Ateizm Ve Kesin Gercekler

Başlangıçtan beri “kesin gerçekler” sorunu felsefeyi uğraştırmıştır. Tanrı’ya inananlar her zaman; “Bilginin başlangıcı olarak, her şeye, yaşamın her yönüne anlam veren Tanrı’yla başlamadıkça kesin gerçeklere sahip olmak imkansızdır” derler. Bazı modern ateistler bunu reddedip Tanrı olmadan da “kesin gerçeklere” ulaşabileceklerini iddia etmektedirler. İşte bu noktada hatalı olduklarını aşağıdaki noktalarla gösterebiliriz.

1. Modern ateistler çekinmeden; “Her şey görecelidir” demektedirler. Hepimiz bu iddiayı bir çok kez duymuşuzdur. Bu fikri ilk olarak ahlak konularına, daha sonra da bilimi ve sanatı yorumlarken yaşamın her alanına uygulamışlardır.
   
2. Bir şeyin “Kesin Gerçek” olması bizler için standart oluşturur. Kesin bir gerçek bir şeyin gerçek mi sahte mi, yalan mı, doğru mu, siyah mı beyaz mı, sıcak mı soğuk mu, yararlı mı zararlı mı olduğunu anlamamızı sağlar.
   
3. İnsan dili, “kesin gerçeklerin” belirlediği keskin çizgiler olmadan zaten var olamaz. Örneğin, “Ben sana yazıyorum.” Zıtlıksızlıklar yasasına göre bu cümle şu anlama gelir: “Ben sen değilim.”
   
4. Ateistler burada zıtlıkları denk koşma hatasına düşüyorlar. Teistler “kesin gerçek” kelimesini kullandıklarında aşağıdaki gibi kesinleşmiş bazı standartlardan bahsetmektedirler:

   [TABLE]

   
   [TR]
   [TD]TEİST GÖRÜŞ[/TD]
   [TD=width: 178]ATEİST GÖRÜŞ[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]sonsuz[/TD]
   [TD=width: 178]Sonsuz değil,[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]evrensel[/TD]
   [TD=width: 178]Evrensel değil,[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]objektif[/TD]
   [TD=width: 178]Objektif değil(göreceli),[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]mükemmel[/TD]
   [TD=width: 178]Mükemmel değil,[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]değişmez[/TD]
   [TD=width: 178]Değişmez değil,[/TD]
   [/TR]
   [TR]
   [TD=width: 162]kalıcı[/TD]
   [TD=width: 178]Kalıcı değil(geçici)[/TD]
   [/TR]
   [/TABLE]
   

   
    
   

5. Ateistlerin, Tanrı dışında “kesin gerçekler” olduğunu iddia ettikleri şeylerin temeli çok basit mantıksal bir hataya oturtulmuştur. Ateistler “kesin gerçek” kelimesinin anlamını teistlere söylemeden değiştirmişlerdir. Ateistlerin “kesin gerçek” diye adlandırdıkları şeyler sonlu, kültüre dayalı, göreceli, mükemmel olmayan, değişken ve geçici şeylerdir. Bu durumda terimler birbirleriyle zıtlaşmaktadır. Bu da ateistlerin “kesin gerçeklerinin” kesin olan hiçbir tarafının olmadığını ortaya koyar! Etik açısından baktığımızda ateistlerin göreceli “kesin gerçekleri” hatalı çıkar, çünkü istedikleri “kesin gerçeği” kendi verdikleri anlamlarla ortaya atabilirler. Hitlerin de dediği gibi; “Biz istediğimizi istediğimiz zaman kimseye danışmadan “gerçek” yapabiliriz.” Bu nedenle, ateistlerin “kesin gerçekler” dedikleri şeyler aslında kendi göreceli kişisel duygularının, fikirlerinin ve önyargılarının dışa vurumudur.
   
6. Mantıkta, eğer temelde, başlangıçta ana fikir olarak evrensel bir sonuçla başlamıyorsak, tezimizin sonucu olarak evrensel bir sonuca varamayız. Bu nedenle, insan gibi sonu olan bir yaratık, eğer sonuçları sadece kendi sınırlı, önyargılı duygularına ve düşüncelerine bağlıyorsa evrensel bir sonuca atlayamaz.
   
7. Sonsuz evrensel bilgi sadece sonsuz bir varlıktan gelebilir. İşte bu nedenle, sadece ve yalnızca Kutsal Yazılar’ın sonsuz Tanrısı bize “kesin gerçekler” için yeterli bir temel verebilir. Paganizmin kısıtlı tanrıları evrensel gerçek, adalet, ahlak, güzellik..vb. için temel oluşturamazlar.
   
8. Bazı modern ateistler Tanrı olmadan “kesin gerçeklere” ve “evrensellere” sahip olduklarını söyleseler de aslında söyledikleri göreceli kesin gerçekler ve kısıtlı evrensellerdir. Bu aslında, ‘yuvarlak bir kare’ veya ‘kareli bir yuvarlak’ çizebileceklerini iddia etmek gibi bir şey! Felsefik ve mantıksal açıdan baktığımızda göreceli kesin gerçeklerin veya kısıtlı evrensellerin olması imkansızdır.
   
9. Üç ceviz kabuğunun altına bir fasulye saklayıp ceviz kabuklarını karıştırdıktan sonra fasulyenin nerede olduğunu tahmin etmeye çalıştınız mı? Ateistler de işte bu eski “ceviz/fasulye” oyununu kullanıp insanların aklını karıştırmaya çalışıyor. “Kesin gerçekler” gibi kelimeleri yeni baştan tanımlayıp tamamen zıt anlamlar yükleyerek kelimeye farklı bir anlam vermiş oluyorlar. Buna rağmen, bazı ateistler biraz daha dürüst davranıp mantıkta, matematikte, tarihte ve bilimde “kesin gerçeklerin” olmadığını kabul etmektedirler.
   

Boşluktaki ışık hızının evrenin her yerinde aynı olduğunu Albert Einstein’a nasıl bildiğini sorduklarında şöyle cevap vermiş: “Tanrı evreni zar atarak yönlendirmiyor. Tanrı evrenle kumar oynamıyor.” Işığın hızı gibi prensipler bile Tanrı’nın varlığını gerektiriyor.

[h=2]Sonuç[/h]Tanrı olmadan yaşamda hiçbir anlam olamaz. Tanrı olmasaydı iyilik ve kötülük, gerçek ve yalan, adalet ve adaletsizlik, ve doğru ve yanlış arasındaki farkı anlamamızı sağlayacak hiçbir standart olmazdı. İnsan tüysüz bir maymuna indirgendiğinde ahlak ve medeniyet ortadan kalkar. İnsanlık, tüysüz maymunların içgüdüsel akışına bırakılmış olur.

Yazan: Fikret BÖCEK

Öbür tarafta görürüz ne gerçek ne değil ne göreceli ne değil kim cennetlik kim değil.

İnanç olgusu insanın genine Yaratıcı tarafından kodlanmıştır bunu inkâr edemezler aslında hepsinin kafasında "varsa ?" sorusu parlar ama bunu araştırmak yerine sadece kendilerinin "kesin gerçek" dedikleri görüşleri okuyarak inançlarını tatmin ederler çünkü aksiyle yüzleşecek kadar cesaret sahibi değiller...

Ateistlerin Belli bir otak noktasi yoktur. Sadece Yaraticiyi reddetme olgusu vardir. Cogu kisi Ateistligin baska kaliplarina girer. Özgürlükcü(Sorumluluk almama) ve Rahat yasama. Bazilari bilimin söyledigine inanir. Bilim Tanrinin varligini veyahut yoklugunu kanitlamis olmasi yada olmamasi bi bakima kutsal bir aciklama olabilir onlar icin. Özgür olabiliriz fakat özgürlügümüz baskasinin özgürlügünü kisitlamayacagi kadardir. Biz su sekilde bakabiliriz. Her seyi Tanri yaratmamis olabilir ama onun var olabilmesi icin insanlari yaratmistir. Basit bir örnek.

kesin gerçek dedikleri sadece bir mantık oyunudur,basit bir mantıkla bile düşünmüş olsak bu gün dünyaya en yakın gezegen mars olduğu halde hayat yoktur ve marsa tesadüfen yağmurlar yağsa okyanusları dolsa ırmaklar dünyadaki gibi aksa bir el veya bir varlık oraya herhangi bir şey koymadıkça bitkiler ağaçlar ve ormanların tesadüfen oluşması olasılığı bile sıfıra yakındır hele hayvan ve insan gibi canlıların kendiliğinden oluşma ihtimali yoktur,tüm bu olasılıklara baktığımızda hiçbir şeyin tesadüfen oluşmadığı tanrı denilen büyük bir gücün eseri olduğu gerçeğinin bir göstergesidir inkar etselerde,nasıl ki Azrail A.S.mı inkar etmek ölüm gerçeğini ortadan kaldırmıyorsa tanrıyı inkar etmekte tüm bu kainattaki olaylara baktığımızda tanrı gerçeğini ortadan kaldırmıyor demektir...

Allahin huzurunda Rabbimiz seytana hadi cehenneme sen sunu sunu yaptin dince iblis; ben seni inkar etmedim gururumun kibirimin kurbani oldum diyecek karsisinda iblisin cehenneme girmesini bekleyen insanlara dogru yönelip yolunu sasirmis Rabbini inkar etmis olanlara dicek; ama siz yardaninizi red ettiniz, ben sizden degilim..ben sizden degilim...ben sizden degilim diyecek yani iblis cehenneme girisinde bile kendini üstün görecek. Insanlara siz Rabbinizi inkar ettiniz ben iblis oldugum halde reddetmedim dicek...Bu ateistlerin yüzünü o an görmek bile istemem ama yinede biz hayir dualarimizi eksik etmeyelim onlarda bizim dünya kardeslerimiz dedeleri ecdadlari müslümanlar bu vatan icin sehit olmus kisilerin torunlaridir cogu insallah dogru yolu bulurlar Rabbini bilirlerde ahiret kardesi oluruz.

Ateistlerin Belli bir otak noktasi yoktur. Sadece Yaraticiyi reddetme olgusu vardir. Cogu kisi Ateistligin baska kaliplarina girer. Özgürlükcü(Sorumluluk almama) ve Rahat yasama. Bazilari bilimin söyledigine inanir. Bilim Tanrinin varligini veyahut yoklugunu kanitlamis olmasi yada olmamasi bi bakima kutsal bir aciklama olabilir onlar icin. Özgür olabiliriz fakat özgürlügümüz baskasinin özgürlügünü kisitlamayacagi kadardir. Biz su sekilde bakabiliriz. Her seyi Tanri yaratmamis olabilir ama onun var olabilmesi icin insanlari yaratmistir. Basit bir örnek.

değerli melkem!

tanrının vahdaniyeti, meşruiyetinin eşiği, varlık veya yokluk aşamlarındaki duruşu, kabaca: "vardır" veya "yoktur" gibi düşüncelerin, bu tür tartışmaların bağlamını yitirmesine sebep olduğuna, kaotik düşüncelere sebep verdiğine inanıyorum.

bu kadar süslü girişten sonra sözüm şu: tanrı kavramını ziyadesiyle "olgu" diyelim, anlatırken, insanın tabiatının semavi bir doğaya sahip olduğuna, kutlular için kutlu kılındığına, yavan ve basit yaşantıların semavi bir gaye üzerine sürdürüldüğüne değinmişsiniz. ne var ki, bu sözleri yeni yetme tanrıtanımazlara yönelik ele almışsınız.

"ben tanrı inancına, takvasına vakıf değilim" diyen bir birey, çocuksu ithamlarla dine saldırıyorsa, mümkünse bu kişiyi karşınıza almayın. inançsızlığı ona siper olmuş anlaşılan. pervasızca ona yönelmek de, onun kuyusuna düşmektir.

siz, bu süslü ve teoride şahane deyişleri dile getirmeye neden gerek duyuyorsunuz?

asıl ateist "ben tanrıya inanmıyorum.", "onun varlığının beni ışığa ulaştıracağına inanmıyorum." ,"ben de, onların çeşitli şeriat, mukaddes kitap ve nebilerle bildirdikleri tüm süslü erdemler mevcut; bundan onun varlığına gerek duymuyorum" diyen kişidir. yani vardı veya yoktu deyip delil ortaya atmaya çalışanlardan çok, tanrı inancına gerek duymayandır.

"muhammed onu yaptı", "isa şunu buyurdu", "musa düzenbazı" gibi hiçbir jargon ve üsluba sığmayan düzeysiz kimselerin deyişlerinden yola çıkarak, onlara söz söyleme gereği hissetmeyiniz lütfen!

inanan, inanmalı! aynen devam etmeli.. inanmayan da, inanmamaya.. bunu aşalım artık. kimse mutlak doğru mutlak erdem ve realiteye malik değildir. dediğiniz gibi, "kesin gerçek" de yoktur!

kolaylar gelsin, esenlik üzerinize olsun.