devrikcumle Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2008 Paylaş Oluşturma zamanı: Mayıs 24, 2008 Alıp gideceğim söylemediğim sözlerimi, alıp gideceğim ölü doğmuş düşlerimi… adımı kimsenin bilmediği şehirlerde yaşayacağım.. günü birlik işler bulup çalışacağım.. telefonumu kimse çaldırmayacak.. yokluğumdan kederlenmeyecek kimse.. varlığım hiç kimsenin umurunda olmayacak… küçücük bir çantam olacak yalnızca.. içinde zorunlu polis noktalarında gösterilmek üzere duran bir kimlik yalnızca… o kimliğe hiç bakmayacağım..beni temsil etme yeteneği olmayacak ki o kimliğin..benim kimliğim değil o..bana verdikleri ama beni temsil etme yeteneğini yitirmiş kimliksiz bir kimlik…karton kutular serip merdiven altlarında uyuyacağım..hiç taramadığım saçlarımı kazıtacağım başımdan…ne bulursam içeceğim…hiçbir içki unutmaya yetmez mi diyorsunuz..daha çok içeceğim o zaman..sokak kedileriyle arkadaş olacağım yalnızca…onlar anlar benim kederimi..mahzun kedilerin gözlerinde kaybolacağım..kuşlara anlatacağım derdimi..sonra kentin dışına çıkacağım..dağ başlarında bir mağara bulup uzanacağım toprağın üzerine..hiç kalkmayacağım orada bekleyeceğim gerçek sevgilimi…ne kadar sürer gelmesi…gelip beni kollarına alması..öpecek ölüm dudaklarımı..birlikte gideceğiz her şeyin sustuğu o krallığa…yeşil çayırlarda özgür yılkıların koştuğu bir krallık orası….çocukların olmadığı,hiç kimsenin tamah etmediği üç kuruşa…nefretin tükendiği,barışın ve eşitliğin egemen olduğu kralsız bir krallık..orada nehirlerin seslerini dinleyeceğim…gökyüzünün renkleri alacak beni kollarına… Susmak istiyorum,sonsuz bir susku ile taçlandırmak zavallı sefil bedeni,bulduğum ilk kum yığınına başımı gömmek ve orada herkesten uzakta utancımı okşamak istiyorum… Gayrimeşru bir varlık benimki,idealize edilmiş olanlardan farklı bir durum.Doğduğum zaman sevinmedi hiç kimse,olağanüstülük gözlenmedi yerkürenin herhangi bir noktasında.Ne Mecusilerin yüzlerce yıldan beri yanan ateşi söndü,ne zelzelelerle sarsıldı tapınaklar.Ben doğduğumda baykuşun gözünden birkaç damla yaş düştü toprağa,hiç kimse görmediği yahut görse bile umursamadığı için takvimlere kayıt düşülmedi,kitaplara geçmedi. Tarihin utancını erdem bilip çamur gibi sıvadılar kerpiç evlerimize…Sırtımıza sardılar cami avlusuna terkedilmiş tüm bebeklerin kundaklarını…O kundaklara aşkı saralım istedik…”görelim dedik yapışıp sabanın sapına şol kardeş ırmağını bizde….”.(sus, kendi sesine dön!Bırak usta rahat uyusun…Ama çağrışım denilen ırmağın oyunu bu ,ben masumum,denetleyemiyorum aklıma gelenleri,vize yok ,orada,biliyorsun.) Yazı:simone... Alıntı Yorum bağlantısı Diğer sitelerde paylaş More sharing options...
Önerilen Mesajlar
Sohbete katıl
Şimdi mesaj yollayabilir ve daha sonra kayıt olabilirsiniz. Hesabınız varsa, şimdi giriş yaparak hesabınızla gönderebilirsiniz.