Vakt-i Leyl Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 YAKALA BENİ // KADİM DOLUNAY Önüme düşen bakışlarımdan yakala beni.. Sana takılıp yırtılan bir yüreğin gönüllü hamalıyım... Kesilince dünyanın sesi, yalnızlığım guruldar içimde, Aklıma düşersin en beyaz halinle Sana gelmek istiyorum ey yâr..! Sen, meleklerin öpücükleri arasında nazlı nazlı uyurken, Ankara Otogarına düşer ayaklarım bir gece vakti.. Sabah ezanına doğru ulaşırım caddelerin en gül kokulusuna... Çalarsam kalbini, konuk olmak istersem yüreğine; korkma.. Aç gözlerini usulca.. En yakın mesafede, seninle duaya durmaya geldim.. Sen, minare karşısı evinizde duaya açınca ellerini, Avuçlarına düşen gözlerinle yakala beni..! Ve ben gözlerine selamet... Ve ben Allah'a emanet... .......... Kadim Dolunay Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Drita Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 Ah sevgili!... Tüket beni, tüket ki Bitsin yalnızlığımın yorgun düşleri Adım ötesi sen ol Sonrası sonsuzluk Kaldır perdeyi Çehreme şavkın düşsün bakışından Şimdi …erteleyemem Öp ruhumun alnından. Devrim Tülay Aydın Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
şimâl Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 Paylaş Yanıtlama zamanı: Aralık 4, 2011 ağlayan adam- üşüyen kadın ağlıyordu adam... yanağından süzülen yaş birikerek ...kalbinde, yeniden taşıyordu kirpiklerinden adamın! ve "böyle olmasını istemezdim" in izini kazıyordu sanki yüzüne.. ağlıyordu adam.. ama "mecbur"du.. beyaz kanepede dirseklerini dayayarak geceyi giymişti sanki üzerine.. ve birleştirmişti yumruklarını alnında, ağır gelen başına destek tutuyordu.. ağlıyordu adam... seviyordu ama; "mecbur"du.... .................................................. ......... ve bir başka evin bir başka odasında, kadın; baktığı siyah beyaz resimler ile ısınmaya çalışıyordu yatağında iki büklüm.... içini çeke çeke içine döke döke ağlıyordu... sonra bir müzik sesi duyuldu inceden..... Vakit tamam seni terk ediyorum ! diye başlayıp, .....Bu incecik bir veda havasıdır .....Parmak uçlarına değen sıcaklık .....İncinen bir hayatın yarasıdır. diye diye akıp giden yanaklardan... .....Kalacak tüm izlerin hayatımda .....Gözümden bir damla yaş aktığında .....Bir yer bulabilsem seni hatırlatmayan .....Kan tarlası gelincik şafağında. diyordu adam ve dinliyordu kadın ve ağlıyordu ikisi... .....Hoşçakal canımın içi, hoşçakal .....Hoşçakal gözümün nuru, hoşçakal .....Hoşçakal iki gözüm, hoşçakal diyordu kadın ve dinliyordu adam...gözyaşlarından yol yapıp sarılmışlardı birbirlerine.... cama düşen yağmur taneleri ayrılık zamanının geldiğini çaldı ardarda... ayrıldı yolları.. adam ağladı.. kadın çok üşüdü... .... ve perde kapandı....... mevsim : sonbahardı............... Ceyda Arslan Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kardelence Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 8, 2012 ... ''sen elimi tutunca aşiyan tepeleri boydan boya erguvan sen elimi tutunca iki küçük asker cennettten kesip kesip atıyor tepeme şiirleri sen elimi tutunca ben hülyalı bir muaviniyim hong-kong'da bir minibüsün ... sen elimi tutunca bütün sureler aklıma geliyor ezberlettiği lise müdürümüzün sensiz sarsak sepelek bir tavuskuşuyum bilgisizim, yorgunum, çaresizim ben yalnız bir şairim sen elimi tutunca sadece bir şairim sen elimi tutunca yanımda çinli sadık bir yamak erguvanlardan... erguvanlara...'' Hakan Savlı Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2012 Meksika sınırı Hep bir Meksika sınırım olsun isterdim, alamancı komşumuzun siyah beyaz tevesinde kovboylar hep Meksika sınırına giderdi kimse dokunamazdı sınırı geçtiler mi Meksika sınırı isterdim en sevdiğim şairlere hep hapiste olurlardı nedense Hapis yatmış olurdu yoldaşım gönüldaşım saf tutmak istediğim namazda omuz omuza hapse düşersin derlerdi tutup ciğerimden yazsam en sevdiğim filim artisi hapsi boylardı illaki filmin en güzel yerinde Camimizin imamı edebiyat öğretmeni Meksika sınırımız olmadığından belki ortasında dururlardı en canalıcı lafın bir damar kabarırdı cümlelerinde meksika sınırı olsaydı Türkiyem’in ondokuz yaşımda sevdiğim kızla atlar geçerdim sınırı kimse dokunamazdı yerine Gayrettepe’de dayaklar yedim günlerce uyutmadılar siyasi şubede Şimdi Meksika sınırına iki saat mesafede tekrarlayıp duruyorum kendi kendime bir Meksika sınırı lazım her memlekete Meksika’nın kendisine de Mehmet Efe 1 Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
kardelence Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Ocak 22, 2012 [TABLE] [TR] [TD=width: 100%, align: left]... Bunca yıl bu gücenik macera beni tutuklu kılan artık bu yaşa erdirdin beni,anladım gençken almadın canımı,bilmedim demek gökten ağsa bile tohum yürekten düşecekmiş çünkü hataya bağışık büyük hatadan beri nezaret yer çiğ tanesi sanmak ne cüret,gözyaşıymış insanın insana raptolduğu cevher. Şimdi tekrar ne yapsam dedirtme bana yarabbi taşınacak suyu göster,kırılacak odunu kaldı bu silinmez yaşamak suçu üzerimde bileyim hangi suyun sakasıyım ya rabbelalemin tütmesi gereken ocak nerde? [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%] [/TD] [/TR] [TR] [TD=width: 100%, align: left] İsmet Özel [/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Civa muslukta su var, akar.. biliyorum kalemde mürekkep.. yazar benim aklımda ne var ki Necati akşam cümle cümle iniyor kalbime doyumsuz her ben bir rakip ötekine ceza gününün sahibi gibi gülerler sonra dolanırlar etrafımda Necati ama neden geç vardım ben bunun farkına bulutlar yer arar yağmak için kendine kime yaklaştıysam dinmedi içimdeki fırtına ancak uzaklaşarak katlandım insanlara Necati ama kalbim aktı hep neden esrara köpeklerin halinde bir tuhaflık var bakıyorlar öyle aldırmadan gülenlerin yaşamına baktıkça daha çok kuşkulanıyorum ben Necati ama neden köpüklendi aklım hep böyle kendine döne döne Bu cıvayı kim koydu kalbimize Necati! yücel kayıran (çalgın) Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Guest Beray. Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Geçip gitmiş günler gelin rakı için sarhoş olun ıslıkla bir şeyler çalın geberiyorum kederden. .......... .......... Nazım Hikmet Ran --- Sonraki mesaj --- Sesinde ne var biliyor musun Ev dağınıklığı var İkide bir elini başına götürüp Rüzgarda dağılan yalnızlığını Düzeltiyorsun. Sesinde ne var biliyor musun Söyleyemediğin sözcükler var Küçücük şeyler belki Ama günün bu saatinde Anıt gibi dururlar Cemal Süreya Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Visall Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Geceydi.. yok henüz gün gitmemişti. Çıkıp gelmiştin yine birden, aniden.. Beklenmezken. Bir şarkının sözleriydi seni yanı başıma taşıyan. Bir replik bazen, bazen bir resim. Sen "Sil beni!" diye çırpınırken ve ben çıkarmışken seni kalemimin tersiyle öykümden. Yada çıkardığımı sanırken.. Hak mıydı bu ani gelip gitmeler? Yaş olup göz pınarlarıma birikmeler.. Ben seni silmişken ve hala izlerine bakıp dururken. Sana Mektuplar... alıntı.. Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
devrikcumle Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 Yazar Paylaş Yanıtlama zamanı: Mart 11, 2012 [TABLE] [TR] [TD=width: 85%]Poet is priest İnsan annesini sever ve tanrıya inanır bir orta noktası yoktur dünyanın garip şekiller çizilebilir. değişim bir yerde mutlaka gereklidir su beyaz ama yalnız beyaz değil yanında ötekiler var yeryüzü dar dünya küçük mü neymiş herkes sefertasını alsın bozuk paralar hazır olsun diyorlar sen mi konuşuyorsun kim konuşuyor benim bildiklerimi de sen bilmiyorsun ben boşlukları dolduruyorum . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . bazı boşluklar dolmuyor üstünü çizdiğim yerler doğruymuş mesela Türkiye'yi kimse sevmiyor çünkü Ginsberg yalancının tekidir (ama o kadar yalanı boşuna mı söyledi?) sevgilini dağa kaldırmış haydut bile gelsin ona da güleryüz göstereceksin felsefesinden hareket ediliyor ölü kırlangıçlar bulunuyor yolda insan gülerken gömecek sevdiğini çukura nasılsa herşey bir gök altında bir gökyüzünde güleryüz gösterir ışık kırılır... Toprak ağırdır... Su beyaz başkası nereye kadar gitmişti oraya kadar gösterdin bana herkesin elinde tuttuğu kağıtları yanındakine göstermeden okuması zor biliyorsun ama ben bilmiyordum gösterdim ona ve sana niye ben bilmiyordum nasıl duruyor yerli yerinde diye bir soru sormuştuk bir kubbenin altında belki kendime doğru bakarak bir konuşsam bir yerde sakallarıyla Fidel bir yerde sakallarıyla İmam ve Kaddafi rengi gözlerin senin nereye doğru bakacaklar? diye de sorulabilirdi şimdi yalnız soruları kaldırsam kendimi görebilirim yalnız çığlıklar atarak geçen gençliğimi bile bir yere kaldırıyor sorular orada o var sen varsın burada kendini ayıklayan ben yine de kaçmıyorum sığınacak bir yer de aramıyorum bir hain var aramızda ona yer açıyorum ne de olsa sonuna kadar ihanete açığız artık iyice anladım insan yalnız annesini sever ve tanrıya inanır yalnız İbrahim Kiras [/TD] [/TR] [TR] [TD=class: smalltext, width: 85%][TABLE] [TR] [TD=class: smalltext, width: 100%, colspan: 2][/TD] [/TR] [TR] [/TR] [/TABLE] [/TD] [/TR] [/TABLE] Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.