihsiz açıklamalar da var( Bazı beyitlerde kadın, çocuklarla birlikte erkeğin kuvvetini kesen bir engel, evde muhafaza edilmesi gereken, vefasız, kendini kontrol edemeyen, iradesiz, erkeklerin mahvoluşuna sebep olarak gösterilmektedir.) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Seyyar Diyari Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Ben mafya yetiştirme kitabı diye bahsediyorum bu kitaptan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest oceanS Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mayıs 10, 2008 evet doğru tespit. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.