Drita Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ekim 31, 2011 perde... bir iç çekişli intihar şimdi gözlerin eğilmeyi henüz öğrenmiş dal mahçubiyetinde uzaktan bir sözle kopup gelen ırmağın kırılması sanki her şey dokunulmaya ramak kala kaybolan umut henüz yaşanmamış kederin kudurgan buyurganlığında mübadele ne senle ne de sensiz kabuk bağlanmıyor bedenime o perde ki benim manâmın üstünü örtüyor geç kalmış hevesler gibi bir hayatı üstünden sıyırır şimdi sözlerin yan yana gelince noktasız küfür güzelliğinde yalan bir ismin peşinde saklar kendini sanki her şey kalabalıklardan doğan kimsesizlik adımların yalnızlık lisanı söylendiği yerden vurgun süzülür ne senle ne de sensiz gerçek dönüşmüyor dilime o perde ki benim dudaklarımın üstünü örtüyor öpülmemiş hasretler gibi bir yalnızlığı anlatır şimdi yüzün kırık dökük sevgilerin incinmiş isyanında eski bir fotoğraf sararmışlığında sanki her şey bırakıldığı yerde unutulmuş geçmiş sır içinde saklı aşk dönüp bakılmayan ayna kadar ne senle ne de sensiz simâ benzemiyor gördüğüme o perde ki benim yüzümün üstünü örtüyor ölümsüz aşklar gibi… alicengizoyunu (…sen bakma bana…bildiğin gibi ört üstümü,adı ayrılık olsa da…) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Drita Yanıtlama zamanı: Kasım 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 4, 2011 Kıymetli Yürek Yakanım… “Sen geldin ve benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi ve üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu Bulutlar geldi altında durduk ” Kıymetli Yürek Yakanım, Mahpusluğum zahirî değil biliyorsun, takvimden düşürmeye azmettiğim hatırlı günlerimin sancısı kara saplı bir bıçak gibi sırtımda durur. Fikrimi çevreleyen bu esaret dürtüsü, epilepsi nöbetleriyle bir olmuş; aklımı senden ayrı tutmak üzere galeyana getirecek ve kanlı bir ihtilalden kaçmak kurtuluş olacaktır. Seni düşünmemeyi bir kurtuluş biliyorsam eğer, esaretimden arınmadan linç edilmeliyim diyorum. Katlimin senden uzakta vacib olmasına rızam yoktur bilesin. Çentik atacağım küf kokan bir duvar sipariş ettim gardiyanlara, voltalık uzun koridorlarım bu gün yarın gelecek. Benim bu mahpusluğum bitecek gibi değil anlayacağın… ve beklemek bir tek sana zillet, hep bana hasrettir böylece. Tecridde tahayyül edemediğim ne varsa sende bitmekte, ne varsa yaşamaya dair , gözlerinle mümkün münhasır. Özlemeyi ve dahi ölümüne umut etmeyi sevdiren mevcudiyetine şükrüm tükenmek bilmiyor. Tanırsın beni, mektuplarda kelimeleri emrine âmade ederken yüreğimden zerrelerle süslerim harflerin kimsesizliğini. Gecelerime, yalnız sana mektup yazarken tutuluyorum sanki. Sanki mektup değil de bir içsel ayaklanmalar silsilesidir benim sana olan emeğim, hırsım. Herneyse… Avluya bakan ama bir türlü açılmayan penceremden baktığımda yalnız gökyüzü yasaklı değil gözlerime. Ve yalnız gökyüzünde senin yüzünü görmek olağan. Legal sayılmaz hiçbir dilde aşık olmak bilirsin, aşıklığım illegal bir örgüt; ve yine ziyanı yoksa da öldürürler yasalara kafa tutanları bilirsin. Ölümüm büyük şairlerinki gibi aniden olmayacaktır diyerek velveleye verdiğimden beri ortalığı, benim cenazemi senden başka omuzlayacak kimsem yok.. Bilirsin… Ne mürekkebim biter ne yıldızlar tepemde dikilmekten vazgeçer bu gece. Hani ben sana bir hayal mahsülüdür diyerek yazmış bulundum ya bu satırları, eğer okursan hayallerine işleyecek bambaşka bir “ben” sevdasıyla dolup taşarsın ümidi ile bir çentik daha atıyorum finalinde bu makus zamanlarımın küf kokan duvarlarına. Amansız ama ruhumun en sığ köşesinden bir cümle ile postaya verdiğim mektubumun ikinci nüshasıdır ki: Ben seni özlemiyorsam, bil ki sevmekten fırsat bulamıyorum. Turgay Demir Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kardelence Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2011 Sevebilirim, hem de nasıl, dile benden ne dilersen, canımı, gözlerimi Kızabilirim, ağzım köpürmez, ama devenin öfkesi haltetmiş benimkinin yanında, devenin öfkesi, kinciliği değil. Anlayabilirim çoğu kere burnumla, yani en karanlığın, en uzaktakinin bile kokusunu alarak ve döğüşebilirim, doğru bulduğum, haklı bulduğum, güzel bulduğum herşey için, herkes için, yaşım başım buna engel değil, ama gel gör ki çoktan unuttum şaşıp kalmayı. Şaşkınlık, alabildiğine yuvarlak açık ve alabildiğine genç gözleriyle bırakıp gitti beni. Yazık... Nazım Hikmet Ran Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Beray. Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 5, 2011 Çocuk ve Ağaç Çoçuk, çok sevdi ağacı... Verirdi ona, her kış Çiçekleri olaydı! Ağaç, çok sevdi çoçuğu... Öperdi altın saçlarından Dudakları olaydı! Ve ona öptürmek için, Eğilirdi yerlere kadar; Yanakları olaydı' Dökerdi önüne hepsini Gümüşten, altından, sedeften Oyuncakları olaydı! Ve çoçuk gittikten sonra, Böyle kalır mıydı ağaç? Ne olurdu onunda Bacakları olaydı, Ayakları olaydı! Arif Nihat Asya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Işığı farkedecek kadar karanlıkta ve karanlığı farkedecek kadar aydınlık içindeyiz Hayatımız için gerekli ışığı bize getirecek olanlar hayatımızı kaplayan karanlığın farkında olanlardır Bu yüzden insanoğlunun hayatını nelerin kararttığını bilmeyenlerin insanlık için bir aydınlık sağlayacağını beklemek boşuna. İsmet Özel 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Visall Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Karanlıktı deme, ışık yoktu deme. Baktım, yoktum deme. Tozumdan utana utana kaç yıllarca bekledim seni. Ben hep aynıydım ben hep aynaydım. Hep senin yüzünle bekledim seni. Senin hiç aynı yüzün olmadı. Ben aynıydım emin ol. 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kardelence Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Kasım 6, 2011 Bir kahramanın iki ayrı masalıyız seninle aynı masalda uykuya yataklık yaparsak çocuklar zırlar bir kadın bebeğini düşürür fabllardan kaçan korkunç soluklu hayvanlar gezinir sokaklarda olağanüstü hal ilan edilir kıyamet kopar şımarır tanrı şiir yetmezliğinden ölür şairler Nâzım'ın mezarı arka bahçeme taşınır babam yeniden âşık olur anneme ... ... ... Bir kahramanın iki ayrı masalıyız seninle süt tenli kıskançlığımızı beraber uyutmaksa uzak ihtimal... Ufuk Aksoy 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2011 yıkıldık. yıkıldıkça kanatlarımız kanatlarımız morardı gökleri gördük. kalemizde erhan vardı, görkleri gördük. orta saha canavardı, g..tleri gördük. gördük kıyamet mormuş imam vaazından işte amcam bir kirişi öpmüş ağzından "ve insan buna ne oluyor dediği zaman" u must say good-bai 2 me. inh! inh! çürüdük. çürüdükçe babalarımız babalarımız koktu toprağa döktük toprak koktu toprağı allah'a döktük allah çoktu cehennemi cennete döktük. döktük gitti aklımız al pasiflora iç! ali gelme okul çökmüş seni şanslı piç! göklerdeki babamız geç kalmazdı hiç? u must say good-bai 2 me. inh! inh! uyandık. uyandıkça sakallarımız sakallarımız vardı dervişe kestik devlet aciz, rahmet olduk yolları kestik mecbur kaldık cesetlerden kolları kestik. kestik, boş tabuta bari bir uzuv girsin bitsin bu azap burda, dünyada bitsin bağırmayan taraftar s..tirsin gitsin u must say good-bai 2 me. inh! inh! ah muhsin ünlü Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest nnic Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 3, 2011 Okumak çok güzel bu şiirleri.. Haz veren okumak mı,yoksa anlamaya çalışmak mı onu düşünüyorum:D Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 tarih bitti sana bakmak toprağa bakmak kadar güzeldi sert şarkılar vardı yanaklarında sabahın sisini dalgın atlara yükledim senin şehrine vardım saçlarını aradım boşuna sen yoktun bir şey yoktu bütün dillerde yalan söyledim sana inanmak için sen gittin tarih bitti milat neyi açıklayabilir sana bakmak toprağa bakmak kadar güzeldi ne vardı bir de bahçeler vardı bahçeye resimler düşmeye devam ediyor kimi eski bir denize çizilmiş kimi her yanı haziran bir trene kimi bir kelimeye bir resimde isa akşama bakıyor bir resimde tarihçiler eli boş dönüyor kadınların verdiği sözlerden bir resimde yüzlerce anahtar var hiç kapı yok bir resimde telefon çalıyor açıyoruz ve yağmur islanıyor zaman bir resimde yedi kişiyiz aramızda en güzel ölüm gülümsüyor çiçektik çok hatırlar mısın hatırlarsın geçtik dünyanın arasından geçtik küçük omuzlarımızla maviler giymiş ağlayan meleklere tarifsiz kadınlara düşmüş bayraklara gecikerek geçtik dünyadan bağışla bizi yaptıklarımız için yapmadıklarımız için elimizi dilimizi tanrım bağışla bizi kimsenin olmayan bir yoldan geçerken kimsenin olmayan bir resmini gördüm hayatın büyük dalgınlar vardı cevapsızlar hiç deniz görmeyenler kimseye bir şey sormayanlar vardı kaybedenler hayatın büyük ırmağında vardı ve akıyordu sonra kimse kalmadı hiç kimse bağırmak için yalvarmak için çünkü herkes gitti çünkü herkes gider geceler var bir de iyi geceler iyi geceler bayım hiç yittiniz mi en az bir defa yitmeli nisan nasıl geçti yıllar telefon beklerken mi şarkılar bitti şarkılar biti bir şey söylemedin kadınlar için devrimler için bir şey söylemedin yıldızlar için iyi geceler bayım yine birisi ağlamış bak yeryüzü ıslak içinde yalan olmayan bir cümle söyle bana içinde amerika olmayan bir cümle içinde zulüm olmayan bir cümle ihtiyacım var buna çok hırpalandım zeytin ağacı çok hırpalandım sevgilim bu vakitsiz değişen haritalardan kederli göklerden mübarek çocuklardan kapanmış çiçeklerden geldi geçiyor dünya elimi tut bir cümle söyle bana içinde yalan olmayan bir cümle göklere bakma anında dünyadan çıkma anında söyleyip kaybolayım söyleyip varolayım bir cümle bir cümle bir cümle Lailaheillallah. mevlana idris zengin Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.